Arı Ürünlerinin İnsan Sağlığına Etkisi Üzerine.

01.2022 – Burada yazmaya çalıştığım bilgiler, 45. Istanbul Apimondia 2017 bünyesi içerisinde, konu ile alakadar yetkililerin sunum ve tercümeleri ile, güvenilir bilimsel yayın yapan (ww.livescience.com) adreslerden edindiğim bilgiler doğrultusundadır. –

Avrupa Gıda Güvenliği için arı ürünleri ve Apimondia Bilimsel Apiterapi Komisyonu; Arı ürünlerinin insan sağlığına olumlu etkilerinin tam tespit edilmiş olmadığını bildirmekle beraber; bazı arı ürünlerini, bitkisel takviye olmasından öte, ilaç olarak addetmektedir.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Dünya çapında 100 gıdanın, 71 inin, arıların tozlaştırması ile elde edildiğini tahmin ediyor.

Uluslar Arası Arı Araştırmaları Derneği; Başta arının kendisi olmak üzere Bal, Polen, Propolis, Arı Sütü ve Arı Zehirinin; İnsan hastalıklarının tedavisinde, tekil veya karışımı halinde olumlu sonuçlarının tespiti konusunda çalışmaların yapılmakta olduğunu vurgulamaktadır.

Propolis ekstraktının yapılışı;  Propolis (Pp) Bitki ve ağaçların yeni sürgünlerinden elde edilen % 50 si reçineden (zamk/tutkal) % 30 mum ve diğerlerinden oluşan bir arı ürünüdür.  (bilimsel çoğunluğun kabul ettiği etanol derecesi; % 70′ dir) PP; % 70′ derecelik etil alkol ile ekstrakte edilmelidir. Propolis için alkol kullanımı: 70 derecenin üzerindeki etil alkol ile yapılan propolis ekstraktlarının, reçine içerisindeki mumun erimesine veya vücuda  zarar verilmesine neden olacağı bildirilmektedir. % 70′ lik 1 lt alkol = 860 gr tekabül ediyor. Her 1 gr propolis (Pp) için, 3 gr etil alkol ile yapılan ekstrakt yeterli ve makbul görülmektedir. (rakamlar yuvarlamalı ve akılda tutulacağı için böyle yazdım)

Ayrıca, yüksek dereceli alkol kullanılmasının sıkıntılara sebep olacağı belirtilirken,  Karaciğer rahatsızlığı olan hastaların, alkolden elde edilmiş PP ekstraktlarını kulanmamaları, vurgulanmıştır. Propolis Ekstratı içindeki alkolün uçurtulması için ise; ekstratın yayvan bir cam kap içine dökülmesi ve bir kaç saat bekletilmesi yeterli olacaktır.

Katı propolisin ağızda eritilmesi sakıncalıdır. Türkiye piyasından temin edilen yerli ve yabancı menşeli propolisler üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda, PP için bir Türk standartın olmadığı, oluşması gerektiği belirtilmiştir. Antibiyotik kullanımının ve yazılmasının doktorlar tarafından azaltılması neticesinde; propolise rağbet artmıştır.

Propolisin kanser hastalarına etkisi; Özellikle kanser hastalıklarında radyoterapi / ışın tedavisi gören hastaların, kanserli hücre dışında organlarının, zarar görmesini engellemektedir. https://www.intechopen.com/chapters

Arı Zehiri ile tedavi:  Apimondiada, bu konuda açıklama yapan yetkiliye; – arıya kendimizi sokturmak istersek, neremizden sokturalım diye sorduğumda – eklemden, demişti).Önce şunu bilmenizi isterim. İsteyerek ve bilerek kendinizi arıya sokturmak isterseniz; tuttuğunuz arının diz, dirsek, parmak araları ile, kas olmayan yerlerden sokturulmasının faydalı olduğu apimondiada,  herkese söylenilmişti

Arı zehri ile tedavi ençok Asya, doğu avrupa ve G. Amerika da alternatif tedavi olarak kabul edilmektedir.

Arı  zehri eklem ağrıları ve iltihaplanmayı gidermek amacı  ile eski  Yunanistanda Hipokrat tarafından uygulandığı belirtilmektedir. Arı  sokmalarından korunmak için, zikzak yaparak  kaçmaktan ziyade, çizgi halinde kaçmanın daha doğru olacağı belirtilmektedir. 

Böcek sokması veya ısırması halinde limon, sirke, rendelenmiş/dilimlenmiş  patates, nemli beze dökülmüş  sofra tuzunun, böcek zehrini çıkarması  veya etkisini azaltacağı  görülmüş.

Astım hastaları için Arı Kovanı havasının, belirli bir periyotlar dahilinde solunmasının hastalığın tedavisinde etkili olduğu bilinmekte ve çeşitli ülkelerde uygulanmaktadır. 10 dakika kovan havasının solunması; 15 dakika ara verilip, bu uygulamanın günlük 2 saat olarak  yapılması belirtilmiştir. Arı işi ile meşgul olan kişilerin ise; 5 yıl daha fazla yaşama durumları olduğu, söylenildi.

Günde 4 gram Erkek Arı Larvasının yenilmesi durumunda; erkeklerde testosteron seviyelerinin artacağı belirtildi.

Balın kimyasal etkinliği ve kalitesi; iklim koşullarına, mevsimine, toplanıldığı bölgeye göre değişir. Alman bilim adamı tarafından yapılan araştırmaya göre; Güneşin altında kalan balın 48 saat sonrası tıbbi değerlerinin kalmadığı tespit edilmiş. Nektar içinde olması gereken polen özütünün  varlığı ve/veya yoğunluğu, balın kalitesine etki eder. 03.2018

Allaha Yalvarmak

01.2022 – (herkes için bir dua şekli) Daha çocuk iken, Yüksek Makamı ile müjdelenen; Rabbimin koruması ile saraylarda yetişen Yusuf Aleyhselama lütuf,  rahmet,  merhamet  gösteren, esirgeyen  makamını yücelten  Yüce Rabbim:  Rahmetini , merhametini,  lütfunu,  dileyen – dilemeyen – dilemek isteyipte aklı ermeyen,  dili dönmeyen, hak etmediği halde her türlü  kötülüklere maruz kalan aciz kulların ben ve BİZE bu vasıflarını mahrum etme.  İnşaallah.

 Rabbim,  gönlümden geçeni, hakkımda hayırlı eyle. Hakkımda hayırlı olanı da, gönlüme razı eyle, Amin. Hz Ali   12/ 2011  🙂    Mecit Albayrak

Mısır kraliçesi ve kadın kralı Hatşepsut/Hatçepsut

Bu yazımın karalamasını, 04.08.2002  pazar günü bir televizyonda izlemiş ve arkeoloğun anlatımlarını anında not etmiştim. Bu tip bir anlatım ve yazılımı, hiç yada az bulunabilen bir durum diye düşünüyorum. Kraliçenin hayat hikayesi hakkında tarih verebilmek için, büyük larousse ansiklopedisinden faydalandım.  Doğum ve ölüm : M.Ö. 1537 – 1484

Hatçepsut:  (manası Soylu kadınların en önde geleni –  livescience.com) (Mısır kralı ve kraliçesi Akhenaton ile Nefertiti’nin kızlarının, yine Akhenaton’un 2. karısından olan oğlu Tutankamon ile  evlilikleri gibi.)  Mısır kralı 1. Tutmosis (tutmes) in birinci karısından olan büyük kızı. Kralın birinci karısından erkek oğlu olmamış. Kralın ikinci karısından olan kardeşi, 2. Tutmosis ile 12 yaşında evlendirilmiş.  Bu evlilikten doğan erkek çocukları hep ölürken, sadece bir kızı sağ kalıyor.

M.Ö. 1520 yılında 1. Tutmosis in  ölümü üzerine 2. Tutmosis ve Hatçepsut yönetime geldiler.  1. Tutmosis gibi oğlu 2. Tutmosis,  Hatçepsut’tan olan kızlarını, 2. bir evliliğinden olan oğlu ve kendisinden sonra kral olacak 3. Tutmosis  ile  evlendiriyorlar.

Hatçeptus’un kocası 2. Tutmosis, M.Ö. 1505 yılında ölüyor. Kralın oğlu ve kraliçeninde üvey oğlu ve damadı olan 3.Tutmosisin , daha küçük olması ve iktidarın zevkinden dolayı iktidarı bırakmayan kraliçe, yeniden evlenmiyor. 3. Tutmosis ve karısı, iktidar olma konusunda istekli değillermiş.

Hatçepsut, iktidara alışmıştı. Yalnız kadın kralın olması, siyasi olarak mümkün değildi. Kadın kralın iktidar olma şansı ve devamı; ‘Tanrı  Amonun Kızı Hatçepsut’ yakıştırması ile, ‘ilahi manevi destek‘ bir şekilde sağlanıyor!. Dış görüntü sorunu ise, erkek firavun kıyafetlerini  giyip, çene altına sakal takmakla, halledilmiş oldu.

Arkeoloğun duvar yazı ve resimlere dayanan anlatımına göre, kadın kral Hatçepsut ile damadı kral 3. Tutmosis arasında, karşılıklı güvene dayanan, ’empati’ şeklinde bir antlaşmanın olduğu yönündedir. Bu arada kadın kral Hatçepsut ile kızının çocukluğunda ve evliliğinde eğitmeni olan mimar Selmut ile arasının, ‘iyi‘ olduğu görüşü hakimdir. Hatçepsut dul kaldığında, 32 yaşında idi. Hatçepsut Mısırın bayındırlığı, iç işleri,  ve yönetimi ile ilgilenirken damadı/üvey oğlu kral 3. Tutmosis ise, askerlerin arasında askerliği ve savaşmayı öğreniyordu.

Kadın kral Hatçepsut, Mısırın bayındırlığı ile meşgul olurken aynı zaman da ‘gözde erkeği’ Mimar Selmut‘a, kendi anıt mezarını yaptırır. Selmut, kraliçeden önce ölür. Selmut ile dünyada yaşarken, resmen bir arada olamayan Hatçepsut, kendi anıt mezarının olduğu tepenin arka yüzüne, kendi mezarı ve lahit odası ile aynı seviyede, lahit odaları arasına ise sadece basit bir duvar ördürerek, mimarı’nın cesedini buraya gömdürüyor.

1903 yılında, Hatçepsut’un mezarı tespit edilip, açılıyor. Kraliçenin mezar odasındaki duvar resimlerinde, (takma) sakallı kraliçenin yanında duran erkeğin sol yanağında, yaşlanmadan dolayı oluşan bir çizik betimlenmiş. Akabinde, kraliçenin mozolesinin ilerisinde bulunan mezar içerisinden çıkartılan erkek cesedi üzerinde ve yanağında bulunan bu çizik, görüntü olarak tv de gösterildi.

Kraliçe ve kadın kral Hatçepsut‘un M.Ö. 1484 yılında ölmesi ile üvey oğlu ve damadı 3. Tutmosis, kral oluyor. 3. Tutmosis kral olduktan 15 yıl sonra açık alanlardaki taş resimlerde betimlenen sakallı kraliçe Hatçepsut un resimlerini kazıttırmış. Bu kazıtma şeklinin, 3. Tutmosis’in,  kayın validesi – kraliçeye karşı oluşan gizli düşmanlığından  değil sadece,  siyaseten  alınmış bir karar olduğu, Arkeoloğ tarafından vurgulandı. 04.2014

Fırlatılan Anayasa Kitabı bahanesi ile dillere düşürülen Türk ekonomisi.

01.2022 – Bu konuda uzunca bir yazı yazmış ve yıllarca bu yazımı, sitemde paylaşmıştım. Bu yazımdan sadece ; Kaynak BBC, bölümünü alıyorum. – 2018 yılında RTE , AKP hükümeti zamanında patlak verip 7,5 tl çıkan $ frenleye bilmek için hükümet Uluslar Arası Londra borsasında uygulanan SWAP işlemlerinde $ daha fazla yükselmemesi için TL karşılığı vermiş olduğu faiz % 1350 iken Ecevit hükümeti zamanında aynı yerde verilen faiz % 70 idi. 

Amerika’da yalan söylemek yasalara aykırıdır. Mükellefler, yalan beyan veremez. Vatandaşlar uydurma suç ihbarlarıyla polise başvuramaz. Tanıklar mahkemede yalan beyanda bulunamaz. Reklamcılar, mal veya hizmetlerinin niteliğini veya niteliklerini yanlış tanıtamaz. İftira, yalan yere yemin etme ve benzeri davranışlara karşı fiili yasalar vardır.”

RTE damadı ve maliye bakanı Berat Albayrak; 2020 yılı başlarında Yükselen dövizi düşürebilmek için TCMB kasasında olan 128 milyar doları, yok etti! Bu gün 2021 Eylül, hala bu para nerede, kime verildi, açıklanmadı! Ayrıca, özellikle RTE, – Bu devleti, 70 cente muhtaç ettiler, demektedir.

İyide; kendi iktidarı zamanında devletin kasası boşaldı! Dün; tüm borcunu ödemekte olan devletin, sadece 70 centi ( 1 dolar bile değil) eksik olduğu için diline dolayanlar, devletin kasasını 68 milyar dolar eksiye indirdiler. Buna ne demeli?

2018 yılında RTE, Türkiyede olan ABD li rahip Bronson‘u – Fetö iş birlikçisi diye tutuklatmıştı. ABD, rahibin serbest bırakılmasını istemişken RTE, – Bu can bedende oldukça, hapisten çıkamaz demişti. Akabinde ABD başkanı Donald Trump RTE ye ”Aptallık etme” diye mektup yazdı. Bu geçen günler içinde dolar, 4,81 den 7.5 TL yükselmiş, Londra borsasında, Türk lirası ile işlem yapılması iptal edilmişti.

2001 yılında atılan kitap yüzünden fırlayan dolar anında bile yukarıda belirttiğim üzere BBC haberi doğrultusunda Ecevit hükümeti, yurt içinde TL için gecelik % 7500 faiz verirken, Londrada TL için % 70 faiz vermişti. RTE hükümeti ise yurt içinde ~ % 15 faiz verirken Londrada % 1350 faiz vermişti.

Düşünün! Ecevit hükümeti yok edilme durumuna gelir, getirilirken! RTE ve hükümeti nasıl bir şey olmamış gibi yoluna devam ediyor, veya ettiriliyor.!? 20.9.2021 Bugün için $ 8,65 02.2022 $ 13.55 ( iki ay öncesi ise; 18.40 dan döndü!) 09.2021

Seydişehir Susuz Yaylası ve Doğanın değerini bilmek.

Seydişehir ilçesi  Konya / Meram Dutlu kırı yol ayırımı üzerinden Konya belediye önü 87,  Akseki yol ayırımı 66,  Manavgat içi çay köprüsü üzeri 135, Antalya  215, Beyşehir ilçesine ise 33 km mesafede yer almaktadır. Rakım olarak denizden 1135 mt yukarıdayız. Akdeniz ve İç Anadolu bölgesinin ulaşım ve iklimi konusunda geçiş bölgesiyiz. Dağlarımız, Toros’ların uzantısı olup, yakınlardan uzaklara kadar meşe, kara çam, köknar ağaçlarımız mevcuttur.

01.20212– Antalya yolu üzerinde Susuz yaylası  olarak bilinen mevki rakım 1450 mt Ankara çıkışlı kişiler başta olmak üzere, hatta kafileler halinde Mevlana ve Kapadokya   turlarına katılan yabancı turistler bile, bu yolu kullanan ve  Antalya bölgesine  gidip – gelen herkesce bilinen, görülen yerimizdir. Bu konuda dağlarımız piknik amaçlı, namlı yerlerdir.

2010 yılı mayıs ayı içerisinde biraz kalabalık olarak buraya  gelmiştik. Ki, bahar ve yaz aylarındaki insan sesleri, kuşgiller familyasının seslerini bastırır. Eşyalarımızı indirdikten sonra çevremdeki kişilerin biraz hayret, birazda kızgın bakışları arasında ilk işim, arabamda sürekli taşıdığım kürek, çapa ve  testeremi çıkarıp,  çevremi temizlemeye başladım.

Benim huyumu bilen, öyle iken ginede bana kızmaktan’da geri kalmayan akrabalarımın kızma sebebi; – Sen temizle, gine batıracaklar,  söylem ve düşüncelerinden dolayı idi. Ginede dinlemeyip, temizlemiştim.

25 Eylül 2010 cumartesi günü bu sefer sadece ailemi alarak aynı yere piknige gittim. Gine eşyalarımızı indirdikten sonra ilk işim, temizliğe başlamak oldu. Bu dediğim yer, yolun kenarında  yaklaşık  7 – 800 metre² bir yer. İnanır’mısınız!  buranın 4/3 nü  2.5 saatte ancak temizleye bildim.

Sayı olarak en fazla atık, ıslak peçete denen mendillerdi. Birem birem tırnaklarım ile topraktan söküp, torbaya biriktirip, belirlediğim bir yere attım. Daha sonra cola, soda, bira cam ve  plastik şişelerini toplayıp şehir içine getirip, – kullanılabilir atıklar çöp kovalarına,  attığım şişe sayısı 25 tane iken, toplamaya zamanım ve takatim kalmadığı için bıraktığım teneke kutular ise, bundan az değildi. Topladığım bütün pislikleri-nizi-  ise taş oyuk arasında kontrolum altında yakarak, imha ettim.

İnanırmısınız, o yorgunluğuma ve de ailemin –Hadi artık yeter, kendi işlerini yap; demesini bile dikkate almadan yapmaya devam ederken, bu yaptığım işten, temizlediğim pisliklerinizden dolayı zevk aldım. Çünkü ben, doğa dostu olan ve bu ortamda bulunmaktan coşku ile  zevk alan bir anlayışa sahibim.

İlaveten, arabamın içinde kürek, çapa, testere ve diğer alet edavatım devamlı bulunur. Gittiğim heryerde ve arılarımın olduğu çevrede ağaçları budar, yağmur ve diğer akarsuların bozduğu  yolları, düzeltirim.

Peki ya sizler ! Benim pisliğimi temizlemeyin, gerekte yok. Ama en azından kendi pisliğinizi temizlemekten, tedbirinizi kısmende olsa almaktan neden imtina ediyorsunuz? Sahibi olduğunuz yeri temiz tutarken, doğayı her şeyden önce kendinizi, çocuk ve torunlarınızı  geleceğinizi neden düşünmüyorsunuz! Neden? O güzelim bakir toprakları pislik içerisinde bırakmayı, kendinizde bir hak olarak görüyorsunuz. ?!

Bu yaptıklarınızı kendinizde bir hak olarak görmeye devam ederseniz, O topraklar, günü geldiğinde siz ve bizlerden, hakkını almayı da kendinde bir hak olarak görecektir. Türkiyede, 26 temmuz – 7 Ağustos 2021 arası, 46 il dahilinde 225 bölgede orman yangınları oldu. Sebep kim veya neden? Kasıtlı veya sera gazı nedeni ile oluşan aşırı kuru sıcak hava. Yine sebep olan insan. Eylül 2010. 

Senir Köyü ve Şuhut’ta son günlerim.

Kızımın, Okul öncesi öğretmeni olup atandığı ilk görev yeri 2007-2008 Afyon – Şuhut’un 7 km uzağında olan, Senir köyü idi.

Bu köy, üç tarafı kapalı ve engebeli  bir arazi üzerinde. Yakın çevresinde tarım arazisi yok. Hayvancılık, bilinen geçim kaynağı. Yerleşim bölgesinde bulunan küçük bahçeler içindeki yeşillikler ve ağaçlar olmasa, çevresinde yeşil alan hiç yok. Köyün beş km uzağında yaylaları varmış. Gitmek nasip olmadı. Şuhut merkezi ile civar köyleri, tarihi yerleşim bölgesi.

Tarımcılık,  bu yayla bölgesinde yapılıyor. Köyün içinden her daim akan çayın suyu, bu bölgeden geliyor. Bu köyden bir önceki yerleşim yeri olan Ortaköy’de yapım anını gördüğüm sulama barajına gelen su, bu köye ait. O zaman görüştüğüm bazı kişiler:

Olan tarım yerlerimiz, elimizden gitmesin diye barajı, kendi bölgemize yapılmasını istemedik, demişlerdi.

Okul, köye hakim bir tepe üzerinde. 2012 yılına kadar sadece iki sınıfta karma eğitim yapılıyordu. Kızımın branşı olan  Okul öncesi öğretmenliği, ilkin ana bina içindeki küçük bir odada (yanılmıyorsam) 6 öğrenci ile başlamıştı. Zaman içerisinde 14 öğrenciye kadar çıktı.

Köyde halıcılık, kızlarımızın geçim kaynağı idi. Geldiğimiz ilk yıllarda bir firma adına, doğal boyalı iplerden halı dokuması yapılıyordu. Sonradan kapandığını duydum, üzüldüm. Gençler ve yeni evliler Senir köyü ve Şuhut’ta çalışma sahası az olduğundan, bu bölgelerde oturmayıp, uzaklara gitmekteler. Haliyle yeni doğumlar azaldı. Akabinde köydeki okulda eğitime ara verilip, öğrenciler 2011 – 2012 öğretim yılında Şuhut’a taşınılmaya başlanıldı. Ben bu ‘kıraç’ toprakları, sevmiştim.

Kızımdan ziyade benim için – İlk göz ağrım idi. Şuhut, yeni göreve başlayan bekar ve yeni evliler için, maddi birikimin olacağı yerlerden biridir. Gönlüm razı olmasa’da 2014 yılı sonu itibari ile kızım ve damadım tayinlerini istediler. Bundan böyle bu yerleşim yerlerindeki anılar, yazılarda ve beyinlerde kalmaya devam edecek. Senir köyü, okulu ve şuan köylerinin delikanlıları olan;  kızımın küçük talebelerinin resimleri için bakınız: Fotoğraflarla Seydişehir, İnsanlar,  Şuhut Senir Köy ve Doğa

Aşağıdaki resimler, Şuhut’un eski tarihi camisinin  resterasyonu anında ki görüntüleridir. Selam olsun ”Kocatepe” nin kıraç ve tarih kokan bu topraklarına.  Aşağıdaki resimler Şuhut Merkez camisinin 2014 resterasyon yapım zamanına aittir.  Mart 2014

31.05.2014.1958-herifim, camii, çiçekler (46)31.05.2014.1958-herifim, camii, çiçekler (47) 31.05.2014.1958-herifim, camii, çiçekler (50) 31.05.2014.1958-herifim, camii, çiçekler (52) 31.05.2014.1958-herifim, camii, çiçekler (53) 31.05.2014.1958-herifim, camii, çiçekler (57) 31.05.2014.1958-herifim, camii, çiçekler (63) 31.05.2014.1958-herifim, camii, çiçekler (69) 31.05.2014.1958-herifim, camii, çiçekler (71)

Seydişehirde Onsekiz sene zarfında değişen bazı ihtiyaç maddeleri ve fiatları.

SENE        25. 05. 2012  02.10.2021  arası parekende fiyatlardan bazıları. Buradaki fiatları, aynı marketten alıyorum. Yalnız geçen sene bu işyeri, el değiştirdi. Yinede aynı yerden aldım. Geçen zaman içerisinde, bazı maddeler ya isim değiştirdi veya bu mamulün imalatı kaldırıldı.

Not: 2003 yılı fiatları,  rakamdan sonra milyon TL idi.

Senesi      : 2003              2012                  2021

1 – Ace  1 lt :  1,245.        3.25 krş              5.90

2 – Porçöz   :   1.100   1 lt    2.95   ”           13.90

3 – Kosla Tül (el):7.150.       –    500gr     10.45

4 –    ”          ”  sıvı  :    5.850.       10.75          –

5 – Marc Cam Sil   :    2.150 / 900gr  3.75    –

6 – Cam Sil            :    1.870. l lt  2.95 – 500 gr 10,90

7 – Orkid  Nrm. Knt 42 ad: 5.995.    –    26 lı   22.50

8 – Selpak 12li WC:  9.250.    16 lı  12.45 24 lü 52.90

9 – Temis    ”    ”   :     5.290.000     Satışı yok    —

10 –     8li  ”    :    3.750.           ”

11 – Vernel  lt  :     2.850.         6.90      7.90

12 –     ”     2 lt  :   4.990.   1.5 lt   8.95      —–

13 – Çamaşır Suyu  500gr :0.590.  4 lt   –  3.95   —

14 –  Yumurta :     2.750.    30 lu  5.90       27.40

15 – Toz şeker :     8.670.    5 kğ  11.95        28.45

16 –   ”      ”’      :      3.540. 3 kğ    9.45             19.90

17 – Gitaş  kp şkr : 1.990.  750 gr   2.50  1kğ    7.50

18 – Baldo pirinç kğ :3.900.      7.45        17.45

19 – Duru baldo kğ  : 2.525.        5.65           17.45

20 – Kırmızı Mercimek kğ :1.980       4.95     21.95

21 – Ülker  fıstıklı : 1.575.  80 gr  Çikolat 2.50- 65 gr  7.90

22 – Nescafe Kafeinsiz:8.325.  grGold19.90           42.50

23 – Cola Turka  2.5 kğ :     1.825. 3 lt  3.20 C.Cola  9.90

24 – Kris.Riv Z.yağı 5kğ:28.750. – 37.50   187.50

25 –    ”    Sızma kg:   7.095.             13.90    57.50

26 – Acılı Şalgam suyu :  1.525. – 2 kğ –       2.50    lt    5.25

27 – Piliç  Bonfile   kğ: 4.650.     6.95        42.90

28 –    ”   Kuşbaşı :     4.750.          6.95            —

29 –    ”       But    :   2.750.  5.95   Baget  –  18.90

30 – Dana  Kuşbaşı:  13.750.      23.45      —

31 – Selva un 4kğ:   3.290.  5 kğ  – 7.75 Hekimoğlu   29.90

32 –    ”     ”   : 8.185.     10 kğ   15.25           58.90

33 – Sütaş yoğurt  1 kğ : 1.850. 2.250 gr    5.65  —

34 – Dimes süt  200 gr: 0.415. – 0.65  başka marka   2.00

35 – Cebel kaşar kğ: 7.695.  700 gr   10.50 Enka  44.90

36 – Gesaş Kakaolu kğ : 4.530. Helva  11.95             22.90

37 –    ”  fıstıklı kg  : 6.735.     20.95- 500gr 19.90

38 – Evin yağ  250 gr  :0.565.       –           –

39 – Ülker Bzm   ”:  0.580.       1.60           5.95

40 – Knorr Mrck Çr.65gr: 0.560.  80 gr -0.95       3.75

41 – Maggi  77gr: 0.460. –   72 gr –  0.90  –

42 – Pınar sıvı ayçiçeği:1.290. –  5.20 ” değişik Lt 17.90/21.90

43 – İthal muz  1 kğ :   2.490.      3.50          17.90

44 – Medine Hurması  7.450.    –     25.90   —-

45 – İpana aktif byz 68gr:4.825. – 75 gr -13.25       19.90

46 – Çaykur Kamelya  :    –     1 kğ  13.50       36.90

47 – Güneyce :        —                9.95             —-

48 – Lipton D. Krdnz    :    —     11.95-  500gr            20.90

49 – Cebel Süzme Çiçek balı 850 gr: 14.95 500gr            24.90

50- B.pazarı soda  200 ml –    2021 -24 lü 25.00

51 Konya çuval toz şeker 25 kg 2021 130.00

Biz nice yoklukları, zamları gördük. Daha ne istersiniz‘, diyecek olanların – Türkiyede Kamu Kurumlarının Özelleştirilme Nedeni  başlıklı yazıma bakmalarını istirham ederim

Herkes için faydalı basit sağlık bilgileri.

01.2022 – Bu kısımda herkes için faydalı, denenmiş ve paylaşılmasını istediğiniz bilgilerinizi yayınlamaktan onur duyarım. İsterseniz ad, soyad ve memleketinizi de ilave ederim. Sadece başlığa tıklamanız ve alt kısımda beliren ‘yorum’ kısmına bildiğinizi paylaşmanız, yeterlidir.

Antik Sümer tabletlerinden – Madem biliyorsun, niye öğretmiyorsun? Ömrünü boşa geçirmişsin, niye yarar – Muazzez İlmiye ÇIĞ

Topuk Nasırından kurtulmak için : Benim yıllardır uyguladığım bir alışkanlığım var. Zaman zaman ayak topuklarımda nasır oluşurdu. Son 10 senedir bu sıkıntım kalmadı. Nasıl?

Eczaneden  pet veya şişe içerisinde Saf Alkol alınız. Banyoda iken veya sıcak su dolu leğen içerisinde ayaklarınızı yumuşatıp, ponza taşını topuğunuza sürterek nasırlarınızı temizleyip, ayağınızı kurulayınız. Saf alkole batırılmış pamuk ile, parmak araları dahil ayak tabanınızın her yerini siliniz. Başlangıçta her banyo sonunda, zaman geçtikçe arada bir yapınız. Veya, vicks türü merhemleri ayak tabanınızın her yerine sürüp, çorabınızı giyiniz.  10.2013

Gripal Enfeksiyon :  Kış aylarında en büyük rahatsızlık duyduğumuz hastalık grip, nezle, soğuk algınlığı vb… hastalıklar olduğunu biliriz. Gripal Enfeksiyon için kuru soğan. basit tedavisi: Orta boy kuru soğanı doğrayıp bir tabağa koyunuz. Üzerine (en az) 3 yemek kaşığı bal döküp bekletiniz. Zaman içerisinde soğan suyunun tabak içerisinde bal ile karışık çıktığını görürsünüz. Bu suyu çocuklar bir tatlı kaşığı, büyükler ise bir çorba kaşığı aç – tok içmeli. 11.2013 Kanal 34 –  Dr. Mustafa Eraslan

Müzik dinleme-nin- k; Yüksek Tansiyon ve Kalp atış hızı ile stresi azaltmada etkin olduğu kabul edilmiş.11.2013

Nefes darlığı / Astım için: (Bir bilgi için internet üzerinden Çince olarak yaptığım araştırma anında, sizlerle paylaşmak istediğim bu bilgiyi görmüş ve not etmiştim.) 500 gr  taze TERE, 300 gr SU, 300 gr BAL. Tere ve suyu 3 – 5 dakika kaynatınız. Sıcak suyun derecesi parmağınızı yakmayacak ısıya  düştüğünde süzüp,  balı dökün ve  karıştırınız. Nefes darlığı ataklarında  4 defa birer bardak içiniz. Tercih sizin. Bir ara dilime, parmak ucu bulaşığı kadar katran sürüp yatmıştım. Gördüm ki, ciğerime daha fazla hava çektim. Sanki ciğerim iki kat büyüdü. Aynı şekilde, faranjit için kullana bilirsiniz. w.herbs-info.com/herbs-for-asthma.html -Astım için tercüme ettirin

Faranjit İÇİN PROPOLİS:  Konusunda şikayetleriniz var ise, özellikle sabahları tükürüğünüz de  kan var ise, bunun nedeni, horlamanız ve/veya reflü olur – olabilir. Farenjit rahatsızlığınızı, horlamanız ve reflü artırmakta ve kanamaya neden olmaktadır. Sıcak su buharı da, faranjite iyi gelir. İlaveten; faranjitiniz var ise geceleri yatmadan önce ağzınıza alacağınız bir tatlı kaşığı miktarındaki zeytin yağını, ağzınızda gargara yaparak içiniz. Faydasını göreceksiniz. En iyisi ise; PROPOLİS KENDİM BU KONUDA MUZDARİBİM VE KENDİ İMAL ETTİĞİM PROPOLİSİ KULLANIYORUM.

Eskilerin bildiği cipcik, hakiki damla sakızını çiğnemek, geniz bölgesinin kuvvetlenmesine neden olacaktır. Bu bilgileri, kendim yaşadığım için yazıyorum. İlaveten,  propolisin, boğaz ve faranjit rahatsızlıklarında faydalı olduğunu bazı sitelerde okudum.  09.2020

Uykusuzluk için : Gece gündüz yattığınız zaman, uyumakta zorlanıyor iseniz; Kafatasınızın arkasında bulunan ve omuriliğin kafatasınıza girdiği yerde ki ters V şeklindeki boşluk yeri ile, boynunuzun yanlarında ki kalın sinirleri parmaklarınız ile ovcalar iseniz, uyumanıza yardımcı olacaktır. 04.2014

Gece idrara çıkmak : Özellikle prostat rahatsızlığı olan kişiler, gece idrar için kalkmak gibi bir sorununuz var ve şeker rahatsızlığınız yok ise, bir bardak suya karıştırılmış bal şerbeti içiniz. Yine tıpbi bir makalede, atılan bir aspirin hapının PSA düzeyini düşürdüğünü okudum.01.2015/2019

Ayaklarda çıkıntı için: Çoğu insanın ayak baş parmaklarının yan kısmında (acayip) bir çıkıntı oluyor. Dar ayakkabı giymeyiniz. Çünkü dar ayakkabı ayak baş parmağını, öbür parmaklara doğru eğdiğinden, zorlama neticesinde ayak tarak kemikleri hizası bozuluyor ve istenmedik çıkıntı oluşuyor. Tavsiyem, ayak baş parmağınız ile yanındaki parmak arasına çorap içinde ve 3 – 5 mm genişliğinde (mesela bükülmüş peçete kağıdı) koymanız, bu rahatsızlığınızın ilerlemesini engelleyecektir. Deneyin. 01.2017

Burun tıkanıklığı için : Burun delikleriniiz biri veya ikisinde nefes almakta zorlanıyor iseniz; Eczanelerden cilt nemlendirici krem  -merhem değil- krem alıp, burun uç kısımlarına azar sürünüz. Nefes almanız kolaylaşacaktır. Aynı şekilde, katranın tıkalı burnumu açtığını biliyorum. Ayrıca, avuç içi bilek bölgesinden, elmacık kemikleri üzerine baskı yaparak bir müddet ovalamanız, burun tıkanıklığını geçiriyor. Arada bir, yapınız. 12.2020

Babam Lazoğlu Şükrü Usta.

 images-babam

 01.2022 – Aslında 1923 Gürcüstan Devleti, Batum şehri doğumludur. Ülkemizde, O yılların şartlanılmış ve şartlandırılmış gelişmeleri doğrultusunda doğum yeri ve tarihi,  Hopa – 1925 olarak yazdırılmıştır.

Babası ve büyük babam; Azerbaycan Devleti Şeki ili, İnce Zunut köyüne kayıtlı Yusuf oğlu,  Mecit YUSUFZADE ( 1885 – 1926 ).  Annesi ise, Türkiye Cumhuriyeti Artvin ili Hopa ilçesi Ebuislah köyünden Ayşe …  ( Türkiye 1901 –  Azerbaycan / Bakü 1987 )

Üç yaşına kadar babası Mecit, annesi Ayşe ve ablası Fatma (1922 – 2004) ile beraber Batum’da büyüyen babam, küçük kardeşi Hamdi’nin (22 Mart 1926 – Ağustos 2013 ) doğumundan sonra annesi, o zamanlarda yanına gelmiş olan kız kardeşleri veya  annesine: Hamdi olunca Şükrü ile fazla ilgilenemiyorum. Siz memlekete giderken Şükrü’yü yanınızda götürün, biraz yanınızda kalsın, deyip Hopa’ya gönderir (1926).

Babası dedem Mecit,  Batum ve Artvin çevresinde hatırı sayılır bir esnaf ve işverendir. O günün şartlarında –Deri işleme atölyesi olan dedemin hatırı sayılır maddi gücü  olduğu, ileriki zamanlarda Seydişehire gelen Baba Annem, halam, amcam ve  babamın dayısı ve akrabaları tarafından anlatılmıştır.

Büyük babam Mecit Yusufzade; 1926 yılı içinde maddi durumundan dolayı yanında çalıştırdığı işçileri tarafından öldürülür. Cesedi, iş yeri yakınında ki bir kayanın altında 17 Ağustos 1927 yılında bulunur. B.babam öldürüldüğünde Babaannem, 3 çocuk annesi ve 25 yaşındadır. Babaannem, 1928 yılında tekrar evlenir.

Bu evliliğinden altı çocuğu olur, ama başta kocası olmak üzere hepsi, kendisinden önce ölürler. ( Eşi Hamit, çocukları Kemal, Cemal, Lütfiye, Mehmet, İsmet, Semaye).  Halam Fatma ve amcam Hamdi 1932 – 1938 yılları içerisinde yetimhanede kalırlar. Halam 1944 yılında Savcı olmuş, Amcam ise askeri bandoya girmiştir.

1928 yılına kadar Batum ve Artvin de olan insanlar, komşuya gider gibi bu yerlere karşılıklı gidip gelirlerken, bu tarihten sonra bir gece yarısı Türkiye ve S.S.C.B. arasında imzalanmış olan sınırların kabul ve kapatılması  antlaşması  gereği, karşılıklı geçme yasağı konur ve sınırlar kapatılır. Bu sınır ise,  o zaman ki Sarp köyü ve günümüzde ki sınır kapısıdır. O anda Türkiye’de olan babam ailesinden ayrı düşer. Anne – baba ve iki kardeşide, Batum’da kalır.  Öyle ki bu köyün orta kısmında bulunan dere yatağı, iki ülke sınırı olup, köyü ikiye bölmüş.  🙁

Türkiye’de 3 yaşından itibaren akrabalarının,  özellikle  9 kız kardeşin tek erkek kardeşleri olan ‘Onbaşı’  lakaplı dayısı Ömer Albayrak himayesinde olan babam, dayısının soyadını -vermişler- alarak yaşamaya başlar. Geçmişi hakkında pek fazla konuşmayan babam, zaman zaman bazı anılarını annemize ve bizlere anlatır idi. Ayrıca babamın ana lisanı, Lazca idi.

Bazen yemek sofrasından – Sen yemeyeceksin, diye  kaldırılıp, ıslattığı yatak ve dayak korkusundan dolayı erkenden kaçan, ağaçlardan düşüp karda delik açan portakalları buradan alıp yediğini anlatırdı.  🙁

1930′lu yılların şartlarında ilk öğretim 3 yıl imiş. Okuma ve yazmaya aşırı ilgisi olan babam, akranları okula giderken  okula gidememiş. Azmi sayesinde, arkadaşlarının yanında onların kağıt ve kalemleri ile okuma – yazmayı öğrenmiş. Hatta öyle ki,  bir süre sonra okulda okumadığı halde, okula  giden arkadaşları ile imtihana sokulmuş ve  imtihanı kazanmış.

Gençlik çağlarında Zonguldak’ta iş yerleri olan teyzesinin oğlunun yanına giderek, tamir – bakım – imalat üzerinde çalışıp, meslek sahibi olmuş. Askerliğine kadar Zonguldak Maden ocaklarında tamirci olarak çalışmış. Bu iş yerlerinde zaman zaman işçi  sağlığı açısından işçilere iğne yapılırmış. Babam, iğneden korktuğu içinde hep kaçarmış. ( Babam, bana 31 sene babalık yapmıştır. Babamın, son ölümcül hastalığına kadar, hastahane veya doktora gittiğini bilmem ve duymadım.)

Erkek milletinin en büyük anısı, ‘askerlik yıllarıdır’. Özellikle bizlere anlattığı anıları askerlik yıllarına ait. Askerliğine;  İstanbul – Selimiye Kışlasında  başlamış. Sanatkar  olması nedeni ile ordunun tamir – bakımına alınır. Becerikliliği fark edilince, komutanı yanına çağırtıyor. Ve: – Komutanlığa ait olan kasanın anahtarı kayıp oldu, kasayı açabilirmisin? Hemen işe başlıyor ve kasayı açıyor. Sene, 1945 ve sonrası. Dünyada savaş var.

Bir süre sonra, uzun süreli arazi tatbikatı için, askerin bir bölümü ile beraber;  Samandıra tarafına gidiyorlar. Tatbikatın bir gününde, yemekhane çavuşluğu görev sırası kendine veriliyor. Daha öncelerinde bir erat çavuş ile, ufak bir sorunları olmuş. Yemekhane çavuşluğu anında, arası açık olan çavuş, yemekhaneye gelip, herkesden önce yemek istemiş. Babama verilen talimat ise, dış görev haricinde kim olursa osun, yemek verilmeyecek. Haliyle yemeği vermemiş ve  bu çavuş ile münakaşa etmiş.

Ertesi gün bu çavuş, yemekhane sorumlusu oluyor. Galiba, akşam vakti babam nöbete gideceği için, erkenden yemek yemeye, yemekhaneye geliyor. Durumunu izah edip çavuştan yemek istiyor. Çavuş, yemeği ‘gıcıklığına’ vermiyor. Verirdin – vermezdin kavga, dövüşe dönüyor. Araya olaya tanık olan  askerler giriyor. Bu sırada ast subay komutan geliyor. Olayı bilmeyen komutan,  kavgayı çıkartan kişi olarak babamı düşündüğü için, sille – tokat vurmaya  başlıyor. Ona göre ‘çavuş’ u haklı, babam suçlu!

Dayağı yemekte olan babam:  – Komutanım durum şu, desede iyicene kızan komutan, babamı döğmeye devam eder. Dayaktan iyicene bunalan babam, bir şekilde ’kasatura’ yı eline geçiriyor ve komutanının üzerine yürüyor. Bu sefer komutan önde, babam arkasında eğitim karargah çadırlarının  çevresini dönmeye başlıyorlar. Zorla babamı yakalıp, komutanı kurtarıyorlar. Durumu öğrenen komutanı babamdan ‘ ÖZÜR’ dilemiş, ama ne fayda! Urfa / Birecik’e sürgün gidiyor.

Urfa – Birecik’te bulunduğu askeriyenin bütün teknik işlerini yapmak haliyle  babamın görevi. Birliğin işlerini imkanları nispetinde askeriye içinde  yaparken, burada olamayacak işleri de,  Birecik içerisindeki sivillere ait demirci atölyesinde yapmaya başlar. Askerliği süresi içinde, bu işleri yaparken haliyle sivillerle de  irtibat kuruyor, kurmak zorunda.

Bu bölgede adı – sanı duyulan bir ‘AĞA’ nında ufak tefek işlerinide yapar. Ağa, babamdan hoşnut olduğu için kendisine bir öneri yapıyor. – Şükrü, burada kal. Benim traktöre, makinalara bakarsın, kızımıda sana veririm, demiş. Ama nedense babam, teklifi kabul etmeyip;  Konya / Aksaray Obruk bölgesine  çalışmaya geliyor. Sene 1948.

Bu bölgede yine traktör, biçerdöğer  ve diğer makinaların tamir – bakımı ile meşgul olmakta iken; Konya/ Seydişehir – Orta Karaviran‘lı namı değer ” Çakaloğlu Mehmet” isimli bir kişi ile tanış oluyor. Çakaloğlu Mehmet babama:  – Lazoğlu, sermayesi benden, çalıştırması senden. Benimle Orta Karaviran köyüne gelir misin?, diyerek teklifte bulunur.  12.2011

İkinci bölüm :Babam Lazoğlu Şükrü Usta ve Seydişehir.   Mecit Albayrak