Burada belirttiğim bilgiler genelde; livescience.com ve Nasa kaynaklıdır.
02.2023 – Dünyanın çekirdeğinde var olan Mağma; Devamlı azalan/ çoğalan hareketliliğe sahip. Bir taraftan sert katman erirken, çoğalan eriyik madde, yüksek basınç ile dünya yüzeyine doğru hareket ediyor ve yanardağı meydana getiriyor. Veya eski dağ içinden dışarıya akıyor.
Depremlere neden olan Mağma, iki ayrı yerde çıkıyor. 1. Dünyamızı saran TÜM deniz ve okyanusların su tabanında, su altı/toprak üstüne çıkıyor. Bu çıkış en tehlikelisi olup; Depremlere neden oluyor.
Deprem nasıl meydana geliyor? Üzerinde su / okyanus olan deniz tabanı ile gördüğümüz Kıtaların, göremediğimiz deniz dibi yerlerinde ‘birbirine temas ettiği çizgilerden’!! su içine çıkan mağma!! Tektonik plakaları birbirinden ayrıştırırken aynı zamanda uzaklaşan hafif tabakanın ileriye gitmesine neden oluyor. Böylece hafif tabakayı ağır tabakanın altına girmesine neden oluyor. ( Pasifik deniz tabanı Asya ve Amerika kıta toprağına göre hafif) Bölyece oluşan boşluk veya yükselme, yeryüzünde herşeyin sallanmasına, yıkılmasına neden oluyor. Bunun neden! LAV’IN KENDİSİDİR.
Magmanın 2. çıkış şekli ise; Yeryüzüne çıkmış hali olan Yanardağlardır. Lavın 1. Çıkış şekli, yeryüzünde direkt insan hayatına kast ederken! 2. Çıkış şeklinde ise, bazen ölümlere neden olmaktadır.
Yanardağlar nasıl bizim sıgortamızdır. Evet yanardağlar bizim sıgortamızdır. İlla O bölgede insan ölümlerinin olacağı manasına gelmez. Patlayan ve lav akıntısı olan yanardağlar! Yangına ve diğer felaketlere neden olsada, deprem nedenli ölümlere karşı bizlerin hayat sigortasıdır. Örnek: Yanardağlar; Banyo kazanlarının patlamasını önleyen otomatik basınç tahliye fiskiyesi gibi, güvenliğimizi sağlar. Veya düdüklü tencere misali.
Yeryüzünde daimi etkin olan yanardağlar: Dünyada en etkin yanardağlar, Deniz dibi dağ bölgelerinde ve Pasifik denizini çevreleyen Alaska, Kamçatka, Pasifik denizi ada ülkelerinde çoğunluktadır. Daimi lav akıtan yanardağlar ise; Havai Takım adalarındadır. Kraterinde devamlı lav olup magmadan gelen basınç ile arada bir patlayan yanardağlar ise Kanarya, Filipinler, Endenozya, Sicilya, İzlanda Adaları ile ve hatta Antarktika Güney Kutbunda bulunan yanardağların kraterinde lav olduğu bilinmektedir. Nadiren okyanus içinden su yüzeyine çıkıp, deniz yüzeyinde bir anda kül gaz ve lav püskürtüp koni çevresinde ada oluşturan yanardağların oluştuğu tespit edidi.
1963 yılında İzlandanın 35 km açıklarında oluşan lav Adası, dört yıl sonra kayboldu. 2022 yılında büyük okyanusta oluşan Tonga yanardağının ilk püskürttüğü kül katmanı 57 km yukarıya yükselirken; İlk patlama anında oluşan tsunami dalgasının, 30 katlı bir gökdelen boyutunda olduğu belirtilmiştir. Daha sonra geçen zaman içinde oluşan hem lav konisi hem adacık, yok oldu.
Uzaydan alınan geliştirilmiş radar sonuçlarına göre; Okyanusların tabanında 19.000 tane volkan dağları tespit edilmiş.
Yanardağların dünyamıza verdiği zarar; Akan lavlar, yeryüzü şekillerini değiştirdiği gibi, çevresinde olan her türlü yaşam ve orman alanlarını yıkmakta ve yakmaktadır. Bu tür zararlar genelde maddesel kayıplardır. Esas ölümcül olan Yanardağ ifrazı ise! Kül ve gazdır. İnsanın nefes almasını önler. Denize akan lav’ın tuzlu suya teması sonrası oluşan zehirli gazlarında, yakın çevresinde olan canlıların ölümüne neden olduğu belirtiliyor.
Dünyada Jeotermal Enerji
Jeotermal ısı; Yer Isısı anlamındadır. Jeotermal Enerjiyi elde etmek için, deprem bölgesinin olması gerekmez. Bir bölgede sıcak suyun çıkıyor olması; İlla o bölgenin deprem bölgesi olduğunuda göstermez.
Sadece yanardağ ile lav havuzlarının olması; O bölgede sıcak suların çok çıkmasına bir etkendir. Sıcak su istenirse! Himalaya dağının tepesinden; Güney Kutup noktası dahil her yerde, Artezyen Sondajlar sayesinde çıkartılır. 08.2020
Bütün deniz ve okyanus tabanlarında bulunan jeotermal kaynakların, dünyada bilinenlerden çok daha fazla olduğu, bilim adamlarınca vurgulanmaktadır. Nasa, 2017 yılı itibarı ile, Güney kutup bölgesinde faal/faal olmayan 91 adet yanardağın mevcut olduğunu belirtip; Bu yanardağların Konisi içinde lav, çevresinde sıcak su akıntılarının bulunduğunu; çıkan sıcak sulara gezi amaçlı gelen turistlerin, girdiğini yazmaktadır.
Mesela, Büyük Sahra çölünün 1500 mt altına inilirse 65 C’ ve üstü sıcak su çıkacağı ve vahalarda şuan olan bazı bölgelerdeki ılık /sıcak suyun mağma/lav havuzuna yakın bölgelerden geldiği vurgulamaktadır. (BBC)
Jeotermal ısı – Buhar enerjisi; 1827 yılında İtalyada 1850 li yıllardan itibarende Avrupada başlayan sanayi devrimi ile kullanılmaya başlanılmış.
Buzlar Ülkesi İzlanda Adası; aynı zamanda lavlardan oluşmuş etkin volkanların olduğu bir adadır. Üstü buz dağı, altı fırın olan kendine has yanardağları ve ısısı ile apayrı jeotermal bir bölgedir. Hatta, evlerde ısıtılma amacı dışında, yollarda buzlanmanın önüne geçilmesi için bazı kara yolları, yol altından sıcak su ile ısıtılmaktadır. Kaynak: BBC
2022 yılı itibari ile Dünyada en fazla jeotermal enerji kullanan ülke; ABD’dir. Daha sonra Endonezya, Filipinler, Türkiye (1.683 MW elektrik üretiyor), Yeni Zelenda, Meksika, Kenya, İtalya, İzlanda, Japonya ilk 10 ülkedir. Doğu Afrika Burnu denilen Rift vadisinde bulunan Kenya’nın, ihtiyacı olan enerji üretimini 2040 yılına kadar ihtiyacının yarısını buradan karşılayacak çalışma yaptığı belirtiliyor.
TÜRKİYE DE JEOTERMAL ENERJİ
Türkiye de ilk jeotermal sondaja 1960 yılında Ege bölgesinde başlanılmış. 1968 yılında Denizli – Kızıldere ile İzmir – Balçova ve Seferihisar da uygun derecede sıcak suya rastlanılmış. Özellikle Ege Bölgesinde bulunan jeotermal kaynakların ısı derecesi 130 ile 232’C arasındadır. Elektrik üretimi için en az 120 C’ ısı gerekmektedir.
2022 yılı itibari ile Türkiyenin sahip olduğu jeotermal bölge ve santral toplam, 32 adet. 20 tanesi Aydın; 5 tanesi Denizli; 5 tanesi Manisa ve 2 tanesi Çanakkale illeri içindedir.
İzmir – Aliağa ilçesinde deniz suyu ile devamlı karışan ve kendiliğinden çıkan bir jeotermal su kaynağını gördüm. 02.2016
Ağrı’nın 1925 mt yükseltisindeki Diyadin ilçesinde; 70’C ye varan jeotermal su kaynakları mevcuttur. Diyadin’de bir çok evlerin ve seraların ısıtılması termal sıcak su ile yapılmaktadır. Özellikle bu uygulamalar, Ege Bölgemizi kapsamakta olup 2 milyon metre kareye yakın seralarda, sıcak su kullanılmaktadır. Ülkemizde, sıcaklığı 40’C ve üstünde olan jeotermal saha sayısı, 1500 den fazladır. Aralık 2010 Mecit ALBAYRAK