İKİ ÇİTA ARIYI ÇOĞALTMAK

Yaz Kış Arı Ölümleri

Temmuz 2024. İki Çita Arıyı Çoğaltmak Her arıcı ister ama! hep şüphe ile karşılanılıyor. Doğrudur. İki çitalık arıdan bir kovanlık arı olması! Şans meselesi. Ama bir menfaati kesin. Her ne kadar çoğalırsa bu miktarı başka bir kovana destek olarak verme şansınız var.

Örnek 1. 2017 yılı Ekim ayı. Üç kovanım ve her kovanda birer çita vardı. Yer içanadolu. Ve her çita üzerinde ancak bir avuç arısı. Bütün kovanlara ek olarak elimde olan poleni pudra şekeri ile karıştırıp verdim. Bunları hafif nemlendirip bir naylon parçası üzerinde, çitaların üzerine koydum. Bütün kış boyunca devamlı takip ettim.

Arılar poleni yedikçe yenisini verdim. Bu süre içerisinde günlük atımı olmasa bile, arılar sonuç olarak sağlıklı beslendiler. Bu noktada, Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu hocamızı, rahmet ve minnetle anıyorum. 25 Ocak 2018 tarihine geldim. Günlükler elle tutulur şekli ile atılmaya başlanmıştı.

Mart ayı ortasında, kovanlarımı badem, kiraz ve meyve çiçeklerinin yeni açtığı başka bir bölgeye götürdüm. Bu 3 Kovanım burada iken 5+5+6 çita olmuşlardı. Bu arada uçuş tahtası üzerine teneke kesip taktım. Rüzgar içeriye girmesin diye. Haziran ayı ortasında ise, ana arıya günlük attırmak için haşhaş tarlalarının olduğu bölgeye götürdüm.

Haziran ayında bu üç arının biri verdiğim destekle ilaveye çıktı, diğeri ise ana değiştirmeye kalktı. Diğeri pek varlık gösteremedi. Buradan, kabak tarlalarının olduğu bölgeye gittim. Yani dört bölgeye gittim. Allaha şükür sezon sonu kiraz meyvesi tadı ile karışık iyi balım oldu.

Lakin, bir işimden dolayı arılara bakamadım. Sezon sonu elimde tek bir çita arı kalmıştı.  Buna sebep yakınımda olan başka arıların,  kovanlarımdan yağma yaptığı gerçeği de var. 06.2019 —-

2. örnek. 2022 yılı Ocak ayında Antalya’da 1,5-2 çita arısı olan iki kovanım vardı. Bundan biri 19. çitada iken ana değiştirdi. Hem kendisi ana yaptı hem hazır verdim. Anayı bir türlü kabul etmediler. Kayboldu gitti. Diğer kovanım 21 Temmuz İtibarı ile yarısı bol polenli olmak üzere 30 çitalık arı oldu.

21 Temmuz 2022 ayı serin ve ilk günlerinde az-çok yagmur yağdı. Arazi çabucak kurumadı. Hala çiçek, nektar POLEN ve basara, aralıklı da olsa devam etti. Arılar hem petek ördü hemde dalak attı. Ayrıca ham petek ile şerbeti gerektikce verdim. 2022

Bu neye bağlı? İlk önce iklim şartlarına bağlı sonra Ana arıya. Arıcının kendi kabiliyeti ise! Sonradan geliyor. Geçmişte Nisan ayında gün aşırı şerbet verdiğim halde, petek örmemişlerdi.

Şunu unutmayın! İki Çita Arıyı Çoğaltmak mümkün. Yalnız gayret ve nasip. Ana arı günlüğü ham peteğe daha bol ve iştahla atar. Arı; Haziran sonrası petek örümü ve günlük atımını yavaşlatıp, bal stoklamaya yönelir. 07.2022

ARIYA ŞERBET VERİLMESİ

Ana Şerbet Verilmesi

Temmuz 2024.  Arıya Şerbet Verilmesi özellikle bahar aylarında mecburi olan bir uygulamadır. Kaynatılan şerbet, ancak reçel olur. Ve bu yüzden arıya zararlıdır. Arının şerbeti kaynatılmaz. Az Ilık su ile yapmanız, size kolaylık olur.

Şerbeti bal süzüm zamanına kadar 1 ölçek şeker, 1 ölçek su karışımı olarak veriniz. Yalnız Şunu iyi bilin. Şeker miktarı ne kadar çok olursa! O şekerin bal olarak olgunlaşması sırlı olması o kadar çabuk olur.

Dikkat! Bal için şerbet verin demiyorum. Arı bu aylar içerisinde verdiğiniz şerbeti sıcak havalar nedeni ile kolay ve çabuk işler. Böylece şerbetin içindeki suyu uçurup erkenden olgunlaşmış bal haline getirir.

Bal süzüm zamanından sonra ise Arıya Şerbet Verilmesi için 2 ölçek şeker+1 ölçek su şerbet veriniz. Bu aylarda hava serin ve soğuk olacağı için arı, şerbette ki fazla su oranını uçuramaz. Yaz ve Kış beslenme ve petek örümü için şerbet verilmesi mecburidir. Her 5 lt şerbete ek olarak yarım çay kaşığı tuz koymanız, arının mineral ihtiyacını karşılayacaktır.

ARININ SAĞLIĞI İÇİN; VARROA VE NOSEMAYA KARŞI TİMOL ESANSLI KEKİK YAĞI:

5 lt şerbete bir miligram kekik yağını sıkıp şerbetliklere veriniz. Bunu sayısı yok. Varroanın ne zaman geleceğini bilemezsiniz. Ayrıca arada bir şerbet içine bir limon suyu dökünüz. 

kekik yağı ve limon suyu verilmesi: Kabuklarını küçük dilimler halinde aynı şerbete atın. Böylece etkisi daha fazla olur. Limon, vitamin değerinde olacaktır.

Bu etkiyi devam ettirmek için 5 lt şerbete çay bardağının 1/5 kadar sirke  dökünüz. Böylece Arı için Limon vitamin, sirke antibiyotik  görevini yapacaktır. 1 ml kekik yağı ise arının sağlığı ve varroanın dökülmesine neden olacaktır. Sıcak havalarda arının yemediği 3 günlük şerbeti, kovalardan uzak bir yere dökünüz. Arının nosema olma nedeni, bozuk şerbet ve defi hacet yapamadıkları için. 

Arıya Şerbet verme zamanı: Etrafta uçuşan bolca arı varken şerbet kapağını bile açma. Çünkü Yağma durumu olabilir. A -Havanın açık, sıcak, güneşli olduğu, 11 ile 14 saatleri arasında, verebilirsiniz. Bu saatler arasında tarlacı arı, arazide olacağı için yağma durumu olmaz. A şıkkı için kast ettiğim ilk bahar ve yaz mevsiminin ortalarıdır. 

B– Özellikle sezon bitimi sonrası Akşam ezanından, 1 -2 saat öncesi verebilirsiniz. Çünkü bu saatlerde arı kovanlarına çekilmeye başlar. Ve yağma durumu olmaz.

Şerbet vermediniz ama kovanların önünde etrafında uçan bolca arı görürseniz kovanların uçuş deliklerini hemen kapatınız. Bu arılar yağma yapacağı kovanı aramakta veya yağma başlamış demektir

Kapalı yağmurlu havalarda şerbet: Burada üç şık var. A Kapalı havada B Karanlıkta  C Yağmurlu havada.

Şerbetlik, Örtü tahtası altında küçük kutu veya hatıl şeklinde kovan içinde ise! Kovan açılmaz. Şerbet verilmez. Her üç halde iken kovanı açarsanız, arı vücudunuzu sarar. Şerbetlik, örtü tahtası üstünde ise ve Yere dökme durumunuz yoksa, istediğiniz vakit verin.

Yere dökülen şerbet olduğunda, bu şerbetin üzerine su dökünüz. Lakin Kovanların etrafında dolaşan bolca arı var ise! Yine de Vermeyiniz. Bu durum arılık’ta her daim olan görüntüdür. Sadece bu ana mahsus değil. Kovan etrafında dolanan tek tük ise! Şerbeti VER.

Kovanın uçuş deliği önünde DİKKAT EDİN ÖNÜNDE! Kovan içine girecek şekilde ÇOKCA uçuşan  ve giren çıkan arı var ise!  O kovanların uçuş deliğini hemen kapatın. Saatlerce kapalı olsun. Yalnız hava girişini engellemeyin. Kovan etrafında arıların azalmasını, O kovana ait kendi arılarının, kendi kovanı üzerine konmasını bekleyin. Hatta bu kovanı 3 – 5 km uzağa götürün 3 gün kalsınlar sonra getirip başka yere koyunuz. Ben şüphe ettiğimde bile saatlerce kovanı kapatırım.  05.2014

DÜNYADA KALİTELİ YAŞAM SIRALAMASI.

DÜNYADA KALİTELİ YAŞAM SIRALAMASI.

Haziran 2024. Dünyada Kaliteli Yaşam Sıralaması Ne yazık ki bu kalite hep aynı devletler için var ve geçerli. Müslümanlıktan dem vuranlar için kalite ‘Allaha havaledir’. Aşağıdaki sıralı liste bir ülkenin gelişmişliği ve halkının rahat olduğunun göstergesi. 

2019 2024 Yılları arasında kaliteli yaşama sahip ülkeler sıralaması. Dikkat ederseniz genelde hep aynı ülkeler aynı yerlerinde duruyorlar.?

Aşağıdaki başlıklar HER BİR ÜLKEDE aranan kaliteli yaşamın ölçüleridir.

  • Mülk satın alma ve sahip olma kolaylığı ve mülk yatırımlarının değerinin ucuz olması.
  • Kiralama maliyeti düşük olması
  • Sağlık uygulamalarına en kısa zamanda kavuşmak. İleri tarihlere vermemek.
  • Eğlence yerlerinin çok ve avantajlı indirimlerin olması. 
  • Vize ve ikamet gereksinimlerinde kolaylık
  • Yaşam maliyetinin ucuz olduğu enflasyonun yok derecede düşük ülkeler.
  • Uyum ve arkadaş edinmenin kolaylığı. 
  • Gelişmiş altyapı elektrik su yol kalitesi ve dinlenme alanlarının çokluğu
  • İklimde ılıman etkiler
  • Ülkenin siyasi istikrarı gibi kriterler dünyada kabul edilen kaliteli yaşamın ölçüleridir. Dünyada Kaliteli Yaşam Sıralaması listesinde biz hep aynı sıralarda ve yeri hep vasat yerdeyiz! Üstelik 21 yy da Dünyanın Kıskandığı lidere ve devlete sahip olmamıza rağmen.

2019 YILI KALİTELİ YAŞAM SIRALAMASINDA TÜRKİYE 39.

2020 yılı- 1. Finlandiya 2. Danimarka 3. Norveç 4. Belcika 5. İsveç 6. İsviçre 7. Hollanda 8. Fransa 9. Almanya 10. Japonya 11. İngiltere 12. Kanada 13. G. Kore 14. ABD 15. Tayvan 16. Avusturya  17 – Avustralya  18 – İrlanda  19 – Singapur  20 – İspanya  21 – İtalya  22 – Çek Cum.  23. Portekiz  24 – Yeni Zelanda  25 – Lüksemburg 26 – İzlanda  27 – Lihtenştayn   28 – Hong Kong  29 – İsrail  30 – B.A.E  31 – Yunanistan  32 – Kıbrıs  33 – Macaristan  34 -Malta   35 – Hindistan   36 – Estonya   37 – Çin   38 -Tayland   39 – Filipinler   40 – Breziıya   41 – Malezya  42 – Katar   43 – Rusya….. 102. Türkiye

2021 yılı kaliteli yaşam sıralamasında Türkiye 61. 

2023 yılı 84 ülke arasında;  1. Hollanda 2. Danimarka 3. İsviçre 4. Lüksemburg 5. Finlandiya 6. İzlanda  7. Avusturya 8. Umman 9. Avustralya 10. Norveç 11. Almanya 12. Yeni Zelanda 13. Japonya  14. İsveç 15. BAE 16. İspanya 17. ABD 18. Estonya 19. Slovenya 20. Katar 21. İngiltere 22.  Portekiz 23. Çekya 24. Hırvatistan 25. Kanada 26. Litvanya 27. Belçika 28. Singapur 29. İrlanda 30. Fransa 31. Letonya 32. S.Arabistan  ….Bulgaristan, Romanya, Uruguay, Meksika, Yunanistan, Bosna Hersek, Ekvator …  ve çağ atlatılan  Türkiye 51.

2024 YILI ORTASI 121 ÜLKEYE GÖRE YAŞAM MALİYETİ:

1. İsviçre 2. Bahama 3. İzlanda 4. Singapur 5 .Barbados 6. Norveç 7. Danimarka 8. Hong Kong 9. ABD 10. Avustralya ……  56. Filistin !!  ….  70. Türkiye… 119 Mısır 120 Libya 121. Pakistan – Burada ki manayı şöyle izah edebiliriz. Elimizde 100 tl var. İsviçre vatandaşı kaliteli yaşama erişmek için 1 TL harcarken biz 30 TL harcamak zorundayız.

2024 YILI ORTASI 83 ÜLKE ARASINDA KALİTELİ YAŞAM SIRALAMASI: 

1- Lüksemburg  2. Hollanda  3. Danimarka  4. Umman  5. İsviçre  6. Finlandiya  7. İzlanda  8. Avusturya  9. Norveç  10. İsveç  11. Avustralya  12. ABD  13. Almanya  14. Yeni Zelanda  15. Japonya   …. 50. Türkiye                         Kaynak: https://www.numbeo.com/

 

GERÇEK BAL ve BALLI BİTKİLER

GERÇEK BAL ve BALLI BİTKİLER

Haziran 26 2024 – Sayın Bal tüketicisi vatandaş.

Burada sizler için paylaştığım Gerçek Bal ve Ballı Bitkiler konusudur. Bu bilgileri sizlere verdiğim için bana kızacak nice arıcı arkadaş olacaktır. Hatta geçmişte gönderdiği bir mesaj ile bana kızan bile oldu. Sitemde paylaştığım TÜM BİLGİLER Bilinçli arıcı kadar bilinçli arı ürünleri tüketen vatandaşların olması içindir.

En besleyici bal, temiz petekli poleni ile yenilen baldır. Bu arada yediğiniz mumun besleyici özelliğinin olmadığı belirtiliyor. Zararı’da yok. Yinede tercih sizin.

2014 yılında Konya İl Tarım Müdürlüğüne ürettiğim karışık süzme baldan bir bardak numune götürdüm. Ve verdikleri sonuca varan uygulama şeklimi bildiğim için O gün bugün aynı uygulamayı yapıyorum.

Gerçek balın kalite tespiti:

Bir balın kalitesi; – Ben bilirim demekle olmuyor. Eskiden kimyasallar bu kadar gelişmemişti. Ne yazık ki Zamanımızda hepsi var.

Balın kalitesinin tespiti için EN AZ 5 çeşit unsurun araştırılması gerekiyormuş. Bunlar Prolin. Fruktoz, Glukoz, Meyve Şekeri, ve Sakkaroz (pancar şekeridir). Ve dolayısı ile 2014 yılında yapılması gereken en az beş çeşit tahlil için masraflarım hariç, 174 TL ödedim.

PROLİN nedir? Prolin, gerçek balın ölçüsüdür. Bitkiden alınan nektar sıvısındaki tatlılık oran miktarını rakam ve orantısal olarak ortaya koyan özüte denir.

FRUKTOZ. Mısırdan elde edilen, çeşitli ylyeceklere (kola bisküvi) katıldığında tatlılık veren sıvı.

GLiKOZ: İnsana enerji veren ve kan içinde olan şekerin adıdır.

MEYVE ŞEKERİ; Yediğimiz tüm meyvelerde olan kendi aromatik koku ve tadı.

SAKKAROZ. Pancar şekerine verilen ad. (bu bilgiler alıntıdır.)

Balım’dan çıkan resmi sonuçlar şöyle.  Prolin 722,03  Fruktoz 38,86 Glukoz  34,55 Sakkaroz şekeri % 0,59  idi.

Bir konferansta konuşmacı. – Balının analizini yaptıran var mı diye sorduğunda benden başka cevap veren olmadı. Ne yazık ki Eski yeni arıcıların içinde sadece, Ben yaptırdım dedim.

Hakiki balın tam tespiti için en az 27 çeşit araştırmanın yapılması gerekiyormuş. Yalnız Özel sektör 67 çeşit tahlil yapıyormuş. Ancak 2014 yılı için Konya il tarım Müdürlüğü 27 çeşit analizin değerinin 1400 TL olduğu söylenmişti.

Balın Kristalize Olmasını Engellemek İçin:  2017 İstanbul Apimondia sunumunda gerekli olan derece ve süreleri şu şekilde verilmiştir. Buna göre Donmuş balı (daimi) 25 C’ de 4 saat bekletiniz.

Burada tarif edeceğim yöntem için termostatlı ve sıcaklık dereceli elektrikli çay suyu kaynatma kabı olmalı. Veya benzeri olursa suyun sıcaklığını takip edebileceğiniz seyyar bir derecenin olması gerekir.

Cam kavanozlarda olan balınızı Kavanozun gireceği büyüklükteki bir kaba koyup ağzına yakın su doldurun. Isı dereceli bir kabınız yoksa en az 70 C’ ve üzeri göstergesi olan dereceyi kullanın. Böylece Derecenin ısı başlığını suyun içine koyun.

Suyun sıcaklığı derece üzerinde 25 C’ olduğunda, ateşi söndürün. Dereceyi suya tekrar koyup suyun sıcaklığını devamlı olarak 25 C’ de tutun ve 4 saati tamamlayınız.

Veya; 60 C’ de 30 dakika yukarıda belirttiğim şekilde ısıtın ve dışarıya alın.

Donmuş Balda Şeker Tespiti: Yalnız Belirttiğim yöntem donmuş bal içindir. Sıvı bal için!- Hakiki veya degil? Diye bir şey diyemem. Ama, donmuş bal için bir tespit şekli diyebilirim.

Bana göre – İrmik helvası yediğinizde irmik tanesini ağzınızda nasıl hissedersiniz? Bu helvayı dişinizin arasında ezdiginizde irmiğin sesi olmaz. Ama toz şekeri ağzınızda ezdiğinizde çıt çıt sesi olur.

Hakiki bal irmik helvasını yediğiniz gibi sessizce dilinizin üstünden SESSİZCE kaymalı. Sonuç olarak Gerçek Bal ve Ballı Bitkiler konusunun Gerçek bal tespit şekli, böyle olmalı.

Bu arada Şeker hastası değilseniz!. Arıcı size; – Bu hakiki pancar şekeri balı derse! Doğal tatlı, diye yemenizi tavsiye ederim. Ha bu arada! Kendi yaptığınız veya aldığınız ve kaynatılmış reçeli yemiyor musunuz? Bu daha sağlıklı.  02.2018

BAL VEREN BİTKİLER.

Bilimsel olarak açıklandığı şekli ile.  Ayçiçeği, Pamuk,  Narenciye, Pürem, Yabani Çilek, Orman Gülü.  Mera Çiçekleri, Kekik, Kiriş – pürem gibi uzun yapraklı tek gövdeli. Poleni çok olur.  Geven, Dilfir,  Hayıt, Gevrek Otu, Çeşitli meyve ağaçları,  Akasya, Kiraz, Elma Köknar, Ladin, Ihlamur, Kestane.  Korunga. Peygamber Çiçeği, Misk Çiçeği,  Kızıl Yonca,  Ballı Baba, Hardal. F, Üçgül, Oğul Otu, Karagan, Ada Çayı, Kızıl Çam. Kanola, Tütün,  Kabak Çiçeği, Unutma Beni,  Yabani Turp, Söğüt.

Basara (böcek) balı bitkileri : Yağmurların yağmadığı ve havaların sıcak olduğu Mayıs Ekim aylarında:. Bölge ve yoğunluğuna göre sedir çam meşe kayın kavak. Söğüt Ihlamur Badem Sarı ve Kızıl çam Akça ve Karaağaç ağaçları. Bunlarda hem bal hem Basara (böcek) balı bitkileri olur. (alıntı) 01.2013

Hollandalı bilim dergisinde İngilizce olarak yayınladıkları bal ve polenli bitki isimleri yayınlamış. Kişniş, Hodan (sütleğen cinsi), Adaçayı, Rezene,  Gülhatmi. Çiğdem, Düğün Çiçeği, Kardelen, Itır, Dalya,  Nergiz, Tatlı Sığınma.  Haşhaş, Zinya çiçeği, Lavanta ve  Kedi Otu. Gerçek Bal ve Ballı Bitkiler konusunda bal ve polen veren bitkilerede bunlar örnek. 12.2014

BABAM LAZOĞLU ŞÜKRÜ ve SEYDİŞEHİR.

BABAM LAZ OĞLU ŞÜKRÜ ve SEYDİŞEHİR.

     Temmuz 2024. <strong>Babam Lazoğlu Şükrü ve Seydişehir sayfası ‘Çakal oğlu’ Mehmet ile başlamış oldu. İlk bölüm: Babam Lazoğlu Şükrü Usta, ile Seydişehir öncesi yaşanmışları aktarmıştım.

1940 – 50 yılları, sanatkarın olmadığı, olanlarında parmakla gösterildiği zamanlardır.  Burada  herkesin işine koşar. Bileğinin hakkı ile kendini kabul ettirir. 1950 yılında Seydişehir’de çalışmaya   başlar.

Akseki! O zamanlar sahil kenarları pek makbul olmadığı için, bu yüzden halkının bir bölümü Seydişehir’e gelmişler.

Aksekili ailelerden biri olan Hasan Baran’ın yanında çalışmaya başlar. Böylece 1951 -1957 yılları arası burada çalışır. Ne var ki Bu aile ile olan ahbaplığımız, bundan sonra son nesilleri olan torunları (2024) üzerinden devam edecektir.

  • HAPİSHANE  HATIRASI

Bu bölüm Babam Lazoğlu Şükrü ve Seydişehir yaşanmışlığının kötü bir hatırasıdır. Babam; 1953 – 54 yılları arasında, Beyşehir istikametinden traktör ile buğday  getirir. Bu yol üzerinde ve Akçalar Kasabası yakınında yer alan Çifte Köprüler üzerinde iken, bir şekilde traktörün arkasındaki römork; bağlantısının yerinden ayrılması neticesinde köprüden çaya düşer. Römork üzerinde olan kişilerden biri ölür.

Trafik kazası sonrası babam Seydişehir Hapishanesine girer. Hapishane arkadaşları Bozkır ilçesinden Ethem ve başka vilayet ten gelen, Hamdi idi.

Ethem amca, kısa boylu, zayıf biri. Diğeri Hamdi ise,  iri yarı ve kilolu imiş. Babamın, bu arkadaşı ile unutamadığı ve bizlere de  aktardığı bir anısı var idi. Mahkumların, aydınlatmaya çıkartıldığı bir gün de Hamdi, babama :

– Şükrü: Sende para yok, bende para yok. İkimiz para kazanalım, der. O an orada bulunan mahkumlar pür dikkat kesilirler. Babam – Olur ama, nasıl kazanacağız?  –

Kolay, senin burnuna halka takalım. Ben tef çalarım, sen de ayı gibi oynarsın, böylece para kazanırız, der.        Babam : İyi ama, ayı oynatmanın da  bir  şarkısı var. Sen biliyormusun?

– Hayır, der Hamdi.  Bu sefer hapishane arkadaşları babama;  – Sen biliyormusun?, diye sorarlar. Babam :

– Evet, der. Ve şarkısını söyler.

Ayımın gözleri humar. – Birini açar, birini yumar

– Ağalardan bahşiş umar. – Vay ayı, vay koca dayı, diye dörtlüğü söyler.

Bu sefer bütün mahkum arkadaşları Hamdi ‘ye;

Hamdi, sen ayı olacaksın;  Şükrü’de tef çalacak ve sen oynayacaksın,  derler. Konu bu şekli ile kapanır.

  • EVLİLİĞİ VE BELEDİYEYE GİRİŞİ

Babamı, yabancı olması nedeni ile evlenecek kız bulamaz. Bulsa da vermezler. Sonunda komşuları olan Karakaş  Yusuf’un kızı annem Ayşe ile anlaşırlar ve kaçmaya karar verirler. Dedem vermek istemez. Annem karşı çıkar. Ve dedem Jandarma Karakolundan ağlayarak çıkar. Bu an, Annemin unutamadığı acılı bir anısıdır. Ve evlenirler.

Daha önceleri kızlarını babama layık görmeyen aileler belediyedeki işinden dolayı namı ve adı duyulan babam için: – Böyle olacağını bilseydik, kızımızı kendi elimizle verirdik, demişler.

<strong>Babam Lazoğlu Şükrü ve Seydişehir</strong>

Babam; 1957 yılı Ocak ayında Seydişehir Belediyesine ait elektrik üretim santraline – Makinist, olarak resmen işe başlar. O zamanlar şehir içindeki ‘eski’ otobüs garajı olan yer, aynı zamanda hem elektrik santralinin, hemde haftalık perşembe Halk pazarı yerinin olduğu kesimdir.

Sene 1960. Babam, bir komşunun leblebicilik yapan oğlunu, komşularının ısrarı ile yanına yardımcı, olarak alır – aldırır. İşi öğretmeye çalışır. Her ne kadar babam –Usta olsa da, sonuçta bir yabancıdır. Dışarıda dükkanı olan ve motor tamirciliği yapan başka bir ustada,  babamın yardımcısını geliş  – gidiş, babama karşı – Sende usta oldun, bu işi biliyorsun, sana  yardım ederim, türü yönlendirmelerle babama karşı dolduruşa getirirmiş!

Babam, zamanı geldiği için elektrik santralinin genel temizlik ve bakımını yapar. Bu nedenle Buradaki fazla malzemeleri santralin arkasında bulunan belediyeye ait Un Değirmenine taşır. Bu nedenle İki büyük İtalyan dizel motorlarına ait ilk çalıştırılma anında kullandıkları ateşleme fişeklerini de buraya getirir. Yalnız önemlerinden dolayı bunları ayrı bir yere koyar.  Bu fişeklerin uçlarına pamuklu dokuma ile özel yapılmış kalınca bir halat vari yanıcı bir parça takılıyor.

Yalnız Bu fitilin dışarıda kalan ucu ateş ile tutuşturulup altı tanesinin art art seri şekilde takılması gerekiyor. Tutuşturulan uçların sönmemesi de şart. Çünkü dizel motorların kolayca çalışmasını bu ateş kıvılcımları sağlıyor. Bunları nereden biliyorum? 15 yaşımdan sonra bazen burada babama yardım ediyordum.  Mesela bir ara küçük altı silindirli Skoda jeneratör dizeli, ucu alevli bir sopa ve basınçlı hava ile ben çalıştırıyordum. Ki; diğer büyük dizellere de ilk hareketi veren, önceden tüplerine sıkıştırılmış basınçlı hava idi. Temizlik sonrası bu fişekleri koyduğu yerde bulamaz!.

Bulamadığının sebebi ise: Babamın fişekleri koyduğu yere, (bilerek bilmeyerek kasıtlı veya doğal hali ile) Değirmen ustası olan kişi; değirmene ait değirmen taşını yuvarlayarak duvara dayamış. Fişekler; değirmen taşı ile duvar arasında kalıyor. Fişeklerin bulunmayışının sebebi de bu.

Babamın işe aldırttığı kişi: – Lazoğlu, bu malzemeleri falanca şahıslara ait un değirmeninde kullandı, oraya verdi, diye konuşur ve o zamanki yetkililere bu şekilde şikayet eder. Babam her ne söylerse de, kendini aklayamaz. Ve işten çıkışı verilir. Sene 1960 başları. Seydişehir ~ 2500 nüfuslu küçük bir kasaba.

Seydişehirde 1960’lı yıllarda geçerli olan ilk meslek  #LEBLEBİCİLİK. Ki! Seydişehir de Leblebiciliğin tarihi 1300 yıllarına dayanır.  BakmayIn siz! Şimdilerde leblebicilik işi nedeni ile Çorum un adının çıktığına. Seydişehir ilk kurulduğunda İLK MESLEK LEBLEBİCİLİK İDİ.  Seydişehire Alüminyum Fabrikasının kurulması sonrası bu meslek erbabapları işlerini terk ettiler.

Sıcak Demircilik, Kalaycılık, Nalbantcılık, hayvan koşum işi yapan Saraclar, Terziler (bu işi yapan Ermeni ustalar) ve motorlu un değirmenleri vardı. Ermenilerin yoğun olduğu sokağa Gavurlar Sokağı denilirdi. Bu iş yerlerinin sahipleri ve şehir halkı babamı, yabancı olarak görseler de haliyle,  hem tamirci hem elektrik santrali baş makinisti olması sebebiyle gece gündüz ve daimi, işleri düşüyordu. Bundan dolayı seveni de, sevmeyeni de vardı.

Sonuçta babam; gerekli – gereksiz herkesle ve esnaflarla, işli dışlı olmak zorunda. Kaldı ki; vermiş olsa bile, başkasına vereceği (yedek) fişeklerden 1-2 tane olur. Buna göre Büyük motorlara takılan fişek ise 6+6= 12 adet. Sonuç olarak bu fişeklerin yedeği de olması gerekiyor. Çünkü bazıları silindir kapağından fırlayarak çıkıyordu.

Haliyle o zamanlarda ülkemizde ve Seydişehir de ‘usta’ aramakla bulunmuyor. Babamın, Mesleğinden dolayı bir şey sorana, yardım isteyene her zaman faydası oldu. Ayrıca, kendisine ihtiyaç duyulan resmi bir işi yapıp, sorunsuz olarak elektriğin üretilmesini sağlıyor. Bir şeyi daha vurgulayayım. İşin içinde – İşten çıkışı söz konusu olacak olan kişi BABAM! başkalarının menfaati için kendini harcatır mı? İster istemez kim olsa, -Bu fişekler kasıtlı saklanıldı mı! demez mi?

(Belki – Bence! Yukarıda belirttiğim yerli- yabancı anlayışı nedeni ile değirmenci ile babamın yardımcısı işbirliği yaptılar! Değirmenci Fişekleri bilerek sakladı !!?? Veya babamın fişekleri koyduğu yerden KASITLI olarak alındı. Daha sonra alanlar babamın yaptığı işinin hakkından gelemeyeceklerini anladılar ve fişekleri yerine koydular. Ama babamın çıkıcı verilmişti. Yinede – Usta fişekleri bulduk burada imiş, dediler!!! )

Babamın suçsuz olduğu anlaşılır. Ve iş başı yapabileceği söylenir. Babam kabul etmez.  Çünkü geçen zaman içerisinde babama karşı söylenen hakaret ve suçlamalar söz konusudur. Haliyle o gün için yapılan ve konuşulanları tam olarak bilmem imkansız. Ama, hoş sözler olmayacağı da kesin!

Babam Lazoğlu Şükrü ve Seydişehir

Konusunda esasında hatırlamam gereken ama sonradan hatırlatılan bir olay daha var!  Babam, belediyedeki işinden ayrıldıktan sonra; Yazımın başlarında belirttiğim ‘Çakal Oğlu’ Mehmet benzeri bir olayı bu sefer Seydişehirli jeepci taksici Hüseyin Gülpınar ile yaşar. 1960 yıllarda arazi arabası Amerikan malı ulaşım araçları var. Sayısı belki beş adet.

1. Bölümde yazdığım gibi bu sefer Hüseyin Gülpınar, aynı teklif ile: Sermayesi benden – ustalık senden der ve tamirhane dükkanı açarlar.

Burada fazla kalmaz. Nedenini bilmiyorum. Belki Gülpınarın oğlu Mehmet Gülpınar’dan öğrene bilirim. Ankara’ya  çalışmaya gider. Sene 1960 yılı ortası. Bu kısmı çok iyi hatırlıyorum. Rahmetli Dedem ‘Karakaş Yusuf’ ile Ankara’ya babamın yanına gittik. Babamın bana aldığı uçan balon, otel odasında karyolanın altına kaçmıştı.

  • İZMİT/ GÖLCÜK  VE SEYDİŞEHİR

60 lı yıllarda ABD malı  çeşitli amaçlı makinalar, Türkiye nin bir çok yerini kaplamıştır. Bu sebeple Babam Ankara da sanayide çalışırken  İzmit Gölcük’te modern Abd malı binek arabaların tamirhane servisi sahibi olan Teyzesinin oğlu Osman Bekar Babamı çağırır. Burada arabaları tamiri, katalog üzerinden yapılıyordu. Böylece 1961 – 62 senelerinde, İzmit – Gölcükte ikamet etmek durumunda kaldık.

Bu arada babamın işe aldırdığı yardımcısı santral makinisti oluyor. Ayrıca, aslen Seydişehir’li olup Seydişehir dışında motor tamirciliği yapan başka bir (İbrahim) ustanın, şehre gelmesi ve santral makinistine dışarıdan yardım etmesi sağlanmış.

Ne var ki  Seydişehir de kuytu köşelerde yapılan konuşmalar ve ayarlamalar,  elektrik santralindeki 6+6=12 adet fişekle çalışan 2 adet büyük (8 – 10 mt uzunluğunda) İtalyan ve 1 adet küçük (5 mt) Çekoslavak malı jeneratörlerin, randımanlı çalıştırılmasına bildikleri, kafi gelmez. Olan arızalar yapılamaz yada yeterli olmaz.

1960 ihtilalî sonrası 1962 yılında yapılan seçimler neticesinde askeriyeden emekli Binbaşı Nevzat Akbaş, belediye başkanı olur. Her ne kadar belediye başkanı Seydişehirli olsa da, devamlı dışarıda olmasından dolayı, santralin çalıştırılma durumunu ve geçmişini bilmemektedir. Fakat başta Seydişehir halkının bildiği bir şey var. Buna göre Şehir de elektrikler düzgün verilememekte, motor arızalarının sonu gelmemektedir. Halkın şikayeti artmaktadır.

Belediye Muhasibi Erol Ulutaş O zamanlar, Lazoğlu Şükrü nün geçmişte başına gelenleri  bilmekte, takdir etmektedir. Ama yapa bileceği bir şey yoktur. Vakti saati geldiği için Bu nedenle durumu Belediye Başkanına iletir. Nevzat Akbaş: Lazoğlu her ne yerde ise bulun, gelmesini sağlayın, der.

Hatta bizzat başkan, dedemin evini bu maksatla ziyaret bile etmiş. Sonuçta Belediye Başkanı ‘Karakaş‘  lakaplı Yusuf dedemi  Gölcük’e, babamı Seydişehire dönmesi için ikna etmeye gönderir.  1962 sonlarında Babam ve biz şehre dönüş yaparız. Babam bir süre belediye ile anlaşmalı olarak, gündüzleri açtığı tamirhanede, geceleri de elektrik santralinde çalışır. Çünkü Seydişehir halkının, örnekte olduğu gibi kendisine ne yapacağını bilemez!

  • TEKRAR SEYDİŞEHİR

Babam Lazoğlu Şükrü ve Seydişehir

Bundan sonra Babamın Seydişehire ikinci ve sonuncu ‘çıkışı’ olur.  Bir şekilde babamın işten çıkartılmasına neden olan kişi, babamın akibetine uğrar. Haliyle, elektrik santralında tek kişi olarak çalışırken bu sefer, belediyede şoför olarak çalışan başka bir arkadaşı; Kardeşini işe almasını ister. Ve bu seferde bu kişi ile çalışmaya başlar.

Gündüzleri, bazen öğleden önce  10 – 11,  öğleden sonrada 13 – 15 saatleri arasında elektrik verilirdi. O zamanlar şehrimizde geçerli meslek olan ‘leblebicilik‘.  Tamirciler, leblebiciler için her gün ve haftada bir Çarşamba günleri gündüz film oynatan sinemacı için, elektrik elzem idi.

Akşamları verilmeye başlanan elektrik, gece 24⁰⁰ kesilmeden önce halkın bildiği ve babamın uyguladığı bir yöntem vardı. Babam, gece saat 23.30′ a doğru elektrikleri 2 – 3 sefer keser  verirdi. Bundan amaç, yatmamış ve gezmede olan kişilere, yatmaları veya evlerine gitmeleri konusunda, bir ikaz idi.

Ancak 1960 lı yıllarda daha elektriği olmayan köy ve kasabalarımızın olduğunun bilindiği bir zamanda, dramatik bir hatırayı aktarmak istiyorum.

Günün birinde bir köylü vatandaş, şehre gelir. Babamın işten atılmasına sebep olanlardan ustaya uğrar ve bir kaynak işinin yapılmasını ister. Usta – Şu an elektrik yok, geldiği zaman yapalım, der. O güne kadar elektriğin ne olduğunu bilmeyen vatandaş ustaya; – Nerede ise bana söyleyin, ben gidip getireyim, der. Ustanın  muzipliği tutar.  O an atölye içinde bulunan ve halkımızın özellikle alış verişlerde kullandığı söğüt dalından örülmüş üsten saplı büyükçe bir sepeti gösterip:

Peki şu sepeti al, garaja git. Orada fabrikada Laz oğlu isminde usta var, onu bul, selamımı söyle sana biraz elektrik versin, al gel, der. Vatandaş sora sora babamı bulur. Ve  SA – AS Usta, beni usta gönderdi. Şu sepete biraz elektrik veriver, benim işimi yapacak, demiş. Babam, güler misin  – ağlar mısın! adama acıdım, derdi.

Yalnız Dikkatinizi çekerim 1960’lı yıllarda Türkiye de  makine ve teknikleri konusunda tek yetkili kurum olan Makina Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE) var.  Bildiğim kadarı ile belediyeye ait olan iki adet büyük İtalyan, bir tanede küçük  Çekoslavak malı motorlar için  ‘Çalıştırılamaz‘  raporunu vermiş.

Ancak babam, elektrik santral ve motorlarını, Seydişehir’in enterkonnekte sistem ile Türkiye çapında genel elektrik  sistemine geçtiği 1969 yılında motorları, çalışır vaziyette teslim etmiş ve santrale kilit takılmıştır..

KAHIR BİTMİYOR!

Babam; 1965 yılında Alaylar mahallesine bir ev yaptırmaya başlar. 1966 yılında da Etibank Alüminyum Fabrikasının temellerinin atılması ile işçi alımları başlar. Rahmetli Nevzat Akbaş; O zamanlardaki Etibank Alüminyum Fabrikası yetkililerine şifaen-

Belediye elemanlarından Lazoğlu Şükrü HARİÇ istediğinizi – isteyeni işe alın, demiş.

Babam evimizin yapımı anında kendisine yardımcı olan Nevzat Akbaş’ın katkıları nedeni ile hem Etibank’a geçmek için gayret etmemiş. Hemde bir ara Almanya ya gitmek istemiş. Bu sefer Konya da İşçi Bulma bürosunda çalışan Seydişehirli’nin görevlinin vazgeçirtmesi ile Almanya ya bile gitmekten vazgeçmiş. Lakin Elektrik Santrali kapatılınca İşçi statüsünde o zamanlar görevinden dolayı iyi maaş alan babamın statüsü Memurluğa çevriliyor. Ama! İlk Okul Diploması yok.

1980 Darbesi sonrası Seydişehir Kaymakamı aynı zamanda Belediye başkanı olmuş. Babam ve yardımcısı memurda olsalar mesleklerinden dolayı Tamirhaneye gönderilmişler. Yardımcısına Takım Haneci görevi verilmiş.  Bu görevde olan kişi, yanında başkası yoksa veya işgüzarlığından dolayı memur olmasına rağmen Cumartesi günleri bile çalışmış veya mecbur kalmış. Babamda Cumartesi  Pazar günleri tatil yapmış.

Bu sefer yardımcısı O zamanlar 12 Eylül sonrası belediye başkanlığı görevi yapan kaymakama: – Ben cumartesi günü memur olduğum halde çalışırken Lazoğlu çalışmıyor diye  şikayet ediyor. Ne yazık ki Kaymakam / Belediye başkanı kişide babamı, cumartesi  günüde çalışmaya mecbur ediyor. O zamanlar babam bu duruma çok üzülmüş ve işe aldırdığı kişiye de çok kızmış ve bu kişi ile de muhabbetini kesmişti.

Danıştaya açtığı mahkeme sonunda, Fazladan çalıştırıldığı 12 iş gününe ait  tatili mahkeme kararı ile aldı. Ve babam,  1982 yılında emekli oldu. Ömrü hayatı, gece gündüz hep çalışmakla geçmiştir. . Bir hatası vardı. Çok sigara içer, eksoz gazı içinde – mis, derdi.

  • GÜRCİSTAN BATUM ve SEYDİŞEHİR

1969 yılında Zonguldak lı bir kişi Gürcistan  Batum da yaşayan akrabalarını görmeye gidecektir. Yanında akrabalarına ait bir çok resimleri de götürür. Zonguldaklı kişinin, Batum da misafir olacağı aile, babaannemi tanımaktadır. Ayşe babaanneme: -Ayşe, Türkiye den bir akrabamız geldi. Sen de gel, hasretlik giderirsin, diye çağırırlar.

Babaannem gelir. Zonguldaklı kişinin getirdiği resimlere bakar. Resmin birinde gördüğü bir erkek için: – Bu, falanca değil mi?, diye sorar. Sorduğu kişi ÖZ ablasının oğlu ve yeğeni olan, Asım Özbostancı’dır.

Türkiye ye gelen Zonguldak’lı kişi, hemen Asım amca ile irtibata geçer. Asım amca, biraz zorlanarak Hürriyet Gazetesi aracılığı ile babamın adresini bulur ve mektup yazar. 1970 yılından 72 yılına kadar Azerbaycan – Bakü ve Türkiye – Seydişehir arasında yapılan yazışmalar neticesinde: Babaannem Ayşe, Halam Fadime ve kocası Abbas Abbasof, T. C. ve S. S. C. B. ne yapılan başvurular neticesinde, 42 yıl aradan sonra 1972 Mart ayında Türk topraklarına ayak basarlar. 

Amcam Hamdi YUSUFZADE, birkaç kez Türkiyeye geldi. Şuan Azerbaycan Bakü de, halamın 4 kızı, torunları ile babaannemin ikinci kocasından olan torunları var. Ben 2004 yılında, Azerbaycan’a gidip, Büyükbabamın doğduğu, babaannemin yaşadığı ve kabirlerinin olduğu toprakları gördüm.

  • KIYMET BİLMEZLİK

Acı ve ıstıraplar arasında geçen bir ömür, yardımcısı  ile küs olarak; 01 . 01 . 1987 perşembe günü ve saat 08.10′ da 61 yaşında sona erdi.  12.2011

Bu yazdıklarım; Seydişehirli olmayan birileri için, bir anlam ifade ediyor mu? Ettiğine eminim. 

Lakin Söğüt altında ıslık çalan kişi! Seydişehir’in tarihi geçmişi olarak anlatılırken! Ömrünü Seydişehire adamış, Mesleğinden dolayı Kaymakamdan bile iltifat ve sayğı görmüş Lazoğlu Şükrü için, yazılı ve sözlü basında iki cümle bile çok görülmektedir. 05.09.2021 Pazar

Öyle ki, facebookta Seydişehir’in geçmişleri anlatılırken Laz Oğlu Şükrü hatırlanılmadı bile. Ben Babamı ortaya attığımda bir bayan; YAŞASIN BİZİM YERLİLERİMİZ DEDİ. 08.2024

ARICILIK ÜZERİNE GELEN SORULAR.

Varroa Mücadelesinde Timol Yağı.

Arıcılık Üzerine Gelen Sorular. Arıcılık üzerine yazdığım tüm konuların başlıklarını içerir.

SEYDİŞEHİR İKLİMİNDE YAŞAMSAL ANILAR.

SEYDİŞEHİR İKLİMİNDE YAŞAMSAL ANILAR.

   Temmuz 2024. Seydişehir İkliminde Yaşamsal Anılar. Seydişehir sadece bir örnek ve merak edene bir bilgi olması içindir. 1988 yılının Ocak ayında yağan kar 3 ay yerden kalkmamıştı. Bu sebeple o sene çok kuvvetli soğuklar oldu. Sonrasında Evlerin içindeki tesisatlarda patlamalar oldu. Devamında kullanılmayan lağımlar bile dondu. Bu arada 2017 yılına kadar çok yağan ve yerde uzun süre kalmış bir karlı kış mevsimini, yaşamadık.

Evimin balkonu önünde bulunan sedir ağacı, karın hangi yönden geldiğinin belgesi oluyor. Kuzey tarafına kar geliyorsa kuru, tipi, soğuk ve kalıcı yağıştır.  Ama Güney tarafına gelen kar  ise! Sulu, ılık, çabuk eriyecek kar türüdür. Lakin Ağaç dallarına ilk kar, 11 Aralık 2010 Cumartesi günü yağdı. Daha sonra 12.12.2010 pazar saat 13.00 Arılarımı kontrol için gittim. Pınarbaşı mevkide yaptığım ölçüme göre, sıkışmayı göz önüne almazsak yaklaşık 60 cm kar vardı.

2013 yılına ait ve ayaklarımızın değdiği 6 Ocak 2013 ilk kar yağdı, ama hemen eridi. Ancak Şuan 13 Ocak ve gece saat 0,43 ve lapa lapa kar yağıyor.

Zaman akıp gidiyor sonrasında  20 Kasım 201418 Şubat 2015 ayına geldik. Yağan kar, eriyenle birlikte 150 cm çok geçti. Balkondaki dereceme göre şuan ve saat 21.00 ve – 0,9 C’ ama çok soğuk yok. Yinede etkisiz geçen yıllara göre bu sene bayağı etkili kar yağdı. 02.2015

2016 – 2017 Kışında 1 Kasım 2016 Salı gecesi. Küpe dağının tepelerine kar serpilmiş. Aynı gece saat 24′ te dış sıcaklık + 1,3 C’ idi. Öyle iken, şehir içinde aşırı soğuklar -15 C’ geçmedi. Ama soğuklar, uzun sürdü.

13 Aralık 2016 – 16 Ocak 2017 arasında yağan – eriyen kar, 260 cm kar ve şehir içinde ısı bir süre, 15 C’ de sabit kaldı. Seydişehir İkliminde Yaşamsal Anılar konusunda bu tarih içeriği gerçekten unutulmaz bir anı oldu. Ne yazık ki Şehir dışında çok daha fazla olan soğuklar, bitkilerin geç uyanmasına neden olmuştu. Şuan 5 Nisan, Taraçcı kasabası arkasındaki dağda, kimi karlar erimeye başlamış.

2017-2018 – Kışında soğuk olmadığı gibi, kar yok denecek kadar az yağdı. (35 cm) En fazla soğuk -15 C’ Bu gün 22 Şubat ve kuraklık var. 2018 yazından sonrası, Antalya bölgesinde yaşamaya başladığım için Seydişehir kışlarını göremeyeceğim. Antalyada iken kış, uzun süreli serin ve kapalı geçti. Kış mevsiminin yarısı, geçmiş yıllara göre yağmurlu geçti.

Seydişehir İkliminde Yaşamsal Anılar konusunda bu sene Ramazan ayını bu sene ilk defa  Seydişehir dışında geçirdik. Mayıs ayı serin olmuş. 28 Haziran 2018 cuma; 1,5 saat yağmur yağdı. Bir hafta öncesi de yağmur yağmıştı. Bir yetkilinin dediği üzere ülkemizde bütün mevsimler birbiri içinde olacak. Öyle ki yağmurlar yağmaya devam ederse, Allahın izni ile 1981 yılında yok olan Suğla düdeni, tekrar faaliyete geçer mi?

2019/20 yılı kış mevsiminde Seydişehir’de yoktum. Ama aldığım habere göre ilk kar; 26 Kasım 2019 yılında Taraşçı arkası Küpe dağına yağmış.

2021 Aralık ayı içinde, ∼ 70 cm kar yağmış. Isı – 27 C’ düşmüş. Türkiye sathında en soğuk 2. yerleşim yeri olmuş. 7 Ocak 2022 ile 9 Şubat 2022 arasında ise; ∼ 100 cm kar yağmış. Bu sefer Konya ili içerisinde – 27 C’ ile 2. en soğuk yerleşim yeri olmuş. Yine bu tarihler arasında ise; eksi derecedeki soğuklar böylece, günlerce devam etti. 11 Nisan günü yine kar yağmış.

9.3.2022 çarşamba gününden itibaren bütün Türkiye’de Sibirya soğuklarının böylece 10 gün boyunca etkin olacağı açıklanmıştı. Çrş, per.  günleri içinde ~ 35 cm kar yağmış ve per. gecesi – 5 C’ soğuklar oluşmuş.

20 Ekim 2022 tarihinde Seydişehir merkezi ile Antalya, Alaca bel yoluna yağan kar, iki gün içerisinde erimiş. Seydişehir İkliminde Yaşamsal Anılar hakkında günlük yaşamı Seydişehirde gördük. Buna göre 20 Aralık 2022 tarihinde Alacabelin bazı kesimlerinde etkisiz toz kar görüntüsü vardı. 22 Ocak 2023 bu gün için Küpe dağının  yarısına kadar olan bölgelerde kar var. Ne yazık ki

Şehirde kar ve yağmur yine yok.  Meteorolojist yorumlarda; 2023 yılının kurak geçeceği yolundadır.

VERGİNİN AZ OLDUĞU ÜLKELER.

DÜNYADA KALİTELİ YAŞAM SIRALAMASI.

Temmuz 2024. Verginin Az Olduğu Ülkeler. Dünyada hiç verilmeyen vergi yoktur. Diğer bir tabir ile hiç vergi almayan ülke olamaz. Ancak Verginin Az Olduğu Ülkeler olur. Vergi ise, zamanımızda para ile ödeniyor.

Birleşik Arap Emirliği : Dünyada kişi başı en yüksek gelire sahip ülke. Hiç bir şekilde gelir ve katma değer vergisi (KDV) yok. Sadece içkilerden % 50 vergi alınıyor. Geliri, petrole dayanıyor. Orta Doğu ülkeleri arasında güçlü bir eğitim sistemi ve İngilizce konuşan bir çoğunluğa sahip.

Bahamalar : Devletin geliri % 70 turizm, ithal mallar ve gümrük girişlerinden sağlanıyor. Vatandaşlık değil oturum izni alıp en az 90 gün bu adada kalan, almak zorunda olduğu emlağı en az 10 yıl elinde tutmak zorunda. Suç oranı yüksek. Sadece tıbbi yönden eksikliği var.

Monako Prensliği : Geliri turizme dayanıyor. Hiç bir isim altında vergi alınmıyor. Sadece prenslik topraklarında yaşayan yabancı kişiler, vergi veriyor. Yaşam şartları yönünden çok pahalı bir şehir devletidir. Öyleki bir gecelik için tutulan daire ücreti, 10.000 $ dır.

Andorra Cumhuriyeti : İspanya / Fransa arasında dağlık bir ülke. Devletin geliri % 80, turizme dayanıyor. Sadece yıllık geliri 40.000 Euro ve üstü olanlardan %10 vergi alıyor.

Kuveyt : Dünyada petrol ihracatında 6. olan bir ülke. Gelir vergisi alınmıyor. Sadece sigorta primi katkı payı alınıyor. Yalnız, bu ülkeye ait bir firma üzerinden bu ülkeye gidenlerin, zorla bu firmanın istediği yer ve koşullarda çalıştırılma durumu var. 50 yaş üzeri kişilerin çalışması yasak.

Katar : Geliri, bir nevi doğal gaz imparatorluğu ve petrole dayanıyor. Hiç bir isim altında gelir vergisi ve KDV alınmıyor. Sadece sosyal sigorta katkı payı ve ithal edilen ürünlerden sadece % 5 vergi alınıyor.

Umman Sultanlığı : Gelirinin % 90 petrole dayanıyor. Gayri menkul satışları, maaş ve sosyal sigorta primlerinden katkı payı alınıyor.

Bahreyn : Sadece, sigorta ve emlak vergisi var. Yabancılar, emlak kiralama vergisi veriyor.

Cayman Adaları : İngiltere’ye bağlı geliri turizme dayalı olup dünyada ‘vergi cenneti’ olarak bilinen yerlerden biri. Sadece ithal mallardan % 25 vergi alınıyor.

Bermuda Adaları : İngiltere’ye bağlı, Atlas Okyanusu / Karaipler Denizi tarafında, geliri turizme dayanan, adalar topluluğu. Adalarda yaşayan insanların % 20 , başka ülkelerde doğmuş kişilerden oluşuyor. Yaşam şartları bakımından pahalı bir bölgedir. Sadece sigorta ve maaş vergileri ve ilave olarak emlak ve miras vergisi var. –   03.12.2017

ARILARIN KOVANI TERK ETMESİ

Arıların Gittiği Yer ve Gece Yatısı

Temmuz 2024. Arıların Kovanı Terk Etmesi çeşitli nedenlere bağlı. Kimi arıcı sebep olarak varroa’yı göstermişti. Varroa var diye arı kovanı terk etmez, etse bile, üzerinde götürecek. 🙂 Bunu bilin istedim.

Kovan içerisinde balı poleni günlüğü ve kapalısı olduğu halde kovanda arının yok olmasıdır. Kovan Çökmesi ile Arıların Kovanı Terk Etmesi aynı manadadır.

2017 Apimondia sunumlarında, Bilim çevresinin Bu konuda kesin ‘sebep şu’ dediklerini duymadım.

Arıların Kovanı Terk Etme Nedenleri : Örnek:. Brezilyada 2018 Ara. 2019 Mart ayları içerisinde, bitki böcek ilaçları nedeni ile 500 milyondan çok arı ölümleri olmuş. Face sayfamda Brezilyadaki arı ölümlerini yayınlamıştım. Portekizli sayfa arkadaşım Adeilson Mendes:. Portekizde çiftçiler arıları düşünmeyip soya fasulyesine bolca ilaç veriyorlar diye yazmıştı.

Api Mondia Konferansında;  A Petekteki bal ve polende olan kötü pis kokulu ilaç birikintisi. B  Peteklerde balın olmayışı ve arılarda,  açlık korkusundan dolayı oluşan stres. C Parazitler,  D  Kovanda Canlı veya ölüsü olan böcek. 

Ve tecrübem doğrultusunda.  E  Koloninin zayıf olması, kovanı terk etme nedenleridir. Bu nedenlerden dolayı oluşan toplu ölümler, Arıların Kovanı terk etmesi diyede yorumlanabilir.

Misal: Bir babanın -evime ekmek alamıyorum deyip, intihar etmesi gibi. Arılarda kovanda yiyecek yok, hepimiz azaldık, dışarıdan saldırsalar kendimizi koruyamayız iç güdüsü. Veya koloni zayıf ve devamlı yağmaya uğruyor.

(Biliyorum). Ne yazık ki zayıf arı canı karşılığında yiyeceğini teslim ediyor. Bu nedenle yiyeceği kalmayınca da; Arıların Kovanı Terk Etmesi elzem oluyor.

Aşırı antibiyotik, Mısır şurubu, O bölgede kalmayan bal polen miktarı. Kovanı etkileyen mum güvesi çokluğu. Bu yüzden kovan terk ediliyor. Bir zaman bir yerde gördüm. Güve kovanı sarmış içinde koloni yoktu. ve kovanı terk etme alışkanlığı olan soydan gelmeleridir.

Bir ay içerisinde peteklerde günlük kapalısı olduğu halde kovanda azar azar arı kaybı oluyor mu? İse, arı kovanı terk ediyor veya bilemediğin bir arı ölümleri var demektir.

Ne yazık ki peteklerde bal ve polen çok olduğunda bile, arıların kovanı terk ettiği biliniyor. Ek olarak Baz istasyonlarının arıya etkisi olmadığı görüşü hakim.

Koloni, kovanı terk ederken geride ana ve az sayıda genç arının kaldığına şahidim. Geride Çita üzerinde bal, polen hatta kapalı yavru bile olur. Veya hepsi gider.

Koloni zayıftır yağma olur, zayıf oldukları için kendilerini savunmak istemezler. Yağmacı arılar balı bitirirler, o kovanın arısıda yiyecek kalmadığı için kovanı terk eder. (bu yazdığımı unutmayın) 08.2014

Bu gün 01.11.2020 mutlu ve şanslı günüm. Kışa hazırlık olması için, üzerinde arı olmayan ballı petekleri, boş kovana koymuştum. Bir ara baktım, burada dışarıdaki kovanı terk etmeyen birikinti arılar var. Petekleri kontrol ettim, iki çıtada az arı ve anası olan koloni gelmiş.

Her nereden geldiler ise! İşte bu koloni, kovanını terk eden arıdır. Hemen bir ana kutusunu hazırlayıp şerbet verdim ve aynı kovan içinde bıraktım.

COLOSS; İsviçre de bal arıları hakkında araştırma ve korunmasını amaçlayan bir kuruluş. Avrupa ve Türkiyede 2017-18 yılı kış mevsiminde % 16 oranında arı ölümlerinin olduğunu tespit etmiş.

Arılarda Yaz Kış kayıpları ve nedenleri:

  • Ana arının ölümü ve ana arının erkek larvasını az veya hiç atmamış olması,
  • Kovan içinde yeterli yiyeceğin olmayışı ile beslenme bozukluğu.
  • Parazit, virüs, bakterinin varlığı arıların nektar ve polene ulaşmasına ve koloni çökmesine neden oluyor.
  • Araştırma neticesinde:. Meyve ve mısır püskülünden toplanan aşırı miktardaki yağlı polenin kolonilerde çöküşe neden olduğu tespit edilmiş.
  • Günlük hava değişimleri,
  • Yabani ot ilaçlanması. Bu durumda işçi arılar önce tektek sonra topluca ölmekte. Öyleki, petek üzerinde bal, polen, açık/kapalı günlük olduğu halde, ana yalnız kalıyor. Bu ilaçlama şekli ise, dünyada yaygın olmakta. 26.06.2019

ARI ŞERBETİ NEDEN YEMEZ

KOVANDA PETEK KIRINTILARI ve DALAK ATMASI

Temmuz 2024. Arı Şerbeti Neden Yemez nedenleri şunlar. 1. Kovan içerisindeki arı sayısı az, döktüğünüz şerbet, çok gelmiş. 2. Petek gözlerinde yeterince bal stoku var. Karnıda doydu, verdiğiniz şerbetide koyacak yeri yok ( beklet sonra yer, yazın 3 günden sonrasını dök). 3. Arı oğula gidecek veya ana değiştirecektir, Yemez. Bak! Meme var mı?

4. Ve dolayısı ile Yağmurların yağması nektarı akıtır. Diğer taraftan özellikle kurak geçen aylardan sonra yağan yağmur nektarı çoğaltır. Bire bir şahidim. Deneme amaçlı Şerbeti kovan dışı üstüne koydum. Buna rağmen Bir arı bile şerbete gelmedi. Neden? Nektarı bulan arı böylece şerbeti bile görmez oldu. Kokusunu bile almadı!. Temmuz 2024 Şerbeti iki günde bitiren arı, yağmurdan sonra yarısını bırakır oldu.

5. En tehlikelisi ise; Kovan içerisindeki arı sayısı ne durumda, azalıyor mu? Bu nedenle Yavru sırlarını kontrol ediniz. Sır’ların ortasında iğne deliğine benzer delikler var ise, bu yüzden kovanda en basitinden Av. Y. Ç. veya A.Y.Ç. var demektir. Bakınız; AMERİKAN YAVRU ÇÜRÜKLÜĞÜ ve VARROA

Arı Keki neden yemez; Arı, şerbet ile aynı nedenlerle keki yer veya yemez. Kekin olması! Arıcının uzun süre arısına bakmasını geciktirir. Bir ara deneme amaçlı değişik üretimli iki keki kovana koydum. Arı yoğunluklu olarak birine yöneldi. Nedenini bilemem! Analiz gerekir. Kimi üreticiler, bal yerine gıda boyası kullanıyor. Şeker yerine Mısır nişastası kullanan var. 09 / 2012