SEYDİŞEHİR YAYLASI DOĞASI ve PİSLİĞİNİZ.

SEYDİŞEHİR YAYLASI DOĞASI ve PİSLİĞİNİZ.

  Temmuz 2025. Seydişehir Yaylası Doğası ve Pisliğiniz konusunun içeriği Seydişehir Susuz Yaylası üzerinedir. Ne var ki Bu nokta Antalya yolu üzerinde Seydişehir Susuz Yaylası  olarak bilinen mevki bölgesidir. Kast ettiğim yerler, yukarıda görünen bölgedir. Size, Ana yolun kenarında küçük bir girintili bölgesinde gördüklerimi anlatacağım.

Buranın rakım 1450 m. Ankara – Antalya çıkışlı kişilerce hatta kafileler halinde Mevlana ve Kapadokya turlarına katılan yabancı turistlerin bile gördüğü yerler. Bu konuda dağlarımız piknik amaçlıdır. Dağlarımız, Torosların uzantısıdır. Seydişehir’in güneyinde kalan dağlarımız kara çam, köknar, sedir ağaçları ile kaplıdır. Ama Kuzey ve doğu bölgelerimiz ise çoğunlukla meşe ağacı ile kaplıdır. Orman işletmesi tarafından bölge bölge kara çam ekilmektedir.

Seydişehir ilçesi  Konya Meram Dutlu kırı yol ayırımı üzerinden Konya belediye önü 87. Akseki yol ayırımı 66,  Manavgat içi çay köprüsü üzeri 135, Antalya  215, Beyşehir ilçesine ise 33 km mesafede yer almaktadır. Rakım olarak belediye önü ile denizden 1135 m yukarıdayız. Akdeniz ve İç Anadolu bölgesinin ulaşım ve iklimi konusunda geçiş bölgesiyiz. (2023 yılı sonunda Beyşehir Antalya tüneli ve yolu açıldı Seydişehir tüneli ise! belli değil)

2010 yılı mayıs ayı içerisinde biraz kalabalık olarak buraya  gelmiştik. Ki, bahar ve yaz aylarında burasını insan ve kuş giller familyasının sesleri doldurur. Eşyalarımızı indirdikten sonra çevremdeki kişilerin biraz hayret, birazda kızgın bakışları arasında ilk işim, arabamda sürekli taşıdığım kürek, çapa ve  testereyi çıkarıp, çevremi temizlemeye başladım.

Benim huyumu bilen, öyle iken yine de bana kızmaktan da geri kalmayan akrabalarımın kızma sebebi; Sen temizle, yine batıracaklar,  söylem ve düşüncelerinden dolayı idi. Yine de dinlemeyip, temizlemiştim.

25 Eylül 2010 cumartesi günü bu sefer sadece ailemi alarak aynı yere gittim. Yine eşyalarımızı indirdikten sonra ilk işim, temizliğe başlamak oldu. Bu dediğim yer, ana yolun kenarında  yaklaşık 1200 metre² bir yer. İnanır mısınız!  buranın 3/4 nü  2.5 saatte ancak temizleye bildim.

Sayı olarak en fazla atık, ıslak peçete denen mendil. Birem birem tırnaklarım ile topraktan söküp, torbaya biriktirip, belirlediğim bir yere attım. Daha sonra içki, cola, soda, bira, cam ve  plastik şişelerini toplayıp şehir içine getirdim. Ve kullanılabilir atıklar çöp kovasına attığım şişe sayısı 25 tane idi. Toplamaya zamanım ve takatim kalmadığı için bıraktığım teneke kutular ise, bundan az değildi.

Topladığım bütün pislikleri-nizi-  ise taş oyuk arasında kontrolum altında yakarak, imha ettim. Seydişehir Yaylası Doğası ve Pisliğiniz burada kalırken! Kendi evinize aynen mi davranıyorsunuz?İnanır mısın! o yorgunluğuma ve de ailemin –Hadi artık yeter, kendi işlerini yap; demesini bile dikkate almadan yapmaya devam ederken, bu yaptığım işten, temizlikten dolayı zevk aldım. Çünkü ben, doğa dostu olan ve bu ortamda bulunmaktan coşku ile zevk alan bir anlayışa sahibim.

İlaveten arabamın içinde kürek, çapa, testere ve diğer alet edavatım devamlı bulunur. Gittiğim her yerde ve arılarımın olduğu çevrede ağaçları budar, yağmur ve diğer akarsuların bozduğu  yolları, düzeltirim.

Peki ya sizler ! Benim pisliğimi temizlemeyin, gerekte yok. Ama en azından kendi pisliğinizi temizlemekten, tedbirinizi kısmen de olsa almaktan neden imtina ediyorsunuz? Sahibi olduğunuz yeri temiz tutarken, doğayı her şeyden önce kendinizi, çocuk ve torunlarınızı  geleceğinizi neden düşünmüyorsunuz! Neden? O güzelim bakir toprakları pislik içerisinde bırakmayı, kendinizde bir hak olarak görüyorsunuz. ?!

Bu yaptıklarınızı kendinizde bir hak olarak görmeye devam ederseniz, O topraklar, günü geldiğinde siz ve bizlerden, hakkını almayı da kendinde bir hak olarak görecektir. Türkiye’de 26 temmuz – 7 Ağustos 2021 arası, 46 il dahilinde 225 bölgede orman yangınları oldu. Sebep kim veya neden? Kasıtlı veya sera gazı nedeni ile oluşan aşırı kuru sıcak hava. Sebep! yine insan.  Eylül 2010. 

KRALIN YOLUNDAKİ GÜZEL KİŞİ.

KRALIN YOLUNDAKİ GÜZEL KİŞİ.

Temmuz 2025.  Kralın Yolundaki Güzel Kişi konusu, halkı için güzellikleri teşvik eden bir ülkenin Kralı ile bu değere layık bir insanın durumudur. Kral, ülkesi ve halkı için geniş bir yol yaptırmaya karar verir.  Yol biter. Bu yol üzerinde bir yarışma düzenlemeyi uygun bulur. Kral, isteyen her kişinin bu yarışmaya katılabileceğini söyler.

Bunu yapmasındaki amacı, İnsanları faydalı işler yapmaya teşvik etmektir. Ve;

Bu yoldan geçen en güzel kişiyide  belirleyeceğini ilan ettirir.

Yarışma günü,  insanlar akın akın gelirler. Bazıları  süslü en güzel arabası ile, bazıları en güzel elbiselerini giymiştir. Kadınlardan kimileri saçlarını en güzel  biçimde  yaptırmış, kimileri en güzel yiyeceklerini yanında getirmiştir. Gençlerden bazıları sporcu kıyafetleri içerisinde, yol boyunca yarışmaya hazırlanırlar.

O gün buraya gelen herkes gün boyu bu yoldan gidip gelirler. Ama  Kralın Yolundaki Güzel Kişi olma gayreti akşama kadar kimsede görülmez. Aynı zamanda kralın yanına gelen insanların hepsinin yüzleri asık bir vaziyette, aynı şikayette bulunurlar.

Yolun bir yerinde iri taşlar ve  moloz yığınları var.  Bu birikintiler yüzünden yürüyüşümüz zor oldu, derler.

Günün sonunda bir yarışmacı kralın yanına, yorgun argın ulaşır. Üstü başı toz toprak içerisindedir. Krala büyük bir saygı ile yönelerek, elinde tuttuğu  altın kesesini uzatır.

– Yarıştığım yolda yolu tıkayan taş ve moloz yığınları vardı. Yolu temizlemek için uğraşırken geciktim. Bu altın kesesini moloz yığınları altında buldum.  Bu altın kesesi  size ait olmalı der ve keseyi krala uzatır.

Kral gülümseyerek cevap verir:

–  O altınlar sana ait.

–  Hayır, benim değil. Benim hiç bir zaman bu kadar çok param olmadı.

– ‘Evet ‘ der kral” Bu altınları sen kazandın ve yarışmanın galibi de sensin. Ayrıca, bu yoldan geçen en güzel kişi de, sensin.  En güzel kişi ise!  Ardından gelecekler için yoldaki engelleri kaldıran kişidir. Der.

Alıntı:  KÜPE Dergisi .     03. 12. 2011  Cumartesi  –    Mecit  ALBAYRAK

ARIYA ŞERBET VERİLMESİ

Ana Şerbet Verilmesi

Temmuz 2025.  Arıya Şerbet Verilmesi özellikle bahar aylarında kolonin kuvvetlenmesi için petek örülmesinde mecburi olan bir uygulamadır. Ayrıca, petek örümü dışında petek gözlerinde olan balın, arılar tarafından yenilmesini önleme amaçlıdır.

Arının şerbeti kaynatılmaz. Kaynatılan şerbet, ancak reçel olur. Ve bu yüzden arıya zararlıdır. Az Ilık su ile yapmanız, size kolaylık olur. Yalnız Şunu iyi bilin. Şeker miktarı ne kadar çok olursa! O şekerin bal olarak olgunlaşması sırlı olması o kadar çabuk olur.

Dikkat! Bal için şerbet verin demiyorum. Arı bu aylar içerisinde verdiğiniz şerbeti sıcak havalar nedeni ile kolay ve çabuk işler. Böylece şerbetin içindeki suyu uçurup erkenden olgunlaşmış bal haline getirir.

Arıya Şerbet Verilme çeşitleri; Şubat Mart ayından, Temmuz ayına kadar 1 ölçek şeker, 1 ölçek su karışımı olarak veriniz. Arı, Bu aylarda hava sıcak olduğu için şerbet içindeki suyu çabuk buharlaştırır. Bal çabuk olur. Bal süzümünden sonra ise 2 ölçek şeker+1 ölçek su ile şerbet yapıp veriniz. Bu aylarda hava serin ve soğuk olacağı için arı, şerbette ki fazla su oranını uçuramaz.

Her 5 lt şerbete ek olarak yarım çay kaşığı tuz koymanız, arının mineral ihtiyacını karşılayacaktır. Ayrıca 5 lt şerbete bir miligram kadar kekik yağını sıkıp şerbetliklere veriniz. Bunun sayısı yok. Varroanın ne zaman geleceğini bilemezsiniz. 

Arıya Limon Suyu veya Sirke Verilmesi: Kabuklarını küçük dilimler halinde aynı şerbete atın. Böylece etkisi daha fazla olur. Limon, vitamin değerinde olacaktır. Ayrıca şerbete karıştıracağınız limon ve sirke suyu (aynen insanlar gibi) arılarda da antibiyotik görevi görecektir.

Bu etkiyi devam ettirmek için 5 lt şerbete çay bardağının 1/5 kadar sirke  dökünüz. Sıcak havalarda arının yemediği, köpürme durumunda olan şerbeti, kovalardan uzak bir yere dökünüz. Bozuk şerbet, Arının nosema olma nedenidir; Ayrıca nosema sadece kışın defi hacet yapamadıkları için değil!  Bozuk şerbet yedikleri zamanda (insanın ishal olduğu gibi) mide bağırsak rahatsızlığından dolayı ishal-nosema olurlar. 

Arıya Şerbet verme zamanı: Burada şerbet verme zamanını bahar ve yaz – sonbahar mevsimleri olarak iki bölüme ayırıyorum. ABahar mevsiminde Havanın açık, sıcak, güneşli olduğu her gün, istediğiniz saatte şerbet verebilirsiniz. Bu mevsimde tarlacı arı, arazide meşgul olacağı için yağma durumu olmaz.

B– Özellikle sezon bitimi sonrası Yaz ve son bahar mevsiminde Akşam ezanından, 1 -2 saat öncesi verebilirsiniz. Çünkü bu saatlerde arı kovanlarına çekilmeye başlar. Ve yağma durumu PEK olmaz.

Şerbet vermediniz ama kovanların etrafında ve uçuş tahtası üzerinde uçan, birbirleri ile sarmaş dolaş olmuş bolca arı görürseniz kovanların uçuş deliklerini hemen kapatınız. Bu arılar yağma yapacağı kovanı aramakta veya yağma başlamış demektir.

Kapalı yağmurlu havalarda şerbet verilmesi: Burada dört şık var. A Kapalı bulutlu havada B Karanlıkta  C Yağmurlu havada D Yağma halinde şerbet verilmez.

Şerbetlik kovan içinde ise; Bir üstteki şartlara göre şerbetlikler, örtü tahtası altı, çita üstü veya çita yan tarafında ise! Kovan yine açılmaz. Şerbet verilmez. Özellikle A, B, C Her üç halde iken kovanı açarsanız, arı vücudunuzu sarar!. Şerbetlik, örtü tahtası üstünde ise ve Yere dökme durumunuz yoksa, istediğiniz vakit, arıyı huylandırmadan verin.

Yere dökülen şerbet olduğunda, bu şerbetin üzerine su dökünüz. Döktüğünüz su, şerbetin tadı ve kokusunu bozar. Arı bilemez. Ayrıca, şerbeti döktünüz. Ama, aşağıya taşma durumu olmuş ise, yine su serpiniz.

Yağma durumu veya şüphesi halinde; Kovanın uçuş deliği önünde DİKKAT EDİN ÖNÜNDE! Kovan içine girecek şekilde ÇOKCA uçuşan  ve giren çıkan arı var ise!  O kovanların uçuş deliğini hemen kapatın. Saatlerce kapalı olsun. Yalnız hava girişini engellemeyin.

Kovan etrafında arıların azalmasını, O kovana ait kendi arılarının, kendi kovanı üzerine konmasını bekleyin. Hatta bu kovanı 3 – 5 km uzağa götürün 3 gün kalsınlar sonra getirip başka yere koyunuz. Ben şüphe ettiğimde bile saatlerce kovanı kapatırım.  05.2014

BEN MECİT ALBAYRAK.

BEN MECİT ALBAYRAK

Temmuz 2025.  Bazen sayfama Mecit Albayrak kim diye sorular gelirdi. Ben Mecit Albayrak. Nerede ise bedavaya verilen Seydişehir Eti Alüminyum fabrikasından  özelleştirildiği zaman emekli oldum. 1986 yıllarından beri arıcılık yapmak isterdim. O zamanlar (tek) TRT kanalında arıcılık konuların gösterildiği -Köyde Hayat programını zevkle izlerdim. Çalışma şartlarından  dolayı nasip olmadı.

Arıcılığa başlamadan öncesi şehrimizdeki Tabiaat Parkının daha üstlerine, dağın yamaçlarına elimde kazma, kürek hatta balyoz ile çıkardım. Saatlerce domuzların (seslerini duyardım) gezindiği yerlerde metrelerce akan kaynak sularının gözünden aktığı son yere kadar, sulu sepen – yağmur altında oluklar açar, taşları taşır ve yerleştirirdim. Hatta o zamanlar; Gömülen silahlar konusu olduğu için – Bu adam yukarılarda ne gömüyor, kazıyor diye uzaktan takip edildiğimi! Resmi görevli (polis) kişi ile o bölgede karşılaşınca bildim.

2008 yılında halk Eğitim kurslarına katıldım. 2010 yılından itibaren arıcılığa başladım. Sayfa başlığımda belirttiğim gibi, bildiklerimi başkaları ile paylaşmaktan zevk alan birisiyim. Yaptıklarımı değil, söylediklerimi yapın. Çünkü arada bir öğrenmek denemek için, farklı işler yaparım.

Buna göre İlk yıllarımda arılı çitayı elime alır 30 dak. incelerdim. Çünkü Amacım çita üzerinde olan arıların neler yaptığını görmek incelemek isterdim. Amacım! Yaşayarak ve görerek Bir şeyler öğrenmek. Bu durumumu gören yada duyan arıcı arkadaşlarım bana kızardı. Öyle ki ben hala aynı çitayı incelerken uzaktaki arkadaşım 3 kovanı kontrol etmiş olurdu.

Stajyer arıcı olarak Öğretmen emeklisi bir abinin yanında altı ay bulundum. Mecbur değildim ama onlara yardım ederken yaptıklarını görüyordum. Bu arıcı üstelik öğretmen. Üç kere art arta soru sorduğumda – çok soruyorsun derdi. Diğer arıcı yarı cahil idi ama öğretmenin söylemediği bazı bilgileri bu rahmetli olan Kuddisi Arıcı, abimiz söylerdi. Yada söylemesi için öğretmeni yönlendirirdi.

Bu cahil arıcı abi bir gün bana dedi ki, Arı nazarı götürmez. Göze söze gelmez. Ben bir Ayetel Kursi alıp geleceğim. Bunları kovanlara yerleştir demişti. Sonrası getirdi. İki kovanın üst kapak içlerine bunları raptiyeledim. Ama  yukarıda yazdığım gibi ben bilgimi başkaları ile paylaşmaktan zevk alırım. Bana bir arıcı sormadan ben ona bildiğim arı konusunuda ki her şeyi anlatırım, anlatmaya başlarım. 

On beş senedir arıcılık yaparım. Bu sayfalardan yüz binlerce kişiye bilgi aktardım – aktarıyorum. Bana; – Kovanı çok karıştırıyorsun diyen 30 yıllık arıcıdan daha fazlası ile arı hakkında bilgim ve gördüğüm var. Lakin bu güne kadar dolu dolu 10 kovanım olmadı.

Belki de yukarıda andığım rahmetli cahil arıcı abimizin söylediği gibimi oldu!  ARI NAZAR GÖTÜRMEZ.

Takdir sizlerden. Lütuf rahmet Allahtan.

Amacım, başkalarına faydalı olmak..  Allahın Selam ve selameti ile. 08.2024

BABAM LAZOĞLU ŞÜKRÜ USTA.

BABAM LAZ OĞLU ŞÜKRÜ ve SEYDİŞEHİR.

Temmuz 2025. Babam Lazoğlu Şükrü Usta aslında 1923 Gürcistan Batum doğumludur. O zamanlar Hazar Denizine kadar olan ülkeler var ama! Sınırları ‘pek’ belli değildi. Azerbaycanlı olan büyük babamın Mecit’in iş yeri de Batum da idi.

Babası ve büyük babam; Azerbaycan Devleti Şeki ili, İnce Zunut köyüne kayıtlı Yusuf oğlu, Mecit YUSUFZADE (1885 – 1926 ).  Annesi ise, Türkiye Cumhuriyeti Artvin ili Hopa ilçesi Ebuislah köyünden Ayşe …  (Türkiye 1901 Azerbaycan  Bakü 1987).

Üç yaşına kadar babası Mecit, annesi Ayşe ve ablası Fatma (1922 – 2004) ile beraber Batum’da büyümüş. Bu arada küçük kardeşi Hamdi doğar. (22 Mart 1926 – Ağustos 2013) Bu yüzden Annesi, o zamanlarda yanına gelmiş olan kız kardeşleri veya  annesine: Hamdi olunca Şükrü ile fazla ilgilenemiyorum. Siz memlekete giderken Şükrü’yü yanınızda götürün, biraz yanınızda kalsın, diyor. (1926).

Diğer taraftan dedem Mecit,  Batum ve Artvin çevresinde hatırı sayılır bir esnaf ve işverendir. O günün şartlarında Deri işleme atölyesi-Debbağ olan dedemin hatırı sayılır maddi gücü olmuş. İleri ki zamanlarda Seydişehire gelen Baba Annem, halam, amcam ve  babamın dayısı ile akrabaları tarafından anlatılmıştır.

Büyük babam Mecit Yusufzade 1926 yılı içinde maddi durumundan dolayı yanında çalıştırdığı işçileri tarafından öldürülür. Bu sürelerde Babam Şükrü Hopa’dadır. Cesedi, iş yeri yakınında ki bir kayanın altında 17 Ağustos 1927 yılında bulunur. Büyük babam öldürüldüğünde Babaannem, 3 çocuk annesi ve 25 yaşındadır. Babaannem, 1928 yılında tekrar evlenmek zorunda kalır.

Bu evliliğinden altı çocuğu olur. Ama başta kocası olmak üzere hepsi, kendisinden önce ölürler. Eşi Hamit, çocukları Kemal, Cemal, Lütfiye, Mehmet, İsmet, Semaye.  Lakin Halam Fatma ve amcam Hamdi 1932 – 1938 yılları içerisinde yetimhanede kalırlar. Sonrasında Halam 1944 yılında Savcı olmuş, Amcam ise askeri bandoya girmiştir.

1928 yılına kadar Batum ve Artvin de olan insanlar, komşuya gider gibi bu yerlere karşılıklı gidip gelirler. Bu tarihten sonra bir gece yarısı Türkiye ve S.S.C.B. arasında imzalanmış olan sınırların kabul ve kapatılması  antlaşması  gereği, karşılıklı geçme yasağı konur ve sınırlar kapatılır.

Bu sınır ise,  o zaman ki Sarp köyü ve günümüzde ki sınır kapısıdır. O anda Türkiye’de olan babam ailesinden ayrı düşer. Annesi ve iki kardeşi, Batum’da kalır.  Öyle ki bu köyün orta kısmında bulunan dere yatağı, iki ülke sınırı olup, köyü ikiye bölmüş.

Türkiye’de 3 yaşından itibaren akrabalarının,  özellikle  9 kız kardeşin tek erkek kardeşleri olan ‘Onbaşı’  lakaplı dayısı Ömer Albayrak himayesinde olan babama, dayısının soyadını vermişler. Geçmişi hakkında pek fazla konuşmayan babam, zaman zaman bazı anılarını annemize ve bizlere anlatır idi. Ayrıca babamın ana lisanı, Lazca idi.

Ne var ki çocukluğunda yemek sofrasından – Sen yemeyeceksin, diye  kaldırılıp, ıslattığı yatak ve dayak korkusundan dolayı erkenden kaçan, ağaçlardan düşüp karda delik açan portakalları buradan alıp yediğini anlatırdı.

1930′lu yılların şartlarında ilk öğretim 3 yıl imiş. Okuma ve yazmaya aşırı ilgisi olan babam, akranları okula giderken  okula gidememiş. Lakin azmi sayesinde, arkadaşlarının yanında onların kağıt ve kalemleri ile okuma  yazmayı öğrenmiş. Hatta öyle ki, bir süre sonra okulda okumadığı halde, okula  giden arkadaşları ile imtihana sokulmuş ve imtihanı kazanmış.

Gençlik çağlarında Zonguldak’ta iş yerleri olan teyzesinin oğlu Asım Özbostancı’nın yanına gider. Burada tamir bakım imalat üzerinde çalışıp, meslek sahibi olmuş. Sonrasında Askerliğine kadar Zonguldak Maden ocaklarında tamirci olarak çalışmış.

Bu iş yerlerinde zaman zaman işçi  sağlığı açısından işçilere iğne yapılırmış. Babam, iğneden korktuğu içinde hep kaçarmış. Bana 31 sene babalık yapmıştı. Babamın, son ölümcül hastalığına kadar, hastahane veya doktora gittiğini 2 – 3 sefer dışında bilmem ve duymadım.

Babam Lazoğlu Şükrü Usta’nın Askerlik Yılları:

Erkek milletinin en büyük anısı, ‘askerlik yıllarıdır’. Özellikle bizlere anlattığı anıları askerlik yıllarına ait. Buna göre Askerliğine İstanbul Selimiye Kışlasında  başlamış. Sanatkar olması nedeni ile ordunun tamir bakımına alınır. Sonrasında Becerikliliği fark edilince, komutanı yanına çağırtıyor. –   Komutanlığa ait olan kasanın anahtarı kayıp oldu. Kasayı açabilir misin? diyor. Hemen işe başlıyor ve sonuç olarak kasayı açıyor. Sene, 1945 ve sonrası. Ne yazık ki Dünyada savaş var.

Bir süre sonra, uzun süreli arazi tatbikatı için, askerin bir bölümü ile beraber Samandıra tarafına gidiyorlar. Tatbikatın bir gününde, yemekhane çavuşluğu görev sırası kendine veriliyor. Daha öncelerinde bir erat çavuş ile, ufak bir sorunları olmuş. Yemekhane çavuşluğu anında arası açık olan çavuş yemekhaneye gelip herkes den önce yemek istemiş. Ama buradaki görevliye verilen talimat ise, dış görev haricinde kim olursa osun, yemek verilmeyecek. Bu nedenle yemeği vermemiş ve bu çavuş ile münakaşa etmiş.

Ertesi gün bu çavuş, yemekhane sorumlusu oluyor. Akşam vakti babam nöbete gideceği için, erkenden yemek yemeye, yemekhaneye geliyor. Durumunu izah edip çavuştan yemek istiyor. Çavuş, yemeği vermiyor. Verirdin vermezdin kavga dövüşe dönüyor. Araya olaya tanık olan  askerler giriyor. Bu sırada ast subay komutan geliyor. Olayı bilmeyen komutan,  kavgayı çıkartan kişi olarak babamı düşündüğü için, sille tokat vurmaya  başlıyor. Ona göre çavuş haklı, babam suçlu!

Dayağı yemekte olan babam: Komutanım durum şu, dese de iyicene kızan komutan, babamı döğmeye devam eder. Dayaktan iyicene bunalan babam, bir şekilde kasatura yı eline geçiriyor ve komutanının üzerine yürüyor. Bu sefer komutan önde, babam arkasında eğitim karargah çadırlarının  çevresini dönmeye başlıyorlar. Zorla babamı yakalayıp, komutanı kurtarıyorlar. Durumu öğrenen komutanı babamdan ‘ ÖZÜR’ dilemiş, ama ne fayda! Urfa Birecik’e sürgün gidiyor.

Babam Lazoğlu Şükrü Usta’nın Sürgünü ve Seydişehir öncesi:

Urfa Birecik’te bulunduğu askeriyenin bütün teknik işlerini yapmak haliyle  babamın görevi. Birliğin işlerini imkanları nispetinde askeriye içinde  yapar. Burada olamayacak işleri de,  Birecik içerisindeki sivillere ait demirci atölyesinde yapmaya başlar. Askerliği süresi içinde, bu işleri yaparken haliyle sivillerle de  irtibat kuruyor, kurmak zorunda.

Bu bölgede adı sanı duyulan bir ‘AĞA’ nın ufak tefek işlerini de yapar. Ağa, babamdan hoşnut olduğu için kendisine bir öneri yapıyor. – Şükrü, burada kal. Benim traktöre, makinalara bakarsın, kızımıda sana veririm, demiş. Babam, teklifi kabul etmiyor. Konya Aksaray Obruk bölgesine çalışmaya geliyor. Sene 1948.

Bu bölgede yine traktör, biçerdöğer  ve diğer makinaların tamir bakımı ile meşgul olur. Konya Seydişehir Orta Karaviran‘lı namı değer Çakal oğlu Mehmet (yada asker arkadaşı) ile istişarede bulunur. Böylece Babam Lazoğlu Şükrü Usta ile Çakal oğlu Mehmet’in önerisi ile Seydişehir hayatı başlıyor. Çakal oğlu Mehmet babama: Lazoğlu, sermayesi benden, çalıştırması senden. Benimle Orta Karaviran köyüne gelir misin?, diyerek teklifte bulunur.  12.2011

İkinci bölüm :Babam Lazoğlu Şükrü Usta ve Seydişehir.   Mecit Albayrak

ARI VE ARICILIK HEVESİM

Temmuz 2025. Arı Ve Arıcılık Hevesim yıllardır vardı. 1980 yılı sonrasında TRT 3 tv kanalında arıcılık programı çıktığında zevkle izlerdim.  Yıllardır arıcılık yapmak isterdim. 1987 yılında Alüminyum fabrikasında çalışırken, arıcılık kursuna gitmek istedim. Lakin, kurs yeri ve saatleri uygun olmadığı için, gidemedim.

Emekli olduktan sonra bir ara 2 dönem apartmanımızda yöneticilik yaptım. Yaptığım araştırma sonrası Halk Eğitimde akşamları arıcılık kursu açılacakmış. Gündüzleri de bilgisayar kursu. İkisine de yazıldım. Arı Ve Arıcılık Hevesim burada canlanmaya başladı. Genel kurulda apartman için çalıştırdığım kişi haklı, ben haksız oldum. Tekrar seçtiler ama hala ve hala çalıştırdığım kişiyi savunmaya devam etmeleri üzerine, yönetimi bıraktım.

Sonrasında arıcılık sezonu bitmek üzere olduğundan, hemen arıcılığa başlayamadım. Daha sonrası 2010 yılı Nisan ayı içi idi. Kurs hocamın vasıtasıyla  öğretmenlikten emekli bir arıcı ile temas kurdum. Başlangıç olarak iki arılı kovan alma konusunda anlaştık. Yalnız arılar kışlık yerleri olan Antalya’dan geleceklerdi.

Daha sonra 22 Nisan 2010 cuma gecesi bir kamyon dolusu kovan geldi. Böylece Saat 02.00 de indirmeye başladık. Beş gün sonrası ustam olacak kişinin önerileri ile iki adet kovanı seçtik. Ustamın yanında bir ortağı var. Esas yönetim öğretmende.

Böylece onların yanında bazen sorarak, bazende yaptıklarını gözetleyerek bir şeyler öğrenmeye çalıştım. Mayıs ayı içinde bir hazır ana alarak, 2 kovandan 3. kovan çıkarttık. Bu sene çiçek bakımından kısır bir dönem olduğu konuşuldu. Geçen sene oğul çok olmuş.  Bu sene ustalarımın yaklaşık 110 kovanından sanırım 10 tane oğul aldılar.

Kısaca her işin kendine göre bir zahmeti var. Haliyle ağır bir işi olmasa da, kovanların yanına gidip gelmek bile bir iş. Bu sebeple günlük 34 km yol alıyordum. Bunu şikayet yönünden yazmıyorum. Bulunduğumuz yer tepelerin ve dağların yanında olması, bana apayrı bir haz veriyordu. Sonrası buralarda sarardı kaldı. Ama bu işi zevk ala ala yapıyordum vede hoşnut idim.

İyisi kötüsüyle 5 ay 10 günlük acemilik 25 Ekim 2010 cmt akşamı bitti. Saat 16 – 17 arası rüzğar ve gök gürültüsü ile yağmur başladı. Bu yüzden hafifçe ıslanmıştık. bir güz yağmuru seronomisini yaşadık. Neden sonra yağmur dindi. Bu sefer ustalarla beraber daha önce indirdiğimiz kovanları daha kalabalık bir şekilde kamyona yükledik. Lakin yüklemenin sonuna doğru yağmur tekrar başladı.

Başkaları ile konuşurken, – Benim 2.5 kovanım var, diyordum. İlk iki kovanıma ilave koymuşken, çoğalttığımız kovan sadece damızlık olarak kalmıştı. Bu nedenle böyle konuşuyordum.

Ustalar tekrar Antalya yolunu tuttular. Daha sonra bende komşumun bağına doğru hareket ettim. Arı ve arıcılık hevesim burada yaşamaya devam edecekti. Haliyle arıcık tecrübem yoktu. Kendi başıma yol yordam bilmiyordum. Daha önceden kovanlarımı nereye koyabilirim! diye düşünmeye kalmıştım. Öyle ya sadece benim isteklerim değil, başkaları ne diyecek, buda önemli idi. Ama düşündüğüm kadar değilmiş. Sağ olsun komşum Hasan Gürcan abi- Şimdilik kardeşimin bahçesine koyalım sonrasını hallederiz deyince rahatladım.

Sonuç olarak Bağ Arası mevki, her yeri sebze bahçeleri dere tepe yeşillik olan bir yer. Şimdi nerede ise ‘bir karış’ yeşil tepeleri zor bulunan yer oldu. Her yeri beton evler kapladı. Sadece yağmur mevsiminde yeşillikler arasında bir bölgemiz. Ve dolayısı ile betona direnen  bazı vatandaşların sayesinde kısmen yeşillikli.

Haliyle kovanlarımı koyduğum yer ‘hala ben varım’ diye bilen bir yeşil bölge. Yakınında  yazın yok olma durumuna gelen devamlı akan bir su kanalı mevcut. Ertesi gün arılarımın hatırını sormaya yanlarına gittim. Hepsi canlı ve eskisine göre daha hareketli idiler.

04.10.2010 pzt günü, kovanlarımın iki tanesini açtım. Nakliye sonunda bir hasar olup olmadığını görmek istedim. Üzerinde ilave olanın birini açtım, hasar yok. Ana verdiğimiz 3. kovanı açtım. Kovanı açtım ne göreyim; ilaveli kovanda arısız boş yer görünmezken, bunda arılar üst üste binmişler. 9,5 çıta bal ve arı dolu. İkisini alıp, taze çıta koydum. Bu sebepten dolayı etraf arı kaynadı. İyi ki etrafta kimseler yoktu. Çorabımın üstünden 4 yerimi soktular bile. Şu an saat gece yarısını geçti. Hala sokulan yerlerim sızlıyor. Sızlıyor ama; Bacaklarımda sinirsel bir durum var, acaba faydası olur’mu?

Bütün arıcılık konulu yazılarımda bir örnek verirdim. Her şeyi tam ve full olan 10 çitalık arınız Mart ayında 8 çitaya düşecek. Bütün arıcılık konularında belirttiğim örnekleme noktası burası.

Şimdi kovanlarıma  istediğim zaman, tabii ki gerektiğinde istediğim şekilde bakıyorum. Sağını solunu inceliyor ve bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum. (haklı-haksız) Şunu yap, şunu yapma diyende yok. Zevkim iki katına çıktı. Ölseler Şahlansalar sonuçta benim arım. Ayı’ya sormuşlar: Ensen neden kalın? – Kendi işimi kendim görürüm demiş.

Ustaların yanında onlar için çalışma mecburiyetim yoktu. Yine de, Hem yardım edeyim, hem bir şeyler öğreneyim, diye 110 kovan benim miş gibi çalıştım. Hal böyle iken, esas usta öğretmen arıcı, 2 sorumdan sonra- Çok soruyorsun, derdi. Bence Siyasi görüşümden dolayı Öğretmen usta arıcının  bildiklerini bana aktarma isteği az idi. Kovan bakım devamında sıra benim kovanlara gelindiğinde -lütfeder gibi- Şunlara da bir bakalım, derdi. Zoruma giderdi.

Ben ise bildiğim bir bilgiyi başkalarına vermek için ayaklarına gidiyorum. ( Belli değil mi? 2024) 2011 yılı başında, kendi adımla bu sayfayı açtım. Böylece bildiklerimi siz dahil, herkesle paylaşıyorum.

İyiki Arılar verileni inkar eden insan değil, bir  böcek. Ah Birde Nazar olmasa! İnancıma göre benim belimi büken nazar. İyi bakarsam, inkar etmeyip hepsi büyüyecek. Ama. Allah nazardan saklarsa. Nazar değerse, arı ilerlemez. Derler. Nitekim Öylede bilinir. Sene 2024. O zamanlardan bu yana gögsümü gere gere 30 kovanım var diyemedim. Sonuç olarak dolu dolu 10 kovanım bile olmadı. 2024 Mayısında gelen bir oğul ile sadece bir kovanım oldu.

Bildiğim gördüğüm hiç bir şeyi ve bilgiyi kimseden sakınmadım. Öyle ki, ben sorduğuma cevap alamazken ben başkalarına onlar sormadan söyledim, anlattım. Sonuç olarak 14 senedir yerimde sayıyorum. Neden? Siz söyleyin. Bu arada bana arıcılık dersini veren diğer rahmetli usta Kazım Arıcı:. – Göz Nazarı arıyı öldürür derdi. Bu inanç ile Nazar duası kopyasını getirmişti. İlk iki kovanımın kapak altında bu duaları raptiyeledim. 2025- hala dururlar.

Evet. Ben Mecit ALBAYRAK. Arı Ve Arıcılık Hevesim her daim var. Lakin bir türlü istenilen uygun kovan sayımı bir türlü tutturamadım. Allahın izni ile karşılıklı fikirlerimizi paylaştığımız arılı ballı nice yıllarda görüşe bilmek  niyazımla. Kalın sağlıcakla.  10.2010    Mecit   ALBAYRAK

DÜNYA ÜZERİNDE SICAKLIK ve SOĞUKLAR.

DÜNYA ÜZERİNDE SICAKLIK ve SOĞUKLAR.

Temmuz 2025.  Dünya Üzerinde Sıcaklık ve Soğuklar, </strong> kimi zaman anlık kimi zamanda yıllara tekabül eden tespitlere dayanır. O ülke veya bölge için, 12 ay 365 gün ve geriye dönük, kayıt edilmiş 10 yıllık iklim verileri baz alınır. Buna göre Sıcak soğuk yağmur vb kayıt rakamlarının ortalaması o bölgenin gerçek sonuçlarını verir. Dünya meteoroloji standartlarına göre ISI Derecesinin En doğru yerleşimi ile ölçüm yapmak için ise;

Ölçüm yapacak cihaz yerden 1,2 ile 2 m arası yukarıda olmalı. Duvar dibi ağaç yanı olmayacak. Çerçeveli gözenekli bir kutu içinde gölgelendirilmiş, güneş ışınlarını görmeyip, ısısını hisseden açık  bir alan içinde ölçüm yapılmalıdır.  Kaynak: NASA-BBC

TÜRKİYE’DE İKLİM ÇEŞİTLİLİĞİ VE ETKİLERİ

Türkiye’nin en soğuk ve sıcak olan şehirleri. 1993 yılı Ağustos ayında Mardin Kocatepe + 48.8 C’ dir.  En soğuk yer ise. 1990 yılı Ocak ayına ait 44.4 C’ ile Van Çaldıran bölgemizdir. Kaynak: BBC

&lt;/p&gt; <p&gt;Dünya</strong> Dünya Üzerinde </strong>Sıcaklık ve Soğukların  tespiti hakkında küçük bir örnek: Hava durumlarını,  günlük olarak televizyon gazete ve cep telefonlarından takip eder,  okuruz. 26 Haziran 2012 TRT televizyonu Elazığ şehrimizin sıcaklığının 41 Antalya’nın 38 C’ olduğunu söyledi. Yazımın başında belirttiğim gibi günlük hava durumu, o bölgenin gerçek iklim, hava durumunu göstermez. 

13 Aralık 2016 – 16 Ocak 2017 arası aralıklı olarak Seydişehir merkezine 260 cm kar yağdı. Tespit edilen en soğuk ise; 27 C’

Seydişehir 2022 yılı Ocak ayı ortasında Türkiye’nin – 27 C’ ile en soğuk ikinci şehri oldu. Ayrıca Mart ayında tüm Türkiye sathında  olduğu gibi etkili olmasa da 40 cm varan kar yağışları oldu.  

Dünya Üzerinde Sıcaklık ve Soğuklar &lt;/s&lt;/strong>trong> konusunda uzman kişiler: Türkiye’de ani hava değişikliği ile aşırı yağışlar görülmeye başlanacak. Bundan böyle Türkiye’de tropikal iklim değişiklikleri olacak dendiğini vurgulamış olayım. Seydişehir, yaşadığım yer olarak sadece bir örnektir. 

Türkiye’nin Batıdan Doğuya doğru sıcaklık farkı Meteorolojik kayıtlara göre yaz mevsiminde bile + 28’den  + 15 C’ ye doğru düşüklüğü belirtilmektedir. Kış  ortalamasını ele alırsak! Yukarıdaki rakamları 10’nar C’ düşürmemiz lazım. 

BİR BÖLGENİN İKLİMİNİ ETKİLEYEN UNSURLAR:

Rakım, iklimi etkileyen en önemli bir unsurdur. O bölgenin dünya üzerinde bulunduğu yer, rakımı dört yanını kuşatan dağlar; Dağların yerleşim yerlerine  olan yakınlık ve uzaklıkları gölet ve barajların az – çok olması dahi bir etkendir.

Ak Deniz bölgesinde iklim: Geçmiş yıllardaki  Ağustos ayı ortalamasına göre en sıcak şehirlerimiz. 1. Adana, 2. Mersin  3. Antalya. Bu şehirlerimiz arasındaki sıcaklık farkları 0.1- 0. 9 arası birbirine yakındır. Bu üç şehrimizin kışın en soğuk ortalaması + 5 / 15 C’ arasındadır.  Üç ilin geçmiş yıllardan beri Ağustos ayı sıcaklık ortalamaları + 22 /45 C’ arasında değişmektedir. Rakım olarak Mersin 9 m, Adana  26 m.  Antalya 46 m.  Ak Deniz bölgesinin ortalama rakımı ise, 389 m dir.</p>

Dünya Üzerinde Sıcaklık ve Soğuklar &lt;/strong&gt; konusunda dağların etkisini gösteren bir örnek bence Alanya ve Manavgat’tır. Bu İlçelerimiz Akdeniz kıyısı ‘dibinde’ olmasına rağmen sırtını dağa yaslayan Alanya daha sıcaktır. Böylece kuzeyin soğukların dan korunuyor. 

Güneydoğu Anadolu  doğuda ve karasal olmasına rağmen yaz mevsiminde sıcaklık ortalamaları + 26 C’. Güney Doğu Anadolu bölgemizin sıcaklık yönünden Ak Deniz bölgesi ile yarışmasının iki önemli nedeni var.

1 – Toros Dağları. Güney Doğu Anadolu ile Doğu Anadolu bölgemiz arasında doğal bir sınır vazifesini görmektedir. Bu dağ uzantısı Doğu bölgemizin soğuklarını kesmektedir. 

2 –  G. Doğu Anadolu Bölgemiz 729 mt yükseklik ortalamasına sahip.  Karasal iç bölgede olmasına rağmen Ak Denizin sıcak havasını almaktadır.  Ayrıca Suriye ile arasında dağ yok. Orta Doğu ve Arabistan ülkelerinden gelen sıcak kuru kum ve çöl rüzğarlarının etkisiyle sıcaklıkları yüksektir. Güney Doğu bölgemiz sıcaklık konusunda Akdeniz iklimi ile, 0,1-0,9 C’ farkları arası yarışmaktadır.

Serik Gebiz 2020 yılı mayıs ortasında sıcaklık gölgede + 49 C’ oldu. 

Doğu Anadolu bölgemizin iklimi. Dört mevsimden oluşan en soğuk en sıcak +/- aylarının  ortalaması + 15 C’ tekabül etmektedir. Bu bölgemizin rakım ortalaması: 1403 m dir. Kafkas Dağlarının Kuzey Kuzeydoğu yönünden esen poyraz kuru ayaz Sibirya rüzgarları bu bölgemizin soğuk olmasına sebep olmaktadır. Bu bölgemiz, Her yöne bakan ve uzun olmayan parçalı dağ gurupları ile doludur.

Eski İnsanlarımız en soğuk ay ve günleri kast ederken ZEMHERİ adını söyler. Bu aylar ise Aralık Ocak aylarıdır. Uzun yıllara dayanan bilimsel ortalama tespitlere göre. Ocak ayı içerisinde en soğuk olan şehirlerimiz. Ardahan 15 C’ Ağrı 13 C’ Kars 11 C’ ve Erzurum 8 C’.  Ardahan rakımı 1870, Ağrı 1640, Kars 1768  ve  Erzurum 1890 m’dir.

Bu yüksek bölgede bulunan ve 860 m rakıma sahip ilimiz Iğdır. Akdeniz bitkisi olan pamuk üretimi yapılmaktadır. Ve Iğdır’ın  geçmiş yıllara ait 12 ay – 365 günlük sıcaklık ortalaması + 12 C’

İKLİM KONUSUNDA RAKIM VE DAĞLARIN ÖNEMİNE AİT BİR ÖRNEK:

Bir düğün için Eskişehir Mihalgazi (iklimi) ilçesine gittik. Dört tarafı dağ ve tam orta çukur zemininde Sakarya nehri akmaktadır. Sakarya nehrinin aktığı zemin rakımı 170 m. Kaymakamlık bina çevresi ise 215 m.  Nehir tabanından 300 mt yukarısında ise Sakarı kaplıcaları yer almakta.9

Bu ilçemizde Akdeniz bölgesinde yetişen zeytin pamuk nar dahil her türlü meyve ve bitki yetiştirilmektedir. Nerede ise yerleşim bölgesi kadar plastik seralar araziyi kaplamış durumda. Düğün sahibinin anlatımı ile bu sene 2013-14 kışı sert olmadığı için beş kez mahsul kaldırmış. Bu yerin yıllık sıcaklık  ortalaması ise: + 14 C’  – 14.06.2014 

SİBİRYA BÖLGE ISISI

Sibirya’nın daimi soğuk olmasının nedeni (en soğuk değil). Sibirya toprakları ağırlıklı olarak enlem bazında Kuzey kutbuna daha yakın.  Dikdörtgen vari yükseltisi fazla olmayan sulak ve tundra türü otsu ve DONMUŞ topraklara sahip bölgedir. 

Bu bölgenin Kuzey Kutbuna (KK) göre daha soğuk olmasının nedeni ise Toprak‘tır. KK toprak yoktur. Sibirya bölge toprağı, derinlemesine buz ve donuk vaziyettedir. Esas etken budur. Diğer taraftan kutup bölgesinin daha sıcak olmasının diğer bir nedeni de, Atlas Okyanusu tabanından kutup bölgesine gelen sıcak su akıntısıdır.

Ayrıca buz ve kar,  güneş ışınlarını uzaya yansıtır. Emmez. Bu durum Sibirya da soğuk etkisini daha da artırıyor. Kaynak- livescience.com 

Batı yönünde Ural sıra dağları Atlantik üzerinden gelecek serin havayı salmıyor. Güneyinde olan Pamir ve Himalaya yüksek dağları ise Pasifik ve Hint Okyanusu üzerinden gelecek tropikal sıcak havayı engelliyor. Kuzey Buz Denizi üzerinden kutup soğukları ve Kuzey/KD Pasifik Denizi üzerinden ise! Sibirya da serin ve soğuk hava hakimdir. 

Dünyada insanların sürekli olarak yaşadığı dünyanın en soğuk şehri enlem olarak 60′ ve yukarısındadır. Rusyanın Sibirya bölgesi Kuzey Buz Denizine yakın ve kutup bölgesinde olan Verkhoyansk rakım: 130 m. 1888 yılı Ocak ayı – 67.8 C’. Bu yerleşim yerinde en yüksek sıcaklık 20 Haz. 2020 + 38 C’ olmuş.

 Oymyakon (Oimekon) Köyü rakımı 730 m. Bu yerleşim yerinin en soğuk olmasının nedeni? Kutup bölgesinde her tarafının dağlarla kaplı, çukur bir bölge olduğundandır. Pasifik Okyanusuna daha yakındır. Kış mevsim etkisi 9 ay sürmektedir. Yıllık Ortalama sıcaklık ise  — 40 C’.

Grönland adası 1924 yılında – 71.2 C’ ve 1933 yılında – 69.8 C’ olmuş. 22 Aralık 1991 günü  – 69,6 C’.  Mars gezegeninden bile en soğuk günü yaşamış. Kaynak: NASA / Rus Bilimler Akademisi  meteoroloji istasyon kayıtları ve livescience

DÜNYADA ISI ÇEŞİTLİLİĞİ 

Dünyanın anlık tespit edilen en soğuk yerleri. ABD / Alaska Barrow bölgesi KK yakın yıllık ort. – 20 C’ ● ABD nin Utah Eyaletinin Panguitch yerleşim yeri. Meksika bölgesine yakındır. 6 Aralık 2013 gününe ait en soğuk hava derecesi O gün için – 45 C’.  KK Kuzey İstasyonu noktası yıllık ort. – 47 C’ 1954 yılında Bu bölgede – 66 C’ görülmüş. ● ABD/Alaska Eyaleti Creek bölgesi en fazla 1971 yılında – 62 C’ ● Dünyada ilk Altına Hücum olaylarının yaşandığı 1800 yılında Kanada – Yukon bölgesinde kurulan Budak köyü 1947 yılında – 63 C’.  07.2017  Kaynak: www.uznayvse.ru

Dünyanın sürekli en sıcak yerleşim yeri. Etiyopya Dallol bölgesidir. Bu yerin kış mevsimi dahil 12 ay365 güne tekabül eden sıcaklık ortalaması. +34.4 C’. Bu yerleşim yerinde 3 ay 92 güne tekabül eden  yaz mevsiminin sıcaklık ortalaması ise. +47 C’ dir.

Bu güne kadar tespit edilen dünyanın en sıcak yeri. Libya – El Aziziye yerleşim bölgesidir. 1922 yılı Eylül ayında vuku bulan sıcaklığın + 57.7 C’ olduğu, kayıtlara geçirilmiştir.  3.2018

1915 yılı Arizona Tuskon Çölü yüzeyinde 71,5 C’ – Aynı anda ve aynı noktanın 4 mt üstünde ise 42,5 C’ ölçülmüş. 

Güney Afrika Cumhuriyeti Vredendal  kasabası sıcaklığı. Meteoroloji kayıtlarına göre 27 Ekim 2015 Salı gününe ait en yüksek sıcaklık +48.4 C’ olmuş. 16 Ekim 1936 tarihinde Arjantin Campo Gallo köyünde tespit edilen en yüksek sıcaklık. + 47.3 C’. Kaynak: www.gismeteo.ru

Dünyanın 60′ enlemi üzerinden itibaren başlayan Kuzey kutup bölgesinde kar her daim yağmaya devam edecek. </strong>  Himalaya dağ zirvelerindeki en kalın buz katmanları 1960 yılına kadar oluşmuş. Buz ve kar katmanlarının yine bu tarihten 2018 yılına kadar yüzeyden 80 metre derinliğe kadar erimiş. Bu sonuç Dünya Üzerinde Sıcaklık ve Soğuklar göstergesidir. Kaynak; CIA/NASA

Isınmanın nedeni? Dünyanın,  Güneşe göre 23⁰ olan açı ve uzaklığı nedeni ile Güneşe doğru bir yakınlaşma olduğu  belirtilmektedir. Bu durum ise,  sıcaklıkların artmasına  neden oluyor. www.livescience.com           

Edindiğim bilgi doğrultusunda. Ekvator sıcaklıklarının her 10 senede bir 40 km (güneye değil) kuzeye doğru ilerleyeceği şeklindedir. Yine NASA bilim adamlarınca yayınlanan 16 Ocak 2015 tarihli bilgi dahilinde.

Dünya yüzeyinde en sıcak yıl. Sanayi devrimi sonrası Sera gazları nedeniyle 1880 yılı ile 2014 yılında oluşmuş.  <strong><p&amp;gt;&lt;strong> Dünya Üzerinde Sıcaklık </strong&amp;lt;/strong>&amp: 

Kasım 2013 Ocak 2014 tarihleri arasında ve Rus RTG Tv kanalı üzerinden Sibirya soğuklarını 50 gün boyunca not ettim. Bu günlere ait en soğuk yer Yakutsk şehrinin 50 günlük ortalaması – 32 C’ olmuştur.  Kaynak: Kendi çalışmalarım. 

KUTUP BÖLGELERİNDE ANLIK ISI ÇEŞİTLİLİĞİ:

NASA, 9 Aralık 2013 Pazartesi tarihli paylaşımına  göre. Yüksek çözünürlükte termal kızılötesi sensörlü cihazlara sahip Landsat 8 uydusundan. ABD Jeoloji Araştırma bölümü görevlilerinin Antarktika da 32 yıldır karadan yaptıkları araştırma tespit sonuçlarına göre; Dünyanın en soğuk olan bölgesi – 93.2 C’ (- 136 F) ile  Doğu Antarktika yaylasıdır. Daha önceleri de belirttiğim gibi bu nokta ve kıtada sadece araştırma amaçlı çalışan kişiler vardır.

– 93.2 ‘C daimi olmayıp, 10 Ağustos 2010 tarihinde tespit edilmiştir.

Güney Kutup (GK)  Kuzey Kutup (KK) bölgesinden daha soğuktur. Bu bilgi bilimsel bir tespittir. GK merkezi tamamen toprak bir tabakadan oluşuyor. KK tamamen deniz üstü kalın buz tabakasından oluşmaktadır. GK kıtasında lav kaynayan bir yanardağ bile mevcut.    20.12.2010 

BENZER ERKEK ve KADIN İSİMLERİ.

BENZER ERKEK ve KADIN İSİMLERİ.

Haziran 2025. Benzer Erkek ve Kadın İsimleri. Bu tip paylaşımım gayesi doğumlarda çocuklarına benzer erkek kız isimleri veya tersi isim arayanlara yardımcı olmaktır.

Ali Aliye, Adil Adile, Akil Akile, Arif Arife, Aziz Azize, Azim Azime,

Bahri Bahriye, Bedri Bedriye, Bilgin Bilge, 

Cahid Cahide, Can Canan / Cansu, Cavit Cavidan, Cem / Cemal/ Cemil Cemile,

Deniz Derya, Dursun Dursune / Durdu,

Emin Emine, Ergün Ergül

Fahri Fahriye, Faik Faika, Ferit Feride,

Hamdi Hamdiye, Hüsnü Hüsniye, Halit Halide, Habip  Habibe, Hayati Hayat, 

Kadir Kadriye, Kamil Kamile, Kerim Kerime,

Latif Latife, Lütfi Lütfiye,

Melih Meliha / Melike, Mevlüt Mevlüde, Muhsin Muhsine, Mükremin Mükerrem, Murat Muradiye, Mümin Mümine, Müfit Müfide, 

Naci Naciye, Nafiz Nafize, Naim Naime, Nadir Nadire, Nail Naile, Nuri Nuriye,

Olcaytu Olcay,

Özgür Özlem / Özge, 

Remzi Remziye,

Salih Saliha, Sabit Sabiha, Sabri Sabriye, Selim Selma, Selim Selime, Semih Semiha, Serkan Sertap/ Sercan, Sezgin Sezer, Sıtkı Sıdıka, Soner Songül,

Şerif Şerife, Şevket Şevkiye, Şükrü Şükrüye, 

Tayyip Tayyibe, Tuglu/Tugrul Tugce 

Ulvi Ulviye,

Ümit Ümmü / Ümide 

Vahit Vahide, Veysi Vesile,

Yaşar Yaşar,

Zahit Zahide, Zeki Zekiye, Zeynel Zeynep, Zülfü Zülfiye,

Benzer Erkek ve Kadın İsimleri konusunda sizlerden destek  gelir mi? Araştırmaya devam ediyorum. 2023

 

 

ANA ARI HAKKINDA BİLGİLER

Akseki Cendeve Yabani Çilek Çiçeği

Haziran 2025.  Konu başlığı olan Ana Arı Hakkında Bilgiler FAO kaynaklıdır. Ayrıca Katıldığım 2017 İstanbul Api Mondia Konferansında not ettiğim ve arılığımda bizzat gördüğüm bilgilerdir. Aradığınız sorunuzun cevabı veya benzeri yok ise, en sondaki yorum kısmına sorunuzu yazınız. Sayfama gelen sorularınızı uygun kısmada ilave edip, cevaplıyorum.

MACAHEL ARICILIK’tan : Yerli Ana Arı Irkları ve üretim merkezleri – Ülkemizde üretilen ana arıların ana tarafı % 80 Kafkas, %20 erkek Muğla arısı ağırlıkta. Ülkemizde Kafkas ve melezi olan ana arılar Artvin Camili, Posof ve Saf Anadolu ırkı Ana arılar ise, Kızılcahamam Kırkırca Köyü üretim merkezinde üretiliyorlar.

Kafkas cinsi Doğu Anadolu ve Kara Deniz Bölgesinde, – Kafkas Melezi Ana Arılar ise;  Diğer Tüm Anadolu üzerinde yaygındır. Artvin Camili  bölgesinde  üretilen damızlık Kafkas arılar Kara Deniz ve Marmara bölgesine. – Posof  bölgesinde yetiştirilenler ise diğer bölgelere gönderiliyor. 

Ana arı hakkında genel bilgiler

Ana memesi oluşumu : İşçi arıların içinde yeni ana üremesi için Peteklerin kenarları ile orta yerlerine yaptıkları ana arı memesi ile kendini belli eder. Düğme biçiminde basık veya dibi geniş dışarıya doğru konik ucu dar en fazla 2,5 cm uzunluğunda olurlar. 

Düğme biçiminde basık olan memeleri diğerlerine zarar vermeden kopartın. Bu yerlerde olan ana arının kendisi küçük olur.  Peteklerin aynı zaman içerisinde orta, yan ve alt kenarlarına yapılan memeler hem oğul hem yeni ana üremesi amaçlıdır. Sadece orta yerinde olan meme ise, ana değişimi içindir.

Yukarıda belirttiğim üzere peteğin bir yerine ağzı geniş, çukur bir kapsül yaparlar. Buraya ana arı günlük yumurta attığı zaman, yeni ana arı oluşumu başlamış olur. Bu memeler ana arıya tuzak amaçlıdır. İşçi arılar bu yumurtaya arı sütü ilave ederler.

Ana arı kaç günde çıkar: . İlk yumurta konduğu andan itibaren 16. günün sonunda yada! Son anda 4 günlük yumurtadan yapılan ana memesi ise 12 gün sonra yeni ana arı çıkar. Böylece koloni yeni ana sahibi olur.

Ana çıktığında konik memenin ucu delik ve, açık bir kapak şekli görülür. İşçi arılar bu anayı beğenirlerse. O ana koloninin kraliçesi olur. Sonrası bu ana, içinde çıkacak ana olan memelerin yan kenarlarını deler. Böylece meme içindeki doğmamış yetişkin anayı meme içinde öldürür.

Ana arının IIII diye ses çıkartması : Ana arı memeden çıktıktan sonra, kovan içini gezerek, rakip gizli ana arının olup olmadığını öğrenir. Kendisinden başka meme ve canlı gezen ana yok, kolonide bu anayı kabul etti ise sadece kovan içini tanımak için gezer. Sessizce koltuğuna oturur kabulleri bekler.

Fakat! Ana arı peteklerinde başka meme varsa! kendi acısından bu tehlikeyi görür. Bu sebeple kendini koloniye kabul ettirmek için bütün petekleri gezer. Bu nedenle gezerken kendini gören görmeyen koloniye  ıııı  diyerek vızıltı ses çıkartır.

Gelecek olan tehlikeyi bilmektedir. Kovan içindeki tüm arılara kendisinin ana arı olduğunu göstermek böylece hayatta kalmak için şans aramaktadır. Başka ana var ise, karşılık verir ve Ana arılarda ölümüne dövüşürler. 

Ana arı döğüşünü görmemiş yıllanmış arıcıların olduğuna eminim biliyorum. İşçi arılar çıkmış anadan memnunsa hem ana arı hem  işçi arılar diğer memeleri telef ederler. Kaynak:. FAO ve tespitlerim.

Ana arının diğer isimleri: Bir tv bilgi yarışında konu edilince yazmak şart oldu. Ana arının bilinen 3 adı var: Ana arı, Kraliçe arı veya arı beyi. Arıcı olarak bizlerin en büyük sorunlarından biri, ana arı dır. 2021 

Yeni Ana arının özellikleri; Kovandaki arıların neye meyilli olacaklarının; % 50 si ana arının özelliklerine dayanıyor. Diğer % 50 ise ana arının çiftleştiği 5-12 adet olan erkeklerin karma özelliklerini taşıyor. Bu sebeple toplamda hangi özelliği fazla ise! Doğan yavrular bu özelliği taşıyor. Mesela balamı, polene mi, propolise mi daha meyilli olacaklar.

Ana yapacak kovana şerbet verin. yeni ananın sütü bol olsun. Düğme şekline benzeyen memeleri kapanmadan hemen temizleyin. yada Memeler kapandığı zaman düğme gibi basık memeleri kopartın. Sinek gibi ana çıkmasın.

Ana arının çiftleşme uçuşu:  Ana arı 11 – 15 saatleri arası ve 24 C’ üzeri sıcaklıkta çiftleşme uçuşuna çıkar. Erkek arı ise 21 C’ üzerindeki sıcaklıkta çiftleşme uçuşlarına başlar.  Bir kovanın ana arısı, kendi erkek arıları ile çiftleşmez. Erkek arılar çiftleşmek için ana arıdan davetiye beklemezler.

Diğer kovan erkekleriyle yerden 5 ila 50 mt yukarıda ve 300 mt çap içerisinde çiftleşir. Yakınında erkek arı yoksa! Ne kadar uzakta ve erkek arılar nerede ise! Ana arı Oraya gider. Yeterli sayıda veya hiç çiftleşme olmaz ise ertesi gün tekrar çıkar.

Ana arı  Yağmurlu kapalı havada Çiftleşme uçuşuna çıkmaz. Ana arı ben çiftleşmeye gitmeyeceğim deme lüksüne sahip değil. Öldürülür. Yağmur veya sakatlığı nedeni ile çiftleşme uçuşuna bu yüzden gitmez gidemezse yine öldürülür. Veya Yeterli sayıda çiftleşemez ise! yine öldürürler. FAO

Arkasında son erkek arının organı ile kovana döner. (Arkasındaki erkek organı ile anayı gördüm) İyi tohumlanan anada, 5 milyon sperm olur. Günde 2000 yakın günlük atar. Kovan içerisindeki Ana arı, kovanın her yerini gezer.

Yanız; HİÇ BİR ANA ARI BU KADAR SPERME SAHİP OLAMAZ. 

Ana arının ilk günlük atımı: Ana arı, memeden çıktıktan sonrası 5. gün kovan dışına çıkıp kovanın yerini ve çevreyi tanıma uçuşuna çıkar. Kovana döner. Aynı veya ertesi günde çiftleşme uçuşuna çıkar. 3-5  gün sonrası günlük atımına başlar. Memeden çıktığı ilk günden itibaren 8 gün içerisinde günlük atımına başlaması lazım. – FAO

Ana arının kovanda olduğu yerler;  İlk önce yeni kabartılmış günlük atımına hazır taze peteklerde olur. Sonra, daha önce atılmış günlüklerin olduğu peteklerin üzerine bakacaksınız. Yine de göremez iseniz tüm peteklere bakınız. Sonra sırası ile:. Kovan içine ve örtü tahtasına. Kovan dışı ve en son, yere arı döküldü ise, bu arıların içine bakacaksınız. Yeni doğan ana arının boyu 15 – 20 mm arasında değişir.

Olgun hali 25 mm kadardır. Genç ana kısa ve şişman, eski ana zayıf uzun boylu olur. Ana arının etrafında bulunan 1 4 günlük arılar Ana arıya hizmet etmekle görevli arılardır. İlk önce arıcı olarak şunu bilelim. Her ana arının, en azından kendisine hizmet edecek yeni yavrulara ihtiyacı vardır. Ana; Koloninin çoğalmasını en azından kendisi için ister. – FAO

Arıya ne zaman bakılmaz : Yağmur, rüzğar, karanlıkta, siyah veya koyu renkli elbiseler ile bakılmaz. Kovanlar arası aşırı arı hareket ve yağma durumu var ise yine arıya bakılmaz.

Ana arı etrafındaki arıların görevleri: 
– Ana arının beslenmesi için arı sütü yapar ve yedirirler,
– Ana’nın temizlenmesini yapar ve yardım ederler,
– Ana arının isteklerini, bütün çitalarda bulunan arılara iletirler,
– Feromen kokularını, bütün kovan içine dağıtırlar,
– Ana arının kakasına varıncaya kadar yaptırıp, pisliğini kovan dışına atarlar.
– Ana arının, hastalıklara uğramaması için sağlık bakımını yaparlar.

Bu konudaki bilimsel bilgileri Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü FAO üzerinden elde ettim. Eylül 2018

ARILARDA PERİYODİK BAKIM ZAMANI

Serikte arı kovanlarım

Haziran 2025. Arılarda Periyodik Bakım Zamanı! Arılara kaç günde bir bakılmalı? En fazla her on günde bir yapılması lazım. Neden? Ana arı en geç 16 en erken 12 günde çıkar. Benim ölçüm bu. Böylece bu bakım şeklinde kovan içindeki bütün petekler arı ve anayı gözden geçirmiş olursunuz. Bu işlem yapılırken ana arı, günlük, kapalı, hastalık ve bozuk petek varmı yokmu? Kontrol et. Bu saydıklarımın varlığı veya yokluğu durumunda yazılarım içerisindeki konu başlıklarına göre işlemler tatbik ediniz.

Kovanın periyodik bakımından amaç ana, meme varlığı, oğul ve sahte ana durumunu engelleme amaçlıdır. Arılarda Periyodik Bakım Zamanı dışında mecburi bakımların her daim ve gerektikçe yapılması zorunlu bakımlardır. Bu nedenle Her üç güne bir varroa ile mücadelede duman verilmeli. Ham petekin tamamı işlendikçe ek olarak yenisi verilmelidir. Şerbet vermek ya gerektikçe yada niyete göre devam eder. Kovanlarda Yağma durumu halinde müdahale ediniz. Hemen uçuş deliğini kapatın. Ayrıca, yağmaya uğramış kovanın ilk çevresindeki hiçbir kovanıda açmayın.

Kovan nasıl değiştirilir? Her hangi bir sebepten dolayı, kovan değiştirmeye karar verdiniz. Önceliğiniz, temiz bir kovanı hazırlamaktır. Dolu kovanı yerinden kaldırıp, boş kovanı aynı noktaya koyun. Eski kovandaki çıtaları, çıkarttığınız şekilde yeni kovana yerleştirip, örtü ve üst kapağını kapatınız. İlavesi varsa, aynı usulde, devam ediniz. 25.09.2011

Arılarda Periyodik Bakım Zamanı; MECBURİ olmayan mesela bir kovanı değiştirmeniz gereken bakım haricinde yağmurlu, kapalı, soğuk ve rüzğarlı  havalarda kovan açılmaz. Burada ölçünüz şu olmalı. Hava kapalı bile olsa! Arıya şimdi bakarsam zararım ne olur? Önemli olan fayda ve zararı bilerek yapınız.

Benzer şekillerde kışın arıya bakmanız gerekiyorsa şart ise! Dışarıda arı uçsun veya uçmasın! Örtü tahtası veya bezini bir köşeden hafifçe, çarpmadan, vurmadan aralayıp içine bakın. Çita üzerinde arı geziyorsa kovanı açıp bakın. Küme halinde ise, hemen kapatın.

Bir ucundan arılara baktınız; kovan içinde arılar üzüm salkımı gibiler ise hiç dokunma. Kapatın. Haliyle Bir tek arı O salkımdan düşer ise, ölmeye mahkumdur. Onun için mecbur kalmadıkca Aralık , Ocak, Şubat aylarında kovanı açmayınız. Ve dolayısı ile Bu yazdıklarım, soğuk bölgeler içindir. Ek olarak Gerektikçe kek verilir. 07.2017

 

DÜNYADA YAŞAM ve YAŞ ORTALAMALARI.

Dünyada Yaşam ve Yaş Ortalamaları

Haziran.2025.  Dünyada Yaşam ve Yaş Ortalamaları konusunda insanları ve devletleri üç guruba ayırıyorum. Dünyada insanca yaşayan halk, yaşatan devlet ve yaşadığını yaşattığını sanan insanların olduğu devletler ile her şeyini doğa ve doğa güçlerine bağlayan bekleyen insanların yaşadığı ülkeler var.

Devleti ve milleti ile bir bütünlük halinde yaşamı kolaylaştıran uygulamalara erişen buna göre sağlıklı yaşayan insanlar ile insanlarını yaşatan devletler var. Bunlar İlk guruba dahil olan insanlar mutlu yaşam ve müreffeh devlete sahip en şanslı insanlardır. İnsanlarda yaşam süreleri en uzun sağlıklı yaşama dahil olan bilinçli kişilerdir. Bu ülkeler Hristiyan ve Budist inanışında olan ülke ve insanlardır.

İkinci guruba girenler, Devleti ve milleti ile her şeyi Allahtan bekler. Bu ülkelerin kiminde Allah vergisi yeraltı zenginlikleri nerede ise taşar. Ama müreffeh ülke olmaktan uzaktırlar. Sadece kimi Müslüman ülkeler göre avantajları var.  Ne yazık ki Her şeyi ile yokluk içinde olup, gerçekten işi Allaha kalmış şekilde yaşayanlar var. Bu ülkeler İslami inanışa sahip ülkelerdir.

Ancak Üçüncü gurupta olan insanlar ve devletleri her şeyi ile yokluk içindedir. Genelde Afrika ağırlıklı devletlerdir. Put ve doğa inancı ağırlıklıdır.

DUNYADA sadece kuru ekmekle karnını doyurmayan KALİTELİ YAŞAM SÜREN İNSANLARIN ÜLKESİ

2017 yılı 80 ülke arasında;  İsviçre, Kanada,  Almanya, İngiltere, Japonya, İsveç, Avustralya, ABD, Fransa, Hollanda,… 36- Türkiye

2019 yılı 80 ülke arasında:  İsviçre, Japonya, Kanada, Almanya, İngiltere, İsveç, Avustralya, ABD, Norveç, Fransa…  34. Türkiye...

2021 yılı 78 ülke arasında; Kanada, Japonya, Almanya, İsviçre, Avustralya, ABD, Y.Zelanda, İngiltere, İsveç, Hollanda, Fransa, Danimarka,…  34. Türkiye

2022 yılı 85 Ülke arasında: İsviçre; Almanya; Kanada; ABD; İsveç;  Japonya; Avustralya; İngiltere; Fransa ; Danimarka; Yeni Zelanda; Hollanda; Norveç; İtalya; Finlandiya — — Türkiye 30.

2023 yılı 87 ülke arasında: İsviçre, Kanada, İsveç, Avustralya, ABD, Japonya, Almanya, Yeni Zelanda, İngiltere, Hollanda          Türkiye  32.

2024 yılı 86 ülke arasında: İsviçre, Japonya, ABD, Kanada, Avustralya, İsveç, Almanya, İngiltere, Yeni Zelanda, Danimarka .. Türkiye 31.

DÜNYADA SİYASİ ve EKONOMİK OLARAK SÖZÜ GEÇEN ÜLKELER:  ABD,  Almanya,  Çin,  İngiltere,  Rusya,  Japonya

İNSANLARI MUTLU OLAN ÜLKELER; İtalya,  Fransa,  ABD İngiltere,  Japonya,

HALKI BİREYSEL OLARAK SAĞLIKLI BESLENEN ÖZGÜRCE YAŞAYAN ÜLKELER :  Kanada;  Danimarka;  İsveç;  Norveç;  İsviçre;  Avustralya;  Hollanda;  Finlandiya;  Almanya                                               

ÇOCUK YETİŞTİRMEK İÇİN EN İYİ ÜLKELER: İsveç, Norveç, Finlandiya

DÜNYADA İNSANLARI EN UZUN YAŞAYAN ÜLKELER ve YAŞ ORTALAMALARI 2024 –  200 Ülke arasında Monako 89.8  Singapur 86.7 Makao 85.3 Japonya 85.2 Kanada 84.2 San-Marino 84.2 Hong Kong 84 İzlanda 84 İsviçre 83.9 Andorra 83.8 ….. Türkiye 103. Sırada ve….

Türkiye’de  en uzun yaşam süresi – 2023 indeksine göre TÜİK verilerine göre bu gün doğan bebek ömrünün ORTALAMA 77.3 olacağı belirtiliyor. Buna göre erkek 74.7 kadın 80 yaşına kadar yaşayacak. 2024 yılı hesabı ile 86 mln Türk halkının % 10 nu 65 yaş ve üstünde imiş.

İnsanların  en az yaşadığı ülkeler: Çad 54,4  Lesoto  54,3  Orta Afrika Cum. 53  Yalnız esas bu insanlar acınacak haldedirler.

Dünyada  kadın ve erkek yaş ortalaması ise;  69,7 yıl.

Kadınların Daha Uzun Yaşamasının Nedeni: Kadınlarda bulunan östrojen hormonu, kadınların daha uzun yaşamalarına neden olmaktadır.  -Devamını okuyunuz-

Buna göre Östrojen hormonu kadınların, erkeklere nazaran daha az kalp hastası olmasını sağlıyor. Böylece kadınların daha fazla yaşamalarına neden olan 1. Sebeptir

2. ve en önemlisi ise! Kadınlarda (biri yedek) iki tane, sağlam X kromozomu var. Ancak Erkeklerde ise bir tanesi sağlam X ile, ( yedek X in yerine bir ayağı olmayan) Y kromozomu bulunmaktadır.

Buna göre Kadınların X kromozomunda bir hastalık olduğunda yedek X, esas göreve başlıyor. X in dört kolundan birinin eksik kromozomuna sahip olan Erkek bu nedenle Kadına göre, ∼ 5 sene daha az yaşıyor.

Ayrıca,  Erkeklerde olan içki ve sigara alışkanlığı, erkek ömrünü azaltan diğer bir nedendir. Bu arada kadınların doktora gitme alışkanlığı, erkeklerden daha fazla.    Kaynak: livescience.com  – 03.2022

Dünya Sağlık Örgütü  ( WHO ) nün yaptığı açıklamaya göre 65 yaş ve üzeri insanlar yaşlı olarak addedilmektedir. Bu kuruluşun yaptığı yaş sıralamasına göre ise;  65 – 74 yaş arası Genç Yaşlı. 75 – 84 Orta Yaşlı 85 ve üzerindeki insanlar ise İleri Yaşlı gurubunda yer almaktadır.

Yine bu örgütün yaptığı tespit ve açıklamaya göre 1955 yılındaki insanların yaş ortalaması 48 idi. 2025 yılında dünyadaki insanların yaş ortalamasının, 73 olacağı tahmini  belirtilmektedir.

Uzun yaşam için; Hekim.com sitesinden alıntı yaptığım aşağıdaki açıklama ve uygulamaları, yerine getirmeliyiz.

1 – Fazla uyumayın,  2 – İyimser olun,  3 – Fazla seks yapın.  4 – Ev hayvanı edinin,  5 – Zengin olun,  6 – Sigarayı bırakın, 7 – Sakin olun. 8 – Evlenin   9 – Spor yapın,  10 – Gülün, neşeli olun, 11 – Zayıflayın,  12 – Stres yapmayın. 13 – Meditasyon yapın,  14 – Kolesterolü ölçün, 15 – Antioksidan alın. Bu da benden: Aklınıza geldikçe hareketli bir müzik ile oynayınız.

Ne diyor Cenabı Allah; Her ne kadar -‘Ömür ne uzar, ne kısalır‘ dese de, hiç bir kimse ömrünün ne kadar olduğunu bilemez vede Allah CC – Benden niyazda bulunun, verdiğim -cana-  emanete sahip çıkın, ve benden ömür dileyin, diyor.  Cenabı Allah -İnsan ömür süresi -ne uzar, ne kısalır, dese de belki bu süre insanların yakarışları ile sınırlı olup – olmadığını kim iddia edebilir.  Kaynak: https://www.usnews.com/news/best-countries  12.2010   Mecit ALBAYRAK

AKDENİZ BÖLGESİNDE ARI BAKIMI

Haziran 2025. Akdeniz Bölgesinde Arı Bakımı için Akdeniz bölgesine kuvvetli yağmurlar yağmadan gitmeyiniz. Gitme durumunuzda ise; her türlü yabani arı ile mücadele edecek önlemlerinizi alarak geliniz. Yağmur yağmış olsa bile yabani arı türleri buralarda Aralık ayına kadar oluyor. Gideceğiniz bölgeye kuvvetli yağmurlar yağdıktan sonra gelirseniz, arı sayısında biraz azalma olur. Şöyle ki;

Cimcime / eşek arısı buralarda çok olur. Cim cime veya eşek arısı, genelde çatı, duvar, ağaç deliklerinde ve toprak içinde olurlar. Genelde bal çalar. Denk getirirse ölü canlı arıları da yer. 

Borazan Arısı: Boyu 3,5 -4 cm olan kızıl kahverengi renginde arı çeşididir. Diğer arılardan daha tehlikelidir. Toprak altında, duvar ve ağaç oyuklarında yaşarlar. Borazan arısı en tehlikeli yabani arı cinsidir. Bu arı, bal arısını havada veya kovan üzerinde yakalar ve gözünüzün önünde yer. Akdeniz Bölgesinde Arı Bakımı için gelmeden önce tedbir alınız. Bunun için yanınızda fare yakalama tutkalı, sinek öldürücü fıs fıs ilaçlarını getirmeniz şart.

Veya kokusuz haşere öldürücü sıvı ile toz ilaçları da olur. Günlük atımı buralarda daimi olur. Haliyle en geç her 12 günde bir genel kovan bakımı şart. Böylece Yabani arılar ile de mücadele fırsatınız oluyor. Yabani arıları yok etmenin en iyi yolları fare tutkalı ve toz ilacıdır. Ben, tutkala yapışan bu arıları alır, ddt ilacını sürer, bırakırım. En temiz yolu bu. Gittiği yerde koloniyi yok eder. 

Akdeniz bölgesinde Eylül Ayından İtibaren çiçek açan bitkiler. Nektar ve polenli bitkilerden pürem, sarı (kokar) çiçek, Keçi boynuzu (harnup); Yağmur sonrası kiriş otu ve yeni dünya ağacı; Mart ayı ortasından itibaren de narenciye ağaçları çiçek açar. Böylece memleketinize bal ile gitmeniz Kuvvetli arınız varsa, mümkündür.

Bunları düşününce Akdeniz Bölgesinde Arı Bakımı ve uğraşması hem arı hem arıcı için hoş oluyor. Günlük atımı Ocak 25 itibari ile tekrar başlar. Erkek arılar, nisan ayı içinde tam olgunluğa erişirler. Bu durum, iç bölgelere göre nerede ise bir ay önceden başlar. Dolayısı ile burada yeni ana üretiminin erken olması mümkün oluyor.

Akdeniz bölgesinde arıya kek verilmesi. Hava şartlarının uzun bir süre uygun olması durumunda şerbetin yanında kek veriniz. Kek vermeniz halinde kovanın yakınında daimi arının içme suyu, olmalı. Bir arıcı arkadaş denk geldi. Boş kovanları yüklemiş, memleketine gidiyor. Nedenini sordum. Yakın çevresinde su olmadığı halde kek vermiş. Arılar susuzluktan ölmüşler. 03.2014

 

İSLAMİ ŞARTLARA UYGUN ÜLKELER

İSLAMIN ŞARTLARINI UYGULAYAN ÜLKELER.

Haziran 2025. İslami Şartlara Uygun Ülkeler Deyince! İslamın şartlarını en iyi Müslüman ülkeler uygular demeyin.

Batı’ya gittim ve İslam’ı gördüm ama Müslüman yok. Doğuya döndüm ve Müslümanları gördüm ama İslam yok’ (Muhammed Abduh)

‘Onların yaşantısı bizim dinimiz gibi. Bizim yaşantımız ise; Onların dini gibi’ Mehmet Akif Ersoy

Müslümanlık Şeriat Demek Değildir. Bu sıralama içinde din ve dindarlık unsuru yok. Bunun yerine Ekonomi Hukuk Adaletli Devlet Yönetimi, İnsani ve Siyasi Haklar var. Daha sonra Uluslararası İlişkiler ve müsrif harcamalarla bile sağlanamayan GERÇEK SAYGINLIK var. Sonuç olarak bu kriterler üzerinden değerlendirmeler yapılmış. Sonuç olarak bu şartları yerine getiren herkes İslamın emrettiği şartları uyguluyor demektir. Devletler; Bir ülkenin halkı beş vakit namaz kılıyor Pazar günleri kiliseye gidere bakmaz.

İslami Şartlara Uygun Ülkeler sıralamasında ilk 40 içinde ne yazık ki hiç Müslüman ülkesi yok. Buna rağmen 10 puan üzerinden yapılan derecelendirme sıralamasında 9.08 puanı ile 1. olan Yeni Zelanda olmuş. Sıralamada ilk yerlerde olan Müslüman ülke olan ancak Malezya olmuş. Puanı ise 6,27 ile 43. sırada.

2021 yılı Müslüman Olmayan fakat İslamın Emrettiği Kuralları Yerine Getiren Devletler.

Yeni Zelanda; İzlanda; Hollanda; İsveç; Norveç; Danimarka; İrlanda. İsviçre; Kanada; Finlandiya; Almanya; Avustralya; Lüksemburg; Avusturya. İngiltere; Japonya; Belçika; Estonya; Slovenya; Malta; Portekiz. Çek; Fransa; İspanya; Hong Kong; ABD; G.Kore. Singapur; İtalya; Litvanya; Mauritius; Letonya; Şili; Slovakya. Polonya; Kıbrıs; Uruguay; Kosta Rika; Macaristan; Hırvatistan; Yunanistan. İsrail

Ve İslami Şartlara Uygun Ülkeler sıralamasında ilk sıralarda yer alan Müslüman ülke ise 43. sırada Malezya var!. Diğer Müslüman ülkeler sıra numarası ise:. 47-51-53-59-62-63-65-74-75-84-85-89-93-94-96-TR 100-108-114-115-116-117-120-121-127-128-130-132-134-135-140-141-142-149-150-151 İslamı yaşayan ülkeler sıralamasında Türkiye kaçıncı? 100.

2020 yılında, 100. sırada; Dünyanın kıskandığı Türkiye! Puanı; 3,88 Hadi teknik teknoloji bizim değil diyelim. Müslümanlığı, Suudi Arabistana ve Araplara kaptırmayan Türkiye nerede. Ekonomi; Hukuk/ Devlet Yönetimi; İnsan ve Siyasi Haklar ile Uluslararası İlişkiler/Saygınlık sıralamasında yok yerlerde. Nerede Müslümanlık?

Komünist Çin bile bizden daha dürüst ve 82.

2022 yılına ait İslami şartlar sıralamasında TÜM Müslüman ülkelerin 149 ülke arasında aldığı toplam sıralama ortalaması 110.5

Yine bu kuruluşun aradığı şartlara göre Türkiye’nin 10 üzerinden puanı:. Ekonomi; 4.93 Hukukun uygulanması; 2.94 İnsani Hakların gözetimi; 3.59 Uluslararası ilişkiler: 2.93 Ortalaması: 3.73

09.2021 Kaynak: http://islamicity-index.org/

SEYDİŞEHİR ETİ ALÜMİNYUMUN ÖZELLEŞTİRİLMESİ

ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZELLEŞTİRME İPTALLERİ.

  Haziran 2025. Şimdi sırada Seydişehir Eti Alüminyumun Özelleştirilmesi var. Bir önceki yazımda Türkiyede Kamu Kurumlarının Özelleştirilme Nedeni hakkında açıklamalar  yapmıştım. Bu yazımda Seydişehir halkı ve Eti Alüminyum işçisinin özelleştirilmeye bakış açılarını yorumlamaya çalışacağım.

Önceki yazımda 24 Ocak kararları ile fabrikaların satılması kabul edildi diye belirtmiştim. Halkın ağzına verilip başlarına yapıştırdığı sakız gibi zarar ediyor lafı ağızlarından eksik ettirilmedi.

Evet; Seydişehir halkı ağızlarına verilen sakız nedeni ile özelleştirmeye alkış tutmuştu. Bana göre bunun,  dört  sebebi var.

1 – İşçi 1967 yılından 1990 yılına kadar kazandığı tüm parasını Seydişehir halkı ve esnafına veriyordu. Seydişehir esnafı da parasına para, malına mal katıyordu. Fabrika işçisi, çarşı esnafının gözünde, -teşbihte hata olmasın- ”Sağmal İnek” idi.

Nasıl Sağmal inek gibi idi? Ne yazık ki bazı esnaf kesiminin gözünde  işçinin zevki için para harcama hakkı yok idi. Onlara göre işçiye bisiklet bile çok, yürüsün! Kirada oturacağı ev, ona çok bile! Para biriktirmek, ihtiyacı ve zevki için parasını harcamak gibi bir hakkı, olamazdı!  Ama çarşı esnafının ise, Allahın emri imiş gibi her şeye hakkı vardı. Her 2-3 senede bir arabasını değiştirecek.

Seydişehir de bir evi olacağı gibi Antalya da veya başka yerlerde 1-2 tane yazlığı olmalı! Yeni aldığı arabasını her iki senede bir yenilemeli idi. Bunları nereden mi biliyorum? Toplum içinde konuşulanları duyduğum gibi, esnafı savunup, işçiyi kötüleyenlere de, gerekli cevabı verenlerdenim.

1990 yılı ve sonrasında Türkiye AB ayarında çalışıp üretmediği halde çağ atlaTILdı.  Böylece Türk halkı ve Seydişehir işçisi çağ atladı. Buna göre İnsan olmanın gereğini ve gerekenlerin hepsine sahip olmaya başladı. Ev, araba, seyahat ile ailesel ve kişisel ihtiyaçlarını şehir içinden ve dışından, gidermeye başladı.

Sonrasında Seydişehir dışına çıkmaya başlayan işçi Dışarıda gördüğü çeşit ve fiatlar ile buradaki fiatları karşılaştırdı. Bu sebeple ne kadar fahiş fiata uğradıklarını anladı. Lakin 1985 sonrası Özal hükümetinin aldığı karar sonrası her şey dolar ile hesaplanma yoluna gidildi.

İşçi mecburen artırdığı parasını dövize yatırmaya başladı. Böylece Alüminyum fabrikasında üretilen süt, çarşı esnafına az gelmeye başladı. Bazı ihtiyaçlarını daha ucuza şehir dışından karşılamaya başlayan işçi esnafın gözünde düşman olarak görünmeye başlandı.

İşçi tamamen haklı mıydı? Haksız olduğu yerlerde vardı. Mesela:

1992-98 yıllarında işe girmiş 3-5 yıllık yeni işçi maaşları, eski işçinin maaşına yetişti. Bu nedenle özellikle bu grup içerisinde bulunan genç arkadaşlarımız, bir anda ummadıkları bir refaha kavuştular.

Nasıl mı? Toplu Sözleşmeler yapılırken eski ve yeni işçilere farklı zamlar verilmeye başlandı. Eski işçi arkadaşlara (mesela) % 15 – 20 Azınlıkta olan ve yeni işe giren arkadaşlarımıza % 50 zam verildi. Böylece tüm işçiye verilen zam ortalaması, %30-40 gibi yüksek gösterildi. Bu nedenle eski işçi az zam aldı. Sonuç olarak Türk ve Seydişehir Halkı kandırıldı.

Ummadıkları bir refaha erişen bazı gençlerin, aşırıya kaçan yeme, içme, ihtiyaçlarını karşılama durumlarında nahoş, yurdum duymaz hareketleri, Seydişehir halkının tepkisini çekti. Lakin buna neden olan maddi güçlerinin yanında alım güçlerini kolaylaştıran etkenler vardı.

Buna göre zaman içerisinde gelişen teknoloji, kolaylaşan üretim, kredi ve rekabete dayanan ticari kolaylıkları unutmayınız. Bazı ihtiyaçlarını daha ucuza şehir dışından karşılamaya başlayan işçi, esnafın gözünde düşman olarak görünmeye başlanıldı.

Ayrıca Seydişehir Eti Alüminyumun Özelleştirilmesi ve diğer Kurum satışlarında tüm Türk halkının işçiye düşman olmasının diğer başlıca sebebi ise:. Hükümetlerin sendikal sözleşmeler sırasında dile getirdiği, halkın kulağına soktuğu bir anlatım şekli vardı.

  • Emeklilik yaşı geldiği halde emekli olmayıp, hala çalışan, iş yerinde uyuyan işçiler var!

Türk ve  Seydişehir halkı geçmişin verdiği bir hırsla bu açıklamalara sahip çıktı. Daha sonra — Emekliliği gelen işçi, emekli olsun. Bizim çocuklarımız çalışsın, denilmeye başladı. Bu konuşmalara sahip çıkan  Seydişehir (Türk) halkı.

  • Emekli olabilecekken hala çalışan iş yerinde uyuyan sadece işçi ve işçiler mi? Emekli ola bilecekken hala çalışan iş yerinde uyuyan her meslekten MEMUR YOK MU? Neden aynı terane memur için söylenmiyor!  Memurun tecrübelisi gerekli de, işçinin tecrübelisi gerekmiyor mu? Yoksa hep sakızlara mı dolanıyorsunuz?

NOT:. Fabrikada çalışırken tanış olduğum ve 4 C li olarak şuan devlet dairelerinde çalışan arkadaşlarla görüşürdüm. Fabrikada çalışıyor olsalar idi alacakları maaşın yarısına talim eden arkadaşlara sorardım. – Şuan olması gereken hakkınızı verseler, fabrikaya döner misiniz? Hiç biri ben dönerim demedi. Bizler fabrikada iken, ölmüşüz, diyorlardı.

Ne demek istediklerini birazcık aklı olan varsa, düşünsün!

2 – Seydişehir Eti Alüminyumun Özelleştirilmesi zamanında İşçinin, Seydişehir halkının desteğini kaybetmesinde hatası vardı. Ama bu hata kısmen işçinin kendi hatası idi. Dikkatinizi çekerim ‘kısmen’.

Seydişehir’in civar köylerinde yerleşik işçiler var. Özellikle çiftçilikle uğraşan bazı VARDİYALI işçiler, halkın arasında iken utanmadan bazı itiraflarda bulunmuşlar. —Ben gündüz bahçemde çalışır, işe gittiğimde orada  uyurum! diyen olmuş. Kendini bilmez, Allah ve kitaptan dem vuran, ahlaksız arkadaşlar mevcut idi.

   Yalnız Bir anlamda ‘uyumaya’ gelenler var idi! Ama nasıl?

Dışarıdaki kişi, fabrikada çalışan işçinin ne iş yaptığını bilemez. O kişi işçinin söylediğini bilir. Haklılar da. Kamu iş yerlerinde  çalışan kişiler, yapacağı işe ve çalışacağı  tezgahın kadrosuna göre işe alınır. Her işçi, kadrosunda çalıştırılır ve kendi işinden sorumludur. Her hangi bir şahsın işinde olduğu gibi, kamu işçisine Gel burada çalış, Git orada çalış diyemezsiniz. Diyecek olan teknisyen ya da Mühendis, o işçi arkadaşın isteği karşısında, yazılı bir kağıt verip her türlü sorumluluğu üstlenmek durumundadır.

Yazılı kağıdı veremediği an, git başka yerde çalış deme hakkına sahip değildir. Şayet işçi  ALLAH; KİTAP, VATAN diye gider ve başına bir iş gelirse, O zaman TEK SUÇLU İŞÇİ olur. Adı üstünde devlet ve devlet dairesi, kamu iş yeridir.  Memur içinde böyledir, işçi içinde.  Ne yazık ki Türk halkının gözünde, işçinin adı var.!! Bir zamanlar başbakanlık yapmış Tansu Çiller İşçiye verilen para PKK’ya gider demişti.

Kamu fabrikalarında çalışan işçilerin kimi 7,5 saat veya bu zamana yakın sürede  işinin, tezgahının başından ayrılamaz. Kimileri de 7,5 saat eline iş almaz. Almaz derken, tezgahların  veya değişik iş yerleri arasında elinde 1-2 malzeme ile dolaşır durur. Esasında dolaşması bile iş yapmasıdır.

Bu kişilerin ilki seri üretimde çalışırken diğeri, getir-götür bir başkası ise Elektrik ve Makina Bakım işinde çalışmaktadır. Üretimin durduğu yerde, 7,5 saat eline iş almayan veya sabahtan akşama kadar dolaşan kişi, çalışmaya başlar. Düzen bu şekildedir.

  • Efendim “Niye yatacak, vatan, millet adına gitsin yardım etsin! Başka yerde çalışsın! ” demekle, iş olmuyor.

Şayet işçi kendi isteği veya başındaki yetkilinin  sözlü  talimatı ile, kadrosu dışında bir iş yapar ve başına bir iş gelirse:.  O  işçiyi sözlü olarak işe gönderen yetkili  Ben gönderdim, DEMEZ. Yanan, işçi olur. Yine iddia ederseniz, O zaman ben size en az 10 şahitli bir iş kazasında KENDİ hikayemi anlatırım.

Hal böyle iken! İşçi kanuni olarak kendi hakkını aramaz ise! yine suçlu; İŞÇİ OLUR. Vesselam. İşçi arkadaşlar arasında iş yerine gerçekten yatmaya gelen kişiler olmuştur. Ama bu kişiler bir elin 10 parmağını geçmez. Ama bir çürük elma, bir kasa elmayı çürük eder.

3 – Diğer önemli bir etken. AKP Konya Milletvekili ve Seydişehirli hemşehrimiz Harun Tüfekçi;  Seydişehir radyosunda ve çeşitli mahalli yerlerde söylediği ve tekrarladığı; – Eski işçi işten çıka-rıla-cak, onların yerine 5.000 -beşbin- genç işçi alınacak açıklaması, işçiye kin duyan Seydişehir halkının aklını başından almaya yetti, arttı bile. Böylece çalışan Eti Alüminyum işçisi, halkın desteğinden mahrum kaldığı gibi, garezine bile uğradı.

Not: 2016 -17 yılı itibari ile Ce-Ka Eti Alüminyum’da çalışan işçi sayısı: 1200  idi. Kaynak: Seydişehir’in Sesi gazetesi

Kamuda iken çalışanlar ise: 1400 kadrolu işçi + ≈ 700 taşeron işçisi + 400 memur =  2500 kişi ekmek yiyordu. Ya şimdi? 1200 kişi.  Gelelim en önemli 4.  şık.

4 –  İşçinin temsilcisi, savunucusu olması gereken! Hak İş’e bağlı Öz Çelik  İş sendika‘mız! (Karabük Demir Çelik fabrikalarında olan örneğinde olduğu gibi) kendi menfaatleri yönünde  bir pay çıkartma telaşına düştü. Fabrikanın satışında hesaplanmış olan hisselerin, % 14’nü alabilmek için, gayret göstermeye başladı.

Bu gayretleri sırasında sendikal çıkarları, işçi çıkarlarının üstünde sayıldı. % 14‘lük hissenin adı ‘Altın Hisse’ olarak addediliyordu. Hükümet ve/veya fabrikayı satın alan şirket ile yaptıkları pazarlıklar fayda vermedi. Sonunda o ana kadar akıllarından bile geçirmedikleri gerçek görevlerini hatırladılar.

Pazarlıkları olumlu gelişse idi  Sendika işçiye dönüp -Oturun oturduğunuz yere, kıpırdayanı mahvederim, diyebilecek durumda olacaktı. Ama sendikadaki hesap, Özelleştirme İdaresinde onay görmeyince; Seydişehir’e gelip sendika’cılık oynamaya  başladılar.

Ayrıca, bir önceki yazımın sonunda belirttiğim konuyu burada da  vurgulamamda fayda var. Seydişehire bir akşam vakti gelip genel müdürlük sahası içerisinde konuşan Başbakan RTE’ nı alkışlayan işçinin % 90’nı taşeron firmada çalışıp:

– Fabrika satıldığı zaman    kalifiye işçi – usta  olacağız, diyen gençlerdi. Bunların haricinde, uzaktan dinleyip – seyredenlerin haricinde, kendi geleceğinin vehametinde olmayan, geleceğini düşünmeyip sırf  yaranma telaşında olan ≈ 50 – 100 kadrolu işçi, şak şaklamıştır.  Buda böyle biline.  Velhasıl;

Kamu iş yerleri, herhangi bir iş yeri değildir. Devlet, çıkarttığı kanunlara bazen ters düşse de,  sonuçta istese’de – istemese’de çıkarttığı kanun ve yasalara uymak zorundadır. Dünyanın her yerinde de böyledir. Devletin Başbakanı, Bakanı, Müsteşarı, Müdürü , Şefi, Makina Mühendisi , Teknisyeni aracılığı ile bu sorumluluğu alamıyorsa, işçiyi suçlamanın alemi ve gereği yoktur.

Bu yazdıklarıma bir itirazınız olursa, lütfen YORUM kısmına yazınız. Ben cevabı-nızı-  vereceğim. 9 Kasım 2011  ——

17 Haziran 2005 yılında yapılan satışı Danıştay Seydişehir Eti Alüminyum satışını iptal etti.  27 Kasım 2007

24 Mart 2015 tarihli Aydınlık Gazetesi: CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın önergesini yanıtlayan;  Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız…Bedava verilen barajdan Ce-Ka 3 katrilyon TL kazandı. Seydişehir  Eti Alüminyum Fabrikasını çalıştırmak üzere bedelsiz verilen Oymapınar Barajında 2011 – 2014 arası üretilen elektriğin yüzde 86.8’inin piyasaya satdığı ortaya çıktı…..  “Oymapınar Barajı, Seydişehir Eti Alüminyum Fabrikası çalıştırılsın diye Cengiz İnşaat’a bedava verilmiştir. diyor.

Bu açıklamadan şu sonuç çıkıyor. Oyma Pınar Hidro Elektrik Barajı, Fabrika çalışsın diye degil! Şirketin nakit para ihtiyacı için verildiğini ortaya koyuyor. Bu kadar açık hukuksuzluğa rağmen, ‘Oyma pınar Barajı geri alınmıyorsa, Cengiz İnşaat’ın cebine O gün için cebine giren yaklaşık 3 katrilyon lira geri alınmıyorsa, burada iktidarın da ortaklığı söz konusudur. Oymapınar Barajı Cengiz İnşaat’a dolaylı olarak da AKP’ye para akıtıyor.”  11.2016    ALBAYRAK

ARILARDA İLKBAHAR BAKIMI

PETEK veya ÇİTALARIN YERLEŞİK SIRASI

Haziran 2025. Arılarda İlkbahar Bakımı Mart Nisan Mayıs aylarına denk geliyor. Lakin günde 4 mevsimin yaşandığı bu aylar bir çok riske gebedir. Bu mevsim ve aylar arının en kuvvetli geliştiği aynı zamanda hastalıkların bol olduğu bir dönemdir.

Hangi durumlarda arıya bakılmaz? Hangi ay ve mevsimde olursanız olun. Soğuk esiyor veya, yağmur yağıyor ve yağmur durumu varsa arıya bakılmaz. 

Soğuk havalarda arı petek üstüne toplanır. Bu nedenle Petek gözlerinin yarısından aşağıda kalan günlük, larva ve kapalı yavru, üşür. Böylece üşüyen günlük çürür. Larva ve pupa ise! Beyaz siyah renkli kireç taşı, parçası haline gelir. Bu duruma, Kireç Hastalığı denir. Nosema Hastalığı ise soğuklardan dolayı defi hacet yapamayan ve bozuk gıda yiyen arılarda olur.

Kovan içinde petek gözlerinde kapalı olan yavrular ölür. Çürüme sonrası, oluşan bakteri nedeni ile bu sefer petek kapalı gözlerindeki ‘sır’ kapaklarında delikler oluşur.  Bu gözlere bir çöp sokulduğunda ise, elastiki pis kokulu bir sıvı görülür. Bu ise; Amerikan Yavru Çürüklüğüdür. Arıda olacak en tehlikeli hastalıktır. 

İlkbahar mevsimi, bitkinin ve arının üremesinin sebebi olan polenin en bol olduğu aylardır. Aynı zamanda ana arısının günlük atmasına en çok faydası olan polen’dir. Bu günlerde 5 gün arı kendine toplasın. Koloninin kuvvetlenmesi, polen ile olur. Diğer günlerde siz alın. Bu arada Petek gözündeki polenin, üç günde bitirildiği belirtiliyor.

Soğuk havalarda günlükleri üşütmemek için; Kovan içi peteksiz boşluklara, strafor koyunuz. Straforu, son petek yanına koy. Soğuk günlerde, uçuş tahtası önüne yanlar açık şekli ile teneke takın. Bu yöntem kendi buluş ve icadımdır. Bu yöntem ile Soğuk havanın direkt içeriye girmesini engellemiş, azaltmış olursunuz. Bu nedenle Strafor ve teneke, Arılarda İlkbahar Bakımı konusunda elzem olan bir malzemedir.

Nektarın geldiğinin göstergesi; Çitaların üst ana tahtasının sağlı sollu üstü iki yönünde kar beyazı, içi nektar bal dolu petek göründüğünde dışarıdan nektar gelimi başlamış demektir.

Ham petek verme zamanı: Ham peteğin konulması önceki peteğin tamamına yakın örüldü içine ana günlük doldurdu ise yenisi verilir. Şerbeti, bittikçe veriniz. Haliyle peteğide en az her üç güne bir kontrol ediniz. Petek kabartıldıkça şerbet verin. Petek örümü yok ise! Şerbet vermeyin. Çünkü! Şerbet bol olursa, bir avuç arı bile oğula gitmeye kalkar.

Arının oğul iştahını artıran, bol şerbettir. Onun için yeterince verilmeli. Yalnız, petek örümü için şerbet verilmesi şart. İlaveten bu aylarda kek verilmesi, iyi olur. Kovanlarınız hepsinde kek olması, gereklidir. Şerbetin olmadığı yerde kurtarıcıdır. 

Bu aylar içinde varroa ile mücadele mecburidir. Yalnız, organik varroa ilaçları hariç Mayıs ayı başından itibaren diğerleri bırakılmalıdır. Bu aydan sonra vereceğiniz kimyasal ilaçlar, ballı peteklerde kalıntıya neden olur.  01.2022