ARILARIN ANA SEÇİMİ

ARI HAKKINDA OKUMANIZI DİLERİM

Haziran 2025. Arıların Ana Seçimi konusunda yaşadıklarımdan bir örnek. Size; Arıların bana yaşattığı iki örneği anlatacağım. Buna göre hiç bir yerde böylesi bir anlatımı bulacağınızı sanmıyorum. Olay 2023 Haziran – Eylül ayı sonu.

1. kovanım. Oğul arısı ve ana değiştirecek. 2 küçük, 4 tanede iri ana memesi yapmışlar. Lakin İri ana memesi varken küçük anayı istemem diye küçük memeleri kopardım. Bu arada Eski ana ise hala sağ ve günlük atıyor. Üç gün sonra iri memenin biri açılmış ve ana çıkmış. Bu arada eski ana öldürülmüş. (1.) Daha Sonra bu iri memelerden 2 tanesini de kesmişler. Biri kalmış.

Lakin Bu üç gün içerisinde yeni ana varken 4 günlük olan yumurtalardan 5 tane daha, yeni meme yapmışlar.  Ancak bu olmaması gereken bir durum. Çünkü Bu güne kadar, Yeni ana çıktığında tekrar meme yaptıkları bildiğim bir uygulama değil. – Çıkmış ana varken yeni oluşturulan memeleri de kendileri imha ederler, koparmaya gerek yok dedim. Ama, Yeni anayı da öldürmüşler. (2.)

Lakin arıcının öğreneceği çok şey var. Şimdi kendini ustaların ustası gören kimi arıcı arkadaş; – Bu adam bir şey bilmiyor diyecektir! Diyorsanız!! Yorum kutucuğuna yazın, bilmediklerimizi öğrenelim. Peki; iri ana çıkmışken neden çıkanı kabul etmeyip yeni ana memesi yaptılar??? Bence!!!

Yeni Ana arının öldürülme nedeni: Kopardığım küçük memeler. Bazı arılar acele davranarak hepsinden önce alap şalap, ana sütü çok az olacak şekli ile yaptıkları düğme ve sinek cinsi memeler idi. Ve arıların bir bölümü acele ile eksik arı sütü verilerek yaptıkları bu memelere sahiplendiler. İri memeler ise,  sonradan bol süt ile bir gurup arının aheste aheste yaptığı sağlıklı memeler idi.

Arıların Ana Seçimi konusunda arılar – Ana Küçük olsun benim olsun demektedirler. Arıların bir bölümü bu niyette idi. Tabiri caiz ise! Azınlık, çoğunluğu baskı ile susturdu. Ve dolayısı ile; Kuvvetli bir ana yerine cılız bir anayı tercih ettiler.

Lakin İri ana varken Cılız ana nasıl çıkar? Nasıl razı olurlar? Ne var ki Cılız ana kovandaki arılardan destek almasa! İri ananın hakkından gelemez!! Böylece Arılar bu kuvvetli ana üzerine çullanarak havasız bıraktılar, C misali bükülerek soktular. 

Yeni yaptıkları 5 memeleri takip ederken, dışarıdan kovana ana girmiş. Hayırlısı dedim, beklemeye başladım. Bu arada yaptıkları memelerin 3 tanesini imha etmişler.

Derken sen kalk, bu dışarıdan gelen anayı da öldür. Etti 3 ana! Ve kendi analarını çıkarttılar. Bu ana günlük atımına başladı. Kapalısı daha oluşmamıştı. (Benzer olay Tem. Ağus. 2024 tekrar oldu.)

Bu sefer koloni zayıfladığı için başka bir kovandan buna destek olsun diye, iki çita arıyı kağıt ile birleştirdim. İki gün sonrası baktım! Bu kovandaki yeni anayı, destek olsunlar diye verdiğim 2 çitalık arılar öldürmüş. Öldürülen ana sayısı toplam 4 etti

Bu arı kolonisi, içindeki günlüklerden yeni meme yaptı. Yine küçükleri temizledim. Lakin sonrası çıkan hiç bir anayı kabullenmediler. Ve sahte anaya gitti. Bu arıları, orman içine silkeledim. Peteklerini aldım, 4 gün beklettim. Bu arada hazır ana aldım. Zaman geçiyor. Bu sene erkek arılar, geçmiş senelere göre daha uzun yaşadılar.

Hazır anayı temiz peteklerle verdim. Tekrar 4 gün sonra baktım, ana kafesten çıkamıyor. Ben zorla çıkartıp, petek üzerine koyup takip etmeye başladım. Baktım Anayı öldürecekler.

Tekrar bu anayı kutu içine aldım, petekleri dağıttım, arıları uzağa silkeledim. Alışsınlar diye Hazır anayı, çitasız arıların içlerine koydum. Takip ettim. Kabullenmiş gibilerdi. Ama, kafes içindeki bu anayı da öldürmüşler. Etti 5 tane ana arı

Hazır ana varken sahte anaya gitmişler Bu sefer yine bu arıları ormana silkeledim. 4 gün çitasız bekletip başka kovanların önüne örtü tahtası koyup arıları dağıtarak birleştirme yoluna gittim. Ne var ki Sen kalk!! Girdiğin kovandaki hazır günlük atan, kapalısı olan anayı öldür… Etti 6. ana. GECE VAKTİ GİDİP İLAÇ SIKMAMAK İÇİN KENDİMİ ZOR TUTTUM.

Velhasıl üç kovanlık 25 çitalı kovanlarımın arısı Arıların Ana Seçimi konusunda anlaşamadıkları için hem olan bal yağmaya gitmiş -farkında değildim-  hem koloni gitti. Sadece üç çitalık arı kaldı. Baktım, çitanın birinin ortasına bir meme daha yapmışlar. Sahte anayı gördüm ama bu meme ne oluyor? Peteklerde günlük yok, biliyorum. Nasıl olur! Günlüğü başka bir yerden taşımış olabilirler mi? Yoksa kendilerini mi kandırıyorlar?

Yine de bir umutla 25 Eylül pazartesi günü, kovanı açtım. Tek meme yerinde yok. Kovan içindeki petekleri parçalarcasına dışarıya aldım, çarptım. Petekler parçalandı. Kovanı kapatıp, arabaya yükledim. Yerine boş kovan koydum. Bu sefer daha uzağa tepeler arası yol kenarı, orman içine bu arıları silkeledim ve eve geldim. Gidebilen eski yerine gitsin dedim.

26 Eylül günü bu arıları kontrola gittim. Hepsi orada bir dala salkım olmuşlar. Arıları Yere silkeledim. Arıların, sahte anayı takip ettiklerini fark ettim ama, hangisi? Daha öncesi yerine gelen tarlacı arıları başka kovan ile birleştirdim. 

27 Eylül günü tekrar arıları silkelediğim sahte analı arıları kontrola gittim. Hala dala konmuş duran arıları yere silkeledim. Esas konu sahte ananın olduğu küme idi. Takip ettim. Yerde uçmayıp bir arada olan arıların içinde sahte ananın olması muhtemel olduğu için! Gözüme kestirdiğim sahte analı kümeyi ezdim.

Velhasıl 25 çita arıdan, Yarım çita arı kaldı. Gelen arılar birleştirdiğim  kovanın anasına tabii oldular. 

BENİM PARTİM İYİ ile BENİM ANAM İYİ. 25 petek arıya ve 15 ballı peteğin mahvına sebep oldular.  27.09.2023

ARILARDA İLKBAHAR BAKIMI

PETEK veya ÇİTALARIN YERLEŞİK SIRASI

TEMMUZ 2024. Arılarda İlkbahar Bakımı Mart Nisan hatta Mayıs aylarına denk geliyor. Lakin günde 4 mevsimin yaşandığı bu aylar bir çok riske gebedir. Bu mevsim ve aylar arının en kuvvetli geliştiği aynı zamanda hastalıkların bol olduğu bir dönemdir.

HANGİ DURUMLARDA ARIYA BAKILMAZ? Hangi ay ve mevsimde olursanız olun. Güneşli günde bile Soğuk Rüzgar olur. Soğuk esiyor veya, yağmur yağıyor ve yağma varsa arıya bakma. 

Ne yazık ki soğuk havalarda arı petek üstüne toplanıyor. Bu nedenle Petek gözlerinin yarısından aşağıda kalan günlük, larva ve kapalı yavru, üşür. Böylece üşüyen günlük çürür. Larva ve pupa ise! Beyaz siyah renkli kireç taşı, parçası haline gelir. Bu duruma, Kireç Hastalığı denir. Nosema Hastalığı ise soğuklardan dolayı defi hacet yapamayan ve bozuk gıda yiyen arılarda olur.

Kovan içinde petek gözlerinde kapalı olan yavrular ölür. Çürüme sonrası, oluşan bakteri nedeni ile bu sefer petek kapalı gözlerindeki ‘sır’ kapaklarında delikler oluşur.  Bu gözlere bir çöp sokulduğunda ise, elastiki pis kokulu bir sıvı görülür. Bu ise; Amerikan Yavru Çürüklüğüdür. Arıda olacak en tehlikeli hastalıktır. Bunlar en etkin arı hastalıklarıdır.

İlkbahar mevsimi, bitkinin üremesinin sebebi olan polenin en bol olduğu aylardır. Aynı zamanda ana arısının günlük atmasına en çok faydası olan polen’dir. Bu günlerde 5 gün arı kendine toplasın. Koloninin kuvvetlenmesi, polen ile olur. Diğer günlerde siz alın. Petek gözündeki polenin üç günde bitirildiği belirtiliyor.

SOĞUK HAVALARDA GÜNLÜKLERİ ÜŞÜTMEMEK İÇİN: Kovan içi peteksiz boşluklara, strafor koyunuz. Straforu, son petek yanına koy. Soğuk günlerde, uçuş tahtası önüne yanlar açık şekli ile teneke takın. Daha sonra Soğuk havanın direkt içeriye girmesini engellemiş, azaltmış olursunuz. Bu nedenle Strafor ve teneke Arılarda İlkbahar Bakımı konusunda elzem olan bir malzemedir.

NEKTARIN GELDİĞİNİN GÖSTERGESİ: Peteklerin kayık çitasının üstü iki yönünde kar beyazı işlenik petek göründüğünde dışarıdan nektar gelimi başlamıştır.

HAM PETEK VERME ZAMANI:. Ham peteğin konulması önceki peteğin tamamına yakın örüldü içine ana günlük doldurdu ise yenisi verilir. Şerbeti her gün ve çok vermeyiniz. Arının oğul iştahını artıran, bol şerbettir. Onun için yeterince verilmeli. Çok şerbet ve fazlası ile konan petek; arının oğul iştahını artırır. Oğula gitme istemenin Başka bir nedeni. O kovanın anası, daha öncesi olan oğul anası ise, her daim oğul oluşturmak ister. Kovanlarınız hepsinde kek olması, gereklidir. Şerbetin olmadığı yerde kurtarıcıdır. 

Bu aylar içinde varroa ile mücadele mecburidir. Yalnız, organik varroa ilaçları hariç Mayıs ayı başından itibaren bırakılmalıdır. Bu aydan sonra vereceginiz kimyasal ilaçlar, ballı peteklerde kalıntıya neden olur.  Kendinizi düşündüğünüz kadar, başkalarını da düşünmek zorundasınız. Benim bir uygulamam var. Tavsiye ederim. Dolayısı ile, günlük ve larvaları korumuş oluyorsunuz. 01.2022

ARI ÜRÜNLERİ ve ZEHRİNİN FAYDASI

ARI ÜRÜNLERİ ve ZEHRİNİN FAYDASI

Temmuz 2024.Arı Ürünleri ve Zehrinin Faydası. Bu yazımın özü Hotbird Uydusu Rusya RTG tv üzerinden Türkçe yayınlanmıştı. Bir programda Baş Kurd Eyaletinde yapılan arıcılık tanıtıldı. Sonrasında Arı ürünleri ile bu ürünlerin insan sağlığına etkisi açıklanmıştı.

Burada yazdıklarım Başkurd Apiterapi Bilimsel Araştırma Merkezi Patentli Bilgilerdir.

Bal ve Arı zehrinin insan sağlığına olan olumlu etkileri  patentli olarak anlatılmıştı. Bu sebeple Amacım, bu açıklamaları sizlere yazılı aktarmak. Böylece bir ön bilgi sahibi olmanıza katkı sağlamaktır.

2017 İstanbul Apimondia’ ya katılan yerli ve yabancı bilimsel çevrelerin sunumlarını da ilave ediyorum.

Arı Ürünleri ve Zehrinin Faydası Peygamberimizin Tıbb-ı Nebevi uygulamaları kitabı doğrultusunda önem kazanmıştır. Buna göre bu kitaptan yapılan bir alıntıda İnsanı rahatlatan nedenler olarak dört şık belirtilmektedir.

1 – Suya bak;  2 – Yeşile (doğa) bak   3 – Güzel yüze bak  4  –  Ballı su

Buna göre Arının en bilinen ürünü bal’dır. Ek olarak diğerleri mum, polen, arı yemi, arı sütü, propolis ve arı zehiridir.

Bal içerisinde balı oluşturan 400 den fazla etkenler vardır. Buna göre en çok etkin olan karbonhidrat, fruktoz ve sakkarozdur. Bu güne kadar balın yan etkisi tespit edilememiştir. Bu yüzden Bal, insanlar için en faydalı besinlerin başında gelmektedir. Yalnız su ile temas eden bal sadece katı özelliğini kaybeder. Benzer şekilde Güneş balın özel değerlerini bozar.

Balın 20 çeşidi bilinmektedir. Ancak bu çeşit ise arının getirdiği polen çeşidine göre tespit ediliyor. Buna göre Kuvvetli bir kolonideki arılar günde 3 kğ nektar toplar. Fakat Bu şekle göre o bölgede bol nektar olmalı. Böylece bir sezon içerisinde ise 80 ile 150 kğ arasında nektar toplanır. Sonuç olarak balın  tedavi edici olduğu eskiden beri biliniyor. Antik Roma devrinden beri bu özellik bilinmekte olup baldan, 50 çeşit ilaç yapıyorlar idi. Buna göre bir İran web sitesi; bal ile tarçını, karıştırıp için diyor.

Başkurd Apiterapi Bilimsel Araştırma Merkezinin açıklamasından. Bu birimin kendi araştırma sonuçlarına göre:. Ne var ki Bal; belirli organların tedavisinde etkin. Buna göre burada kast edilen hastalık değil. Organın kendisi. Bu nedenle bu tedavi şekli Başkurt Merkezinin tespit ettiği şartnameler doğrultusunda yapılıyor. Bu şartnamelere göre Bal’lı tedavi etkili oluyor. Herhangi bir hastalık türüne yönelik tedavi edici özelliği ise, yok.

Hangi hastalıklara hangi bal türü etkilidir:. Yüksek tansiyon ve kalp damar hastalıkları için AT DİKENİ balı. Bronş ve akciğerler (hastalıkları) için OKALÜPTUS BALInın etkinliği vurgulanmıştır.

Arı Ürünleri ve Zehrinin Faydası 

Mum:. Arının baldan sonra en çok bilinen üretimidir. Arının alt karın halkaları arasından ürettiği ve içerisinde 300 çeşit maddenin olduğu belirtilen bir salgısıdır.

Polen:, Polen için Çiçeğin Ruhu, deniliyor. Polen genelde sarı renkli olup metal yeşili kırmızı pembe siyah beyaz ve gri renktedir. Yalnız; bu polen renkleri Mart ayından  itibaren sezon sonuna geldikçe beyaz renge döner. Ana arı, günlüğü bal ve polenin miktarına göre atar. Taze polen, tokluk hissi vererek, kilo vermeye yardımcı olur. Bir tv proğramında konuşan Prof: Besleyiciliği bakımından 5 gr polen, 1 kğ bala eşittir, demişti.

Arı Ekmeği;. Kovana getirilen polene arı, salgı bezlerindeki özel sıvıların SIR’rını karıştırıp, bal ile kıvamlı hale getiriyor. Böylece petek üzerindeki uygun göze indirip, sıkıştırıyor. Sıkıştırma neticesinde bu karışım havanın etkisinde kalmıyor, bozulmuyor.

Arı Sütü:. Kral Jölesi, olarak ta adlandırılıyor. İçinde yüze (100) yakın bileşik ve madde var. Protein bakımından inek sütünden  beş (5) kat daha besleyicidir. Buna rağmen Yumurta iken üç gün arı sütü ile beslenen işçi arı 45 gün yaşar. Ama Dokuz (9) gün beslenen ana arı 4 yıl yaşamaktadır. Arı sütü ve erkek larvası, yaşlanmayı geçiktirici, sperm artırıcıdır. Ek olarak Laboratuvar ortamında arı sütü ile beslenilen fare, diğer farelerden 36 ay  fazla yaşamıştır.

Propolis:. Kısaca Arı tutkalı’da denir. O Bölgede bulunan bitki çeşidine göre Kahverengi, yeşil, sarı ve kırmızı renkte ola bilir. Çam kavak söğüt vb ağaçların filiz uçlarında oluşan yapışkan salgılar. Arı tarafından toplanıp kendisinden ilave ettiği enzimleri de karıştırıp kovan içindeki kırık, çatlak yerleri doldurur. Petek gözlerine konulacak günlüklerin sağlığı için mum cidarları propolis ile sıvanarak steril edilmesinde kullanılır.

2017 Apimondia – Propolis ekstraktı için % 70′ etil alkol yeterlidir. Karaciğer rahatsızlığı olanlar, alkol bazlı propolis almasınlar. 13.04.2017 Köy Tv – KTÜ Prof: Bal kanseri azaltmaz ama propolis % 80 azaltır. Propolislerinizi biriktiriniz.

Arı Zehiri ve faydaları:. Arı zehri, Orta Çağdan beri uygulanan ek tedavi yöntemi olmuştur. Araştırmalar neticesinde arı zehrinin belirgin bir şekilde iltihaplanmayı önleyici olarak uygulama alanı bulduğu açıklanmıştır. Arı zehri, romatizmal hastalıklarda kullanılıyor. Zehir elli (50) den fazla bileşim ve proteinler içermektedir.

Arı zehrinin toplanılma saati gün batımı öncesidir. 16-19 günlük arıların kanından oluşup zehir torbasına birikmektedir. Tekrar üretimi olmaz. Zehir miktarı ve özelliği, arının beslenme şekli ile orantılıdır. Arı Zehiri, kanda pıhtı oluşumunu engellemektedir.

Kendinizi arıya nerenizden sokturmalısınız:. ApiMondia’da sorum üzerine yetkili:. (eklem yerleri) Diz, dirsek, parmaklar ile kas olmayan yerlerinden sokturunuz demişti. Tedavi amaçlı arı zehri ise; Doktor gözetiminde yapılmalıdır. 12.2017

Arı ABD’ye 16. YY Avrupalı göçmenler tarafından getirilmiş. Bal arısının 2014 yılı itibari ile ABD ye  olan ekonomik katkısı.  14 milyar $ olduğu açıklanmaktadır. 2015

ARILARIN KOVANDA STRAFOR ile SIKIŞTIRILMASI

PETEK veya ÇİTALARIN YERLEŞİK SIRASI

   Temmuz 2022. Arıların Kovanda Strafor ile Sıkıştırılması ile insanların oturduğu evine ısı yalıtım yapması aynı amaç üzerinedir. Bu nedenle arıyı soğuk havadan izole edecek malzeme, ince dişli  STRAFOR‘ dur. Yalnız Kağıt ve talaş, nemi emer. Fayda yerine zarar verir.  Arılığınıza gitmeden önce en az 1.5 cm kalınlığında ince dişli  STRAFORU temin ediniz.

Kovanın içine dört taraftan tatlı bir şekilde geçecek şekilde maket bıçağı ile kesiniz. Yalnız Çita üst seviyesini geçmesin. Kovan içerisinde toplam çitanız 10 adetten az ise bir yada iki tarafına strafor koyunuz. Straforun dışında kalan boş yerlere her hangi bir şekilde talaş, gazete kağıdı koymayın. Çünkü Strafor, mantolama görevi görecektir.

Ne var ki Arılar zamanla straforu inceltip deleceklerdir. Bu nedenle Yedek varsa değiştirin, yoksa önemli değil. Kovanınız polen tuzaklı ise, toz parçacıklar aşağıya dökülür. Polen tuzağınız yok ise, arılar ince döküntüleri dışarıya atar.

Sahil bölgesinde 3 adet çita ve aşağısında olan kovanlardaki çitaları orta yere koyunuz. Üç adet ve azı çitayı dipler koyacak olursanız burada oluşan sıcak nemli hava sirkilasyon yapamaz. Neden? Arıların vücut sıcaklığı nedeni ile oluşan nem bu bölgede su damlacığı şekline dönüşür. Bu sayıdaki çitaları kovanın bir taraf dibine çekerseniz önce nem olur. Bu yüzden nemde daha sonra su damlasına dönüşür. Biriken su sadece kovana hasar verir. Fakat Kovanda oluşan Nem ise pamuksu küfe neden olur. Bu nedenle arıların ölümüne sebep olur. Soğuk kesimlerde ise, çitaları dip tarafa koyunuz.

Efendim, iki çitalı arı bahara çıkmaz’mış! Bal gibi çıkar.  Hatta bir avuç arı bile bahara çıkar. Yeter ki, genç arısı ve yiyeceği olsun. Kötü tarafını düşünür iseniz! Kusura bakmayın 10 çitalı arının sonu bile, felakettir. Sonuç olarak siz sadece şunu düşünün. Bir avuç arı veya 2 çitalı arının sonrasında bana faydası ne olur?

2019 yılı şubat ayında sadece bir çitanın 4/1  kadar arısı olan kovanlarım şuan 5 Haz. 2019 ve 10 nar çitalık. İsteyen,  az arısını diğeri ile birleştirir. Ve bu gün 3 Temmuz bu kovanım 13 çitalık ve ilavede. Bunu ise, 3 ay içerisinde kovanlarımı 3 ayrı yere taşıdığım için oldu. Ek olarak kovanlarımı Susam tarlası olan bölgeye taşıdım. Bence ekim ayından itibaren kaç çitalı olursa olsun anası sağlam olan kovanın anasını öldürmeyin. Başka bir kovanla birleştirin. Anasını da Çiftleştirme kutularına koyunuz.

O beğenmediğin ana, Ocak ayında sizin ilacınız olacaktır. Kendiliğinden ölürse, O başka. Her ne yerde olursanız olun Kovanlarınızı öne doğru 1 cm eğik koyun. Uçuş deliği yönünü Güney/Güney Doğu yöne bakacak şekilde koyunuz. Eylül ayı sonlarında uçuş deliği önlerine uçuş tahtası genişliğinde teneke kesip devamlı takılı tutunuz. Arının soğuklardan dolayı üst yerlerde birikip yavruların soğuktan ölmesini engelleyecektir. 01.2013 – 2015

   Size önerim. Ekim ayında bir çitalık arı gelecek sene Mayısta dolu dolu 3  4 çita olur. Böylece bu arıları alıp diğer kovan ile birleştirdiğinizde o kovan ilaveye gelir.

   seydişehir bölgesinde nektar hangi ay gelmeye başlar : Türkiye’nin her neresinde olursanız olun. Arazide, çiçek açmış ise! Nektar, her daim oluşur. Kış mevsiminde, Sahil kenarında iseniz, nektar her daim bulunur. Kovandaki çitalara baktınız. Peteklerin  üstünde çita latasının kenarlarında parlak-temiz-beyaza yakın açık renkte petek kümeleri gördüğünüz. O zaman biliniz ki, böylece petek örümü zamanı ve nektar geldi-geliyor.

Seydişehir de peteklere doldurulacak gerçek nektar akım zamanı ise, Haziran‘ dan itibaren  başlar.  Bir şey daha! Kovana hazır petek verdiniz. Birkaç gün boyunca şerbet vermediniz. Kontrol ettiniz. Petek gözlerinde bal – nektar parlıyor ise, bu görüntü nektarın geldiğinin,  başladığının göstergesidir.   🙂  02.2013

ARILARDA SONBAHAR VE KIŞ BAKIMI.

BEN MECİT ALBAYRAK

 Temmuz.2024. Arılarda Sonbahar Ve Kış Bakımı bal sağım zamanı ile başlamalı. İlk yapmanız gereken Varroa mücadelesidir. Bu yöntem ile! Arılara bir kaç günlük varroa ilacı vermiş oluyorsunuz.  Varroa için timol esanslı kekik yağını enjektör ile bir ml çekiniz. 5 lt Şerbete karıştırıp şerbetliklere dökünüz.

Mart Ekim ayı sonuna kadar 1 şeker+1 ölçek su karışımı şerbet verin. Rahmetli Prof. Dr Muhsin Doğaroğlu tavsiyesi. Ana arının günlük atmasını istiyorsanız Bu yüzden kovan içine polen verin demişti.

KIŞIN ANA ARININ GÜNLÜK ATIMINI TEŞVİK İÇİN:. Bir kaşık Pudra şekerine dört kaşık poleni bir kaç damla su ile nemlendirip, karıştırın. Bu karışımdan poşet naylon üzerine bir yemek kaşığı  koyup, kovan içine yerleştiriniz. Daha sonra bu işlemi, arı poleni yedikçe bir kaç kez yapınız. Böylece arının güçlü olmasını sağlamış olursunuz.

Ancak şerbeti çokça vermeyin. Bir anda petek gözleri bal ile dolmasın. Yer kalmaz ise ana günlük atamaz. Genç arının yokluğundan dolayı bu yüzden koloninin, bahara çıkması zorlaşır. Arı bakımına Ek olarak kovanın dışındaki çatlak yarık yerler var ise silikon ile kapatınız.

1- 2 çitalık arı bahara çıkar mı diyorlar.  Bir avuç arı bile kışı çıkarır. Yeter ki genç arısı ve yiyeceği olsun. Bununla beraber Hastalık, varroa vb çeşidi olmasın. Ve yukarıda belirttiğim gibi, Poleni verin bakalım. Çıkar mı! çıkmaz mı!  Bu iddiam, kendime ait 1 -2 çitalık bir avuç arının bahara çıkmış durumudur. Şans! diyorsan! Ne var ki 10 çitalık arı içinde aynı şans yada şanssızlık geçerlidir.

Yıllar öncesi dört kovanımda birer avuç arısı vardı. Onlar bile kışı çıkarıp, mayıs sonunda 8 -10 nar çitalık kovan oldu. Desteklediğim bir kovanımıda böldüm. Yalnız Kovanlarımı, İki ay içinde üç ayrı yere taşıdım. Siz şunu düşünün. Bu iki çitalık arı benim yüzümü güldürür mü? Güldürmese bile! Başka kovan ile birleştirirsiniz. Bu sebeple bir avuç arı bile kar olur.

Ekim ayından itibaren 2 şeker+1 su şekerli şerbeti  vermeye başlayınız. İçine Limon suyu sıkın. Vitamin bu nedenle antibiyotik görevini yapacaktır.

Kışın kovanlarınız soğuk bölgelerde ise Mart ayının ilk yarısına kadar kek vermeyiniz. Verirseniz? Felaket olmaz!. Sadece arıların yaşama şansını Ancak! Şansa bırakmış, olursunuz.

9 Şubat 2016 Salı. Kovanlarımın yanına geldim. Ben, bazı geceleri – 27 C’ olan yerdeyim. Çitaların % 90 da kapalı ve günlük var idi. Neden? Buna göre Kışın arılara verdiğim polenin etkisi ortada idi.

Gördüğüm bu sonuca göre arılarım Seydişehir de, 1 Şubattan  itibaren günlük atmış oluyorlar. Yanımda derece götürdüm ki, hangi sıcaklıkta arı hangi duruma gelecek! yerinde görmek istedim.  Kovanları açıp arılara bakmaya başladığımda gölgedeki sıcaklık, + 4 C’ den ye 11 C’ kadar çıktı.

Geçen zaman içerisinde şunu öğrendim. Kovana bakmanız gerekiyor ise, arının üst kapağını bir köşesinden açıp arılara bakın. Arı yumak olmuş ise hiç dokunma. Rüzgar kar ve karlı yağmurlu havalarda açmayın.

Arılar petek üzerinde geziniyor ise! Bakın.  Arılarda sonbahar kış bakımı yaparken balı boşalmış arısı azalmış kovanın boş çitasını alınız. Buna göre Kars’ta arıcılık bile yapıyor olsanız, bu yazdıklarımı dikkate almanızı öğütlerim.

Yalnız Kovanları dört tarafı kapalı yerlere koymayın. Üç tarafı ve üstü kapalı, önü açık gün güneş gören yer, çok iyi olur. Böyle bir yerde bile kovanları yerden 20 30 cm yükseğe koyunuz. Kapalı yer bu yüzden, arıların yön tayin etmelerini zorlaştırır.

Arılarda Yavru çürüklüğünün önüne geçmek için. kovan uçuş delikleri önüne teneke vb takınız. Yanları açık olacak. Böylece Günlükleri rüzgardan korumuş olursunuz.

Kovanları kuytu yerlere koyunuz. Kuzeyi kapalı tepe kaya dibi rüzgarların kovana hiç değmediği yer olsun. İmkanınız var ise üstüne saç koyun. Böylece kovanların  ıslanmasını ve içine su girmesini önlemiş olursunuz. Kovanlarınız öne doğru 1 cm kadar eğik olmalı. Bu eğiklik kovan içine akan suyun dipte birikmesini önler. Sonuç olarak kovan içinde Rutubeti engellemiş olursunuz. Nem arı hastalıklarında en büyük etkendir.

Arılarda Sonbahar ve Kış Bakımı yaparken dağdaki arıyı düşünün. Bu yüzden Arı Kovanını çul çuval ile  sarma. Islandığında kovanda aşırı nem yapar. Dış üst kapak altındaki, örtü tahtası üzerine  bile gazete kağıdı koyma. Koyarsanız kağıt nem tutar. Bu yüzden arıların hastalanmasına ve fazlası ile kovan içi rutubete neden olursunuz.

KAR ALTINDA KOVAN BAKIMI:. Kovan üzeri ve dışında tahtaya temas etmeyen kar yığınları, kovanları soğuktan koruyacaktır. Yalnız Uçuş tahtası üzerinde duran kar, tahtayı bozar. Burayı temizleyin. Kovanın içine yağmur ve kar sularının girmemesi için kovanın çatlak yerlerine silikon çekmenizin hem kovan hem arı için iyi olur.

Kışın kovanda yaşlılık ve hastalıktan dolayı % 20 dolayında  arı ölümlerinin olması normaldir. Bilim adamlarınca bu durumun normal olduğu belirtiliyor. Kendimden örnek vereyim. Her şeyi full, ilaçlanması yapılmış 10 çitalık kovanımı hiç açmadım. Mart ayına 8 çita olarak çıktı.

VARROA:. Arılarda sonbahar ve kış bakımında en dikkat edilecek konu bu. Ne yazık ki Sakat doğumlara neden oluyor. Ek olarak arının kanını emer ve arının erken ölmesine sebep olan bir bit türüdür. Ayaklarda ve kanatlarda kısalık, günlük atımında  azalma ve güçsüzlük meydana getirir. Tehlikesi her daim var. Çünkü Komşu arıcı varroa mücadelesi yapmadı ise varroayı bitiremezsin.

VARROAYI KOVANDA YOK ETMEK İÇİN : Önce şunu belirteyim. Üst başlıkta belirttiğim üzere sadece konu, bir aylık bile olsa O dönemde kovan içinde olan varroanın imha edilmesidir.

Devamlı belirttiğim üzere yakınındaki arıcı varroa mücadelesi yapmadı ise! Varroa her daim kovanınız da olacaktır. Benim burada vurgulayacagım konu,  her türlü duman ve pudra şekeri ile yapacağınız mücadele içindir.

Varroaset, portakal kabuğu ve pudra şekeri ile yapacağınız mücadelede başarılı olmanız için her üç güne bir aralıksız yedi sefer vermeniz gerekir. Böylece ilk dumanı verdiğiniz gün petek içi günlük yanına bırakılacak varroa yumurtasından 21 gün sonra çıkacak varroayı yok etmiş olacaksınız.

OKSALİT VE FORMİK ASİTLER: 2017 Apimondia sunumundan. Bu ilaçlar Varroa’nın ölmesine neden olur. Ama! Ne yazık ki Geçen zaman  içerisinde varroa arı vücudunda yara meydana getiriyor. Böylece Bu asitlerin yakıcı buharı yara üzerinden arıya karışıyor. Kana karışan bu madde arıların erken ölmesine neden olmaktadır.

Bu nedenle Arılarda sonbahar kış bakımını yapacağınızda Oksalit Asitin Di -hidrat cinsi kullanılması tavsiye ediliyor. Bu önerilere dikkat edilmesi, arı ve insan sağlığı acısından çok önemlidir. Ek olarak Bu ilaçlama şekillerinde dış sıcaklık -en az-, 15 C’ olmalıdır.

PUDRA ŞEKERİ İLE VARROA MÜCADELESİ: En temiz ilaçlama yöntemidir. Bolca Pudra şekerini bir kaba koyup geliniz. Daha sonra Çitaların arasına arıların üzerine gelecek şekli ile serpiniz. Böylece Varroanın, dibe döküldüğünü göreceksiniz. Bu yüzden Her zaman uygulanır. Pudra şekerini kendiniz ezerek imal edebilirsiniz.

PORTAKAL KABUĞU İLE VARROA MÜCADELESİ: Pudra şekerine  ek olarak en temiz ilaçlama yöntemlerinden biridir. Kurutulmuş Yafa Portakal dumanını birkaç sefer verin. Uçuş deliğini kapatıp 5 dk. Bekletin ve açın. Aşağıdaki linkten bu konuda bilimsel, daha geniş karşılaştırmalı  bilgilere ulaşacaksınız.  library.cu.edu.tr/tezler/7682.pdf

varroaset ilacının bala etkisi:. Varroa için verilen kekik yağı, pudra şekeri portakal kabuğu harici bütün ilaçlar kimyasaldır. Ne yazık ki Kimyasalların etkisi üç ay sürer. Buna göre peteklerin Bilimsel olarak her türlü kirli havayı (sigara dumanı) emdiği kanıtlanmıştır. Bundan dolayı varroa kimyasal dumanı verdiğiniz kovanın balını üç ay geçmeden yemeyin. 05.2017

ARILARDA PERİYODİK BAKIM ZAMANI

Serikte arı kovanlarım

Temmuz. 2024Arılarda Periyodik Bakım Zamanı! En fazla her on günde bir yapılması lazım. Böylece bu bakım şeklinde kovan içindeki bütün petekler arı ve ana gözden geçirmiş oluyorsunuz. Bu işlem yapılırken ana arı, günlük kapalı, hastalık ve bozuk petek varmı yokmu? Kontrol et. Bu saydıklarımın varlığı veya yokluğu durumunda yazılarım içerisindeki konu başlıklarına göre işlemler tatbik ediniz. Kovanın periyodik bakımından amaç ana, meme varlığı ve oğul durumunu engelleme ve görme amaçlıdır.

Arılarda Periyodik Bakım Zamanı dışında mecburi bakımların her daim ve gerektikce yapılması zorunlu bakımlardır. Bu nedenle Her üç güne bir varroa ile mücadelede duman verilmeli. Ham petekin tamamı işlendikçe ek olarak yenisi verilmelidir. Şerbet vermek ya gerektikçe yada niyete göre devam eder. Kovanlarda Yağma durumu halinde müdahale ediniz. Hemen uçuş deliğini kapatın. Ayrıca,  özellikle yağmaya uğramış kovanın ilk çevresindeki hiçbir kovanıda açmayın.

Her hangi bir sebepten dolayı, kovan değiştirmeye karar verdiniz. Önceliğiniz, temiz bir kovanı hazırlamaktır. Dolu kovanı yerinden kaldırıp, boş kovanı aynı noktaya koyun. Eski kovandaki çıtaları, çıkarttığınız şekilde yeni kovana yerleştirip, örtü ve üst kapağını kapatınız. İlavesi varsa, aynı usulde, devam ediniz. 25.09.2011

Arılarda Periyodik Bakım Zamanı:  MECBURİ olmayan mesela bir kovanı değiştirmeniz gereken bakım haricinde yağmurlu, kapalı, soğuk ve rüzğarlı  havalarda kovan açılmaz. Burada ölcünüz şu olmalı. Hava kapalı bile olsa! Arıya şimdi bakarsam zararım ne olur? Önemli olan fayda ve zararı bilerek yapınız.

Benzer şekillerde kışın arıya bakmanız şart ise! Arıların kovan içinde yumak olmuş halleri dışında. Dışarıda arı uçsun veya uçmasın! Örtü tahtası veya bezini bir köşeden hafifce, çarpmadan, vurmadan aralayıp içine bakın. Çita üzerinde arı geziyorsa kovanı açıp bakın.

Bir ucundan arılara baktınız; kovan içinde arılar üzüm salkımı gibiler ise hiç dokunma. Kapatın. Haliyle Bir tek arı O salkımdan düşer ise, ölmeye mahkumdur. Onun için mecbur kalmadıkca Aralık , Ocak, Şubat aylarında kovanı açmayınız. Ve dolayısı ile Bu yazdıklarım, soğuk bölgeler içindir. Ek olarak Gerektikçe kek verilir. 07.2017

 

DÜNYADA YAŞAM ve YAŞ ORTALAMALARI.

Dünyada Yaşam ve Yaş Ortalamaları

 Temmuz 2024Dünyada Yaşam ve Yaş Ortalamaları.  Dünyada yaşayan, yaşatan veya yaşadığını sanan ülke ve insanları var.

  1. Devleti ve milleti ile bir bütünlük halinde yaşamı kolaylaştıran uygulamalara erişen buna göre sağlıklı yaşayanlardır.
  2. Devleti ve milleti ile her şeyi Allahtan bekler Ne yazık ki kiminde bolluk taşar kimi bulduğuna şükreder.
  3. Bu arada Her şeyi yokluk içinde olup gerçekten işi Allaha kalmış şekilde yaşayanlar var.

Buna göre İlk guruba dahil olan insanlar mutlu yaşam ve müreffeh devlete sahip en şanslı insanlardır. Bu insanlar uzun süre sağlıklı yaşama dahil olan bilinçli kişilerdir. Hristiyanlar.

Ne yazık ki İkinci gurup insanları ve devletleri aynı istek ve düşünceler doğrultusunda paralel hareket eder. Özellikle Müslüman ülkeler.

Ancak Üçüncü gurupta olan insanlar ve devletleri her şeyi ile yokluk içindedir. Genelde Afrika ağırlıklı devletlerdir. Put ve doğa inancı ağırlıklıdır.

DUNYADA sadece kuru ekmekle karnını doyurmayan KALİTELİ YAŞAM SÜREN İNSANLARIN ÜLKESİ

2017 yılı 80 ülke arasında;  İsviçre, Kanada,  Almanya, İngiltere, Japonya, İsveç, Avustralya, ABD, Fransa, Hollanda,… 36- Türkiye

2019 yılı 80 ülke arasında:  İsviçre, Japonya, Kanada, Almanya, İngiltere, İsveç, Avustralya, ABD, Norveç, Fransa…  34. Türkiye...

2021 yılı 78 ülke arasında; Kanada, Japonya, Almanya, İsviçre, Avustralya, ABD, Y.Zelanda, İngiltere, İsveç, Hollanda, Fransa, Danimarka,…  34. Türkiye

2022 yılı : 85 Ülke arasında İsviçre ; Almanya; Kanada; ABD; İsveç;  Japonya; Avustralya; İngiltere; Fransa ; Danimarka; Yeni Zelanda ; Hollanda; Norveç; İtalya; Finlandiya — ——-  30. Türkiye

2023 yılı 87 ülke arasında: İsviçre, Kanada, İsveç, Avustralya, ABD, Japonya, Almanya, Yeni Zelanda, İngiltere, Hollanda          Türkiye  32.

DÜNYADA SİYASİ ve EKONOMİK OLARAK SÖZÜ GECEN ÜLKELER      ABD,  Almanya,  Çin,  İngiltere,  Rusya,  Japonya

İNSANLARI MUTLU OLAN ÜLKELER İtalya,  Fransa,  ABD,  İngiltere,  Japonya,

HALKI BİREYSEL OLARAK SAĞLIKLI BESLENEN ÖZGÜRCE YAŞAYAN ÜLKELER                                                       Kanada;  Danimarka;  İsveç;  Norveç;  İsviçre;  Avustralya;  Hollanda;  Finlandiya;  Almanya;

ÇOCUK YETİŞTİRMEK İÇİN EN İYİ ÜLKELER: İsveç, Norveç, Finlandiya

DÜNYADA İNSANLARI EN UZUN YAŞAYAN ÜLKELER ve YAŞ ORTALAMALARI 2024 –                               200 Ülke arasında Monako 89.8  Singapur 86.7 Makao 85.3 Japonya 85.2 Kanada 84.2 San-Marino 84.2 Hong Kong 84 İzlanda 84 İsviçre 83.9 Andorra 83.8 ….. Türkiye 103. Sırada

Türkiye  en uzun yaşam süresi – 2023 indeksine göre = TÜİK verilerine göre bu gün doğan bebek ömrünün ORTALAMA 77.3 olacağı belirtiliyor. Buna göre erkek 74.7 kadın 80 yaşına kadar yaşayacak. 2024 yılı hesabı ile 86 mln Türk halkının % 10 nu 65 yaş ve üstünde imiş.

İnsanların  en az yaşadığı ülkeler            Çad  54,4  Lesoto  54,3  Or, Afrika Cum. 53  Yalnız esas bu insanlar acınacak haldedirler.

Dünyada  kadın ve erkek yaş ortalaması ise;  69,7 yıl.

Kadınların Daha Uzun Yaşamasının Nedeni:                                                        İnsanlarda cinsiyeti  belirleyen Kadınlarda Östrojen, Erkeklerde ise Testosteron hormonu var.

Buna göre Östrojen hormonu kadınların, erkeklere nazaran daha az kalp hastası olmasını sağlıyor. Böylece kadınların daha fazla yaşamalarına neden olan 1. Sebeptir

2. ve en önemlisi ise! Kadınlarda (biri yedek) iki tane, sağlam X kromozomu var. Ancak Erkeklerde ise bir tanesi sağlam X ile, ( yedek X in yerine bir ayağı olmayan) Y kromozomu bulunmaktadır.

Buna göre Kadınların X kromozomunda bir hastalık olduğunda yedek X, esas göreve başlıyor. X in dört kolundan birinin eksik kromozomuna sahip olan Erkek bu nedenle Kadına göre, ∼ 5 sene daha az yaşıyor.

Ayrıca,  Erkeklerde olan içki ve sigara alışkanlığı, erkek ömrünü azaltan diğer bir nedendir. Bu arada kadınların doktora gitme alışkanlığı, erkeklerden daha fazla.    Kaynak: livescience.com  – 03.2022

Dünya Sağlık Örgütü  ( WHO ) nün yaptığı açıklamaya göre 65 yaş ve üzeri insanlar yaşlı olarak addedilmektedir. Bu kuruluşun yaptığı yaş sıralamasına göre ise;  65 – 74 yaş arası Genç Yaşlı. 75 – 84 Orta Yaşlı 85 ve üzerindeki insanlar ise İleri Yaşlı gurubunda yer almaktadır.

Yine bu örgütün yaptığı tespit ve açıklamaya göre 1955 yılındaki insanların yaş ortalaması 48 idi. 2025 yılında dünyadaki insanların yaş ortalamasının, 73 olacağı tahmini  belirtilmektedir.

Uzun yaşam için; Hekim.com sitesinden alıntı yaptığım aşağıdaki açıklama ve uygulamaları, yerine getirmeliyiz.

1 – Fazla uyumayın,  2 – İyimser olun,  3 – Fazla seks yapın.  4 – Ev hayvanı edinin,  5 – Zengin olun,  6 – Sigarayı bırakın, 7 – Sakin olun. 8 – Evlenin   9 – Spor yapın,  10 – Gülün, neşeli olun, 11 – Zayıflayın,  12 – Stres yapmayın. 13 – Meditasyon yapın,  14 – Kolesterolü ölçün, 15 – Antioksidan alın. Bu da benden: Aklınıza geldikçe hareketli bir müzik ile oynayınız.

Ne diyor Cenabı Allah; Her ne kadar -‘Ömür ne uzar, ne kısalır‘ dese de, hiç bir kimse ömrünün ne kadar olduğunu bilemez vede Allah CC – Benden niyazda bulunun, verdiğim -cana-  emanete sahip çıkın, ve benden ömür dileyin, diyor.  Cenabı Allah -İnsan ömür süresi -ne uzar, ne kısalır, dese de belki bu süre insanların yakarışları ile sınırlı olup – olmadığını kim iddia edebilir.  Kaynak: https://www.usnews.com/news/best-countries  12.2010   Mecit ALBAYRAK

İSLAMİ ŞARTLARA UYGUN ÜLKELER

İSLAMIN ŞARTLARINI UYGULAYAN ÜLKELER.

Temmuz 2024. İslami Şartlara Uygun Ülkeler Deyince! İslamın şartlarını en iyi Müslüman ülkeler uygular demeyin.

‘Batı’ya gittim ve İslam’ı gördüm ama Müslüman yok. Doğuya döndüm ve Müslümanları gördüm ama İslam yok(Muhammed Abduh)

Onların yaşantısı bizim dinimiz gibi. Bizim yaşantımız ise; Onların dini gibi‘ Mehmet Akif Ersoy

Müslümanlık Şeriat Demek Değildir. Bu sıralama içinde din ve dindarlık unsuru yok. Bunun yerine Ekonomi Hukuk Adaletli Devlet Yönetimi, İnsani ve Siyasi Haklar var. Daha sonra Uluslararası İlişkiler ve müsrif harcamalarla bile sağlanamayan GERÇEK SAYGINLIK var. Sonuç olarak bu kriterler üzerinden değerlendirmeler yapılmış. Sonuç olarak bu şartları yerine getiren herkes İslamın emrettiği şartları uyguluyor demektir. Devletler; Bir ülkenin halkı beş vakit namaz kılıyor Pazar günleri kiliseye gidere bakmaz.

İslami Şartlara Uygun Ülkeler sıralamasında ilk 40 içinde ne yazık ki hiç Müslüman ülkesi yok. Buna rağmen 10 puan üzerinden yapılan derecelendirme sıralamasında 9.08 puanı ile 1. olan Yeni Zelanda olmuş. Sıralamada ilk yerlerde olan Müslüman ülke olan ancak Malezya olmuş. Puanı ise 6,27 ile 43. sırada.

2021 yılı Müslüman Olmayan fakat İslamın Emrettiği Kuralları Yerine Getiren Devletler.

Yeni Zelanda; İzlanda; Hollanda; İsveç; Norveç; Danimarka; İrlanda. İsviçre; Kanada; Finlandiya; Almanya; Avustralya; Lüksemburg; Avusturya. İngiltere; Japonya; Belçika; Estonya; Slovenya; Malta; Portekiz. Çek; Fransa; İspanya; Hong Kong; ABD; G.Kore. Singapur; İtalya; Litvanya; Mauritius; Letonya; Şili; Slovakya. Polonya; Kıbrıs; Uruguay; Kosta Rika; Macaristan; Hırvatistan; Yunanistan. İsrail

Ve İslami Şartlara Uygun Ülkeler sıralamasında ilk sıralarda yer alan Müslüman ülke ise 43. sırada Malezya var!. Diğer Müslüman ülkeler sıra numarası ise:. 47-51-53-59-62-63-65-74-75-84-85-89-93-94-96-TR 100-108-114-115-116-117-120-121-127-128-130-132-134-135-140-141-142-149-150-151 İslamı yaşayan ülkeler sıralamasında Türkiye kaçıncı? 100.

Yıllara göre Türkiye’de İslami yaşantı derecesi ise:. 2015-65. 2016-73. 2017-81. 2018-95. 2019-96. 2020-100. 2021-100. 2022-100.

2020 yılında, 100. sırada; Dünyanın kıskandığı Türkiye! Puanı; 3,88 Hadi teknik teknoloji bizim değil diyelim. Müslümanlığı, Suudi Arabistana ve Araplara kaptırmayan Türkiye nerede. Ekonomi; Hukuk/ Devlet Yönetimi; İnsan ve Siyasi Haklar ile Uluslararası İlişkiler/Saygınlık sıralamasında yok yerlerde. Nerede Müslümanlık?

Komünist Çin bile bizden daha dürüst ve 82.

2022 yılına ait İslami şartlar sıralamasında TÜM Müslüman ülkelerin 149 ülke arasında aldığı toplam sıralama ortalaması 110.5

Yine bu kuruluşun aradığı şartlara göre Türkiye’nin 10 üzerinden puanı:. Ekonomi; 4.93 Hukukun uygulanması; 2.94 İnsani Hakların gözetimi; 3.59 Uluslararası ilişkiler: 2.93 Ortalaması: 3.73

09.2021 Kaynak: http://islamicity-index.org/

SEYDİŞEHİR ETİ ALÜMİNYUMUN ÖZELLEŞTİRİLMESİ

ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZELLEŞTİRME İPTALLERİ.

    Temmuz 2024. Şimdi sırada Seydişehir Eti Alüminyumun Özelleştirilmesi var. Bir önceki yazımda Türkiyede Kamu Kurumlarının Özelleştirilme Nedeni hakkında açıklamalar  yapmıştım. Bu yazımda Seydişehir halkı ve Eti Alüminyum işçisinin özelleştirilmeye bakış açılarını yorumlamaya çalışacağım.

Önceki yazımda 24 Ocak kararları ile fabrikaların satılması kabul edildi diye belirtmiştim. Halkın ağzına verilip başlarına yapıştırdığı sakız gibi zarar ediyor lafı ağızlarından eksik ettirilmedi.

Evet; Seydişehir halkı ağızlarına verilen sakız nedeni ile özelleştirmeye alkış tutmuştu. Bana göre bunun,  dört  sebebi var.

1 – İşçi 1967 yılından 1990 yılına kadar kazandığı tüm parasını Seydişehir halkı ve esnafına veriyordu. Seydişehir esnafı da parasına para, malına mal katıyordu. Fabrika işçisi, çarşı esnafının gözünde, -teşbihte hata olmasın- ”Sağmal İnek” idi.

Ne yazık ki bazı esnaf kesiminin gözünde  işçinin zevki için para harcama hakkı yok idi. Onlara göre işçiye bisiklet bile çok, yürüsün! Kirada oturacağı ev, ona çok bile! Para biriktirmek, ihtiyacı ve zevki için parasını harcamak gibi bir hakkı, olamazdı!  Ama çarşı esnafının ise, Allahın emri imiş gibi her şeye hakkı vardı. Her 2-3 senede bir arabasını değiştirecek.

Seydişehir de bir evi olacağı gibi Antalya da veya başka yerlerde 1-2 tane yazlığı olmalı! Bunları nereden mi biliyorum? Toplum içinde konuşulanları duyduğum gibi, esnafı savunup, işçiyi kötüleyenlere de, gerekli cevabı verenlerdenim.

1990 yılı ve sonrasında Türkiye AB ayarında çalışıp üretmediği halde çağ atlaTILdı.  Böylece Türk halkı ve Seydişehir işçisi çağ atladı. Buna göre İnsan olmanın gereğini ve gerekenlerin hepsine sahip olmaya başladı. Ev, araba, seyahat ile ailesel ve kişisel ihtiyaçlarını şehir içinden ve dışından, gidermeye başladı.

Sonrasında Seydişehir dışına çıkmaya başlayan işçi Dışarıda gördüğü çeşit ve fiatlar ile buradaki fiatları karşılaştırdı. Bu sebeple ne kadar fahiş fiata uğradıklarını anladı. Lakin 1985 sonrası her şey dolar ile hesaplanma yoluna gidildi.İşçi mecburen artırdığı parasını dövize yatırmaya başladı. Böylece Alüminyum fabrikasında üretilen süt çarşı esnafına az gelmeye başladı. Bazı ihtiyaçlarını daha ucuza şehir dışından karşılamaya başlayan işçi esnafın gözünde düşman olarak görünmeye başlandı.

İşçi tamamen haklı mıydı? Haksız olduğu yerlerde vardı. Mesela:

1992-98 yıllarında işe girmiş 3-5 yıllık yeni işçi maaşları eski işçinin maaşına yetişti. Bu nedenle özellikle bu grup içerisinde bulunan genç arkadaşlarımız, bir anda ummadıkları bir refaha kavuştular.

Nasıl mı? Toplu Sözleşmeler yapılırken eski ve yeni işçilere farklı zamlar verilmeye başlandı. Eski işçi arkadaşlara (mesela) % 15 – 20 zam verildi. Azınlıkta olan ve yeni işe giren arkadaşlarımıza % 50 zam verildi. Böylece tüm işçiye verilen zam ortalaması, %30-40 gibi yüksek gösterildi. Bu nedenle eski işçi az zam aldı. Sonuç olarak Türk ve Seydişehir Halkı kandırıldı.

Ummadıkları bir refaha erişen bazı gençlerin, aşırıya kaçan nahoş hareketleri Seydişehir halkının tepkisini çekti. Lakin buna neden olan maddi güçlerinin yanında alım güçlerini kolaylaştıran etkenler vardı. Buna göre zaman içerisinde gelişen teknoloji, kolaylaşan üretim, kredi ve rekabete dayanan ticari kolaylıkları unutmayınız.

Bazı ihtiyaçlarını daha ucuza şehir dışından karşılamaya başlayan işçi esnafın gözünde düşman olarak görünmeye başlanıldı. Ayrıca Seydişehir Eti Alüminyumun Özelleştirilmesi ve diğer Kurum satışlarında halkın işçiye düşman olasının diğer sebebi ise:. Hükümetlerin sendikal sözleşmeler sırasında dile getirdiği, halkın kulağına soktuğu bir anlatım şekli vardı.  Emeklilik yaşı geldiği halde emekli olmayıp, hala çalışan, iş yerinde uyuyan işçiler var!

Türk ve  Seydişehir halkı geçmişin verdiği bir hırsla bu açıklamalara sahip çıktı. Daha sonra Emekliliği gelen işçi, emekli olsun. Bizim çocuklarımız çalışsın, demeye başladı.

Ey bu konuşmalara sahip çıkan  Seydişehir (Türk) halkı. Emekli olabilecekken hala çalışan iş yerinde uyuyan sadece işçi ve işçiler mi? Emekli ola bilecekken hala çalışan iş yerinde uyuyan her meslekten MEMUR YOK MU? Neden aynı terane memur için söylenmiyor!  Memurun tecrübelisi gerekli de, işçinin tecrübelisi gerekmiyor mu? Yoksa hep sakızlara mı dolanıyorsunuz?

NOT:. Fabrikada çalışırken tanış olduğum ve 4 C li olarak şuan devlet dairelerinde çalışan arkadaşlarla görüşürdüm. Fabrikada çalışıyor olsalar idi alacakları maaşın yarısına talim eden arkadaşlara sorardım. Şuan olması gereken hakkınızı verseler, fabrikaya döner misiniz? Hiç biri ben dönerim demedi. Bizler fabrikada iken, ölmüşüz, diyorlardı.

Ne demek istediklerini birazcık aklı olan varsa, düşünsün!

2Seydişehir Eti Alüminyumun Özelleştirilmesi zamanında İşçinin, Seydişehir halkının desteğini kaybetmesinde hatası vardı. Ama bu hata kısmen işçinin kendi hatası idi. Dikkatinizi çekerim ‘kısmen‘.

Seydişehir ve civar köylerinde yerleşik işçiler var. Özellikle çiftçilikle uğraşan bazı VARDİYALI işçiler, halkın arasında iken utanmadan bazı itiraflarda bulunmuşlar.  Ben gündüz bahçemde çalışır, işe gittiğimde orada  uyurum! diyen olmuş. Kendini bilmez, Allah ve kitaptan dem vuran, ahlaksız arkadaşlar mevcut idi.

   Yalnız Bir anlamda ‘uyumaya’ gelenler var idi! Ama nasıl?

Dışarıdaki kişi, fabrikaya  yatmaya gelenin ne iş yaptığını bilemez. O kişi işçinin söylediğini bilir. Haklılar da. Kamu iş yerlerinde  çalışan kişiler, yapacağı işe ve çalışacağı  tezgahın kadrosuna göre işe alınır. Her işçi, kadrosunda çalıştırılır ve kendi işinden sorumludur. Her hangi bir şahsın işinde olduğu gibi, kamu işçisine Gel burada çalış Git orada çalış diyemezsiniz. Diyecek olan teknisyen ya da Mühendis, o işçi arkadaşın isteği karşısında, yazılı bir kağıt verip her türlü sorumluluğu üstlenmek durumundadır.

Yazılı kağıdı veremediği an, git başka yerde çalış deme selahiyetinde değildir. Şayet işçi  ALLAH; KİTAP, VATAN diye gider ve başına bir iş gelirse, O zaman TEK SUÇLU İŞÇİ olur. Adı üstünde devlet ve devlet dairesi, kamu iş yeridir.  Memur içinde böyledir, işçi içinde.  Ne yazık ki Türk halkının gözünde, işçinin adı var.!! Bir zamanlar başbakanlık yapmış Tansu Çiller: İşçiye verilen para, PKK’ya gider demişti.

Seydişehir Eti Alüminyumun Özelleştirilmesi ve diğer Kurum satışlarında halkın işçiye düşman olasının diğer sebebi ise:. Kamu fabrikalarında çalışan işçilerin kimi 7,5 saat veya bu zamana yakın sürede  işinin , tezgahının başından ayrılamaz. Kimileri de 7,5 saat eline iş almaz. Almaz derken, tezgahların  veya değişik iş yerleri arasında elinde 1-2 malzeme ile dolaşır durur. Esasında dolaşması bile iş yapmasıdır. Bu kişilerin ilki seri üretimde çalışırken diğeri, getir-götür bir başkası ise Elektrik ve Makina Bakım işinde çalışmaktadır. Üretimin durduğu yerde, 7,5 saat eline iş almayan veya sabahtan akşama kadar dolaşan kişi, çalışmaya başlar. Düzen bu şekildedir.

Efendim “Niye yatacak, vatan, millet adına gitsin yardım etsin! Başka yerde çalışsın! ” demekle, iş olmuyor.

Şayet işçi kendi isteği veya başındaki yetkilinin  sözlü  talimatı ile, kadrosu dışında bir iş yapar ve başına bir iş gelirse:.  O  işçiyi sözlü olarak işe gönderen yetkili  Ben gönderdim, DEMEZ. Yanan, işçi olur. Yine iddia ederseniz, O zaman ben size en az 10 şahitli bir iş kazasının hikayesini anlatırım.  Hal böyle iken yine suçlu; İŞÇİ OLUR. Vesselam. İşçi arkadaşlar arasında iş yerine gerçekten yatmaya gelen kişiler olmuştur. Ama bu kişiler bir elin 10 parmağını geçmez. Ama bir çürük elma, bir kasa elmayı çürük eder.

3 – Diğer önemli bir etken. AKP Konya Milletvekili ve Seydişehirli hemşehrimizin radyoda ve çeşitli mahalli yerlerde söylediği ve tekrarlanan. Eski işçi işten çıka-rıla-cak, onların yerine 5.000 -beşbin- genç işçi alınacak açıklaması, işçiye kin duyan Seydişehir halkının aklını başından almaya yetti, arttı bile. Böylece çalışan Eti Alüminyum işçisi, halkın desteğinden mahrum kaldığı gibi, garezine bile uğradı.

Not: 2016 -17 yılı itibari ile Ce-Ka Eti Alüminyum’da çalışan işçi sayısı: 1200  kaynak: Seydişehir’in Sesi gazetesi

Kamuda iken çalışanlar ise: 1400 kadrolu işçi + ≈ 700 taşeron işçisi + 400 memur =  2500 kişi ekmek yiyordu. Ya şimdi? 1200 kişi.  Gelelim en önemli 4.  şık.

4 –  İşçinin temsilcisi, savunucusu  olması gereken! Hak İş’e bağlı Öz Çelik  İş sendika’mız! (Karabük Demir Çelik fabrikalarında olan örneğinde olduğu gibi) kendi menfaatleri yönünde  bir pay çıkartma telaşına düştü. Fabrikanın satışında hesaplanmış olan hisselerin, % 14’nü alabilmek için, gayret göstermeye başladı.

Bu gayretleri sırasında sendikal çıkarları, işçi çıkarlarının üstünde sayıldı. % 14‘lük hissenin adı ‘Altın Hisse’ olarak addediliyordu. Hükümet ve/veya fabrikayı satın alan şirket ile yaptıkları pazarlıklar fayda vermedi. Sonunda o ana kadar akıllarından bile geçirmedikleri gerçek görevlerini hatırladılar.

Pazarlıkları olumlu gelişse idi  Sendika işçiye dönüp -Oturun oturduğunuz yere, kıpırdayanı mahvederim, diyebilecek durumda olacaktı. Ama sendikadaki hesap, Özelleştirme İdaresinde onay görmeyince; Seydişehir’e gelip sendika’cılık oynamaya  başladılar.

Ayrıca, bir önceki yazımın sonunda belirttiğim konuyu burada da  vurgulamamda fayda var. Seydişehire bir akşam vakti gelip genel müdürlük sahası içerisinde konuşan Başbakan RTE’ nı alkışlayan işçinin % 90’nı taşeron firmada çalışıp: – Fabrika satıldığı zaman    kalifiye işçi – usta  olacağız, diyen gençlerdi. Bunların haricinde, uzaktan dinleyip – seyredenlerin haricinde, kendi geleceğinin vehametinde olmayan, geleceğini düşünmeyip sırf  yaranma telaşında olan ≈ 50 kadrolu işçi, şak – şaklamıştır.  Buda böyle biline.  Velhasıl;

Kamu iş yerleri, herhangi bir iş yeri değildir. Devlet, çıkarttığı kanunlara bazen ters düşse de,  sonuçta istese’de – istemese’de çıkarttığı kanun ve yasalara uymak zorundadır. Dünyanın her yerinde de böyledir. Devletin Başbakanı, Bakanı, Müsteşarı, Müdürü , Şefi, Makina Mühendisi , Teknisyeni aracılığı ile bu sorumluluğu alamıyorsa, işçiyi suçlamanın alemi ve gereği yoktur. ( Bu yazdıklarıma bir itirazınız olursa, lütfen YORUM kısmına yazınız. Ben cevabı-nızı-  vereceğim.)  9 Kasım 2011  ——

17 Haziran 2005 yılında yapılan satışı Danıştay,  27 Kasım 2007 tarihinde iptal etti.

24 Mart 2015 tarihli Aydınlık Gazetesi: CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın önergesini yanıtlayan;  Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner YıldızBedava verilen barajdan Ce-Ka 3 katrilyon TL kazandı. Seydişehir  Eti Alüminyum Fabrikasını çalıştırmak üzere bedelsiz verilen Oymapınar Barajında 2011 – 2014 arası üretilen elektriğin yüzde 86.8’inin piyasaya satdığı ortaya çıktı…..  “Oymapınar Barajı, Seydişehir Eti Alüminyum Fabrikası çalıştırılsın diye Cengiz İnşaat’a bedava verilmiştir. diyor.

Bu açıklamadan şu sonuç çıkıyor. Oyma Pınar Hidro Elektrik Barajı, Fabrika çalışsın diye degil! Şirketin nakit para ihtiyacı için verildiğini ortaya koyuyor. Bu kadar açık hukuksuzluğa rağmen, ‘Oyma pınar Barajı geri alınmıyorsa, Cengiz İnşaat’ın cebine O gün için cebine giren yaklaşık 3 katrilyon lira geri alınmıyorsa, burada iktidarın da ortaklığı söz konusudur. Oymapınar Barajı Cengiz İnşaat’a dolaylı olarak da AKP’ye para akıtıyor.” 11.2016    ALBAYRAK

DEPREMİN OLUŞ NEDENİ ve TÜRKİYE

DEPREMİN OLUŞ NEDENİ ve TÜRKİYE

   Temmuz 2024. <strong&amp;gt; <strong&gt;Depremin Oluş Nedeni ve Türkiye konulu bilgiler için. www.livescience.com ve www.earthquake.usgs.gov/earthquakes üzerinden açıklanan teknik bilgilerden faydalandım. Özellikle parçalı ama doyurucu bilgileri usgs.gov üzerinden çıkarttım. Ben bu karma bilgileri bir araya getirip yazdım. Ve dolayısı ile Kimi yerde okuyucuya katkı sağlama babından, yorumlamaktayım.  2010.

MAĞMA TEKTONİK PLAKA VE FAY HATLARI:

Önce Tektonik levha- Tektonik plaka ve Fay hattı nedir? Yorum: Misal elinizdeki kahve fincanı  ve tabak düştü Tabak büyüklü küçüklü 10 – 15parçaya Fincan ise 30 parçaya ayrıldı. Yapıştırdınız. Yapıştırdığınız tabaktaki büyük parçalar dünyanın kabuğunda olduğu belirtilen 6 parça ANA tektonik plakayı oluşturuyor.

Tabaktaki Küçük parçalarda deniz dibinde var olan, 6 lıya göre daha küçük parçalı bölgesel örneğin Karayip Denizi, Kanarya, Sicilya, Santorini ve Endenozya Adaları noktalarındaki tektonik plakaları oluşturmuş oldunuz.

Fincan üzerindeki yapıştırdığınız büyük parçalar tektonik plakalara göre karanın / deniz tabanında oluşmuş Küçük ölçekli tektonik plakaları / Fayları oluşturmuş oldunuz. Daha küçük parçalar ise yeryüzünde her yerde olabilen tektonik plakaların yeryüzüne yakın (derler ya, yerin 10 km altında)  oluşan depreme neden olan fay kırıklarını temsil ediyor.

Bilimsel Tespit: Fay kırıkları, tektonik plakaların yer üstüne doğru karasal ~3 / 20 km derinliklerde oluşmuş karasal çatlaklardır.

152 yerde olan KÜÇÜK ÖLÇEKLİ tektonik plakaların olduğu bazı yerler ise. Yalova, Kuzey Anadolu, Elazığ, Erzincan, Van, Hatay’da Arabistan Yarım Adası hattı. Arabistan, Karayip Deniz adalar bölgesi ile, parçalı doğu ve orta Akdeniz tabanlı tektonik plakalar örnektir.

Ayrıca Arabistan yarım adası, Afrika kıta burnu Somali ve Tanzanya arası, K. Amerika San Andreas Endonezya Hint Okyanusu tektonik plakası gibi. Fay hatları ise! Haritalarda ve Ege bölgemizde çokça göründüğü üzere, Ayak bastığımız her yerde olabilir!</p>

<strong>Depremin Oluş Nedeni ve Türkiye depremlerine neden olan Tektonik Hareketli, hareket eden manasındadır.

Dünyada (kimi yerde) 7-8 tane büyük tektonik plaka olduğu belirtiliyor. Başlıca Tektonik Plakaların, Pasifik Okyanusunun karşılıklı her iki kıyı hattı boyunca KG yönünde Amerika kıtasının tamamı, Avrasya (Kamçatka, Japonya, Endonezya, Himalayalar, Anadolu’dan Avrupa İtalya hattı). Ayrıca Afrika, Avustralya, ve Antarktika kıtasından Atlas Okyanusuna.

Atlas Okyanusunun orta tabanından  sağlı sollu Karayip ve Kanarya Adaları arasından İzlanda Adasına uzanır. Bu tektonik plaka K-G yönünde eski ve yeni dünyayı deniz dibinden ikiye bölüyor. En etkin tektonik plakalar Pasifik ve Hint Okyanusu deniz tabanlarında dır. Endonezya Adaları, Pasifik ve Hint Okyanusu arasında kalmaktadır.

Dünyanın Merkezindeki Mağma:. Karasal kürenin ağırlığı baskısı ve sıkıştırması nedeni ile merkezde kendiliğinden ısı oluşuyor.  Buna ısının etkisi ile dünya merkezindeki toprak eriyerek Mağma‘yı oluşturmaktadır. Mağma, devamlı  lav olarak yeryüzüne çıktığında azalıyor; Sert kaya tabakasının çökerek mağmaya karışması ile de çoğalıyor.

Mağma nın, Dünya yüzeyine doğru yaptığı basınç neticesinde lavın yolda bulduğu katı boşlukları doldurmasıyla lav havuzları oluşuyor. Bu nedenle oluşan lav havuzlarının ayak bastığımız noktanın 5 km kimi yerinde ise 70 km altında olduğu belirtilmektedir.

DEPREMLERİN OLUŞ ŞEKLİ;

Magmada’ki eriyiklerin yeryüzüne doğru yaptığı yüksek itici basınç nedeni ile okyanus tabanındaki Tektonik Plakalarda ayrışma meydana geliyor.  AYRIŞMA noktası ‘burası‘ iken BATMA noktası dünyanın başka bir yerinde olmaktadır. Deprem, bu batmanın olduğu yerde olmaktadır.

Depremler nedeni ile Yeryüzünde yeni bir dağ tepe Ve çukur oluşmadığı müddetçe buna neden olan hep deniz dibindeki tektonik plakalardır. Mesela! Gaziantep bölgesinde yığıntı, Hatay bölgesinde ise çukurluk oluşmuştu. Buna neden olan iki yönlü sıkıştırma ve ayrışmadır. Ve karada oluştu. -Devamı Türkiye bölümünde.

Unutmayın Su çatlak yerden sızar. Kürenin çatlak yerleri Tektonik Plakaların birleştiği yerlerdir. Sonuç olarak bu çatlakların % 90 nıda deniz dibindedir. Mağma iki tektonik plaka arasından çıkıyor ve İki parçayı ayrıştırıyor. Sonrasında Ayrışan plaka KARŞI kıta karası dibine birikip burayı itiyor.

Bu itme anı her neresi ise O yer yüzeyden veya yakın yerden  kopuyor ve Mağma’ya doğru batıyor. Batan kısım ana karadan ayrışmış oluyor. Böylece Mağma’nın Çıkış Noktasından AyrıştırmaBatışAyrışma sonrası deprem oluşuyor.

Ben Yeryüzünün bir tarafında dışarıya çıkıp akan lavı, zararı olsa’da buna rağmen Dünyanın düdüklü tencerenin emniyet sıbabı derim.

DÜNYAYI ŞEKİLLENDİREN DEPREM MERKEZLERİ:.

<strong> Depremin Oluş Neden</strong>i ve Türkiye konusunda depremlerin ne denli felaketlere sebep olduğu en çok ve şiddetli görüldüğü kıta ve ülkeler.

1. En Şiddetli deprem bölgeleri: Pasifik ve Hint Okyanusu arasında olan kıta ve ada ülkeleridir. Büyük (Pasifik) Okyanusun tabanını oluşturan tektonik plakanın yılda, kuzeybatı yönünde 7 cm hareket etmekte imiş. Bu bölgeye; Pasifik Deprem Kuşağı denilmekte.

2. Deprem Kuşağı: Bu bölüme Hint-Alp Kuşağı Denilmektedir. Buralar Himalaya sıra dağları üzerinden Afganistan İran, Türkiye, İtalya Orta Avrupa ve Portekiz üzerinden Atlas Okyanusuna erişmektedir. Bu arada Hindistan yarımadasının altına giren Hint okyanus plakası, bu ülkeyi Asya içlerine ittirirken, Himalaya sıra dağlarının yılda 2 – 4 cm yükselmesine neden olmaktadır. Diğer taraftan, sıkıştırma nedeni ile Afganistan toprakları büzülürken  santim santim küçülmektedir.

Arabistan yarımada plakası:., Hint Okyanusu, Afrika Kıtası ve Ak Deniz tabanlı sıkıştırılma nedeni ile kendini Anadolu topraklarına doğru itmektedir. Himalaya dağları ve Arabistan plakasının sıkıştırması sonucu oluşan İran Zağros Dağları, Irak’ın kuzey doğu içlerine kadar uzanmaktadır.

Bu arada Afrika merkezli Akdeniz üzerinden gelen baskı ile! Avrupa Kıtasında büzüşme ve kayma oluyor. Bu sebeple Orta Avrupa içinde yer alan Alp sıra dağları, Himalaya dağları gibi yılda 2,5 cm yükselmektedir. Ayrıca, Yüzlerce yıl sonrası Afrika kıtasının Avrupa ile birleşeceği belirtilmekte.

Rift Vadisi; Harita üzerinde Afrika boynuzu denilen yer üzerinden başlayıp, Kenya- Tanzanya üzerinden  Mozambik ülkesine ulaşmakta. Akarsu yatağı benzeri depremsel yarılma  neticesinde oluşmuş çöküntülü bir kara düzlemidir. Rift Vadisi, bir nevi Akarsu yatağı benzeridir. Başlangıç noktası olan Kızıl Deniz bölgesine yakın olan bölge hariç orta bölgeler, deniz seviyesinden 300 mt aşağıda. ∼1000 km düz genişliğe, ve üç ayrı parça halinde ∼ 3500 km uzunluğa sahiptir. Bu tip büyüklü küçüklü vadi çukurlarına, Rift vadileri denilmektedir.</p>

<strong>Depremin Oluş N</p> <p>edeni ve Türkiye konulu açıklamalardan olan Rift Vadisi hakkında Bilim adamları;. Afrika Boynuzunun, Afrika kıtasından yılda 6,3 mm D/B yönünde ayrılıyor. Etiyopya – Mozambik arasında var olan Rift vadisinin, yüzlerce yıl sonrası Afrika kıta’sın dan kopacağı belirtiliyor.  Her iki uç noktalarının deniz tarafından açılması halinde, Okyanus suyu ile dolacağını da ileri sürmektedirler.  www.livescience.com

3. Atlantik Değrem Kuşağı:. Ekvator bölge üzerinden Kuzey yöne doğru uzanan Orta ve  Kuzey Amerika-Afrika-Avrupa ve İzlanda üzerinden Kuzey Kutbuna ulaşmaktadır. Karayip, Kanarya ve İzlanda Adaları; Atlas Okyanusu Orta Tabanlı sıra dağların etkisi altındadır. Atlas Okyanusu tabanından çıkan lavlar, bu tabanlı sıra dağların hem yükselmesine hemde uzamasına neden olmaktadır. İzlanda’nın her sene, 2,5 cm D/B yönünde genişlediği tespit edilmiştir.

Deprem Etkisi ile yükselen genişleyen veya küçülen yerler:. Büyük (Pasifik) Okyanus tabanı kuzeybatı yönünde 7 cm Himalaya sıra dağları yılda 2-4 cm. İran Zağros Dağları Irak yönünde. Afrika Boynuzu yılda 6,3 mm D/B yönünde. Alp sıra dağları 2.5 cm yükselmekte. İzlanda’nın ise her sene, 2,5 cm D/B yönünde genişlediği belirtilmiştir. Afganistan ise Himalaya, Arabistan ve Hint Okyanusu tabanından sıkıştırılmakta ve büzüşmektedir.

TÜRKİYEYİ  ÇEVRELEYEN TEKTONİK PLAKA FAY HATLARININ DEPREME OLAN ETKİSİ

Türkiye; Dünya yüzeyinde, fay kırıklarının en çok olduğu ülkelerden biridir. Ne var ki Anadolu deprem üreten değil, depreme maruz kalan bir ülkedir. Ülkemiz; Himalayalar dan gelen parçalı tektonik plakalar ile çoklu kırık fay hattı etkisindedir.  Deprem fay hattı çizelgesini gösteren haritalara baktığımızda Anadolu’nun Üç yönden tehdit altında olduğunu görürüz.

1. Kuzey Anadolu Tektonik Fay Hattı. Buna göre Ülkemizi tehdit eden ana etken Himalaya-İran ülkesinden geliyor. (Bilimsel açıklama) Bingöl Karlıova merkezli tektonik fay hattı çatal yapıp ikiye ayrılan ana etken Kara Denize paralel batıya ilerliyor. Yalova şehrimizden Marmara Denizine batıp Avrupa’ya geçmektedir.

Türkiyede depremin oluş nedeni konusunda Türkiyeyi en fazla etkileyen Himalaya Tektonik Plakası, Arabistan Yarım adası ve güneyden kuzeye doğru baskı yapan Afrika kıtasıdır.

2. derecede etkili tektonik plakamız. Bingöl şehrimizden Adana- Hatay şehrimize doğru çatal yaparak uzanmaktadır. Bu kol hem Akdeniz tabanına hem Suriye, Lübnan, Ürdün, İsrail, Arabistan yarım adası ile bağlantılı olup Türkiyeyi  iki yönden etkilenmektedir. Özellikle Marmara ve Ege bölgemizde olan parçalı fay kırık hatları ise, bu iki tektonik plakanın işini kolaylaştırmaktadır.

A. En Tehlikeli Bölge; Hindistan üzerinden gelen Ana tektonik plaka  Erzincan bölgesinde çatal yapmakta. Bu şekilden dolayı Türkiyenin batısına ve güneyine yönelik açılıp kapanan bir makas durumu var diye biliriz. Merkez olarak buranın doğuda bulunması mucibince ilk olarak önce Himalaya, devamında Arabistan yarımadası yönlü baskı altındadır.

B. Tehlikeli bölge: Erzincan-Van-Hakkari üçgenli olan bölgemiz. Ayrıca bu bölgemiz, İran Irak merkezli Zağros Dağlarının arasında sıkışıyor.

C. Tehlikeli bölge: Kuzey Anadolu-Marmara tektonik fay hattı bölgesinin güneyinde kalan Çanakkale-Muğla-Adana üçgeni. Bu arada Ege Denizi kıyı kesiminden Denizli-Afyon-Kütahya bölgemize ulaşan çoklu fay hattına sahip depremsel bölgemiz var.

27 Ekim 2019 tarihli bir Hürriyet gazetesi sayfasından- Türkiyede deprem konulu bir konferansa katılan Japon deprem uzmanı ve inşaat mühendisi olan kişi.

{- Türkiyede birbirinden ayrı hareket eden 6 tane deprem fay plakası olduğu belirtilmektedir. Bu plakalar ilk hareketi Himalaya’ lardan alıyor. Nepal ⇒ Gürcistan üzerinden bu 6 plaka tetikleniyor. Bu etki Kuzey Anadolu Tektonik plakası üzerinden ⇒ Ege Denizi dip Fay hattı ile birleşiyor.  Yunanistan üzerinden Italya ve Ispanya’ya kadar gitmektedir.

Yine Ekim 2024 tarihinde Japon deprem uzmanı Yoshinori Mariwaki: Endenozya’dan başlayan fay hattının Çin Hindistan ve İran üzerinden Türkiyeye ulaştığını kaydetti. Türkiyede deprem riskinin en az olduğu ilin Kırklareli, en tehlikeli ilin ise Istanbul olduğunu söyledi.  Kaynak: Sputnik

Türkiye; Dünyada olası deprem sıralamasında ise 6. sırada. Ölümlü sonuç sıralamasında ise 3. derecede en fazla ölümlerin olduğu deprem kuşağı ve Ülkesidir. Japonya’da 7 şiddetinde deprem oluyor kimse ölmüyor ken! Türkiye’de 5 şiddetinde deprem oluyor. (Örneğin 100 kişi ölüyor!).  Deprem şiddetinin 1 artması (5 ten 6 olması) sonuç olarak deprem etkisini (kimine göre 10 kat) 32 kat fazla artırmaktadır. —-</p&gt;</p>}

Deprem sonrası yeryüzündeki toprak şekillerinde çukur veya yükselti değişiminin görülmesi için depremin en az 6,5 ve üzeri şiddetinde olması gerekmektedir. Livescience.com

Depremin Oluş Nedeni ve Türkiye örneği 5 Şubat 2023 pz/pzt gecesi olan depremdir. Saat 04.¹⁷ de 7.8 şiddetinde olan Kahramanmaraş depremi‘nden 10 saat sonra olan ikinci bir 7.7 şiddeti deprem oluyor. Ve dolayısı ile Anadolu ülke karasının GB yönünde Ege-Ak Deniz istikametinde 3-7 mt kaydığı, Bilim çevresince söylenmektedir. Haliyle Bu kayma depremin gücünü göstermektedir.

Ne var ki Bu iki deprem, şehirlerimizde farklı görüntülere sebep oldu. Hatay hava alanı pisti örneğinde olduğu gibi arazi yükseldi ve uzadı. Bu durum Ne yazık ki Hatay’ın İki yönlü sıkışmaya maruz kaldığının görüntüsüdür.

G.antep’in sadece bir bölgesinde oluşan deprem sonunda çukur oluşmuş. 200 mt genişlinde, 30 mt derinlikte ve yüzlerce metre uzunlukta Rift Vadisi türü çukur kanallar ortaya çıkmış. Burada ise çökme ve ayrışma meydana gelmiş. Buna göre Gaziantep bölgesinde oluşan çukur bence Anadolu karasının 3 mt kaymış olmasının göstergesidir.!

Rift Vadisi benzetmesi yapmışlığım nedeni Gaziantep’te oluşan çöküntü nedeni iledir. Peki! Çöküntünün altındaki toprak nereye gitti? Buna göre Güneşi gören toprak çökerken, onun altındaki toprak, kürenin boş (lav havuzu gibi) yerlerini doldurmakta veya direk magma tabakasına geçmektedir.  Aralık 2010 -2023  Mecit ALBAYRAK

BEN MECİT ALBAYRAK.

BEN MECİT ALBAYRAK

 

   Temmuz 2024. Ben Mecit Albayrak. Bazen sayfama Mecit Albayrak kim diye sorular gelirdi. Nerede ise bedavaya verilen Seydişehir Eti Alüminyum fabrikasından  özelleştirildiği zaman emekli oldum. 1990 yıllarından beri arıcılık yapmak isterdim. Çalışma şartlarından  dolayı nasip olmadı.

2008 yılında halk Eğitim kurslarına katıldım. 2010 yılından itibaren arıcılığa başladım. Sayfa başlığımda belirttiğim gibi, bildiklerimi başkaları ile paylaşmaktan zevk alan birisiyim. Yaptıklarımı değil, söylediklerimi yapın. Çünkü arada bir öğrenmek denemek için, farklı işler yaparım.

Buna göre İlk yıllarımda arılı çitayı elime alır 30 dak. incelerdim. Çünkü Amacım çita üzerinde olan arıların neler yaptığını görmek incelemek. Böylece Bir şeyler öğrenmek. Bu durumumu gören yada duyan arıcı arkadaşlarım bana kızardı. Öyle ki ben hala aynı çitayı incelerken uzaktaki arkadaşım 3 kovanı kontrol etmiş olurdu.

Stajyer arıcı olarak Öğretmen emeklisi bir abinin yanında altı ay bulundum. Mecbur değildim ama onlara yardım ederken yaptıklarını görüyordum. Bu arıcı üstelik öğretmen. Üç kere art arta soru sorduğumda çok soruyorsun derdi. Diğer arıcı yarı cahil idi ama öğretmenin söylemediği bazı bilgileri bu rahmetli olan abimiz söylerdi. Yada söylemesi için öğretmeni yönlendirirdi.

Bu cahil arıcı abi bir gün bana dedi ki, Arı nazarı götürmez. Göze söze gelmez. Ben bir Ayetel Kursi alıp geleceğim. Bunları kovanlara yerleştir demişti. Sonrası getirdi. İki kovanın üst kapak içlerine bunları raptiyeledim. Ama  yukarıda yazdığım gibi ben bilgimi başkaları ile paylaşmaktan zevk alırım. Bana arıcı sormadan ben ona bildiğim arı konusunu anlatırım. 

On beş senedir arıcılık yaparım. Bu sayfalardan binlerce kişiye bilgi aktarıyorum. Bana; Kovanı çok karıştırıyorsun diyen 30 yıllık arıcıdan daha fazlası ile arı hakkında bilgim var. Lakin bu güne kadar dolu dolu 10 kovanım olmadı. Takdir sizlerden. Lütuf rahmet Allahtan.

Amacım, başkalarına faydalı olmak..  Allahın Selam ve selameti ile. 08.2024

BABAM LAZOĞLU ŞÜKRÜ USTA.

BABAM LAZ OĞLU ŞÜKRÜ ve SEYDİŞEHİR.

     Temmuz 2024.  Babam Lazoğlu Şükrü Usta aslında 1923 Gürcistan Devleti, Batum şehri doğumludur. Büyük babamın iş yeri buradadır.

Babası ve büyük babam; Azerbaycan Devleti Şeki ili, İnce Zunut köyüne kayıtlı Yusuf oğlu, Mecit YUSUFZADE ( 1885 – 1926 ).  Annesi ise, Türkiye Cumhuriyeti Artvin ili Hopa ilçesi Ebuislah köyünden Ayşe …  (Türkiye 1901 Azerbaycan  Bakü 1987).

Üç yaşına kadar babası Mecit, annesi Ayşe ve ablası Fatma (1922 – 2004) ile beraber Batum’da büyümüş. Bu arada küçük kardeşi Hamdi’nin (22 Mart 1926 – Ağustos 2013 ) doğar.  Bu yüzden Annesi, o zamanlarda yanına gelmiş olan kız kardeşleri veya  annesine: Hamdi olunca Şükrü ile fazla ilgilenemiyorum. Siz memlekete giderken Şükrü’yü yanınızda götürün, biraz yanınızda kalsın, diyor. (1926).

Diğer taraftan dedem Mecit,  Batum ve Artvin çevresinde hatırı sayılır bir esnaf ve işverendir. O günün şartlarında Deri işleme atölyesi-Debbağ olan dedemin hatırı sayılır maddi gücü olmuş. İleri ki zamanlarda Seydişehire gelen Baba Annem halam, amcam ve  babamın dayısı ve akrabaları tarafından anlatılmıştır.

Büyük babam Mecit Yusufzade 1926 yılı içinde maddi durumundan dolayı yanında çalıştırdığı işçileri tarafından öldürülür. Bu sürelerde Babam Şükrü Hopa’dadır. Cesedi, iş yeri yakınında ki bir kayanın altında 17 Ağustos 1927 yılında bulunur. Büyük babam öldürüldüğünde Babaannem, 3 çocuk annesi ve 25 yaşındadır. Babaannem, 1928 yılında tekrar evlenmek zorunda kalır.

Bu evliliğinden altı çocuğu olur. Ama başta kocası olmak üzere hepsi, kendisinden önce ölürler. Eşi Hamit, çocukları Kemal, Cemal, Lütfiye, Mehmet, İsmet, Semaye.  Lakin Halam Fatma ve amcam Hamdi 1932 1938 yılları içerisinde yetimhanede kalırlar. Sonrasında Halam 1944 yılında Savcı olmuş, Amcam ise askeri bandoya girmiştir.

1928 yılına kadar Batum ve Artvin de olan insanlar, komşuya gider gibi bu yerlere karşılıklı gidip gelirler. Bu tarihten sonra bir gece yarısı Türkiye ve S.S.C.B. arasında imzalanmış olan sınırların kabul ve kapatılması  antlaşması  gereği, karşılıklı geçme yasağı konur ve sınırlar kapatılır.

Bu sınır ise,  o zaman ki Sarp köyü ve günümüzde ki sınır kapısıdır. O anda Türkiye’de olan babam ailesinden ayrı düşer. Annesi ve iki kardeşi, Batum’da kalır.  Öyle ki bu köyün orta kısmında bulunan dere yatağı, iki ülke sınırı olup, köyü ikiye bölmüş.

Türkiye’de 3 yaşından itibaren akrabalarının,  özellikle  9 kız kardeşin tek erkek kardeşleri olan ‘Onbaşı’  lakaplı dayısı Ömer Albayrak himayesinde olan babama, dayısının soyadını -vermişler. Geçmişi hakkında pek fazla konuşmayan babam, zaman zaman bazı anılarını annemize ve bizlere anlatır idi. Ayrıca babamın ana lisanı, Lazca idi.

Ne var ki çocukluğunda yemek sofrasından – Sen yemeyeceksin, diye  kaldırılıp, ıslattığı yatak ve dayak korkusundan dolayı erkenden kaçan, ağaçlardan düşüp karda delik açan portakalları buradan alıp yediğini anlatırdı.

1930′lu yılların şartlarında ilk öğretim 3 yıl imiş. Okuma ve yazmaya aşırı ilgisi olan babam, akranları okula giderken  okula gidememiş. Lakin azmi sayesinde, arkadaşlarının yanında onların kağıt ve kalemleri ile okuma  yazmayı öğrenmiş. Hatta öyle ki, bir süre sonra okulda okumadığı halde, okula  giden arkadaşları ile imtihana sokulmuş ve  imtihanı kazanmış.

Gençlik çağlarında Zonguldak’ta iş yerleri olan teyzesinin oğlu Asım Özbostancı’nın yanına gider. Burada tamir bakım imalat üzerinde çalışıp, meslek sahibi olmuş. Sonrasında Askerliğine kadar Zonguldak Maden ocaklarında tamirci olarak çalışmış.

Bu iş yerlerinde zaman zaman işçi  sağlığı açısından işçilere iğne yapılırmış. Babam, iğneden korktuğu içinde hep kaçarmış. Babam, bana 31 sene babalık yapmıştır. Babamın, son ölümcül hastalığına kadar, hastahane veya doktora gittiğini bilmem ve duymadım.

Babam Lazoğlu Şükrü Usta’nın Askerlik Yılları:

Erkek milletinin en büyük anısı, ‘askerlik yıllarıdır’. Özellikle bizlere anlattığı anıları askerlik yıllarına ait. Buna göre Askerliğine İstanbul Selimiye Kışlasında  başlamış. Sanatkar  olması nedeni ile ordunun tamir bakımına alınır. Sonrasında Becerikliliği fark edilince, komutanı yanına çağırtıyor.  Komutanlığa ait olan kasanın anahtarı kayıp oldu. Kasayı açabilir misin? diyor. Hemen işe başlıyor ve sonuç olarak kasayı açıyor. Sene, 1945 ve sonrası. Ne yazık ki Dünyada savaş var.

Bir süre sonra, uzun süreli arazi tatbikatı için, askerin bir bölümü ile beraber Samandıra tarafına gidiyorlar. Tatbikatın bir gününde, yemekhane çavuşluğu görev sırası kendine veriliyor. Daha öncelerinde bir erat çavuş ile, ufak bir sorunları olmuş. Yemekhane çavuşluğu anında arası açık olan çavuş yemekhaneye gelip herkes den önce yemek istemiş. Ama buradaki görevliye verilen talimat ise, dış görev haricinde kim olursa osun, yemek verilmeyecek. Bu nedenle yemeği vermemiş ve bu çavuş ile münakaşa etmiş.

Ertesi gün bu çavuş, yemekhane sorumlusu oluyor. Akşam vakti babam nöbete gideceği için, erkenden yemek yemeye, yemekhaneye geliyor. Durumunu izah edip çavuştan yemek istiyor. Çavuş, yemeği vermiyor. Verirdin vermezdin kavga dövüşe dönüyor. Araya olaya tanık olan  askerler giriyor. Bu sırada ast subay komutan geliyor. Olayı bilmeyen komutan,  kavgayı çıkartan kişi olarak babamı düşündüğü için, sille tokat vurmaya  başlıyor. Ona göre çavuş haklı, babam suçlu!

Dayağı yemekte olan babam: Komutanım durum şu, dese de iyicene kızan komutan, babamı dögmeye devam eder. Dayaktan iyicene bunalan babam, bir şekilde kasatura yı eline geçiriyor ve komutanının üzerine yürüyor. Bu sefer komutan önde, babam arkasında eğitim karargah çadırlarının  çevresini dönmeye başlıyorlar. Zorla babamı yakalayıp, komutanı kurtarıyorlar. Durumu öğrenen komutanı babamdan ‘ ÖZÜR’ dilemiş, ama ne fayda! Urfa Birecik’e sürgün gidiyor.

Babam Lazoğlu Şükrü Usta’nın Sürgün ve Seydişehir öncesi:

Urfa Birecik’te bulunduğu askeriyenin bütün teknik işlerini yapmak haliyle  babamın görevi. Birliğin işlerini imkanları nispetinde askeriye içinde  yapar. Burada olamayacak işleri de,  Birecik içerisindeki sivillere ait demirci atölyesinde yapmaya başlar. Askerliği süresi içinde, bu işleri yaparken haliyle sivillerle de  irtibat kuruyor, kurmak zorunda.

Bu bölgede adı sanı duyulan bir ‘AĞA’ nında ufak tefek işlerinide yapar. Ağa, babamdan hoşnut olduğu için kendisine bir öneri yapıyor. Şükrü, burada kal. Benim traktöre, makinalara bakarsın, kızımıda sana veririm, demiş. Babam, teklifi kabul etmiyor. Konya Aksaray Obruk bölgesine çalışmaya geliyor. Sene 1948.

Bu bölgede yine traktör, biçerdöğer  ve diğer makinaların tamir bakımı ile meşgul olur. Konya Seydişehir Orta Karaviran‘lı namı değer Çakal oğlu Mehmet (yada asker arkadaşı) ile istişarede bulunur. Böylece Babam Lazoğlu Şükrü Usta ile Çakal oğlu Mehmet’in önerisi ile Seydişehir hayatı başlıyor. Çakal oğlu Mehmet babama:  Lazoğlu, sermayesi benden, çalıştırması senden. Benimle Orta Karaviran köyüne gelir misin?, diyerek teklifte bulunur.  12.2011

İkinci bölüm :Babam Lazoğlu Şükrü Usta ve Seydişehir.   Mecit Albayrak

 

ARI VE ARICILIK HEVESİM

 

Temmuz 2024. Arı Ve Arıcılık Hevesim yıllardır vardı. 1980 yılı sonrasında TRT 3 tv kanalında arıcılık programı çıktığında zevkle izlerdim.  Yıllardır arıcılık yapmak isterdim. 1987 yılında Alüminyum fabrikasında çalışırken, arıcılık kursuna gitmek istedim. Lakin, kurs yeri ve saatleri uygun olmadığı için, gidemedim.

Emekli olduktan sonra bir ara 2 dönem apartmanımızda yöneticilik yaptım. Yaptığım araştırma sonrası Halk Eğitimde akşamları arıcılık kursu açılacakmış. Gündüzleri bilgisayar kursu. İkisine de yazıldım. Arı Ve Arıcılık Hevesim burada canlanmaya başladı. Genel kurulda apartman için çalıştırdığım kişi haklı, ben haksız oldum. Tekrar seçtiler ama hala ve hala çalıştırdığım kişiyi savunmaya devam etmeleri üzerine, yönetimi bıraktım.

Sonrasında arıcılık sezonu bitmek üzere olduğundan, hemen arıcılığa başlayamadım. Daha sonrası 2010 yılı Nisan ayı içi idi. Kurs hocamın vasıtasıyla  öğretmenlikten emekli bir arıcı ile temas kurdum. Başlangıç olarak iki arılı kovan alma konusunda anlaştık. Yalnız arılar kışlık  yerleri olan Antalya’dan geleceklerdi.

Daha sonra 22 Nisan 2010 cuma gecesi bir kamyon dolusu kovan geldi. Böylece Saat 02.00 de indirmeye başladık. Beş gün sonrası ustam olacak kişinin önerileri ile iki adet kovanı seçtik. Ustamın yanında bir ortağı var. Esas yönetim öğretmende.

Böylece onların yanında bazen sorarak, bazende yaptıklarını gözetleyerek bir şeyler öğrenmeye çalıştım. Mayıs ayı içinde bir hazır ana alarak, 2 kovandan 3. kovan çıkarttık. Bu sene çiçek bakımından kısır bir dönem olduğu konuşuldu. Geçen sene oğul çok almışlar.  Bu sene ustalarımın yaklaşık 110 kovanından sanırım 10 tane oğul aldılar.

Kısaca her işin kendine göre bir zahmeti var. Haliyle ağır bir işi olmasa da, kovanların yanına gidip gelmek bile bir iş. Bu sebeple günlük 34 km yol alıyordum. Bunu şikayet yönünden yazmıyorum. Bulunduğumuz yer tepelerin ve dağların yanında olması, bana apayrı bir haz veriyordu. Sonrası buralarda sarardı kaldı. Ama bu işi zevk ala ala yapıyordum vede hoşnut idim.

İyisi kötüsüyle 5 ay 10 günlük acemilik 25 Ekim 2010 cmt akşamı bitti. Saat 16 – 17 arası rüzğar ve gök gürültüsü ile yağmur başladı. Bu yüzden hafifçe ıslanmıştık. bir güz yağmuru seronomisini yaşadık. Neden sonra yağmur dindi. Bu sefer ustalarla beraber daha önce indirdiğimiz kovanları daha kalabalık bir şekilde kamyona yükledik. Lakin yüklemenin sonuna doğru yağmur tekrar başladı.

Başkaları ile konuşurken, – Benim 2.5 kovanım var, diyordum. İlk iki kovanıma ilave koymuşken, çoğalttığımız kovan sadece damızlık olarak kalmıştı. Bu nedenle böyle konuşuyordum.

Ustalar tekrar Antalya yolunu tuttular. Daha sonra bende komşumun bağına doğru hareket ettim. Arı ve arıcılık hevesim burada yaşamaya devam edecekti. Haliyle arıcık tecrübem yoktu. Kendi başıma yol yordam bilmiyordum. Daha önceden kovanlarımı nereye koyabilirim! diye düşünmeye kalmıştım. Öyle ya sadece benim isteklerim değil, başkaları ne diyecek, buda önemli idi. Ama düşündüğüm kadar değilmiş. Sağ olsun komşum Hasan Gürcan abi- Şimdilik kardeşimin bahçesine koyalım sonrasını hallederiz deyince rahatladım.

Sonuç olarak Bağ Arası mevki her yeri sebze bahçeleri dere tepe yeşillik olan bir yer. Şimdi nerede ise ‘bir karış’ yeşil tepeleri zor bulunan yer oldu. Her yeri beton evler kapladı. Sadece yağmur mevsiminde yeşillikler arasında bir bölgemiz. Ve dolayısı ile betona direnen  bazı vatandaşların sayesinde kısmen yeşillikli.

Haliyle kovanlarımı koyduğum yer ‘hala ben varım’ diye bilen bir yeşil bölge. Yakınında  yazın yok olma durumuna gelen devamlı akan bir su kanalı mevcut. Ertesi gün arılarımın hatırını sormaya yanlarına gittim. Hepsi canlı ve eskisine göre daha hareketli idiler.

04.10.2010 pzt günü, kovanlarımın iki tanesini açtım. Nakliye sonunda bir hasar olup olmadığını görmek istedim. Üzerinde ilave olanın birini açtım, hasar yok. Ana verdiğimiz 3. kovanı açtım. Kovanı açtım ne göreyim; ilaveli kovanda arısız boş yer görünmezken, bunda arılar üst üste binmişler. 9,5 çıta bal ve arı dolu. İkisini alıp, taze çıta koydum. Bu sebepten dolayı etraf arı kaynadı. İyi ki etrafta kimseler yoktu. Çorabımın üstünden ve 4 yerimi soktular bile. Şu an saat gece yarısını geçti. Hala sokulan yerlerim sızlıyor. Sızlıyor ama; Bacaklarımda sinirsel bir durum var, acaba faydası olur’mu?

Bütün arıcılık konulu yazılarımda bir örnek verirdim. Her şeyi tam ve full olan 10 çitalık arınız Mart ayında 8 çitaya düşecek. Dediğim örnekleme noktası burası.

Şimdi kovanlarıma  istediğim zaman, tabii ki gerektiğinde istediğim şekilde bakıyorum. Sağını solunu inceliyor  ve bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum. (haklı-haksız) Şunu yap, şunu yapma diyende yok. Zevkim iki katına çıktı. Ölseler Şahlansalar sonuçta benim arım. Ayı’ya sormuşlar: Ensen neden kalın? Kendi işimi kendim görürüm demiş.

Ustaların yanında onlar için çalışma mecburiyetim yoktu. Yinede Hem yardım edeyim, hem bir şeyler öğreneyim, diye 110 kovan benim miş gibi çalıştım. Hal böyle iken, esas usta öğretmen arıcı, 2 sorumdan sonra- Çok soruyorsun, derdi. Bence Siyasi görüşümden dolayı Öğretmen usta arıcının  bildiklerini bana aktarma isteği az idi. Kovan bakım devamında sıra benim kovanlara gelindiğinde -lütfeder gibi- Şunlara da bir bakalım, derdi. Zoruma giderdi.

Ben ise bildiğim bir bilgiyi başkalarına vermek için ayaklarına gidiyorum. ( Belli değil mi? 2024) 2011 yılı başında, kendi adımla bu sayfayı açtım. Böylece bildiklerimi siz dahil, herkesle paylaşıyorum.

İyiki Arılar verileni inkar eden insan değil, bir  böcek. Ah Birde Nazar olmasa! İnancıma göre benim belimi büken nazar. İyi bakarsam, inkar etmeyip hepsi büyüyecek. Ama. Allah nazardan saklarsa. Nazar değerse, arı ilerlemez. Derler. Nitekim Öylede bilinir. Sene 2024. O zamanlardan bu yana gögsümü gere gere 300 kovanım var diyemedim. Sonuç olarak dolu dolu 10 kovanım bile olmadı. 2024 Mayısında gelen bir oğul ile bir kovanım oldu.

Bildiğim gördüğüm hiç bir şeyi ve bilgiyi kimseden sakınmadım. Öyle ki, ben sorduğuma cevap alamazken ben başkalarına onlar sormadan söyledim, anlattım. Sonuç olarak 14 senedir yerimde sayıyorum. Neden? Siz söyleyin. Bu arada bana arıcılık dersini veren diğer rahmetli usta Kazım Arıcı:. – Göz Nazarı arıyı öldürür derdi. Bu inanç ile Nazar duası kopyasını getirmişti. İlk iki kovanımın kapak altında bu duaları raptiyeledim.

Evet. Ben Mecit ALBAYRAK. Arı Ve Arıcılık Hevesim her daim var. Lakin bir türlü istenilen uygun kovan sayımı bir türlü tutturamadım. Allahın izni ile karşılıklı fikirlerimizi paylaştığımız arılı ballı nice yıllarda görüşe bilmek  niyazımla. Kalın sağlıcakla.  10.2010    Mecit   ALBAYRAK

DÜNYA ÜZERİNDE SICAKLIK ve SOĞUKLAR.

DÜNYA ÜZERİNDE SICAKLIK ve SOĞUKLAR.

     Temmuz 2024.  Dünya Üzerinde Sıcaklık ve Soğuklar &lt;/strong> kimi zaman anlık kimi zamanda yıllara tekabül eden tespitlere dayanır. O ülke veya bölgenin 12 ay 365 gün ve geriye dönük 10 yılı baz alınır. Buna göre Sıcak soğuk yağmur vb kayıt rakamlarının ortalaması o bölgenin gerçek sonuçlarını verir.

Dünya meteoroloji standartlarına göre ISI Derecesinin En doğru yerleşimi ile ölçüm yapmak için.

Ölçüm yapacak cihaz yerden 1,2 ile 2 m arası yukarıda olmalı. Duvar dibi ağaç yanı olmayacak. Çerçeveli gözenekli bir kutu içinde gölgelendirilmiş güneş ışınlarını dolaylı gören,  açık  bir alan içinde ölçüm yapılmalıdır.  Kaynak: NASA-BBC

TÜRKİYE’DE İKLİM ÇEŞİTLİLİĞİ VE ETKİLERİ

Türkiye’nin en soğuk ve sıcak olan şehirleri. 1993 yılı Ağustos ayında Mardin Kocatepe + 48.8 C’ dir.  En soğuk yer ise. 1990 yılı Ocak ayına ait 44.4 C’ ile Van Çaldıran bölgemizdir. Kaynak: BBC

&lt;/p&gt; <p&gt;Dünya</strong> Üzerinde </strong>Sıcaklık ve Soğukların  tespiti hakkında küçük bir örnek. Hava durumlarını,  günlük olarak televizyon gazete ve cep telefonlarından takip eder,  okuruz. 26 Haziran 2012 TRT televizyonu Elazığ şehrimizin sıcaklığının 41 Antalya’nın 38 C’ olduğunu söyledi. Yazımın başında belirttiğim gibi günlük hava durumu, o bölgenin gerçek iklim, hava durumunu göstermez. 

13 Aralık 2016 16 Ocak 2017 arası aralıklı olarak Seydişehir merkezine 250 cm kar yağdı. Tespit edilen en soğuk ise; – 27 C’

Seydişehir 2022 yılı Ocak ayı ortasında Türkiye’nin – 27 C’ ile en soğuk ikinci şehri oldu. Mart ayında tüm Türkiye sathında  olduğu gibi etkisi olmasa da 40 cm varan kar yağışları oldu.  

Dünya Üzerinde Sıcaklık ve Soğuklar &lt;/s&lt;/strong>trong> konusunda uzman kişiler: Türkiye’de ani hava değişikliği ile aşırı yağışlar görülmeye başlanacak. Bundan böyle Türkiye’de tropikal iklim değişiklikleri olacak dendiğini vurgulamış olayım. Seydişehir, yaşadığım yer olarak sadece bir örnektir. 

Meteorolojik kayıtlara göre yaz mevsiminde bile Türkiye’nin Batıdan Doğuya doğru sıcaklık farkı + 28’den  + 15 C’ ye doğru düşüklüğü belirtilmektedir. Kış  ortalamasını ele alırsak! Yukarıdaki rakamları 10’nar C’ düşünmemiz lazım. 

BİR BÖLGENİN İKLİMİNİ ETKİLEYEN UNSURLAR:

Rakım, iklimi etkileyen bir unsurdur. O bölgenin dünya üzerinde bulunduğu yer, rakımı dört yanını kuşatan dağlar; Dağların yerleşim yerlerine  olan yakınlık ve uzaklıkları gölet ve barajların az – çok olması dahi bir etkendir.

Ak Deniz bölgesinde iklim: Geçmiş yıllardaki  Ağustos ayı ortalamasına göre en sıcak şehirlerimiz. 1. Adana, 2. Mersin  3. Antalya. Bu şehirlerimiz arasındaki sıcaklık farkları 0.1- 0. 9 arası birbirine yakındır. Bu üç şehrimizin kışın en soğuk ortalaması + 5 / 15 C’ arasındadır.  Üç ilin geçmiş yıllardan beri Ağustos ayı sıcaklık ortalamaları + 22 /45 C’ arasında değişmektedir. Rakım olarak  Mersin 9 m, Adana  26 m.  Antalya 46 m.  Ak Deniz bölgesinin ortalama rakımı ise, 389 m dir.</p>

Dünya Üzerinde Sıcaklık ve Soğuklar &lt;/strong&gt; konusunda dağların etkisini gösteren bir örnek bence Alanya ve Manavgat’tır. Bu İlçelerimiz Akdeniz kıyısı ‘dibinde’ olmasına rağmen sırtını dağa yaslayan Alanya daha sıcaktır. Böylece kuzeyin soğukların dan korunuyor. 

Güneydoğu Anadolu  doğuda ve karasal olmasına rağmen yaz mevsiminde sıcaklık ortalamaları + 26 C’. Güney Doğu Anadolu bölgemizin sıcaklık yönünden Ak Deniz bölgesi ile yarışmasının iki önemli nedeni var.

1 – Toros Dağları. Güney Doğu Anadolu ile Doğu Anadolu bölgemiz arasında doğal bir sınır vazifesini görmektedir. Bu dağ uzantısı Doğu bölgemizin soğuklarını kesmektedir. 

2 –  G. Doğu Anadolu Bölgemiz 729 mt yükseklik ortalamasına sahip.  Karasal iç bölgede olmasına rağmen Ak Denizin sıcak havasını almaktadır.  Suriye ile arasında dağ yok. Orta Doğu ve Arabistan ülkelerinden gelen sıcak kuru kum ve çöl rüzğarlarının etkisiyle sıcaklıkları yüksektir. Güney Doğu bölgemiz sıcaklık konusunda Akdeniz iklimi ile, 0,1-0,9 C’ farkları arası yarışmaktadır.

Serik Gebiz 2020 yılı mayıs ortasında sıcaklık gölgede + 49 C’ oldu. 

Doğu Anadolu bölgemizin iklimi. Dört mevsimden oluşan en soğuk en sıcak aylarının  ortalaması + 15 C’ tekabül etmektedir. Bu bölgemizin rakım ortalaması: 1403 m dir. Kafkas Dağları Kuzey Kuzeydoğu yönünden esen poyraz kuru ayaz Sibirya  rüzgarları bölgemizin soğuk olmasına sebep olmaktadır. Her yöne bakan ve uzun olmayan parçalı dağ gurupları ile doludur.

Eski İnsanlarımız en soğuk ay ve günleri kast ederken ZEMHERİ adını söyler. Bu aylar ise Aralık Ocak aylarıdır. Uzun yıllara dayanan bilimsel ortalama tespitlere göre. Ocak ayı içerisinde en soğuk olan şehirlerimiz. Ardahan 15 C’ Ağrı 13 C’ Kars 11 C’ ve Erzurum 8 C’.  Ardahan rakımı 1870, Ağrı 1640, Kars 1768  ve  Erzurum 1890 m’dir.

Bu yüksek bölgede bulunan ve 860 m rakıma sahip ilimiz Iğdır. Akdeniz bitkisi olan pamuk üretimi yapılmaktadır. Ve Iğdır’ın  geçmiş yıllara ait 12 ay – 365 günlük sıcaklık ortalaması + 12 C’

İKLİM KONUSUNDA RAKIM VE DAĞLARIN ÖNEMİNE AİT BİR ÖRNEK:

Bir düğün için Eskişehir Mihalgazi (iklimi) ilçesine gittik. Dört tarafı dağ ve tam orta çukur zemininde Sakarya nehri akmaktadır. Sakarya nehrinin aktığı zemin rakımı 170 m. Kaymakamlık bina çevresi ise 215 m.  Nehir tabanından 300 mt yukarısında ise Sakarı kaplıcaları yer almakta.9

Bu ilçemizde Akdeniz bölgesinde yetişen zeytin pamuk nar dahil her türlü meyve ve bitki yetiştirilmektedir. Nerede ise yerleşim bölgesi kadar plastik seralar araziyi kaplamış durumda. Düğün sahibinin anlatımı ile bu sene 2013-14 kışı sert olmadığı için beş kez mahsul kaldırmış. Bu yerin yıllık sıcaklık  ortalaması ise: + 14 C’  – 14.06.2014 

SİBİRYA BÖLGE ISISI

Sibirya’nın (en soğuk değil) daimi soğuk olmasının nedeni. Sibirya toprakları ağırlıklı olarak enlem bazında Kuzey kutbuna daha yakın.  Dikdörtgen vari yükseltisi fazla olmayan sulak ve tundra türü otsu toprak bütünlüğüne sahiptir.

Bu bölgenin Kuzey Kutbuna göre daha soğuk olmasının nedeni ise Toprak‘tır. Sibirya bölge toprağı, derinlemesine buz ve donuk vaziyettedir. Esas etken budur. Diğer taraftan kutup bölgesinin daha sıcak olmasının diğer bir nedeni de, Atlas Okyanusu tabanından kutup bölgesine gelen sıcak su akıntısıdır.

Ayrıca buz ve kar,  güneş ışınlarını uzaya yansıtır. Emmez. Bu durum soğuk etkisini artırıyor. Kaynak- livescience.com 

Batı yönünde Ural sıra dağları Atlantik üzerinden gelecek serin havayı salmıyor. Güneyinde olan Pamir ve Himalaya yüksek dağları ise Pasifik üzerinden gelecek tropikal sıcak havayı engelliyor. Kuzey Buz Denizi üzerinden kutup soğukları ile Kuzey/KD Pasifik Denizi üzerinde ise serin ve soğuk hava hakimdir. 

Dünyada insanların sürekli olarak yaşadığı dünyanın en soğuk şehri olduğu ülke. Burada belirtilen şehirler enlem olarak 60′ ve yukarısındadır. Rusyanın Sibirya bölgesi Kuzey Buz Denizine yakın ve kutup bölgesinde olan Verkhoyansk rakım: 130 m. 1888 yılı Ocak ayı – 67.8 C’. Bu yerleşim yerinde en yüksek sıcaklık 20 Haz. 2020 + 38 C’ olmuş.

 Oymyakon (Oimekon) Köyü rakımı 730 m. Bu yerleşim yerinin en soğuk olmasının nedeni? Kutup bölgesinde her tarafının dağlarla kaplı, çukur bir bölge olduğundandır. Pasifik Okyanusuna daha yakındır. Kış mevsim etkisi 9 ay sürmektedir. Yıllık Ortalama sıcaklık ise  — 40 C’. 1924 yılında – 71.2 C’ ve 1933 yılında – 69.8 C’ olmuş. 22 Aralık 1991 günü Grönland adası – 69,6 C’.  Mars gezegeninden bile en soğuk günü yaşamış. Kaynak: NASA / Rus Bilimler Akademisi  meteoroloji istasyon kayıtları ve livescience

DÜNYADA ISI ÇEŞİTLİLİĞİ 

Dünyanın anlık ve ortalama tespit edilen en soğuk yerleri. ABD / Alaska Barrow bölgesi KK yakın yıllık ort. – 20 C’ ● ABD nin Utah Eyaletinin Panguitch yerleşim yeri. Meksika bölgesine yakındır. 6 Aralık 2013 gününe ait en soğuk hava derecesi O gün için – 45 C’.  KK Kuzey İstasyonu noktası yıllık ort. – 47 C’ 1954 yılında Bu bölgede – 66 C’ görülmüş. ● ABD/Alaska Eyaleti Creek bölgesi en fazla 1971 yılında – 62 C’ ● Dünyada ilk Altına Hücum olaylarının yaşandığı 1800 yılında Kanada – Yukon bölgesinde kurulan Budak köyü 1947 yılında – 63 C’.  07.2017  Kaynak: www.uznayvse.ru

Dünyanın sürekli en sıcak yerleşim yeri. Etiyopya Dallol bölgesidir. Bu yerin kış mevsimi dahil 12 ay365 güne tekabül eden sıcaklık ortalaması. +34.4 C’. Bu yerleşim yerinde 3 ay 92 güne tekabül eden  yaz mevsiminin sıcaklık ortalaması ise. +47 C’ dir.

Bu güne kadar tespit edilen dünyanın en sıcak yeri. Libya – El Aziziye yerleşim bölgesidir. 1922 yılı Eylül ayında vuku bulan sıcaklığın + 57.7 C’ olduğu, kayıtlara geçirilmiştir.  3.2018

1915 yılı Arizona Tuskon Çölü yüzeyinde 71,5 C’ – Aynı anda ve aynı noktanın 4 mt üstünde ise 42,5 C’ ölçülmüş. 

Güney Afrika Cumhuriyeti Vredendal  kasabası sıcaklığı. Meteoroloji kayıtlarına göre 27 Ekim 2015 Salı gününe ait en yüksek sıcaklık +48.4 C’ olmuş. 16 Ekim 1936 tarihinde Arjantin Campo Gallo köyünde tespit edilen en yüksek sıcaklık. + 47.3 C’. Kaynak: www.gismeteo.ru

Dünyanın 60′ enlemi üzerinden itibaren başlayan Kuzey kutup bölgesinde kar yağmaya devam edecek. </strong> Himalaya dağ zirvelerindeki en kalın buz katmanları 1960 yılına kadar oluşmuş. Buz ve kar katmanlarının yine bu tarihten 2018 yılına kadar buz, yüzeyden 80 metre derinliğe kadar erimiş. Bu sonuç Dünya Üzerinde Sıcaklık ve Soğuklar göstergesidir. Kaynak; CIA/NASA

Isınmanın nedeni? Dünyanın,  Güneşe göre 23⁰ olan açı ve uzaklığının Güneşe doğru bir yakınlaşma olduğu  belirtilmektedir. Bu durum ise,  sıcaklıkların artmasına  neden oluyor. www.livescience.com           

Edindiğim bilgi doğrultusunda. Ekvator sıcaklıklarının her 10 senede bir 40 km (güneye değil) kuzeye doğru ilerleyeceği şeklindedir. Yine NASA bilim adamlarınca yayınlanan 16 Ocak 2015 tarihli bilgi dahilinde.

Dünya yüzeyinde en sıcak yıl. Sanayi devrimi sonrası Sera gazları nedeniyle 1880 yılı ile 2014 yılında oluşmuş.  <strong><p&amp;gt;&lt;strong>Dünya Üzerinde Sıcaklık </strong&amp;lt;/strong>&amp: 

Kasım 2013 Ocak 2014 tarihleri arasında ve Rus RTG Tv kanalı üzerinden Sibirya soğuklarını 50 gün boyunca not ettim. Bu günlere ait en soğuk yer Yakutsk şehrinin 50 günlük ortalaması – 32 C’ olmuştur.  Kaynak: Kendi çalışmalarım. 

KUTUP BÖLGELERİNDE ANLIK ISI ÇEŞİTLİLİĞİ:

NASA, 9 Aralık 2013 Pazartesi tarihli paylaşımına  göre. Yüksek çözünürlükte termal kızılötesi sensörlü cihazlara sahip Landsat 8 uydusundan. ABD Jeoloji Araştırma bölümü görevlilerinin Antarktika da 32 yıldır karadan yaptıkları araştırma tespit sonuçları. Dünyanın en soğuk olan bölgesi – 93.2 C’ (- 136 F) ile  Doğu Antarktika yaylasıdır. Daha önceleri de belirttiğim gibi bu nokta ve kıtada sadece araştırma amaçlı çalışan kişiler vardır.

– 93.2 ‘C daimi olmayıp, 10 Ağustos 2010 tarihinde tespit edilmiştir.

Güney Kutup (GK)  Kuzey Kutup (KK) bölgesinden daha soğuktur. Bu bilgi bilimsel bir tespittir. GK merkezi tamamen toprak bir tabakadan oluşuyor. KK tamamen deniz üstü kalın buz tabakasından oluşmaktadır. GK kıtasında lav kaynayan bir yanardağ bile mevcut.    20.12.2010 

SEYDİŞEHİR YAYLASI DOĞASI ve PİSLİĞİNİZ.

SEYDİŞEHİR YAYLASI DOĞASI ve PİSLİĞİNİZ.

      Temmuz 2024. Seydişehir Yaylası Doğası ve Pisliğiniz konusunun içeriği Seydişehir Susuz Yaylası üzerinedir. Ne var ki Bu nokta Antalya yolu üzerinde Seydişehir Susuz Yaylası  olarak bilinen mevki. Ana yolun kenarında küçük bir girintili bölgesinde gördüklerimi anlatacağım.

Buranın rakım 1450 mt. Ankara çıkışlı kişiler başta olmak üzere, hatta kafileler halinde Mevlana ve Kapadokya turlarına katılan yabancı turistler bile görürler. Bu konuda dağlarımız piknik amaçlıdır. Dağlarımız, Toros’ların uzantısıdır. Seydişehir’in güneyinde kalan dağlarımız kara çam, köknar, sedir ağaçları ile kaplıdır. Ama Kuzey ve doğu bölgelerimizde ise çoğunluk meşe ağacı ile kaplıdır. Sadece Orman işletmesi tarafından bölge bölge kara çam ekilmektedir.

Seydişehir ilçesi  Konya Meram Dutlu kırı yol ayırımı üzerinden Konya belediye önü 87. Akseki yol ayırımı 66,  Manavgat içi çay köprüsü üzeri 135, Antalya  215, Beyşehir ilçesine ise 33 km mesafede yer almaktadır. Rakım olarak belediye önü ile denizden 1135 mt yukarıdayız. Akdeniz ve İç Anadolu bölgesinin ulaşım ve iklimi konusunda geçiş bölgesiyiz. (2023 yılı sonunda Beyşehir Antalya tüneli ve yolu açıldı Seydişehir tüneli ise! belli değil)

2010 yılı mayıs ayı içerisinde biraz kalabalık olarak buraya  gelmiştik. Ki, bahar ve yaz aylarındaki insan sesleri, kuşgiller familyasının seslerini bastırır. Eşyalarımızı indirdikten sonra çevremdeki kişilerin biraz hayret, birazda kızgın bakışları arasında ilk işim, arabamda sürekli taşıdığım kürek, çapa ve  testereyi çıkarıp, çevremi temizlemeye başladım.

Benim huyumu bilen, öyle iken ginede bana kızmaktan’da geri kalmayan akrabalarımın kızma sebebi; Sen temizle, yine batıracaklar,  söylem ve düşüncelerinden dolayı idi. Yinede dinlemeyip, temizlemiştim.

25 Eylül 2010 cumartesi günü bu sefer sadece ailemi alarak aynı yere gittim. Yine eşyalarımızı indirdikten sonra ilk işim, temizliğe başlamak oldu. Bu dediğim yer, ana yolun kenarında  yaklaşık  1200 metre² bir yer. İnanır’mısınız!  buranın 4/3 nü  2.5 saatte ancak temizleye bildim.

Sayı olarak en fazla atık, ıslak peçete denen mendil. Birem birem tırnaklarım ile topraktan söküp, torbaya biriktirip, belirlediğim bir yere attım. Daha sonra cola, soda, bira cam ve  plastik şişelerini toplayıp şehir içine getirdim. Ve kullanılabilir atıklar çöp kovalarına attığım şişe sayısı 25 tane idi. Toplamaya zamanım ve takatim kalmadığı için bıraktığım teneke kutular ise, bundan az değildi. Topladığım bütün pislikleri-nizi-  ise taş oyuk arasında kontrolum altında yakarak, imha ettim. Seydişehir Yaylası Doğası ve Pisliğiniz burada kalırken Kendi evinize aynen mi davranıyorsunuz?

İnanırmısın! o yorgunluğuma ve de ailemin –Hadi artık yeter, kendi işlerini yap; demesini bile dikkate almadan yapmaya devam ederken, bu yaptığım işten, temizlediğim pisliklerden dolayı zevk aldım. Çünkü ben, doğa dostu olan ve bu ortamda bulunmaktan coşku ile  zevk alan bir anlayışa sahibim.

İlaveten arabamın içinde kürek, çapa, testere ve diğer alet edavatım devamlı bulunur. Gittiğim her yerde ve arılarımın olduğu çevrede ağaçları budar, yağmur ve diğer akarsuların bozduğu  yolları, düzeltirim.

Peki ya sizler ! Benim pisliğimi temizlemeyin, gerekte yok. Ama en azından kendi pisliğinizi temizlemekten, tedbirinizi kısmende olsa almaktan neden imtina ediyorsunuz? Sahibi olduğunuz yeri temiz tutarken, doğayı her şeyden önce kendinizi, çocuk ve torunlarınızı  geleceğinizi neden düşünmüyorsunuz! Neden? O güzelim bakir toprakları pislik içerisinde bırakmayı, kendinizde bir hak olarak görüyorsunuz. ?!

Bu yaptıklarınızı kendinizde bir hak olarak görmeye devam ederseniz, O topraklar, günü geldiğinde siz ve bizlerden, hakkını almayı da kendinde bir hak olarak görecektir. Türkiye’de 26 temmuz – 7 Ağustos 2021 arası, 46 il dahilinde 225 bölgede orman yangınları oldu. Sebep kim veya neden? Kasıtlı veya sera gazı nedeni ile oluşan aşırı kuru sıcak hava. Yine sebep olan insan.  Eylül 2010.