Anayasa Mahkemesince; Özelleştirmeler ile ilgili bakanlar kurulu kararının iptali hakkında.

 01.2022 – Türk topraklarının bölünmesi yolunda sayılan her türlü faaliyet, Hükümet tarafından aynen ve fazlası ile destek görmektedir.  Kendisine ters bir görüşteki kişinin mahkemeden aldığı haklı bir karara hemen itiraz edip, bir üst mahkemeye taşımaktadır. Bu tip uygulamaları örneği her zaman vardır.
Diğer taraftan, AB nin, Türkiye’deki azınlıklar için ‘bastırarak’ isteyeceği her türlü kolaylık, en kısa zamanda yerine getirilirken, Ne yazık ki vatanın ve milletin menfaati için, Seydişehir Eti Alüminyum tesislerinin satışının iptal edilmesini  isteyen  T.C. mahkemeleri ve kararı yok sayılıp, milletin malının talan edilmesine imkan sağlanmaktadır. Geçte olsa yanlış hesap Bağdat tan döndü. Bakalım nereye kadar!  ——

” Danıştay 13. Dairesi’nin, bazı özelleştirme uygulamalarını durduran kararlarının, uygulanmaması için Bakanlar Kurulu aldığı kararı, Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildi.

Danıştayın satışlarını iptal ettiği ama AKP hükümetinin mahkeme kararlarını uygulamak istemediği fabrikalar satış listesi ve Anayasa Mahkemesininde, kabul etmediği hükümet uygulamalarına takılan işyerleri; 

1. Seydişehir Eti Alüminyum (Rizeli hemşehrisi; Cengiz -Kardeşler- İnşaata verilmişti)
2. Kuşadası Limanı (Limaş AŞ daha sonra İsrail’li Sami -Sammy- Ofer’in oğlu Eyal Ofer’e satılmıştı)
3. TÜPRAŞ (Yüzde 14.76 oranındaki hissesi İsrail’li Sami Ofer’e verilmişti)
4. SEKA Balıkesir (SÖZCÜ’de daha önce yazdığımız gibi, şehrin ortasında 2.000 dönümü yakın arsası, 230 lojmanı, 30.000 m2 fabrikanın kapalı alanı olan bu tesis, sadece 1.1 milyon dolara adeta bedava Başbakan’ın dünürü Albayrak Grubu’na satılmıştı)
5. Çeşme Limanı (Ulusoy Ortak Girişim Grubu’na satılmıştı). satılması işlemlerini iptal eden yargı kararlarını ortadan kaldıran Bakanlar Kurulu kararı, Anayasa Mahkemesi kararı ile, boşa çıkmış oldu.

Danıştay 13.Dairesi, hukuka aykırı olan ve adeta bedavaya giden yukarıdaki özelleştirmeleri ( Seydişehir Eti Alüminyum 2006 yılında) iptal etmişti. AKP bu iptaller üzerine, inanılmaz bir yol izlemiş ve 26 Nisan 2012 tarihinde mecliste çıkartılan 6300 sayılı yasaya bir düzenleme ekleyerek, “Danıştay kararının uygulanMAMASI konusunda”, Bakanlar Kurulu’na yetki vermişti!

Bakanlar Kurulu da 12 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de; fiili imkansızlık nedeniyle Kİ, bu imkansızlığı da Hükümetin kendisi yaratmaktadır.  CHP’nin olayı Anayasa Mahkemesi’ne götürmesi üzerine, Anayasa Mahkemesi, Bakanlar Kurulu kararının dayanağı olan yasal düzenlemeyi iptal etti. Lakin hemen sevinmeyiniz; Anayasa Mahkemesinin  kararının devamında :

Şayet özelleştirilen yeri alanların aldıkları kurum dahilinde yaptıkları yatırım ve modernize neticesinde, devlet malının geri dönüşümü imkansız hale gelmiş ise, özelleştirilmenin iptalini isteyen mahkemenin kararları YOK SAYILACAK.  Bu şekle göre elimde 2015 yılına ait yeni Meram Gazetesinin ekine göre 2005 yılında Cengiz Kardeşlerin 305 milyon $ aldıkları Eti Alüminyum fabrıkasına bu güne kadar 550 milyon $ yatırım yapmışlar! 2005 yılında özelleştirildiğinde –  5000 işçi çalışacak – çalıştırılacak denilen fabrikada yine bu ekte yazıldığına göre 1200 kadrolu 500 taşeron işçisi olmak üzere toplam 1700 işçi çalıştırılmakta imiş.

Fabrikanın satışına karar verildiğinde fabrikada 1400 kadrolu + 400 memur + 700 taşeron olmak üzere toplam 2500 kişi çalışıyor idi

10.2013 Avukatımız Sayın Ali Altay bey ile yaptığım görüşme neticesi:  Anayasa Mahkemesinin açıklaması gereken gerekçeli kararın beklenilmesi lazım. Bu gerekçeli kararda; Özelleştirilme mağduru işçilerin ÖZLÜK HAKLARI VERİLME-li-Sİ  gerekir ( bu konuda https://aksan.av.tr/tr/blog/detail/18  bakınız) veya türünde bir karar verilmesi halinde bazı haklarımız olacak. Özlük hakkımızın yok sayılması halinde ise, yapılacak bir şey kalmıyor. Ali Bey, açıklanacak karara göre hareket edileceği ve bizlerin bilgilendirileceğini belirttiler. 08.11.2013

Evet; beklediğimiz karar açıklandı. Bazı arkadaşlar ile ben, bir takım gelişmeleri takip ediyor idik. Netleşmeden paylaşmak istemedim. Gelişme şu şekilde:  11 Haziran 2012 tarihinde Hükümet, – Özelleştirilip, geçen zaman içerisinde alıcı kişiler tarafından yapılan bazı yenileştirme veya değiştirmeler neticesinde, geriye dönüşü müsait olmayan kamu mallarının geriye alınmayacağı konusunda bir kanun çıkartmış idi.

Bu kanunun yayınlanmasından sonra; Nilgün Üğüşlü isimli bir bayan avukat;   – Danıştayın, özelleştirilmelerin iptaline ilişkin almış olduğu kararları geçersiz sayan  Hükümet uygulamalarının  İPTALİ için açmış olduğu dava, sonuçlandı. Ve hükümet aleyhinde karar çıktı. Bu şekle göre Tüpraş; Eti Alüminyum, Seka ve Kuşadası Limanının satışının iptali kararının uygulanmaya konulması yolu açıldı.  (Not: Yukarıda anlatılan konu çerçevesinde benzer bir davayı Anayasa Mahkemesinde açmak için avukatımız ile yaptığım görüşmelerde Ali bey – Şimdilik beklemem gerektiğini  belirtmişti.)

Yapılan açıklamaya göre Tüpraş’ın % 14 lük hissesinin borsa değerinin altında satılması;  52 milyon $ değerindeki Seka’nın 1,1 milyon $ satılması ve Cengiz Kardeşlere peşin 290 milyon $ satılan Eti Alüminyum Fabrıkasına ilaveten bedava verilen Oyma Pınar Hidroelektrik Santralinden dolayı devletin (Enerji Bakanlığının açıklaması doğrultusunda) 268 milyon$ zarara uğratıldığı tekrarlanmıştır.  Kaynak: Meltem Tv

Bu kararlar doğrultusunda, Özelleştirme Dairesi bu satılan fabrıkaları geriye almak MECBURİYETİNDE.  Teslim aldığı günden itibaren 2 -iki- iş günü içerisinde İŞTEN ÇIKARTILAN İŞÇİ ARKADAŞLARIMIZI GERİYE ÇAĞIRMAK ZORUNDA olduğu, çağrılmadığımız takdirde işçi arkadaşlarımızın Özelleştirme Dairesine karşı dava açılması gerektiği konusunda malumatım bulunmakta.  27.12.2013

Hükümet, Danıştay kararının iptali için Anayasa Mahkemesine baş vurmuş. Anayasa Mahkemesinin vereceği karar, neticeyi belirleyecek. 28.12.2013

Kısaca;

Anayasa Mahkemesi (AYM) başkanı Zühtü Arslan: AYM’nin bu güne kadar verdiği hak ihlal kararlarında;  %52,1 oranında, adil yargılanma hakkının (siyaseten) ihlal edildiğini belirtiyor.  Haziran 2020

İlaveten;  Bırakalım özelleştirmelerde yapılan haksızlıkları. Şunu okuyun ki; Adaletsizlik ve adalete uymamanın derecesini ne kadar çok olduğunu bilelim ve düşünelim.

14.02.2022 pazartesi günü Anayasa Mah. başk. Zühtü Arslan; 2012 yılında yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesine bireysel baş vuru konusunda çok büyük başvurular yapılmaktadır, demiştir. Bu ne demek; Normal bir mahkemede hakkını alamayan vatandaş, bu makama baş vurmak zorunda kalıyor, değil! Mecbur ediliyor.

Bu ise; her yerde olan haksızlık ve adaletsizliğin ayyuka çıktığının bir göstergesidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir