İlkbaharda Arıların bakımı.

01.2022 – İlkbaharın Mart Nisan hatta Mayıs ayları, günlük 4 mevsimin yaşandığı günlere gebedir. Hangi durumlarda arıya bakılmaz? İlk önce şunu iyi bilin. Serpinti yağmur, bir derece! Mecburiyet halinde arıya bakılır. Ama!! Güneşli hava bile olsa; Rüzgar esiyorsa, net şekilde yağmur yağıyorsa, arıya bakılmaz. Çünkü, bu aylarda kimi kovanlar daha kendini toparlayamamış, koloni ve petek sayısı azdır. En kuvvetli arı bile olsa, soğuk havaya karşı kendini koruyamaz. Sonuçta bu kovanın arıları bile önce kendilerini koruma altına alacaktır.

Sağlıklı arı petek üstüne toplandığı zaman, Petek gözlerinin yarısından aşağıda kalan günlük, larva ve kapalı yavru, üşüyecek tir.  Üşüyen günlük çürür, larva ve pupa ise! Beyaz ve cüzi siyah renkli kireç taşı, parçası haline gelir. Bu duruma, Kireç Hastalığı denir. Üşüyen koloninin sağlam bireylerinde soğuk ve dışarıdan alacakları bakterinin etkisi ile sindirim sistemi bozulur. Bu durumda, nosema hastalığına neden olur.

Kovan içinde Arı ölümleri ise sebebi ile, petek gözlerinde kapalı olan yavrular ölür.  Çürüme sonrası, oluşan bakteri nedeni ile bu sefer petek kapalı gözlerindeki ‘sır’ kapaklarında delikler oluşur.  Bu gözlere bir çöp sokulduğunda ise, elastiki pis kokulu bir sıvı görülür. Bu ise; Amerikan Yavru Çürüklüğüdür. Arıda olacak en tehlikeli hastalıktır. Bunlar en etkin arı hastalıklarıdır.

İlkbahar mevsimi, bitkinin üremesinin sebebi olan polenin en bol olduğu aylardır. Aynı zamanda ana arının günlük atmasına en çok faydası olan polen’dir. Bu günlerde 4 -5 gün arı kendine toplasın. Koloninin kuvvetlenmesi, polen ile olur. Diğer günlerde siz biriktirip alın. Soğuk havalarda günlükleri üşütmemek için, Kovan içi peteksiz boşluklara, strafor koymanız gerekmektedir. Genelde strafor, son petek yanına konulur. Nektarın geldiğinin göstergesi; Peteklerin kayık çitasının üstü, iki yönünde, kar beyazı işlenik petek göründüğünde, dışarıdan nektar gelimi başlamış demektir. 

Bir önceki yavrulu, günlüklü peteklerin iki yüzünde petek örümlerinin olup, ana içine günlük atımını tamamen yapmış, üzerinde etkin arı gezinmeye başlamış ise; ham petek verme zamanıdır. Şerbeti her gün ve çok vermeyiniz. Arının oğul iştahını artıran, bol şerbettir. Onun için yeterince verilmeli. Çok şerbet ve fazlası ile konan petek; arının oğul iştahını artırır. Başka bir neden ise; O kovanın anası, daha öncesi olan oğul anası ise, oğula gitme isteği, özünde olduğu için her daim oğul oluşturmak ister. Kovanlarınız hepsinde kek olması, gereklidir. Yalnız, devamlı soğukların olacağını bildiğiniz günlerde, kekleri dışarıya almanız, arının su içmek için dışarıya çıkıp, soğuktan felç olmasını engeller.

Bu aylar içinde varroa ile mücadele mecburidir. Yalnız, organik varroa ilaçları hariç olmak üzere her türlü kimyasal ilaçların kullanımı, Mayıs ayı başından itibaren bırakılmalıdır. Bu aydan sonra vereceginiz kimyasal ilaçlar, ballı peteklerde kalıntıya neden olur.  Kendinizi düşündüğünüz kadar, başkalarını da düşünmek zorundasınız. Benim bir uygulamam var. Tavsiye ederim. Soğuk ay ve günlerde, uçuş tahtası üzeri ve önüne kapak, yanlar açık şekli ile teneke vb sert malzeme asar veya bağlarsanız, soğuk havanın direkt içeriye girmesini engellemiş, azaltmış olursunuz. Dolayısı ile, günlük ve larvaları korumuş oluyorsunuz. 01.2022

Dünyada her konuda yaşam şartları en iyi olan devletler ve yaş ortalamaları.

08.2022 –  https://www.usnews.com/news/best-countries

2017 yılı 80 ülke arasında;  İsviçre, Kanada,  Almanya, İngiltere, Japonya, İsveç, Avustralya, ABD, Fransa, Hollanda,… 36- Türkiye

2019 yılı 80 ülke arasında:  İsviçre, Japonya, Kanada, Almanya, İngiltere, İsveç, Avustralya, ABD, Norveç, Fransa…  34. Türkiye...

2021 yılı 78 ülke arasında; Kanada, Japonya, Almanya, İsviçre, Avustralya, ABD, Y.Zelanda, İngiltere, İsveç, Hollanda, Fransa, Danimarka,…  34. Türkiye

2022 yılı : 85 Ülke arasında İsviçre ; Almanya; Kanada; ABD; İsveç;  Japonya; Avustralya; İngiltere; Fransa ; Danimarka; Yeni Zelanda ; Hollanda; Norveç; İtalya; Finlandiya — ——-  30. Türkiye

Dünyada siyasi ve ekonomik olarak SÖZÜ GEÇEN ülkeler;

2021 yılı; ABD,  Almanya,  Çin,  İngiltere,  Rusya,  Japonya

İNSANLARI MUTLU OLAN ÜLKELER :

2021 yılı;  İtalya,  Fransa,  ABD,  İngiltere,  Japonya,  İspanya

KÜRESEL PAZARLAMA / İHRACAT :

2021 yılı, Singapur,  Hindistan,  Çin, Japonya,  Mısır,

BİREYSEL SAĞLIK BESLENME, ÖZGÜRCE YAŞAM :

2021 yılı; Kanada;  Danimarka;  İsveç;  Norveç;  İsviçre;  Avustralya;  Hollanda;  Finlandiya;  Almanya;

2022 : İsveç; Danimarka, Kanada

18.09.2021 yılı saat 01,31  itibari ile, Dünya nüfusu 7 milyar 893.817,150 milyon olup yılda 81 milyon doğum artış olmaktadır. Türkiye nüfusu itibari ile; 85,459,775 ile dünyada 17. sırada  kaynak: worldpopulationreview.com

Dünya Sağlık Örgütünce 2021 yılı  Türkiyede yaşam süresi 2021 yılı erkeklerde 75 kadınlarda 80,8 yıl. İle dünyada 201 ülke arasında, 58.

Dünyada en uzun yaşamın olduğu ülkelerin, Kadın ve Erkek yaş ortalamaları

Hong Kong  K; 87,8 – E; 82  Japonya  K; 87,7 – E; 81,5  Makao ( Çinde özerk bölge) K; 87,2 – E; 81,3  İsviçre K; 85,6 – E; 81,9  Singapur K; 85,8 – E; 81,6  İspanya K; 86,3 – E; 80,9  İtalya K; 85,6 – E; 81,4  Avustralya K; 85,4 – E; 81,6  İzlanda K; 84,5 – E; 81,6  G. Kore K; 86,1 – E; 80,1

İnsanların  en az yaşadığı ülkeler ortalaması ise :  Çad  54,4  Lesoto  54,3  Or, Afrika Cum. 53

Dünyada  kadın ve erkek yaş ortalaması ise;  69,7 yıl.

Kadınların daha uzun yaşamasının nedeni : İnsanlarda cinsiyeti  belirleyen Kadınlarda Östrojen, Erkeklerde ise Testosteron hormonu var.

Östrojen hormonu kadınların, erkeklere nazaran daha az kalp hastası olmasını sağlıyor. Bu kadınların daha fazla yaşamalarına neden olan 1. Nedendir.

2. ve en önemlisi ise! Kadınlarda (biri yedek) iki tane, sağlam X kromozomu varken Erkeklerde ise bir tanesi saglam X ile, ( yedek X in yerine bir ayağı olmayan) Y kromozomu bulunmaktadır.

Kadınların X kromozomunda bir hastalık olduğunda yedek X, esas göreve başlıyor. X in dört kolundan birinin eksik olmasi nedeni ile Kadın, Erkek ömrünün toplamına ilaveten ~ 5 sene daha fazla yaşamasına neden olmaktadır.

Ayrıca,  Erkeklerde olan içki ve sigara alışkanlığı, erkek ömrünü azaltan diğer bir nedendir. İlaveten kadınların doktora gitme alışkanlığı,  erkeklerden daha fazladır. Kaynak: livescience.com  – 03.2022

Dünya Sağlık Örgütü  ( WHO ) nün yaptığı açıklamaya göre: 65 yaş ve üzeri insanlar yaşlı olarak addedilmektedir. Bu kuruluşun yaptığı yaş sıralamasına göre ise;  65 – 74 yaş arası Genç Yaşlı  /  75 – 84 Orta Yaşlı /  85 ve üzerindeki insanlar ise İleri Yaşlı gurubunda yer almaktadır. Yine bu örgütün yaptığı tespit ve açıklamaya göre 1955 yılındaki insanların yaş ortalaması 48 iken, 2025 yılında dünyadaki insanların yaş ortalamasının, 73 olacağı tahmini  belirtilmektedir.

Uzun yaşam için; Hekim.com sitesinden alıntı yaptığım aşağıdaki açıklama ve uygulamaları, yerine getirmeliyiz.

1 – Fazla uyumayın,  2 – İyimser olun,  3 – Fazla seks yapın,  4 – Ev hayvanı edinin,  5 – Zengin olun,  6 – Sigarayı bırakın, 7 – Sakin olun,   8 – Evlenin   9 – Spor yapın, 10 – Gülün, neşeli olun, 11 – Zayıflayın,  12 – Stres yapmayın 13 – Meditasyon yapın,  14 – Kolesterolü ölçün, 15 – Antioksidan alın. Bu da benden : Aklınıza geldikçe hareketli bir müzik ile oynayınız.

Ne diyor Cenabı Allah; Her ne kadar -‘Ömür ne uzar, ne kısalır‘ dese de, hiç bir kimse ömrünün ne kadar olduğunu bilemez vede Allah CC – Benden niyazda bulunun, verdiğim -cana-  emanete sahip çıkın, ve benden ömür dileyin, diyor.  Cenabı Allah -İnsan ömür süresi -ne uzar, ne kısalır, desede belki bu süre insanların yakarışları ile sınırlı olup – olmadığını kim iddia edebilir. 12.2010   Mecit ALBAYRAK

Arıların Kovanda Strafor ile Sıkılaştırılması.

01.2022– Bana göre kağıt, talaş vb koruyuculara göre en iyi sıkılaştırıcı ve her taraftan gelecek soğuk havayı izole edecek malzeme, ince dişli  STRAFOR‘ dur. Kâğıt ve talaş, nemi emer. Fayda yerine zarar verir.  Arılığınıza gitmeden önce temin edeceğiniz  en az 1.5 cm kalınlığında ince dişli  STRAFORU kendiniz, kovanın içine tatlı bir şekilde geçen ve çita üst seviyesinin  biraz altında olacak şekilde, maket bıçağı ile kesiniz.

Kovan içerisinde 9 çitanız varsa bir tarafına, 9 çitadan daha az ise, her iki tarafa bu straforlar dan koymanız, çok iyi olacaktır. Straforun dışında kalan boş yerlere ise, her hangi bir şekilde talaş, gazete kağıdı koymanıza gerek yok. Strafor, mantolama görevi görecektir.

Arılar straforu inceltip deleceklerdir. Yedek varsa değiştirin, yoksa önemli değil. Kovanınız polen tuzaklı ise, toz parçacıklar aşağıya dökülur. Polen tuzağınız yok ise, arılar ince döküntüleri dışarıya atar.

Kovanlarınız sahil bölgesinde ise  3 çitalı ve aşağısı olan kovanlarınız var ve polen tuzaklı ise (4 çitalı olan kovan zaten  aşağıdan havayı alacaktır) arılı çitalarınızı uçuş deliğine ortalayıp  straforu ile birlikte  3. resimdeki gibi koyunuz.  Neden? Bu sayıdaki çitaları kovanın bir taraf dibine çekerseniz, o yerlerin sıcak ve soğuk havasından dolayı, kovan içinde su ve  nem oluşur. Nemden kasıt, Kovanda oluşan oluşan pamuksu küf, arıların ölmesine neden olur., Soğuk kesimlerde ise, çitalarınızı dip tarafa koyunuz.

Efendim, iki çitalı arı bahara çıkmaz’mış! Bal gibi çıkar.  Hatta bir avuç arı bile bahara çıkar. Yeter ki, genç arısı ve yiyeceği olsun. Kötü tarafını düşünür iseniz! Kusura bakmayın 10 çitalı arının sonu bile, felakettir. Siz sadece şunu düşünün: Bir avuç veya 2 çitalı arının bana faydası ne olur?

Benim 2018 yılı şubat ayında sadece bir çitanın 4/1 i kadar arısı olan kovanlarım şuan 5 Haz. 2019 ve 10 nar çitalık. İsteyen,  az arısını diğeri ile birleştirir. Ve bu gün  3 Temmuz bu kovanım (enaz) 13 çitalık ve ilavede. Bunu ise, 3 ay içerisinde kovanlarımı 3 ayrı yere taşıdığım için oldu. Bence, ekim ayından itibaren kaç çitalı olursa olsun, anası sağlam olan kovanın anasını öldürüp, başka bir kovanla birleştirmeyin. Anaları, Çiftleştirme kutularına koyunuz.

O beğenmediğin ana, Ocak ayında sizin ilacınız olacaktır. Kendiliğinden ölürse, O başka. Her ne yerde olursanız olun, Kovanlarınızı öne doğru 1 cm eğik ve uçuş deliği yönünü Son ve İlk baharda Güney / Güney –  Doğu; Yaz – Kış Güney yöne bakacak şekilde koyunuz. Eylül ayı sonlarında, uçuş deliği önlerine, uçuş tahtası genişliğinde, teneke kesip, devamlı takılı tutmanız, arının soğuklardan dolayı, üst yerlerde birikip, yavruların soğuktan ölmesini engelleyecektir. 01.2013 – 2015

seydişehir bölgesinde nektar hangi ay gelmeye başlar : Türkiye’nin her neresinde olursanız olun. Arazide, çiçek açmış ise! Nektar, her daim oluşur. Kış mevsiminde, Sahil kenarında iseniz, zerre kadar bile olsa, nektar herdaim bulunur. Lakin arıcının istediği   nektar ise, baharın arının üremesine, petek örümüne katkı sağlayan nektardır.

Kuluçkalıktaki dizili çitalara baktınız. Peteklerin  üstünde çita latasının kenarlarında parlak – temiz – beyaza yakın  açık renkte petek kümeleri gördüğünüz zaman biliniz ki, petek örümüne başlama zamanı başladı ve nektar geldi – geliyor.

Seydişehir de peteklere doldurulacak gerçek nektar akım zamanı ise, Haziran‘ dan itibaren  başlar.  Bir şey daha! Kovana hazır petek verdiniz. Birkaç gün boyunca şerbet vermediniz. Kontrol ettiniz. Petek gözlerinde bal – nektar parlıyor ise, bu görüntü nektarın geldiğinin,  başladığının göstergesidir.   🙂  02.2013

Seydişehir Eti Alüminyum Fabrikasının özelleştirilmesi ve AİHM kararı.

01.2022 – Türkiye’de devlete ve millete ait fabrikaların nasıl özelleştirildiğini, özelleştirilmeye 1979 yılında karşı çıkan Ecevitin başına neler geldiğini – getirildiğini,  Türkiye’de Kamu Kurumlarının Özelleştirilme Nedeni  başlıklı yazımda geniş bir manada açıklamaya çalışmış ve bağlantılı olarak,  Seydişehir Eti Alüminyum işçisi ve Seydişehir halkının görüşlerini ilave etmiştim. Bu yazımı, face üzerinden paylaştıktan bir süre sonrası ise kendi adıma kayıtlı sitem, aylarca hackle kalmıştı.

Önce şunu kabul etmek ve vurgulamam lazım. Devlet olmanın gereklerinden biri, geçmiş dönemlerdeki hükümetlerin yapmış olduğu Uluslar arası antlaşmaları –üzerinde tadilat yapma / erteleme veya  Ecevit hükümeti zamanında Eti aluminyumu özelleştirme kapsamı dışına alma gibi yetkisi olsa bile – gelen hükümetlerce uygulamak, uygulamaya hazır hale getirmektir. Yapılan bu antlaşmanın, bir devleti ve milleti yok etme aşaması bilindiği halde kabul etmenin vebali, bu kanunu ilk kabul eden O başbakan ve hükümetinin üzerinedir. O vebal ise; 24 Ocak 1980 kararlarını alan  (12.1979 – 09.1980) Adalet Partisi Hükümeti başbakanı / Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Ekonomiden sorumlu yardımcısı, aynı zamanda geleceğin Anavatan Partisi genel başkanı, başbakan ve Cumhurbaşkanı Turgut Özal üzerinedir.

1980 darbe ve anayasası ise, Adalet Partisi hükümetinin almış olduğu kararların, anayasa kitabına  ve devlet düzenine yerleştirilmesini  sağlamıştır. Kapitalizm ve ABD, dünyada ve özellikle Türkiye üzerinde oynayacağı oyun ve kurallarını, daha önceden yazmış, rafa koymuş ve sırası geldikçe uygulamaya koymaktadır. Bu açıklamamın doğruluğunu anlamak için okumak ve düşünmek, gelişen olayları birbirine düğümlemek,  yeterlidir.

Peki! Bir milletin ve devletinin ekonomik olarak yok edileceği bilindiği halde neden! Türkiye Cumhuriyeti Hükümetlerince  kabul ediliyor, iptal edilemiyor veya değiştirilemiyor! ve uygulanmaya konuluyor?

Müslüman ve Müslümanlıkta  Türk Milleti olarak özümüzde – sözümüzde doğru ve dürüst olmamız gerekirken ne yazık ki yalanı, dolanı, haksızlık etmeyi, çalıp çırpmayı bir HAK olarak görmüş, doğru ve doğrulukları reddetmiş; – Benim memurum işini bilir! göstergesinde olduğu gibi,  yanlışları bile bile ve alkışlayarak – alkışlatılarak hep kabul  etmişizdir. Öyle ki, kendi kendimize bile doğruları söylemekten korkar duruma geldik / getirildik.

AKP Hükümeti, 2003  tarihinden bu tarafa hızlı bir şekilde devam etmekte olan özelleştirme gayretleri neticesinde, sonuca varmak üzeredir. AKP Hükümetinin  adalet, hak, hukuktan dem vurması sadece  meydanlarda estirilen bir rüzgardan öteye gitmiyor. Ozelestirmeler sonucu 68 milyar $ havadan para sahibi oldular ama hala cari, açık  hâlâ artan  dış borç var.

Seydişehir Eti Alüminyum Fabrikası 1999/2000 yıllarında DSP – MHP – ANAP hükümeti sırasında, özellikle ANAP kanadınca satılma aşamasına getirildi. DSP ve MHP karşı çıktılar. Hatta bir ara Alüminyum Fabrikasının Türkiyede ‘TEK‘ olması mucibince özelleştirilme kapsamı dışına çıkartmak istendi fakat, ANAP karşı çıktı. Ama yinede satılmadı/sattıramadı. AKP, geçmiş Hükümetlerin parça parça yaptığı özelleştirmeleri toptan yapmaya, bir an evvel kapitalizm ve ABD isteklerini yerine getirme ‘gayretine ‘ girdi.

Seydişehir Eti Alüminyum Fabrikasının nihai satışı 17 Haziran 2005 tarihlidir.

Danıştay, 27 kasım 2007 yılında  fabrikanın satışını iptal etti. Lakin bu mercide alınan karar ve uygulanması, özellikle AKP hükümetinin engellemesi, mahkemelerin doğru kararı vermesini engelledi. Ve  Danıştay kararı hükümetce –  yok ‘sayıldı’.

Gelelim ferdi Anayasa Mahkemesi başvurularına. Baş vuruda bulunmak kolay. Bir dilekçe ve bu makamın kasasına yatırılacak olan cuzi bir miktar para. Ama iş burada bitmiyor. Edindiğim bilgi doğrultusunda:

Anayasa Mahkemesi (AYM), önce söz konusu davanın içeriğinin olduğu dosyaların ve her bir sayfasının  gerçek olduğunun kanıtı olması için yetkili bir mahkemeye yönlendiriyor. Bu mahkeme ise onayladığı her bir sayfa başına 1,50 lira harç alıyor. Mahkeme açan ben ve biz arkadaşların dosyaları ise ≈ 400 sayfadan oluşuyor. Ayrıca, Anayasa Mahkemesine başvuru yolunda avukat ücretininde yeniden verilmesi gerekiyor. Bu şekle göre 400 sayfa x 1,50= 600 lira. + Avukatlık ücreti ile birlikte bu  HAKLI davamızda kişi başı ödememiz gereken kümülatif  ≈  3 – 4,000 lirayı buluyor. Bu masrafı ise dava açan kişilerden kaçımız karşılar yada karşılaya bilir? 2013

Yazımın ilk tarafında AKP Hükümetinin hak, hukuk söylemlerinin sadece meydanlarda kaldığını belirtmiştim. Gerçek anlamda savundukları yönde olsalar idi,  Danıştayın almış olduğu kararı, ertesi gün uygulamaya koyarlardı.

Ama; partisinin başında Adalet olan AKP, mahkeme kararlarının uygulanmasını engellemek için  11 Haziran 2012 tarihinde yeni bir kanun  çıkarttı. Özelleştirilip, geçen zaman içerisinde alıcı kişiler tarafından yapılan bazı yenileştirme veya değiştirmeler neticesinde, geriye dönüşü müsait olmayan kamu mallarının geriye alınmayacağı konusunda bir kanun çıkarttı.

Bu kanunun yayınlanmasından sonra; Nilgün Üğüşlü isimli bir bayan avukat; Danıştayın, özelleştirilmelerin iptaline ilişkin almış olduğu kararları geçersiz sayan Hükümet  uygulamalarının İPTALİ için açmış olduğu dava neticesinde Danıştayın  Tüpraş; Eti Alüminyum, Seka ve Kuşadası Limanının satışının iptali kararının uygulanmaya konulması yolu açıldı.  Ama nerede adalet? (Not: Yukarıda anlatılan konu çerçevesinde benzer bir davayı Anayasa Mahkemesinde açmak için avukatımız ile yaptığım görüşmelerde Ali bey – Şimdilik beklemem gerektiğini  belirtmişti.)

Yapılan açıklamaya göre Tüpraş’ın % 14 lük hissesinin borsa değerinin altında satılması;  52 milyon $ değerindeki Seka’nın 1,1 milyon $ satılması ve Cengiz Kardeşlere peşin 290 milyon $ satılan Eti Alüminyum Fabrıkasına ilaveten bedava verilen Oyma Pınar Hidroelektrik Santralinden dolayı devletin (Enerji Bakanlığının açıklaması doğrultusunda) 268 milyon$ zarara uğratıldığı tekrarlanmıştır. Kaynak: Meltem Tv

– Başkalarının aleyhinde olan kararların uygulanması veya çıkarılması için gayret gösteren Hükümetimiz, kendi aleyhinde olan kesin bir kararı uygulamamak için her türlü ‘şeytani’ savunma ve uygulamaları ortaya koymaktadır. Hükümet,  alınan son mahkeme kararının karşı iptali için bir üst daireye baş vurdu. Haliyle bu sonuç beklenecek. –

Bu kararlar doğrultusunda, Özelleştirme Dairesi bu satılan fabrıkaları geriye almak MECBURİYETİNDE. Teslim aldığı günden itibaren 2 -iki- iş günü içerisinde İŞTEN ÇIKARTILAN İŞÇİ ARKADAŞLARIMIZI GERİYE ÇAĞIRMAK ZORUNDA olduğu, çağırılmadığımız takdirde işçi arkadaşlarımızın Özelleştirme Dairesine karşı dava açılması gerektiği konusunda, malumatım bulunmakta.  27.12.2013

Hükümetin, Seydişehir ve bazı devlet fabrikalarının özelleştrilmesi hakkında almış olduğu yeni kararları okumak için bu linki tıklamanız, sizin daha geniş bilgi sahibi olmanızı sağlayacaktır. BALLI OLMAK GEREKİR BAZEN!!! – Maltepe Ekspres Gazetesi.  07.2013

NOT: Bir arkadaşımızın kişisel olarak açtığı -Özlük hakkının iadesi hakkındaki başvurusu, mahkeme tarafından reddedilmiş. 02.2014

Anayasa Mahkemesinin Eti Alüminyum Fabrikasının özelleştirilmesi hakkındaki son, ÖZET kararı –11.04.2014 …..Anayasa Mahkemesi, Oymapınar HES’in özelleştirilmesine, iptal kararı verdi. Kararın gerekçesi, yürütmeye, “sınırlarını bil, yargıyı çiğneme” ültimatomu gibi….Mehmet Cengiz’e bedava verilen ve 1 milyar TL gelir elde edilen Oymapınar HES’in ve Eti Alüminyum’un derhal geri alınması gerekiyor. Bunun dışında iptale konu birçok özelleştirmeye de benzer işlem yapılması gerekiyor. Ancak AKP, yargı kararlarını uygulamıyor. …Oda Tv

Kovanlarda yağma olayı var ise!

YAĞMA olayı veya şüphesi bile var ise: 09.2022 – Şüphe bile etseniz! hemen uçuş deliğini KAPATINIZ. En az 30 dakika kapalı tutunuz. Kovan önünde uçuşların yok veya azaldığını ve arıların  çoğunun  kovan üzerine konduğunu gördüğünüzde, uçuş tahtasını açınız. Uçuş tahtası, kovan üstü veya yerde birbirine C şeklinde sarılan ve saldıran arıların varlığını ve çokluğunu görüyorsanız bilin ki, O kovanda  yağma durumu var demektir.

Yalnız, kovan içindeki  arıların hava almasını engelleyecek şekilde  kapatmayın. Uçuş tahtası delikli veya, kovanınız alttan polen tuzaklı ise, sorun yok. Yağmaya gelen ilk arılar, yanlardan kovana girmeye çalışırlar. Bunlar, öncü yağmacı arılardır.

Esas yağma ise, sürü halinde önden olur. Yağmanın oluşması ile, her yönden saldırıya geçerler. Yağmaya gidecek arı, hangisidir! derseniz: Kovanlıkta sayısına güvenen her kovandaki arı Kendini kolonisini savunmayan, uysal, zayıf gördüğü kovanı yağmalar. Mesela, 3 çitalık bir arı kolonisi bile!, kendini savunmuyor ise! Bir çitalık arısı olan kovanın arıları bile, bu 3 çitalık kovanı yağmalar.

Yağmaya uğrayan kovandan çıkan arıların üzerine un, pudra şekeri serper iseniz, yağmaya gelen arıların hangi kovana girdiğini görürsünüz. İlaveten, Uçuş deliğini kapattığınızda, etrafta uçuşan arıların üzerine fısfıs ile su püskürtmek, yağmacı ve diğer arıların sakinleşmesini, sağlıyacaktır.  Genelde yağma olayı Temmuz ayından itibaren başlar.

Size, yağma olayını yok edebilecek bir önerim var.

Bakım yapacağınız kovanın uçuş deliğini kapatınız. Sonra üstünü açıp, her türlü bakımını, oyalanmadan yapınız. Sonrası tamamen kapatınız. Uçuş deliğini en az 30 dak. acmayınız. Bu kovanın arıları, nektar yüklü geldikleri için, direk kendi kovanlarının dışına yapışırlar. Başka kovanlara saldırmazlar.

Hatta, Baktığınız kovanın ağzı , bütün bakım işi bitinceye kadar kapalı olsun. Böylece daha rahat çalışırsınız. Kovanın üsütünüde kapattığınızda, yagmacı arı dışarıya çıkamadığı için, içeride bu arılar tarafından öldürülür. Öldürülen yağmacı kendi kovanına gidip haber edemeyeceği için, yağma olayı olmaz. Yalnız bu uygulamayı temmuz ayından itibaren her seferde yapmanız ŞART. Gerekirse, kovanlarınızı 1 – 2 saat kapalı tutun. 50 – 100 arının ölmesi, bir kovanın yok olmasından iyidir. 07.2019

Bölgesel İklimlerde Etkilenme şekli,

01.2022 – Bölgesel iklim durumlarını belirten yazım; özellikle meteoroloji genel müdürlüğünün yayınladığı istatistiksel renkli meteoroloji haritasını yorumlama, çeşitli araştırma ve tespitlerime dayanmaktadır. 2019

Seydişehir ve Beyşehir arasındaki iklimsel fark, cografi olarak akdeniz bölgesi ve iklimi altındadır. Dolayısı ile yapılan araştırma, akdeniz iklimine dayanmaktadır. Konya Selçuk Üniversitesi Seydişehir / Beyşehir arasındaki iklimsel farklılıklar araştırması yapmış.  Belirtildigi üzere, yağmurunu toros dağlarının güneyine bırakıp hafifleyen bulutlar, ısınarak yükselmekte ve Toros dağlarını aşmaktadır. Bilimsel açıklamaya göre iç kesimlerin soğuk havası ile tekrar karışıp nemle dolan sıcak hava, Seydişehiri hem yağmur, hem ısı olarak Beysehirden daha fazlası ile etkilemektedir.

Seydişehirde iklimsel değişim tespitleri; 2016/17 kışında 260 cm kar yağmıştı. Uzun süre kalmadı. Aşırı soğuklar, daimi olmamıştı. Bir ara – 27 C’ görülmüştü. 2017 Ağustos ayının 3.4,5,19,20. günlerinde ise hafif bile olsa yağan yağmurları da gördük. 2021 yılı eylül ayında Bursa’da görevli akademisyen: – Bu sene leylekler erken gitti, kışın soğuklar çok olacak, diye fikir yürütmüştü. 15 .12. 2021 şuan 29.01.2022 dışarıda kar aralıklı yağmışken ∼ 150 cm kar eridi/yağdı ve şuan dışarıda şehir içinde sıkışık 30 cm kar var ve zaman zaman soğuklar – 28 C’ zorluyor. 10 Ocaktan bu yana 0C’ /- 27 C’ arasında

Akdeniz bölgesi; Alanya, Antalya bölgesi içerisinde en sıcak olan bölgedir. yağmurlu gecen yıllara örnek 2018 Mayıs haziran arası Türkiyenin tamamında olduğu gibi Seydişehirde aralıklı olarak 50 günün yarısında dakikalık bile olsa yağmurlar yağmıştır. 2018-19 yılı, açıklandığı üzere tüm sahil bölgelerimiz, Antalya  / Serik Gebiz bölgesi örneğinde olduğu gibi, kapalı ve yağmurlu; 2019/20 yılı yağmur az, soğuk ve serinlik, haziran ortasına kadar devam etmiştir. 2020 Mayıs ayı 14 ve 15. günleri ise gölgede, 49 C’ ile ‘cehennem sıcaklığını’ yaşanmıştır. 

İklimsel etkilerde Rakım ve dağların önemini vurgulamak babından bir örnek vereyim.

2014 Haziranında düğün için  İç Anadolu bölgesinde yer alan  Eskişehir – (köse)Mihalgazi ilçesine gitmiştik. Buranın merkez nüfusu 1700. Dört tarafı dağlık ve tam orta çukur bölgesinden,  Sakarya nehri akmaktadır. Rakım olarak, Sakarya nehrinin aktığı bölge  ≈ 165 mt, ilçe Kaymakamlık binasının olduğu yer ise ≈ 215 mt.  300 – 400 mt yukarısında ise, Sakarı kaplıcaları yer almakta. Sakarya nehri yatağı, Karadenize kadar bir boğaz vazifesi görüp, denizin nemli havasını buralara kadar ulaştırıyor.

Mihalgazi ilçesinde turuncgiller ve muz hariç her türlü meyve, bitki ve şimdi yapılmayan pamuk üretimi bile yetiştirilmekte ve yapılmakta imiş. Plastik seralar, Mersin – Anamur ilçesinde gördüğüm gibi, bu bölgeyi  kaplamış durumda. Düğün sahibinin anlatımı ile; bu sene (2013/2014) kış olmadığı için, beş kez yeşil sebze mahsulü  kaldırmış. Bu yerin yıllık sıcaklık  ortalaması ise:  13 C’

Aynı şekilde Antalya /Akseki ilçesine bağlı dag ve yüksek tepeler ile çevrili, 850 mt rakımlı Cendeve bölgesinden, Akdenize inen Manavgat çayının bulunduğu boğaz, Akdenizin sıcak havasını buralara getirip, turunc hariç zeytin ağaçları ve çam fıstıklarının yetişmesine neden olmaktadır.

Ülkemiz; kış mevsiminde güneş ve sıcaklığını,  bölgelerimize göre en az 1 – 2 saat, en fazla ise  8 – 10 saat arasında görmekte ve hissetmektedir kaynak Nasa – BBC )

Uluslararası Uzay Üssü bağlantılı olarak NASA nın 23.03.2014 tarihinde yayınladığı bir bilgiye göre: Dünya atmosferinde ve her bir (1) saniyede elli (50) kez şimşek çakar. Günde 86.400 yılda 31.536.000 kez olmaktadır.

Ülkemizin, iklim konusunda  şansız olduğu bir tarafı var.(en azından Seydişehiri örnek vereyim: 1986 – 1987 kışında, evlerin içindeki banyo kazanları ve su saatlerinin  patladığı kuru soğuk/ tipi poyraz rüzğarlarını yaşadığımız gibi; 1987 yılı Kırk -40- ikindi Nisan yağmurları ile ardından güneşli bir mayıs ayını yaşadık. 2012 yılında, kurak bir Nisan ayı ile, soğuk bir Mayıs ayını yaşadık.

20 Eylül 2013 – 20 Haziran 2014 ayları içerisindeki aylar ve  mevsimler, bilindiği şekli ile geçmemiştir.  Eylül sonlarında Manavgat ve Seydişehire yağan yağmur, Ekim ayında görülmemiş, kasım ayında ise tekrar kısa bir süre yağmur yağmıştır. Yağmurun görüldüğü günler haricinde Sonbahar her bölgede ılık geçmişti. Kış mevsiminde kar, Seydişehire iki kere yağmış olup, 2 günde erimiştir.

Manavgata ise Mart ayının başlarında yağmur yağmış, Nisan başına kadar arkası gelmemiştir. (arılarım olduğu için biliyorum) Diğer bir ifade ile Ekim – Mart arası sıcak;  Nisan – 10 Haziran arası ise, serin geçmiştir!    01.2013

Kralın yolunda yürüyen en güzel kişi.

01.2022 – Kral,  halkı için geniş bir yol yaptırmaya karar verir.  Zaman içerisinde yapımı tamamlanan yolu halka açmadan önce,  bu yol üzerinde bir yarışma düzenlemeyi daha uygun bulur. Kral, isteyen her kişinin bu yarışmaya katılabileceğini ayrıca,

Bu yoldan geçecek en güzel kişi’yide  belirleyeceğini, ilan ettirir.

Yarışma günü,  insanlar akın akın gelirler. Bazıları  süslü en güzel arabası ile, bazılarıda en güzel elbiselerini giymiştir. Kadınlardan kimileri saçlarını en güzel  biçimde  yaptırmış, kimileri de  en güzel yiyeceklerini yanında getirmiştir. Gençlerden bazılarıda sporcu kıyafetleri içerisinde, yol boyunca yarışmaya hazırlanırlar. Nihayet, gün boyu bütün insanlar bu yoldan gidip – gelirler.

Fakat kralın yanına gelen insanların hepsinin yüzleri asık bir vaziyette, aynı şikayette bulunurlar.  – Yolun bir yerinde iri taşlar  ve  moloz yığınları var. Bu birikintiler yüzünden yürüyüşümüz zor oldu, derler.

Günün sonunda bir yarışmacı kralın yanına, yorgun argın ulaşır. Üstü başı toz toprak içerisindedir. Krala büyük bir saygı ile yönelerek, elinde tuttuğu  altın kesesini uzatır.

 Yarışma yaptığım yol üzerinde yolu tıkayan taş ve moloz yığınlarından yolu temizlemek için uğraşırken, geciktim.   Bu altın kesesini de  moloz yığınları altında buldum.  Bu altın kesesi de size ait olmalı, der ve keseyi krala uzatır.  Kral gülümseyerek cevap verir:

–  O altınlar sana ait.

–  Hayır, benim değil. Benim hiç bir zaman bu kadar çok param olmadı.

– ‘ Evet ‘ der kral  ” Bu altınları sen kazandın ve yarışmanın galibi de  sensin. Yoldan, En güzel geçen kişi sensin. Çünkü, yoldan  geçen en güzel kişi,   ” Ardından gelecekler için, yoldaki engelleri kaldıran kişidir.”

Alıntı:  KÜPE Dergisi .     03. 12. 2011  Cumartesi  –    Mecit  ALBAYRAK

Anayasa Mahkemesince; Özelleştirmeler ile ilgili bakanlar kurulu kararının iptali hakkında.

 01.2022 – Türk topraklarının bölünmesi yolunda sayılan her türlü faaliyet, Hükümet tarafından aynen ve fazlası ile destek görmektedir.  Kendisine ters bir görüşteki kişinin mahkemeden aldığı haklı bir karara hemen itiraz edip, bir üst mahkemeye taşımaktadır. Bu tip uygulamaları örneği her zaman vardır.
Diğer taraftan, AB nin, Türkiye’deki azınlıklar için ‘bastırarak’ isteyeceği her türlü kolaylık, en kısa zamanda yerine getirilirken, Ne yazık ki vatanın ve milletin menfaati için, Seydişehir Eti Alüminyum tesislerinin satışının iptal edilmesini  isteyen  T.C. mahkemeleri ve kararı yok sayılıp, milletin malının talan edilmesine imkan sağlanmaktadır. Geçte olsa yanlış hesap Bağdat tan döndü. Bakalım nereye kadar!  ——

” Danıştay 13. Dairesi’nin, bazı özelleştirme uygulamalarını durduran kararlarının, uygulanmaması için Bakanlar Kurulu aldığı kararı, Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildi.

Danıştayın satışlarını iptal ettiği ama AKP hükümetinin mahkeme kararlarını uygulamak istemediği fabrikalar satış listesi ve Anayasa Mahkemesininde, kabul etmediği hükümet uygulamalarına takılan işyerleri; 

1. Seydişehir Eti Alüminyum (Rizeli hemşehrisi; Cengiz -Kardeşler- İnşaata verilmişti)
2. Kuşadası Limanı (Limaş AŞ daha sonra İsrail’li Sami -Sammy- Ofer’in oğlu Eyal Ofer’e satılmıştı)
3. TÜPRAŞ (Yüzde 14.76 oranındaki hissesi İsrail’li Sami Ofer’e verilmişti)
4. SEKA Balıkesir (SÖZCÜ’de daha önce yazdığımız gibi, şehrin ortasında 2.000 dönümü yakın arsası, 230 lojmanı, 30.000 m2 fabrikanın kapalı alanı olan bu tesis, sadece 1.1 milyon dolara adeta bedava Başbakan’ın dünürü Albayrak Grubu’na satılmıştı)
5. Çeşme Limanı (Ulusoy Ortak Girişim Grubu’na satılmıştı). satılması işlemlerini iptal eden yargı kararlarını ortadan kaldıran Bakanlar Kurulu kararı, Anayasa Mahkemesi kararı ile, boşa çıkmış oldu.

Danıştay 13.Dairesi, hukuka aykırı olan ve adeta bedavaya giden yukarıdaki özelleştirmeleri ( Seydişehir Eti Alüminyum 2006 yılında) iptal etmişti. AKP bu iptaller üzerine, inanılmaz bir yol izlemiş ve 26 Nisan 2012 tarihinde mecliste çıkartılan 6300 sayılı yasaya bir düzenleme ekleyerek, “Danıştay kararının uygulanMAMASI konusunda”, Bakanlar Kurulu’na yetki vermişti!

Bakanlar Kurulu da 12 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de; fiili imkansızlık nedeniyle Kİ, bu imkansızlığı da Hükümetin kendisi yaratmaktadır.  CHP’nin olayı Anayasa Mahkemesi’ne götürmesi üzerine, Anayasa Mahkemesi, Bakanlar Kurulu kararının dayanağı olan yasal düzenlemeyi iptal etti. Lakin hemen sevinmeyiniz; Anayasa Mahkemesinin  kararının devamında :

Şayet özelleştirilen yeri alanların aldıkları kurum dahilinde yaptıkları yatırım ve modernize neticesinde, devlet malının geri dönüşümü imkansız hale gelmiş ise, özelleştirilmenin iptalini isteyen mahkemenin kararları YOK SAYILACAK.  Bu şekle göre elimde 2015 yılına ait yeni Meram Gazetesinin ekine göre 2005 yılında Cengiz Kardeşlerin 305 milyon $ aldıkları Eti Alüminyum fabrıkasına bu güne kadar 550 milyon $ yatırım yapmışlar! 2005 yılında özelleştirildiğinde –  5000 işçi çalışacak – çalıştırılacak denilen fabrikada yine bu ekte yazıldığına göre 1200 kadrolu 500 taşeron işçisi olmak üzere toplam 1700 işçi çalıştırılmakta imiş.

Fabrikanın satışına karar verildiğinde fabrikada 1400 kadrolu + 400 memur + 700 taşeron olmak üzere toplam 2500 kişi çalışıyor idi

10.2013 Avukatımız Sayın Ali Altay bey ile yaptığım görüşme neticesi:  Anayasa Mahkemesinin açıklaması gereken gerekçeli kararın beklenilmesi lazım. Bu gerekçeli kararda; Özelleştirilme mağduru işçilerin ÖZLÜK HAKLARI VERİLME-li-Sİ  gerekir ( bu konuda https://aksan.av.tr/tr/blog/detail/18  bakınız) veya türünde bir karar verilmesi halinde bazı haklarımız olacak. Özlük hakkımızın yok sayılması halinde ise, yapılacak bir şey kalmıyor. Ali Bey, açıklanacak karara göre hareket edileceği ve bizlerin bilgilendirileceğini belirttiler. 08.11.2013

Evet; beklediğimiz karar açıklandı. Bazı arkadaşlar ile ben, bir takım gelişmeleri takip ediyor idik. Netleşmeden paylaşmak istemedim. Gelişme şu şekilde:  11 Haziran 2012 tarihinde Hükümet, – Özelleştirilip, geçen zaman içerisinde alıcı kişiler tarafından yapılan bazı yenileştirme veya değiştirmeler neticesinde, geriye dönüşü müsait olmayan kamu mallarının geriye alınmayacağı konusunda bir kanun çıkartmış idi.

Bu kanunun yayınlanmasından sonra; Nilgün Üğüşlü isimli bir bayan avukat;   – Danıştayın, özelleştirilmelerin iptaline ilişkin almış olduğu kararları geçersiz sayan  Hükümet uygulamalarının  İPTALİ için açmış olduğu dava, sonuçlandı. Ve hükümet aleyhinde karar çıktı. Bu şekle göre Tüpraş; Eti Alüminyum, Seka ve Kuşadası Limanının satışının iptali kararının uygulanmaya konulması yolu açıldı.  (Not: Yukarıda anlatılan konu çerçevesinde benzer bir davayı Anayasa Mahkemesinde açmak için avukatımız ile yaptığım görüşmelerde Ali bey – Şimdilik beklemem gerektiğini  belirtmişti.)

Yapılan açıklamaya göre Tüpraş’ın % 14 lük hissesinin borsa değerinin altında satılması;  52 milyon $ değerindeki Seka’nın 1,1 milyon $ satılması ve Cengiz Kardeşlere peşin 290 milyon $ satılan Eti Alüminyum Fabrıkasına ilaveten bedava verilen Oyma Pınar Hidroelektrik Santralinden dolayı devletin (Enerji Bakanlığının açıklaması doğrultusunda) 268 milyon$ zarara uğratıldığı tekrarlanmıştır.  Kaynak: Meltem Tv

Bu kararlar doğrultusunda, Özelleştirme Dairesi bu satılan fabrıkaları geriye almak MECBURİYETİNDE.  Teslim aldığı günden itibaren 2 -iki- iş günü içerisinde İŞTEN ÇIKARTILAN İŞÇİ ARKADAŞLARIMIZI GERİYE ÇAĞIRMAK ZORUNDA olduğu, çağrılmadığımız takdirde işçi arkadaşlarımızın Özelleştirme Dairesine karşı dava açılması gerektiği konusunda malumatım bulunmakta.  27.12.2013

Hükümet, Danıştay kararının iptali için Anayasa Mahkemesine baş vurmuş. Anayasa Mahkemesinin vereceği karar, neticeyi belirleyecek. 28.12.2013

Kısaca;

Anayasa Mahkemesi (AYM) başkanı Zühtü Arslan: AYM’nin bu güne kadar verdiği hak ihlal kararlarında;  %52,1 oranında, adil yargılanma hakkının (siyaseten) ihlal edildiğini belirtiyor.  Haziran 2020

İlaveten;  Bırakalım özelleştirmelerde yapılan haksızlıkları. Şunu okuyun ki; Adaletsizlik ve adalete uymamanın derecesini ne kadar çok olduğunu bilelim ve düşünelim.

14.02.2022 pazartesi günü Anayasa Mah. başk. Zühtü Arslan; 2012 yılında yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesine bireysel baş vuru konusunda çok büyük başvurular yapılmaktadır, demiştir. Bu ne demek; Normal bir mahkemede hakkını alamayan vatandaş, bu makama baş vurmak zorunda kalıyor, değil! Mecbur ediliyor.

Bu ise; her yerde olan haksızlık ve adaletsizliğin ayyuka çıktığının bir göstergesidir.

Öğrenilmesinde zorluk olan yabancı dillerin sıralanışı.

01.2022– ABD  Dil Enstitüsü bilim adamlarınca yayınlanan bir bilimsel açıklamaya göre, ana dili İngilizce olan bir insanın, yeni bir dil öğrenmek için harcayacağı zamanı, en kolay dil guruplarından, en zor dil guruplarına göre şu şekilde sıralamışlar:

1.  Afrikaans ( Güney Afrikaya göç etmiş, Hollandalı göçmenlerin konuştuğu dil); Danca (Danimarka); Flemenkce ( Hollanda – Belçika – G. Afrika lı); Fransızca; Haiti;  Norveçce; İtalyanca; Portekizce; Romence; İspanyolca; Swahili (Kenya – Uganda – Tanzanya) ve İsveçce.

2.  Bulgarca; Dari / Farsca ( İran, Afganistan, Tacikistan); Almanca; Yunanca; Urdu (Hindistan – Pakistan); Endenozya ve Malayca ( Tayland – Filipinler ve Endonezya).

3.  Amharic (Etopya); Bengalce; Burma; Çekce; Fince; İbranice; Macarca; Khmer (Kambocya); Lao (Laos  – Tayland); Nepalce; Filipince; Lehçe; Rusca; Sırpca; Sinhala (Sri Lanka / Kolombiya adası); Tai ( Tayland – Malezya); Tamilce ( Hindistan – Sri Lanka); Türkçe ve Vietnamca.

4.  Arapca; Çince; Japonca ve Korece öğrenilmesi en zor olan dil gurupları olduğu belirtilmiştir.

Dünyanın en zor dillerinden olduğu kabul edilen Japonca nın yazılımının öğrenilmesi için bir Japon çocuğunun; 12 -oniki- yıl boyunca sadece matematik ve Japon dili öğrenimini yapması gerekiyormuş.

Kanada ile ABD arasında yaşayan Chippewa Kızılderili kabilesi ile, Rusya özerk bölgesi Dağıstan Cumhuriyetinin Hazar Denizi kıyılarında yaşayan bir etnik gurubun konuştuğu Tabasaran dilinin öğrenilmesi; Çince kadar zor olmaktadır.  Kaynak : 27.03.2012 pravda.ru

Kovan için tomruk alımı

01.2022 – Bu konuda devletin arıcılara özel olarak tanıdığı fazla bir ayrıcalık ve imtiyaz yok. Bulunduğunuz bölgedeki Orman İşletme Müdürlüğü / Şefliği‘ne yazacağınız dilekçeye,  “Arı Kovanı İçin” aldığınızı  belirtmeniz şartı ile, istediğiniz miktardaki tomruğu seçmenize sadece, ”göz yumuyorlar”.

Tomruk seçerken; Alınan tomruğun dış yüzü düzgün  olan içi kof  olmayan ile, budağı  yok, az veya çok olma şekline göre kovan sayısı değişir. Alacağınız tomruk çapları ne  kadar  büyük,  ve kalem gibi olursa, menfaatiniz daha çok  olur.

Bu arada, marangozun keseceği ve çakacağı lataların, çitaların  kalınlığının 1 mm değişmesi bile, sayıyı etkiler. Velhasıl; 1 m3 tomtuktan  Polen tuzaklı,  İlaveli, Kapaklı ve kürek tahtası 21 cm olan çitalardan 20 şer adet dahil olmak üzere yaklaşık, 18 kovan ve 13 ilave yaptırabilirsiniz. 2 m3 tomruktan ise, aynı şartlarla, 36 kovan ve 28 ilave yapılır. 10.03.2013 Pazar)

Haliyle yapılan arı kovanların dış renkleri, arılar için albeni olduğu, çoğu yazılarda belirtilmektedir. Bu konuda edindiğim bir paylaşımda; Mor, Mavi, Yeşil, Sarı, Turuncu ve Beyaz renkler vurgulanmıştır. Tavsiyem, Bu renklerin biraz koyu tonlarını sürmenizdir. 09.2022


 

ARI VE ARICILIK HEVESİM !

01.2022 –  Arıcılığı  yıllardır yapmak isterdim. 1987 yılında Alüminyum fabrikasında çalışırken, arıcılık kursuna gitmek istedim. Lakin, kurs yeri ve saatleri uygun olmadığı için, gidemedim.

Emekli olduktan sonra bir ara 2 dönem apartmanımızda yöneticilik yaptım. Bu zaman içerisinde, ilçemizde açılmış olan arıcılık kursuna başladım. Genel kurulda apartman için çalıştırdığım kişi haklı, ben haksız oldum. Tekrar seçtiler ama,  hala ve hala çalıştırdığım kişiyi savunmaya devam etmeleri üzerine, yönetimi bıraktım. Bunu niye yazdım! Toprak ve Arının, verilenleri inkar etmediğine inandığım için.

Kurs sonunda arıcılık sezonu bitmek üzere olduğundan, hemen arıcılığa başlayamadım. 2010 yılı Nisan ayında, kurs hocamın vasıtasıyla  öğretmenlikten emekli bir arıcı ile temas kurup, başlangıç olarak iki arılı kovan  alma konusunda anlaştık. Yalnız arılar kışlık  yerleri olan Antalya’dan geleceklerdi.

22 Nisan 2010 cuma gecesi bir kamyon dolusu kovan geldi. Saat 02.00 de indirmeye başladık. Beş gün sonrası ustam olacak kişinin önerileri ile iki adet kovanı seçtik. Ustamın yanında bir ortağı var. Esas yönetim hoca’da.

Onların yanında bazen sorarak, bazende yaptıklarını gözetleyerek bir şeyler öğrenmeye çalıştım. Mayıs ayı içinde bir hazır ana alarak, 2 kovandan  3. kovan çıkarttık. Bu sene çiçek bakımından kısır bir dönem olduğu konuşuldu. Geçen sene ‘oğul’ çok vermişken, bu sene ustalarımın yaklaşık 110 kovanından sanırım, 10 tane oğul aldılar.

Her işin kendine göre bir zahmeti var. Haliyle ağır bir işi olmasa da, kovanların yanına gidip gelmek bile bir iş. Bunu şikayet yönünden yazmıyorum. Kovanların olduğu mevkinin, tepelerin ve dağların yanında olması, bana apayrı bir haz veriyordu. Bu işi zevk ala ala yapıyordum vede hoşnut’tum.

İyisi – kötüsü ile 5 ay 10 günlük acemilik ve yaz dönemi, 25 Ekim 2010 cmt akşamı,  Allaha  şükür selamet üzere bitti. Saat 16 – 17 arası rüzğar ve gök gürültüsü ile başlayan bir güz yağmuru serenomisini yaşadık. Neden sonra yağmur dindi. Bu sefer ustalarla beraber, daha önce indirdiğimiz kovanları bu sefer daha kalabalık bir şekilde kamyona yükledik. Yüklemenin sonuna doğru yağmur tekrar çileşmeye başladı.

Başkaları ile konuşurken, – Benim 2.5 kovanım var, diyordum. İlk iki kovanıma ilave koymuşken, çoğalttığımız kovan sadece damızlık olarak kalmıştı.

Ustalar tekrar Antalya yolunu tutarken ben, komşumun bağına doğru hareket ettim. Daha önceden kovanlarımı nereye koyabilirim! diye düşünceye kalmıştım. Öyle ya sadece benim isteklerim değil, başkaları ne diyecek, buda önemli idi. Ama düşündüğüm kadar değilmiş. Sağ olsun komşum Hasan Gürcan abi, – Şuan deyil ama, şimdilik kardeşimin bahçesine koyalım, sonrasını hallederiz, deyince rahatladım.

Kovanlarımı koyduğum Bağarası mevki her yeri sebze bahçeleri dere tepe yeşillik olan bir yer. Şimdi nerede ise ‘bir karış’ yeşil tepeleri zor bulunan, her yeri beton evlerin kapladığı, sadece yağmur mevsiminde su gözleri açılan, bazı vatandaşların betonlaşmaya direndiği,  yeşillikler arasında bir bölgemiz.

Kovanlarımı koyduğum yer, ‘hala ben varım’ diye bilen bir yeşil bölge. Yakınında  yazın yok olma durumuna gelsede devamlı akan bir çay mevcut. Ertesi gün arılarımın hatırını sormaya yanlarına gittiğimde arılar sanki bana – Abi, bizi o kurak tozlu yerde öldürmüşsün; derecesine canlı ve eskisine göre daha hareketli idiler.

04.10.2010 pzt günü, kovanlarımın iki tanesini açtım. Nakliye sonunda bir hasar olup olmadığını görmek istedim. Üzerinde ilave olanın birini açtım, hasar yok. Mayıs ayında ana verdiğimiz kovanı açtım. Bu kovanda daha öncesi bal çıtası almıştık ama, geleceğimize yakın usta, aç-tır-madı.

Kovanı açtım ne göreyim; ilaveli kovanda arısız boş yer görünmezken, bunda arılar üst ,üste binmişler. 9,5 çıta bal ve arı dolu. İkisini alıp, taze çıta koydum. Etraf arı kaynıyordu. Çorabımın üstünden ve 4 yerimi soktular bile. Şu an saat gece yarısın geçti ve  0,30 , sokulan yerlerim hala sızlıyor. Sızlıyor ama; Bacaklarımda sinirsel bir durum var, acaba faydası olur’mu?

Şimdi kovanlarıma  istediğim zaman, tabii ki gerektiğinde istediğim şekilde bakıyor, sağını solunu inceliyor  ve bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum. (haklı-haksız) Şunu yap, şunu yapma diyende yok. Zevkim iki katına çıktı. Ölürlersede –  Şahlanırlarsa’da sonuçta benim arım. Ayı’ya sormuşlar:

Ensen neden kalın ?  Kendi işimi, kendim görürüm, demiş.

Ustaların yanında onlar için çalışma mecburiyetim olmamasına rağmen, – Hem yardım edeyim, hem bir şeyler öğreneyim, diye 110 kovan benim miş gibi, çalıştım. Hal böyle iken, esas usta öğretmen arıcı, 2 sorumdan sonra  – Çok soruyorsun,  dedi. Siyasi görüşümden dolayı, aralarında istekle dolaşmama rağmen beni yetiştirme isteği öğretmen olmasına rağmen, az idi.  Kovan bakım sırası benim kovanlara gelindiğinde -lütfeder gibi-: Şunlara da bir bakalım, derdi.

Ben ise, bildiğim bir bilgiyi başkalarına vermek için, ayaklarına gider, gitmek için bahaneler arayan biriyim. (2015) Belli değil mi? Yaşadıklarıma atıfta bulunmak için değil. 2011 yılı başında, kendi adımla bu sayfayı açtım ve bildiklerimi siz dahil, herkesle paylaşıyorum.

Arılar; verileni inkar eden insan değil, bir  böcek.  İyi bakarsam, inkar etmeyip hepsi büyüyecek. Ama. Allah nazardan saklasın. Nazar değerse, arı ilerlemez.

Arıcılık konusunda b,ldiğim, gördüğüm hiç şey, ve bilgiyi kimseden sakınmadım. Öyleki, ben sorduğuma cevap alamazken, ben başkalarına , onlar sormadan söyledim, anlattım. 12 senedir de; Yerimde sayıyorum. Neden? Siz söyleyin.

İnşaallah, karşılıklı fikirlerimizi paylaştığımız arılı – ballı nice  yıllarda görüşe bilmek  niyazımla. Kalın sağlıcakla.  10.2010    Mecit   ALBAYRAK

Dünyanın ve Türkiye’nin en sıcak ve en soğuk bölgeleri ile Sibirya ve Antarktika.

  • Dünyada  her hangi bir ülke veya yerleşim yerine ait GERÇEK İKLİM VERİ kayıtlarını açıklayan Meteorolojik bilimsel merkezler;                                       
  • O ülke veya bölgenin 12 ay – 365 gün ve geriye dönük enaz son 10 yılın sıcak, soğuk, yağmur vb kayıtlarının ortalama sonuçlarının mukayeseli tespiti ile mümkün olduğunu, belirtmektedirler. 

12.2022 – Türkiyede en soğuk ve sıcak olan şehirleri : Türkiye de tespit edilmiş en sıcak şehrimiz, 1993 yılı Ağustos ayında Mardin / Kocatepe + 48.8 C’ dir.  ♣En soğuk yer ise; 1990 yılı Ocak ayına ait – 44.4 C’ ile Van / Çaldıran  bölgemizdir. Kaynak: BBC

Hava durumlarını,  günlük olarak televizyon gazete ve cep telefonlarında  takip eder,  okur, duyarız. 26 Haziran 2012 perşembe günü TRT televizyonu Elazığ şehrimizin sıcaklığının 41, Antalya nın ise  38 C’ olduğunu söyledi ve okudum. Yazımın başında belirttiğim gibi günlük hava durumu, o bölgenin gerçek iklim, hava durumunu göstermez. 

♠ 13 Aralık 2016-16 Ocak 2017 arası, aralıklı olarak Seydişehir merkezine 2,5 mt kar yağdı, şehir dışında ise, sadece günü birlik sayılabilecek soğuklar neticesinde; – 27 C’ görüldü. 2021 Aralık / 2022 Mart arası nerede ise daimi olacak şekli  ile  eksi dereceler görüldü.

2022 yılı Ocak ayı ortasında ise, Türkiye çapında  yine 2017 yılında olduğu gibi  2022 Ocak ayında Türkiyenin,   – 27 C’  ile en soğuk ikinci soğuk şehri oldu. Mart ayı içinde ise, tüm Türkiye sathında  olduğu gibi, etkisi olmasa da 40 cm varan kar yağışları oldu.  

♠ Bundan böyle,  (Konusunda uzman kişilerin belirttiği ve ülkemizdede beliren ani, derin hava değişikliği ile, aşırı yağışların görülmeye başlandığı bir gerçektir. İlaveten, bir Türk iklim uzmanının; Bundan böyle Türkiye de, tropikal iklim değişiklikleri olacak, demişliğini vurgulamış olayım.) Dünya yüzeyinde oluştuğu belirtilen iklim değişikliği nedeni ile! Bu zamana kadar en sıcak / soğuk bilinen bölgelerde,  günlük veya daimi aşırı hava değişimlerinin olacağı, unutulmasın. Seydişehir, yaşadığım yer olarak sadece bir örnektir. 

Rakım; iklimi etkileyen bir unsur ise de, O bölgenin dünya üzerinde bulunduğu yer, dört bir yanını kuşatan dağlar arasında kalmış platolar ile, bu dağ ve platoların parçalı veya bir bütün olarak uzayıp gitmesi, dağların  yerleşim yerlerine  olan yakınlık ve uzaklıkları ile; Yapay bile olsa gölet ve barajların  az/çok olması, O bölgenin  Sibirya soğukları – Arabistan sıcakları gibi  rüzgarların etkisinde kalıp – kalmaması yörenin iklimini etkilemektedir.

♠ Örneğin; Alanya ve Manavgat ilçelerimizin ikisi, Akdeniz kıyısı ‘dibinde’ olmasına rağmen, sırtını hemen dağa yaslayan Alanya, Manavgat’tan daha sıcaktır.

♠ Güney Kutup (GK) bölgesi, Kuzey Kutup (KK) bölgesinden daha soğuktur. Bu bilgi bilimsel bir tespittir. İlaveten GK merkezi tamamen toprak bir tabakadan oluşurken KK, tamamen deniz ve üstü kalın buz tabakasından oluşmaktadır. Ayrıca GK kıtasında, kraterinde lav kaynayan bir yanardağ, mevcuttur.

2020 yılı, 10/11 mayıs günlerinde sıcaklık (Tr, geniş bir bölgesi dahil olmak üzere) Serik Gebizde gölgede + 49 C’ olup; Tam güneş altına koyduğum elektronik derece, 50 C’, bozulmuştur. Bu günlere ait, bilimsel çevrelerce yapılan yoruma göre, bu sıcaklığa ‘cehennem sıcaklığı’ adı verilmiş.

  • Hal böyle iken; 2020 yılı kışı ve şuan 14 Haziran gününde, haziran ayını yarılamış olmamıza rağmen, havalar serin esen rüzğarların etkisindedir. Şuan saat 01.00 ve sıcaklık: evin içi 22, sokak 12 C’ dir. 15 haz.2020

Türkiye de yaz mevsimlerinin GENELİNDE geriye dönük bir kaç yıla tekabül eden  sıcaklık kayıt ortalamalarında, Batı’dan – Doğu Anadolu Bölgesine doğru + 28 C’ ile + 15 C’  arası farklılık olmaktadır. Ayrıca;

Akdeniz Bölgesi batıda, Güneydoğu Anadolu  bölgesi doğuda olmasına rağmen bu iki bölgemizin yaz mevsimi sıcaklık ortalamaları + 26 C’ olup, birbirine yakındır. Bu iki bölgemizin, yaz ve kış mevsiminde oluşan sıcaklıkların birbirine yakın olmasının hatta ve hatta, Güney Doğu Anadolu bölgemizin sıcaklık yönünden, Ak Deniz bölgesi ile yarışmasının, iki önemli nedeni var:

A – Toros Dağları; Güney Doğu Anadolu ile Doğu Anadolu bölgemiz arasında (Himalaya/Ural dağları gibi) doğal bir sınır vazifesini görmekte, Doğu bölgemizin soğuklarını  kesmektedir.  Akdeniz bölgesi rakım ortalaması 389 mt. 

B –  G. Doğu Anadolu Bölgemiz 729 mt yükseklik ortalamasına sahip ve karasal iç bölgede olmasına rağmen güneyinde, özellikle Suriye ile arasında dağ, yok. Dolayısı ile Suriye,  Orta Doğu ve Arabistan ülkelerinden gelen (Libya gibi)  sıcak kum ve çöl rüzğarlarının etkisi ile bölgemizin sıcaklıkları, yüksektir. Bu coğrafik yapı nedeni ile Güney Doğu bölgemiz sıcaklık konusunda Akdeniz iklimi ile, 0,1 /0,9 C’ farkları arası, yarışmaktadır.

Doğu Anadolu bölgemizde geriye dönük yıllarda, 365 şer günlük 4 mevsimden oluşan  en soğuk ile en  sıcak aylarının  toplamlarının ortalaması, + 15 C’ ye tekabül etmektedir. Bu bölgemizin rakım ortalaması: 1403 mt’ dir.

Rakımdan başka, Doğu Anadolu bölgemizin daha soğuk olmasının sebebi, özellikle Kafkas Dağları bölgesi Kuzey / Kuzeydoğu yönünden esen  kuru – ayaz  Sibirya  (poyraz) rüzgarlarıdır. Bu bölgemiz dağları, Toroslar veya Karadeniz dağları gibi  bir bütün olmayıp, her yöne bakan ve uzun olmayan parçalı dağ gurupları ile doludur. Haliyle rakımın fazla ve parçalı dağların çok olduğu yerlerde ki arazi şeklide, engebeli bir durum arz eder.

Bu nedenlerden ötürü bu bölgemiz, daha soğuktur. Bu arada şunuda hatırlatmamda fayda var. Bu yüksek rakım içerisinde bulunup,  860 mt lik rakıma sahip Iğdır ilimizde; hem kar yağmakta hemde Akdeniz bitkisi olan pamuk üretimi yapılmaktadır. V e Iğdır ın  geçmiş yıllara ait 12 ay – 365 günlük sıcaklık ortalaması ise, + 12 C’ ye yakındır.

Rakım ve dağların önemini vurgulamak babından bir örnek daha vereyim.

Bir düğün için Eskişehir – (köse) Mihalgazi ilçesine gittik. (Özellikle bu ilçeye gittim.) Dört tarafı dağ ve tam orta çukur bölgesinden, Sakarya nehri akmaktadır. Sakarya nehrinin aktığı zemin rakımı ise; 170 mt. Kaymakamlık bina çevresi ise ≈ 215 mt.  Nehir tabanından 300 mt yukarısında ise, Sakarı kaplıcaları yer almakta.

Bu İç Anadolu bölgesinde; Akdeniz bölgesinde yetişen portakal, mandalina, limon ve muz hariç zeytin, pamuk, nar dahil her türlü meyve ve bitki yetiştirilmektedir.  Nerede ise yerleşim bölgesi kadar plastik seralar, araziyi kaplamış durumda. Düğün sahibinin anlatımı ile; bu sene (2013-4) kışı sert olmadığı için, beş kez mahsul kaldırmış. Bu yerin yıllık sıcaklık  ortalaması ise: + 14 C’  – 14.06.2014 Cmrt

Halkımız en soğuk ay ve güneleri kast ederken ZEMHERİ adını söyler. Bu aylar ise Aralık/Ocak aylarıdır.  Uzun yıllara dayanan bilimsel ortalama tespitlere göre, Ocak ayı içerisinde en soğuk olan şehirlerimizin başında, – 15 C’ ile Ardahan, – 13 C’ ile Ağrı, – 11 C’ ile Kars ve – 8 C’ ile Erzurum yer almaktadır. Ardahan‘ın  rakımı  1870,   Ağrı 1640,  Kars 1768  ve  Erzurum 1890 mt’dir.

Ak Deniz bölgesinde ise, geçmiş yıllarda ki  Ağustos ayı ortalamasına göre en sıcak şehirlerimiz 1. Adana, 2. Mersin  3. Antalya. Bu şehirlerimiz arasındaki sıcaklık farkları ise:  0.1- 0. 9 arası birbirine yakındır. Bu üç şehrimizin kışın en soğuk  hallerinin ortalaması ise: + 5 / 15 C’ arasındadır.  Bu üç ilin geçmiş yıllardan beri  Ağustos ayı sıcaklık  ortalamaları ise, + 22 /45 C’ arasında değişmektedir. Rakım olarak  Mersin 6 mt,  Adana  23 mt;  Antalya ise 39 mt.  Ak Deniz bölgesinin ortalama rakımı ise, 389 mt dir.  

Sibiryanın – en soğuk değil– daimi soğuk olmasının nedeni: Sibirya toprakları, dikdörtgen vari genelde yükseltisi fazla olmayıp, sulak ve tundra türü toprak bütünlüğüne sahiptir. Sibirya; D/B istikametinde Avrupa-Asya/Sibirya arası Ural dağları olması nedeni ile bu taraftan, Sibirya bölgesine sıcak/serin bir havanın gelmesi mümkün değilken; Sibirya nın güneyinde ise, doğu/batı yönünde uzanan Pamir ve  Himalaya yüksek sıra dağları ortaya çıkıyor.

Hint Okyanusundan yükselen sıcak nemli rüzgarlar, bu yüksek dağları aşıncaya kadar içinde olan sıcaklığı ve nemi, dağların güney  yamaçlarına bırakırken kendiside soğuyor. Sibirya ve şehirlerinin rakımları yüksek olmasa bile (aşağıda belirttim), Sibirya toprakları, enlem olarak KK hem içinde hem sınırına daha yakın olduğu için bu bölge, kuzey buz denizi üzerinden gelen, soğuk havanın etkisi, altındadır.

Dünyada insanların sürekli olarak yaşadığı ve dünyanın en soğuk olduğu ülke ve şehri ise; Rusyanın Sibirya bölgesi Kuzey Buz Denizine yakın ve kutup bölgesinde olan Verkhoyansk rakım: 130 mt. 1888 yılı Ocak ayı – 67.8 C’. Bu yerleşim yerinde en yüksek sıcaklık; 20 Haz. 2020 + 38 C’ olmuş.

Diğer yerleşim yeri ise Oymyakon (Oimekon) Köyüdür. rakım: 730 mt. Bu yerleşim yerinin en soğuk olmasının, her tarafının dağlarla kaplı, çukur bir bölge olup, Pasifik Okyanusuna daha yakındır. Kış mevsim etkisi, 9 ay sürmektedir. Yıllık Ortalama sıcaklık ise – 40 C’  1924 yılında – 71.2 C’ ve 1933 yılında – 69.8 C’ tespit edilmiş.  22 Aralık 1991 günü Grönland adası – 69,6 C’ ile Mars gezegeninden bile en soğuk gününü yaşamış. Kaynak: NASA / Rus Bilimler Akademisi  meteoroloji istasyon kayıtları ve livescience

Dünyanın anlık ve ortalama tespit edilen en soğuk yerleri: ABD / Alaska Barrow bölgesi KK yakın yıllık ort. – 20 C’ ● ABD nin Utah Eyaletinin Panguitch yerleşim yeri ki, Meksika bölgesine yakındır ve 6 Aralık 2013 gününe ait en soğuk hava derecesi ( O gün için) – 45 C’ ●  Kuzey Kutup (KK) Kuzey İstasyonu yıllık ort. – 47 C’ 1954 yılında Bu bölgede – 66 C’ görülmüş. ● ABD/Alaska Eyaleti Creek bölgesi en fazla 1971 yılında – 62 C’ ● Dünyada ilk Altına Hücum olaylarının yaşandığı 1800 yılında Kanada – Yukon bölgesinde kurulan Budak köyü 1947 yılında – 63 C’. 07.2017 Kaynak: www.uznayvse.ru

– Dünyanın 60′ enlemi üzerinden itibaren başlayan Kuzey kutup bölgesinde, kar yağmaya devam edecek ama, buz katmanlarının 2050 yılına kadar yok olacağı açıklanıyor.

Himalaya dağ bölgesi zirvelerinden üç ayrı bölgede, 1960 yılına kadar oluşmuş buz ve kar katmanlarının, 2018 yılına kadar 80 metre kalınlığında eridigi, yok olduğu CIA/NASA kayıtlarınca tespit edilmiş. 

Bu erime nedeninin ise! Dünyanın,  Güneşe göre 23⁰ olan acı uzaklığında, Güneşe doğru bir yakınlaşma acısında küçülme olduğu  belirtilmiştir. www.livescience.com                         Edindiğim son bilgi doğrultusunda; Küresel ısınma nedeni ilen, Afrika sıcaklıklarının her 10 senede bir, 40 km kuzeye doğru ilerlediğidir. 

24 Kasım 2013 ile 23 Ocak 2014 tarihleri arasında ve Rus RTG Tv kanalı üzerinden özellikle, Sibirya soğuklarını 50 gün boyunca not ettim. Bu günlere ait en soğuk yer Yakutsk şehrinin 50 günlük ortalaması – 32 C’ olmuştur. 23 Ocak tarihinden sonra ise RTG kanalı, uydu değişikliği yaptığı için, takip edemedim. Kaynak: Kendi çalışmalarım. 

NASA, 9 Aralık 2013 Pazartesi tarihli paylaşımına  göre: Yüksek çözünürlükte, termal kızılötesi sensörlü cihazlara sahip Landsat 8 uydusu ile uzaydan, ABD Jeoloji Araştırma bölümü görevlilerinin Antarktika da, 32 yıldır karadan yaptıkları araştırma tespit sonuçlarına göre, Dünyanın en soğuk olan bölgesi, – 93.2 C’ (- 136 F) ile  Doğu Antarktika yaylasıdır. Daha önceleri de belirttiğim gibi bu nokta ve kıtada sadece araştırma amaçlı çalışan kişiler vardır.

– 93.2 ‘C daimi olmayıp, 10 Ağustos 2010 tarihinde tespit edilmiştir. Yine NASA bilim adamlarınca yayınlanan 16 Ocak 2015 tarihli bilgi dahilinde: Dünya yüzeyinde salınan sera gazları nedeni ile 2014 yılı, 1880 yılından bu tarafa en sıcak yıl olmuş. Kaynak: NASA  01.2015

Dünyanın sürekli ve ortalama en sıcak yerleşim yeri, Etiyopya/ Dallol bölgesidir. Bu yerin 12 ay / 365 güne (kış mevsimi dahil) tekabül eden sıcaklık ortalaması: +34.4 C’ dir. Bu yerleşim yerinde 3 ay / 92 güne tekabül eden  yaz mevsiminin sıcaklık ortalaması ise: +47 C’ dir. Bu güne kadar tespit edilen dünyanın en sıcak derecesi ve yeri ise Libya – El Aziziye yerleşim bölgesidir. 1922 yılı Eylül ayında vuku bulan sıcaklığın + 57.7 C’ olduğu, kayıtlara geçirilmiştir.(3.2018)

1915 yılı Arizona Tuskon Çölü yüzeyinde 71,5 C’, aynı anda ve aynı noktanın 4 mt üstünde ise, 42,5 C’ ölçülmüş. Dünya meteoroloji standartlarına göre En doğru Sıcaklık/soğukluk ölçümü; yerden 1,2 ile 2 mt arası  yukarıda,  duvar dibi, ağaç yanı olmayan gölgeli bir alan içinde, ölçüm yapılmalıdır. Kaynak: NASA-BBC

Güney Afrika Cumhuriyeti  Vredendal  kasabasında, Meteoroloji kayıtlarına göre 27 Ekim 2015 Salı gününe ait en yüksek sıcaklık +48.4 C’ olmuş (bu ülke için yukarıda vurguladığım yazımı hatırlayınız). 16 Ekim 1936 tarih ve gününe ait Arjantin – Campo Gallo köyünde tespit edilen en yüksek sıcaklık ise, + 47.3 C’ olmuş. Kaynak: www.gismeteo.ru  20.12.2010 mecit albayrak 

Bal nektar akım zamanları.

bal akım zamanı göstergesi: 01.2022 Balın gelişi ve bitiş zamanı bölgelere, hava şartlarına ve kovanın gücüne göre değişiklik  gösterir. Sadece şunu kesin bilin, yeter. Bal akımının başladığının göstergesi; Peteklerin en üst çita  kenarında, çizgi halinde kabarık kar beyazı petek örümler olur. Bu görüntü, doğadan bal akımının başladığını gösterir.

Bu akım başlangıcı, petek örümlerinin  en hızlı oluduğu zamandır. Ham petek ördürmek için, her 2 güne bir 1 – 2 su bardağı şerbet verin. İç bölgelerde Nektar akımı Nisan – Temmuz arasıdır. Temmuz başından itibaren hem arı günlük atımını azaltır, hem nektar akımı azalır. Gelen nektar, mart nisan hatta temmuz ayında bile kesilebilir.

Nektarın gelmemesinin sebebi; Bu aylarda gece gündüz oluşan soğuk, don ve yağan yağmurdan dolayı olur. İşin garibi, yağan yağmur hem nektarı yok ederken, hemde yeni ve eski çiçeklerin tekrar açmasına neden olur. Bu günlerde arının, getirdiği nektarı yememesi için, biraz bolca şerbet vermeniz gerekir. Her 3 güne bir arının gücüne göre, şerbet verin. Kovanda ve arazide bal ile nektar azaldığı zaman, kovan uçuş tahtasında bekçi arı sayısı artırılır.

Sahil taraflarında yağmurların yeterince yağması halinde, mera cinsi çiçekler açmaya başlar. Ekim ortası itibari ilede pürem, keçi boynuzu, yeni dünya acar. Ocak, şubat ayları kesat aylardır. Şubat ayından itibaren badem, kiriş, narenciye, yabani turp, meyve çiçekleri ile dağlık bölgelerde yabani çilek vd mayıs ayı başına kadar açmaya devam eder.  11.2015

Arı ve Kovanlarda Sonbahar – Kış bakımı.

01.2022 – Bal sağım zamanı  yazın bitimi, sonbaharın başlamasıdır. İlk yapmanız gereken Varroa mücadelesidir. Kesinlikle ihmal etmeyiniz. Bilim insanından öğrendiğim bir uygulama: Varroa için 5 lt şerbete enjektor ıle çekeceğiniz 2 ml timol esanslı kekik yağını karıştırıp en az 3 er Gün ara ile 7 sefer veriniz. Varroa mücadelesi, sizin arıya  şerbet vermenizden bile, daha önemlidir.  Varroa’dan sonra ise arının yiyeceği gelir.

Esasında arının kışlık yiyeceğini, sırlanmış hali ile kovanda bırakılması  lazım. Bırakmamış iseniz;  Eylül ayı sonuna kadar,  1,5 şeker+2 ölçek su karışımı şerbet verin. (Arıcılık konularında olduğu gibi özellikle bu konuda, Profesör Dr. Muhsin Doğaroğlu hocamızı rahmetle anıyorum. 06.21  ANA ARIYA günlük ATTIRA BİLMEK İÇİN dışarıdan kovan içerisine MUTLAKA POLEN VERMENİZ ŞART, demişti.

Burada dikkat edeceğiniz nokta, şerbeti  bolca vermeyiniz. Arılar  bu şerbeti hem yer, hemde havaların yumuşak olması durumunda dışarıdan nektar getirir.  Petek gözlerinde polen yok ise, ana günlük atmaz veya yok denecek kadar atar. Kışın koloninin kuvvetli olmasını istiyor iseniz; pudra şekeri ile bir miktar poleni fıs fıs su ile nemlendirip, bir parça naylon vs üzerine koyup, kovan içine veya çita üzerine yerleştiriniz. Bu işlemi bir kaç kez yapınız. Şerbeti çokça verirseniz, bir anda petek gözleri bal ile dolar, yer kalmadığı için ana günlük atamaz ve genç arının yokluğundan dolayı koloninin,  bahara çıkması zorlaşır. Veya arının almadığı şerbet, bozulur.

Arı hastalıkları ile uğraşmaktansa, bakımları ile uğraşmak en kolayı. İLK BAHARA girerken kovan bakımı için yaptığınız her şeyi,  KIŞA  girerken daha itinalı yapmalısınız. Kovanın içine yağmur ve kar sularının girmemesi için dışındaki çatlak, yarık yerler var ise, silikon ile kapatınız.

1-2 çitalı arı bahara çıkarmı! diyorlar. Anası sağlıklı ise hiç bir sorun olmaz. Hatta bir avuç arı bile kışı çıkarır. Yeter ki ana arı günlük atımını bırakmadan önce genç arısı ve yiyeceği olsun, hastalık, varroa vb çeşidi olmasın. Ve yukarıda belirttiğim gibi, Polen gelimi kesildikten sonra pudra şekeri karışımı poleni bir kaç damla su karışımı ile verin bakalım. Çıkar mı! çıkmaz mı!  Bu anlattığım 1 -2 çitatalık arının bahara çıkmış durumu. Şans! diyorsan, hepsinde şans geçerlidir.

2017-18 sezonu şubat ayında 4 ayrı kovanımda saysan, sayılacak  kadar arılarım vardı. Onlar bile kışı çıkarıp, mayıs sonunda 8 -10 nar çıtalık kovan oldu. Birinide böldüm. Bu arada kovanlarımı, İki ay içinde iki ayrı yere taşıdım.

Ekim ayından itibaren 2 şeker+1 su şekerli şerbeti  vermeye başlayınız. Arada bir şerbetin miktarına göre 1-2  tane limonu sıkıp suyunu veya 5 litrelik şerbete yarım çay bardağı kadar Elma sirkesi dökmeniz, antibiyotik  görevi yapacaktır.

Kovanlarınız iç kesimlerde ise; Aralık- Mart ayının ilk yarısına kadar kek vermenizi tavsiye etmem! Verirseniz ne olur? Felaket olmaz. Sadece arıların yaşama şansını, – Şansa bırakmış, olursunuz. Kek verdiğinizde arıların su içme şanslarının ne olacağını iyi tahmin etmeniz gerekir. Bu tahmini sağlıklı bir şekilde yapamıyorsanız, arıları ölmeye mahkum bırakırsınız. Sahil kenarında iseniz, şansınız iç kesimlere göre daha fazladır. Antalya; kışın Konya bölgesine göre en az 10 C’ daha sıcaktır. Tehlikesi azdır. Buralarda kekin fazla bir zararı olmaz.

9 Şubat 2016 Salı – Az önce arı kovanlarımın yanından geldim. Sonucu arkadaşlar ile paylaşmak isteyip face açınca bir arkadaşımızın kapalı çita resimlerini gördüm. Gerçi arkadaş kovanlarının nerede olduğunu yazmamış ama ben, bazı geceleri – 27 C’ olan Seydişehir deyim. Öyle iken az bile olsa çitaların % 90 da kapalı ve günlük var idi. Ben bunu neden yazma gereği duydum! Bu seneye kadar her kış kovanlarımı Akdeniz bölgesine götürüyordum. Bu sene burada bıraktım. Ak deniz bölgesinde olsa idim, arılarım en geç 25 Ocak ‘ta, günlük atmış olacaklar idi.

Gördüğüm sonuca göre ise arılarım Seydişehirde, 1 Şubattan  itibaren günlük atmış oluyorlar. Yanımda derece götürdüm ki, hangi sıcaklıkta arı hangi duruma gelecek! yerinde görmek istedim.  Kovanları açıp arılara bakmaya başladığımda gölgedeki sıcaklık, + 4 ye 11 C’ kadar çıktı. Bu yazıma ilaveten arıcılığa yeni başlamış arkadaşlarımız başta olmak üzere sizlerle şunu paylaşayım. Arı ve arıcılık konusunda bir anlatım olduğunda dikkatlice dinlemeye çalışırım. Şu bilgi verilirdi: Dış sıcaklık + 14 C’ olduğunda arı kovan içinde ‘yumak’ olur. Arıya dokunulmaz.

Bende bu bilgiye istinaden kovanı açmak istemez, korkardım. Ama geçen zaman içerisinde şunu öğrendim. Kovana bakmanız gerekiyor ise, arının üst kapağını açıp arılara bakın. Arı yumak olmuş ise hiç dokunma Bırakın, kaderi ne ise o olsun.  Ama dış sıcaklık ne olursa olsun, rüzgar, kar ve karlı – yağmurlu hava hariç, örtü tahtasını kaldırdınız! arılar çita üzerinde geziniyorlar’sa alacağınızı alın, vereceğinizi verin. Balı boşalmış, arısı azalmış kovanın boş çitasını alınız. Bana göre ölçünüz şu olmalı. Şimdi bakarsam kaç arım ölür, bakmazsam, ne olur!! Kars’ta arıcılık bile yapıyor olsanız, bu yazdıklarımı dikkate almanızı öğütlerim.

Kovanlarınızı, kapı penceresi olsa bile kesinlikle dört tarafı kapalı yerlere koymayın. Üç tarafı ve üstü kapalı, önü açık gün güneş gören yer, çok iyi olur. Böyle bir yere koyduğunuzda bile, kovanlarınızı yerden 20 – 30 cm yükseğe ve uçuş deliği Güney veya Güney doğu istikametine koyunuz. Kapalı yer, arıların yön tayin etmelerini zorlaştırır. Arılarda Yavru çürüklüğünün önüne geçebilmek için kovan uçuş delikleri önüne teneke  vb kesip yanları açık  olacak şekilde takarsanız, günlükleri rüzgardan korumuş olursunuz.

Kovanlarınızı, ilk önce kuzeyi kapalı tepe -kaya dibi rüzgarların kovana hiç veya az değdiği kuytu yerleri tercih ediniz. İmkanınız var ise, üstüne saç koymanız kovanların  ıslanmasını ve içine su girmesini önleyecektir. Kovanlarınızın öne doğru 1 cm kadar eğik olması, içine sıza bilecek suların dip tarafta birikmesini ve rutubet yapmasını engeller. Nem arı hastalıklarında  en büyük etkendir.

Dağdaki arıyı düşünün, Arıyı Kovanı çul çuval ile  sarma. Kapak altında, bir şekilde Islanırsa! kovanda aşırı nem yapar, ayrıca kovanın sıcak olmasını etkilemez. Dış üst kapak altındaki, örtü tahtası üzerine  gazete kağıdı bile koyma. Kağıt hem nemlenir, hem hava sirkülasyonunu keser. Koyarsanız arıların hastalanmasına ve fazlası ile kovan içi rutubete neden olursunuz.

Kovan üzeri ve dışında tahtaya temas etmeyen kar yığınları, kovanları soğuktan koruyacaktır. Yalnız, uçuş tahtası önündeki karı, en az 50 cm kadar kürümeniz ve uçuş tahtasını temizlemeniz iyi olur. Uçuş deliği karla kapalı olsa bile, kovan altında hava deliği benzeri olduğu müddetçe arılara zararı olmaz. Sadece uzun süre uçuş tahtası üzerinde duran kar, tahtayı bozar. Yapma imkanınız varsa, kovan önündeki karın üzerine soba külü serpmeniz, veya toprak görününceye kadar kürümeniz, düşen arıyı koruyacaktır.

Kışın, kovanda yaşlılık ve hastalıktan dolayı % 25 dolayında  arı ölümlerinin olması, bilim adamlarınca normal görülmektedir. Kendimden örnek vereyim. Her şeyi full, ilaçlanması yapılmış 10 çitalık kovanımı  hiç açmadığım halde Mart ayına 8 çita olarak çıktı.  Bazen tüm ölümler görüle bilinir. Sebebi ise, açlık, yağma, zehir ve varroa dır.

Varroa : Sakat doğumlara sebep olan, arı doğduktan sonrada  kanını emerek  erken ölmesine sebep olan Arılara has bir bit  türüdür. Ayaklarda ve kanatlarda kısalık; günlük atımında  azalma, haliyle parazitin musallat olduğu  arılarda, güçsüzlük meydana gelir. Tehlikesi her daim var. Bu arı hastalığı ve varroadan kurtulmak,  gezginci arıcılık ile komşu arıcılar, varroa mücadelesi yapmamışlar ise, mümkün değildir! Ancak etkisi, azaltıla bilinir.

Bilgi- 2017 Apimondia sunumu:  Varroa veya diğer bit türü böceklere verilen Oksalit ve Formik asitlerin, varroanın ölmesine neden olduğu gibi, geçen zaman  içerisinde bu bitlerin, arı vücudunda meydana getirdiği yaralar nedeni ile, arıların erken ölmesine neden olduğu, belirtilmiştir.

Kışın, günlük yok veya az iken, varroa ilaçlaması için, Arı için Oksalit Asitin Di -hidrat olanının alınması, yetkili kişilerce vurgulanmaktadır. Formik asitin atımı isebal hasatından 3 ay öncesi veya hemen sonrası yapılmalıdır. Bu sürelere dikkat edilmesi, arı ve insan sağlığı acısından çok önemlidir. Piyasada formik asit türünün kartona emdirilmiş şekli mevcuttur. Bu ilaçlama şekillerinde dış sıcaklık -en az-, 15 C’ olmalıdır. Bu uygulama kolay, yalnız kokusunu teneffüs etmeyiniz.

Varroa için pudra şekeri: Pudra şekerini, tuz dökme şişesi veya elek cinsi bir kap içine koyup, her iki çita arasından serperek dökünüz.  Varroanın, dibe döküldüğünü göreceksiniz. Bu, En temiz yöntem ve her zaman uygulanabilir.

Portakal kabuğu ile varroa mücadelesi : Varroa ile yapılacak bu tür mücadele, aynen yakılan kartonlu ilaç uygulaması ile aynıdır. Sadece bu yöntemde etkili olabilmek için,  portakal dumanını 5 – 10 sefer verdikten sonra, uçuş deliği hemen kapatılıp, en az 5 dk. bekletilmelidir. Aşağıdaki linkten bu konuda bilimsel, daha geniş karşılaştırmalı  bilgilere ulaşacaksınız.  library.cu.edu.tr/tezler/7682.pdf

varroaset ilacının bala etkisi :  Her ne kadar  bu tip ilaç, dumanlama şeklinde yapılıyor olsada sonuçta, mukavvaya   emdirilmiş kimyasal ilaçtır. Bu tür ilaçlama, bulunduğunuz bölgedeki bal sağımından 3 ay öncesi ve veya sonrası yapılmalıdır. Belirttiğim zaman haricinde varroa ilacını verirseniz, bal ve peteklerde zehirli kimyasal ilaç kalıntıları olur. Bilimsel olarak peteklerin, her türlü temiz ve kirli havayı (sigara dumanı) emdiği kanıtlanmıştır.  05.2017

Arılara Teşvik şurubu hakkında?

teşvik şurubu nedir : 01.2022- Bahar mevsiminin geldiğini, yabani hayvanlar, bitkiler bizden daha iyi ve net şekilde hissederler bilirler ama, biz ise göremeden bilemeyiz. Kışın, özellikle soğuk bölgelerde, uzun bir aradan sonra, kovanı açıp, peteklere baktığınızda, peteklerde günlük varsa, bahar ayı gelmiş demektir.

O an arılar, kovan dışına çıkıp uçuşuyorlar ise, dış sıcaklık  kaç derece olursa olsun, 2 ölçek şeker, 1 ölçek su ve içinde cüzi tuz ve limon suyunu sıkıp, ama üst şerbetliğe ama hatıla dökünüz. Bu arada en dıştaki petekler üzerinde, arının olmadığını görürseniz, dışarıya alınız. Fazla kurcalamayın. Bu şurup, arıların canlanmasını sağlayacaktır. Bu yapılan ilk besleme şekline, teşvik şurubu  denir. 11.2015