ARILARIN KOVANI TERK ETMESİ

Arıların Gittiği Yer ve Gece Yatısı

Temmuz 2025. Arıların Kovanı Terk Etmesi çeşitli nedenlere bağlı. Kimi arıcı sebep olarak varroa’yı göstermişti. Varroa var diye arı kovanı terk etmez, etse bile, üzerinde götürecek. 🙂 Bunu bilin istedim.

2017 Apimondia sunumlarında, Bilim çevresinin Bu konuda kesin ‘sebep şu’ dediklerini duymadım. Kovan içerisinde balı poleni günlüğü ve kapalısı olduğu halde kovanda arının yok olmasıdır. 

Arıların Kovanı Terk Etme Nedenleri : Örnek:. Brezilyada 2018 Ara. 2019 Mart ayları içerisinde, bitki böcek ilaçları nedeni ile 500 milyondan çok arı ölümleri olmuş. Face sayfamda Brezilyadaki arı ölümlerini yayınlamıştım. Portekizli sayfa arkadaşım Adeilson Mendes:. Portekizde çiftçiler arıları düşünmeyip soya fasulyesine bolca ilaç veriyorlar diye yazmıştı.

Api Mondia Konferansında;  A Petekteki bal ve polende olan kötü pis kokulu ilaç birikintisi. B  Peteklerde balın olmayışı ve arılarda,  açlık korkusundan dolayı oluşan stres. C Parazitler,  D  Kovanda Canlı veya ölüsü olan böcek E Islak zemin üzerine kovanın konulması F Kovanın kuvvetli rüzğarların etkisi altında olması G Yabani hayvanların saldırısı, varlığı H Kovanın aşırı sıcak altında kalması

Arıların Kovanı Terk Etme Nedenleri  İLE  Arılarda Kovan Çökme Nedenleri aynıdır. Sonuçta, her iki manada arılar yok oluyor. https://www.mecitalbayrak.com/yaz-ve-kis-mevsiminde-ari-olumlerinin-nedenleri/  konulu yazım, bu konu ile bağlantılıdır.

Ve tecrübem doğrultusunda.  E  Koloninin zayıf olması, kovanı terk etme nedenleridir. Bu nedenlerden dolayı oluşan toplu ölümler, Arıların Kovanı terk etmesi diyede yorumlanabilir.

Misal: Bir babanın -evime ekmek alamıyorum deyip, intihar etmesi gibi. Arılarda kovanda yiyecek yok, hepimiz azaldık, dışarıdan saldırsalar kendimizi koruyamayız iç güdüsü. Veya koloni zayıf ve devamlı yağmaya uğruyor.

(Biliyorum). Ne yazık ki zayıf arı canı karşılığında yiyeceğini teslim ediyor. Bu nedenle yiyeceği kalmayınca da; Arıların Kovanı Terk Etmesi elzem oluyor.

Aşırı antibiyotik, Mısır şurubu, O bölgede kalmayan bal polen miktarı. Kovanı etkileyen mum güvesi çokluğu. Bu yüzden kovan terk ediliyor. Bir zaman bir yerde gördüm. Güve kovanı sarmış içinde koloni yoktu. ve kovanı terk etme alışkanlığı olan soydan gelmeleridir.

Bir ay içerisinde peteklerde günlük kapalısı olduğu halde kovanda azar azar arı kaybı oluyor mu? İse, arı kovanı terk ediyor veya bilemediğin bir arı ölümleri var demektir.

Ne yazık ki peteklerde bal ve polen çok olduğunda bile, arıların kovanı terk ettiği biliniyor. Ek olarak Baz istasyonlarının arıya etkisi olmadığı görüşü hakim.

Koloni, kovanı terk ederken geride ana ve az sayıda genç arının kaldığına şahidim. Geride Çita üzerinde bal, polen hatta kapalı yavru bile olur. Veya hepsi gider.

Koloni zayıftır yağma olur, zayıf oldukları için kendilerini savunmak istemezler. Yağmacı arılar balı bitirirler, o kovanın arısıda yiyecek kalmadığı için kovanı terk eder. (bu yazdığımı unutmayın) 08.2014

Bu gün 01.11.2020 mutlu ve şanslı günüm. Kışa hazırlık olması için, üzerinde arı olmayan ballı petekleri, boş kovana koymuştum. Bir ara baktım, burada dışarıdaki kovanı terk etmeyen birikinti arılar var. Petekleri kontrol ettim, iki çıtada az arı ve anası olan koloni gelmiş.

Her nereden geldiler ise! İşte bu koloni, kovanını terk eden AÇ arıdır. Hemen bir ana kutusunu hazırlayıp şerbet verdim ve aynı kovan içinde bıraktım.

COLOSS; İsviçre de bal arıları hakkında araştırma ve korunmasını amaçlayan bir kuruluş. Avrupa ve Türkiyede 2017-18 yılı kış mevsiminde % 16 oranında arı ölümlerinin olduğunu tespit etmiş.

Arılarda Yaz Kış kayıpları ve nedenleri:

  • Ana arının ölümü ve ana arının erkek larvasını az veya hiç atmamış olması,
  • Kovan içinde yeterli yiyeceğin olmayışı ile beslenme bozukluğu.
  • Parazit, virüs, bakterinin varlığı arıların nektar ve polene ulaşmasına ve koloni çökmesine neden oluyor.
  • Araştırma neticesinde:. Meyve ve mısır püskülünden toplanan aşırı miktardaki yağlı polenin kolonilerde çöküşe neden olduğu tespit edilmiş.
  • Günlük hava değişimleri,
  • Yabani ot ilaçlanması. Bu durumda işçi arılar önce tektek sonra topluca ölmekte. Öyleki, petek üzerinde bal, polen, açık/kapalı günlük olduğu halde, ana yalnız kalıyor. Bu ilaçlama şekli ise, dünyada yaygın olmakta. 26.06.2019

ARILAR NEDEN SALKIM YAPARLAR.

ARININ SALKIM YAPMA NEDENLERİ

Temmuz 2025. Arının Salkım Yapma Nedenleri esas iki nedenden dolayıdır. 

arıların salkım yapmasının nedenleri; 1– Sıcaklardan, 2– Soğuklardan dolayı salkım yaparlar.

1– Havaların aşırı  sıcaklığı nedeni ile kovan içi hararetin artması. 

2– Birinci nedenden ötürü kovan içinde boş yer olmasına rağmen işi olmayan arılar dışarıya çıkar. 

3– Koloninin kuvvetli olmasından dolayı ayak basacak yer kalmamıştır.

4Soğuklar nedeni ile hareketleri kısıtlanan ve uyuşan arılar, vücut sıcaklıklarını korumak için ‘top’ salkım durumuna geçerler. Isınma amaçlı petek üst çitası ile aşağıya doğru ve yana doğru birbirine yapışıp kalırlar. Tehlikeli bir durumdur.

ARININ SALKIM YAPMA ÇEŞİTLERİ;

AArıların Uçuş tahtası altına salkım yapmasının nedeni:  Kovan içinde sıcaklık hem havanın etkisi hemde arıların vücut sıcaklığı nedeni ile aşırı artar. Bu artış, kovan içinde faaliyeti azaltır. Aşırı sıcaklıktan dolayı (insanlar gibi) iş yapamayan arıların bir kısmı, kovan dışına çıkar. Dışarıya çıkan yavru arılar enerjilerini korumak için uçuş tahtası altında yere doğru uzunlamasına, üzüm salkımı biçimini oluştururlar. Tehlikeli bir durum değildir. 

Diğer bir anlatım ile Kovan Önünde Arıların Salkım Yapmasının Nedenleri Arının Salkım Yapma Nedenlerinden olan bu tip salkım tabiri caiz ise ‘zevk’i sefa’ içindir. Sadece mecburen tembellik etmelerine neden olur. Bu kısma yukarıda belirttiğim ilk üç şık girer. Bu durumu önlemek için üstte ‘fazladan’ ilave olmalı ki, içerisi havadar olsun. Bu şekilde pek faydalı olmaz. Veya kovan gölgelik bir yerde olmalı. Ek olarak kovanın üstünde gölge yapacak çalı, ot vb olmalı. 

BKovan içi salkım. En tehlikeli salkım yapma çeşididir. Kışın üşüyen arılar, vücut sıcaklıklarını korumak için uğur böceği şeklinde yumak olurlar. Bu durum, havalar ısınıncaya kadar devam edebilir. Bu duruma kısmen engel olmak için teneke takmanızda fayda var. Teneke taktığınızda, direk soğuk havanın içeriye girmesini engellemiş olursunuz.

Kovan içinde yapılan salkım, içinde balı çok olan petek üzerinde olur. Buna göre bu yerde bulunan arılar durdukları yerde bal yerler. Aç kalmazlar. Haliyle Karnı doyan arı sıra ile kümenin dışına doğru çıkar. Acıkan ve üşüyen arı ise balın olduğu merkeze yanaşır. Döngü bu şekilde devam eder. Aynı yerde bal var ise! Küme sağlı sollu o tarafa yanaşır. Böylece Yaşamaya devam ederler.

Ne yazık ki soğuklar devam ediyor ise tehlike bundan sonrada devam eder. Bu süre içinde petekteki bal biter, sıcaklık olmazsa, diğer UZAKTAKİ peteğe geçemeyen arılar topluca ölürler. En tehlikeli salkım şekli bu.  03.2018 cmt

TÜRKİYE’NİN BÖLGELERE GÖRE RAKIMLARI

SEYDİŞEHİR YAYLASI DOĞASI ve PİSLİĞİNİZ.

Haziran 2025. Türkiye’nin Bölgelere Göre Rakımları Devamında

Türkiye’nin iller bazında ortalama rakımının 652 m’ye tekabül ettiğini tespit ettim. Bu rakıma en yakın ilimiz ise 649 m ile Kilis ilimizdir.

Türkiye’nin ortalama yüksekliği: Denizden 1132 m Kaynak:www.cia.gov/the-world 09.2024

Burada Rakımlar konusunda tüm yazdıklarım kopya değil gerçek araştırmaya dayalıdır.

Türkiye’nin yedi bölgeye göre</strong> yükseklik sıralaması ve rakımları. Ve Türkiye’nin bölgelere göre</strong> rakımları Başlık ve içerikleri bana AİTTİR. Çeşitli şekilde yazmamın nedeni ise! Ne yazık ki Bu yazılarımı paylaştığım ilk yıllarımda sayfama  yapılan KASITLI virüs saldırısı olmuştu. Ve dolayısı ile sayfam aylarca açılmadı. Sonuç olarak yazılarımı taşımak ve isimlerini değiştirmek mecburi oldu! Bilgilerinize.

Türkiye’nin yedi bölgeye göre yükseklik sıralaması ve rakımları

81 ilin rakımlarına ait kronolojik liste: İllerin Kara yolu Ve Uydu Üzerinden Rakımları 

Bazı bölgelerimizde olan tepe noktaları – Kara yolları üzerindeki bazı tepe nokta rakımları – Bu konulu yazımı, içerik fazla olmadığı için kaldırdım. Başka yerden Kopyala yoluna da gitmedim. 

Rakımı en yüksek olan ilçelerimiz  başlıklarında yine aynı titizlikle sizlerin takdirlerine sunmaktayım.

Bu sebeple Yazdığım bütün yazılarımda SİZLERE en doğru bilgiyi vermeye çalıştım. Sonuç olarak Türkiye’nin Bölgelere Göre Rakımları konusunda da en doğru bilgiyi sunmaya gayret ettim. Yalnız Bir yerleşim yerinin K G D B ve orta yerinin rakımı farklılık arz eder. Ben bunları dikkate alarak ortalamasını yazdım. 24 Kasım 2015 günü Anıt Kabiri ziyaret ettim. Duvarda asılı Türkiye haritası ve illeri üzerinde O ilin rakımları yazılı idi.

Bu harita üzerinde Antalya il rakımı 37 m. Ancak Benim Antalya girişi kara yolu üzerinde devamlı gördüğüm rakım 39. Lakin Siz bir tarafa, ben hangisine inanayım? Böylece kara yolu ve uydu üzerinden kıyaslamalı rakım tespitine başladım. Google üzerinden O ilin işaretli merkez valilik binasını buldum. Sonuç olarak En doğru rakım ölçümünü sizlerin bilgisine sunduğumu sanıyorum.

1 . Doğu Anadolu Bölgesi ve İlleri Rakımları: Bu bölge sınırları içinde 15 il  bulunmaktadır. 7 bölge içerisinde  rakımı  en yüksek illerin olduğu 1. bölgemizdir. Buna göre Ortalama rakım 1400 m dir.  Bu bölgede rakımı en fazla olan il sıralamasına göre Erzurum 1900 m. Ardahan 1810 m. Kars 1755 m. Hakkari (Çölemerik) 1755 m. Van 1727 m. Ağrı (Karaköse) 1630 m.  Bitlis 1535 m. Muş 1366 m. Şırnak 1356 m. Erzincan 1215 m. Bingöl 1159 m. Elazığ 1070 m. Malatya 966 m. Tunceli (Dersim) 919 m. ve Iğdır 860 m. ile rakımı en düşük il.

2. İç Anadolu Bölgesi ve İlleri Rakımları: 13 ilin toplamından oluşmaktadır. Bölge  ortalaması  1021 mt. Buna göre bölgemiz 2. sırada yer almaktadır. Bölgede rakımı en yüksek olan il sıralamasına göre Yozgat (Bozok) 1315 m. Sivas 1290 m.  Nevşehir 1196 m. Niğde 1237 m. Kayseri 1060 m.  Karaman 1056 m. Konya 1023 m. Kırşehir 993 m. Aksaray 975 m.  Ankara 885 m.  Eskişehir 795 m. Çankırı 730 m.  Kırıkkale 716 m. ile rakımı en düşük il.

Beştepe rakımı 900 m. Anıt Kabir 908 m. Çankaya Köşkü 1071 m.

Seydişehir Belediye önü 1135 m. Konya B.B. önünden Meram üzeri Seydişehir 86 km, Seydişehir – Antalya merkez arası 213 km. Seydişehir siyasi olarak Konya ili iklimsel olarak Ak Deniz Bölgesindedir. Seydişehir Akseki kavşağı 66 km.                             

Konya İnlice mah. ana yolu üzeri 1565 m. Altın çıkartılan Maden ocağı 1600 m. Kar ve tipi cinsi soğukların olduğu Bağıran petrol tesisleri 1530 m.

1974 yılında Konya Seydişehir Antalya yolu başlayacaktı. Ne var ki 1989 yılında başlandı. Sonuç olarak Erbakan hükümeti 1996 yılında ulaşıma açtı.

Tınaz Tepe Tüneli :. Seydişehir Akseki arası Antalya bölgesi dahilinde. 1825 rakımlı Alacabel tepesi kışın ne yazık ki kardan dolayı kapanıyor.  1530 m rakımlı yerden 2016 yılında tünel inşaatı başlandı. Bu tünel Akseki Cevizli Ceceler mevki 1280 m rakımdan çıkacak.

Ve tünel 7.300 + 7.300 m= 14.600 m  uzunluğunda. Ne yazık ki şimdiye kadar bitmesi lazımdı! Ancak Bu tünelin üzerine Beyşehir Antalya yoluna sıfırdan başlandı. Tüneli ile birlikte bitti. Sözde Tınaztepe Tüneli 2025 yılı sonunda tamamen açılacak. 

3. Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve İlleri Rakımları: 7 ili kapsamaktadır. Ortalama rakım 729 m. En yüksek il 939 m ile Mardin. Siirt 889 m. Gaziantep 838 m. Adıyaman 679 m.  Diyarbakır 673 m. Batman 575 m. ve rakımı en düşük il 510 m ile ŞanlıUrfa    

4. Ege Bölgesi ve İlleri rakımları: 8 il’den oluşmaktadır. Ortalama rakım 512 m. En yüksek il merkezi 1025 m ile  Afyon. Kütahya 957 m. Uşak 911 m. Muğla 658 m. Denizli 391 m. Manisa 78 m. Aydın 71 m. ve sonuncu sırada 10 m ile İzmir gelmektedir.

5. Karadeniz Bölgesi ve İlleri rakımları: 18 vilayetten oluşmaktadır. Ortalama rakım 400 m. Rakımı en yüksek vilayeti 1555 m ile Bayburt. Gümüşhane 1169 m. Çorum 818 m. Kastamonu 809 m. Bolu 727 m. Tokat 630 m. Artvin 529 m. Amasya 398 m. (Merzifon 740 m) Karabük 262 m. Düzce 150 m. Trabzon 40 m. Sinop 25 m. Ordu 24 m. Bartın 14 m. Giresun 14 m. Samsun 10 m. Rize 10 m. Zonguldak 8 m. ile  rakımı en düşük il.

6. Akdeniz Bölgesi ve İlleri rakımları: 9 il’den oluşmakta Rakım ortalaması 391 m.  En yüksek ili 1058 m. ile Isparta. Burdur 960 m. Kilis 649 m. Kahramanmaraş 562 m. Osmaniye 120 m. Hatay (Antakya) 89 m. Antalya 46 m. Adana 26 m. ve Mersin 9 m.

7. Marmara Bölgesi ve İlleri rakımları: 11 ilden oluşmakta. Rakım ortalaması 109 m. En yüksek ili 520 m ile Bilecik.  Kırklareli 210 m. Bursa 163 m. Balıkesir 145 m. Edirne 50 m. Istanbul 35 m. Sakarya (Adapazarı) 29 m. Tekirdağ 25 m. Çanakkale 12 m. Yalova 7 m. Kocaeli (İzmit) 4 m. rakımlara sahipler.

En düşük rakıma sahip illerimiz. Kocaeli 4 Yalova 7 Zonguldak 8 Mersin 9 ve İzmir Rize Samsun 10 m

Ölçüm anındaki soğuk sıcak rüzgarlı yağmurlu hava durumu rakım sonuçlarını etkiliyor. Yalnız Aynı gün sabah öğlen ve akşam vaktinde alınan rakımlar bile birbirinden farklı çıkmaktadır.  (ansiklopedik bilgi)

dünyada en yüksek yerleşim noktasıda Himalaya dağ bölgesindedir. Buna göre Tibet devletine ait Lhuka Bölgesinde bulunan 5070 rakımlı Tuiwa Köyüdür. Diğer en yüksek yerleşim yeri;

Doğu And Dağları’nda, deniz seviyesinden yaklaşık 5.000 metre (3 mil) yükseklikte bulunan La Rinconada kasabası, dünyanın en yüksek kalıcı yerleşim yeridir.

AVRUPA’NIN EN YÜKSEK RAKIMLI BAŞKENTİ

İspanya Fransa arasında bir dağ ülkesi olan Andorra Cumhuriyeti Avrupanın en yüksek başkentine sahipdir.  Başkenti ise aynı isimli, 1100 mt rakımda yer alan Andorra’dır.

En düşük rakıma sahip Avrupa ülke başkentleri ise. 7’şer m ile Hollanda – Amsterdam ve İrlanda – Dublin şehirleridir. 43 Avrupa ülke başkentlerinin ortalama yüzeysel rakımı ise, ∼ 200 m isabet etmektedir.

Dünya denizlerinin ortalama derinliği ise: 4 km

Dünya denizlerinin en çukur rakıma sahip yeri;  Deniz seviyesinden 10.935 m aşağıda olan Mariana Çukuru 

Dünyanın en çukur rakıma sahip bölgesi: Deniz seviyesinden 430 m aşağıda olan Lut Gölü;

Dünyanın en yüksek rakıma sahip yeri: Tepe noktası Deniz seviyesinden 8.800 m de  olan Everest Dağı 

Kaynak: livescience.com 12.2010      Mecit  ALBAYRAK

FİRAVUN AKHENATON ve HAZRETİ YUSUF.

MISIR KRALİÇESİ VE KRALI HATÇEPSUT

  Temmuz 2025.  Firavun Akhenaton &lt;/strong> ve <strong&gt; Hazreti Yusuf </strong&amp;gt; Tarih ve arkeoloji konusu, en çok ilgi duyduğum konulardan biridir. Televizyonlarda geçmiş yıllardan beri yayınlanan belgeselleri yazılı not tutarak dinler ve karşılığını ansiklopedilerden araştırırdım.

Burada aktaracağım açıklamalar Antik Mısır tarihi konusunda yetkili olan kişilerin yazılı ve görsel  anlatımlarıdır. Ayrıca kendimin tarihe olan alakam ve araştırmalarım doğrultusunda  yaptığım yardımcı yorumlardır.

FİLİM, KURAN VE TEVRAT ÜZERİNE GENEL BİLGİLER.

Hz. Yusuf  Yusarsif  Yuzarsif dizisi, dini ve tarihi olduğu için, zevkle seyrediyorum. Yalnız Burada bir konuya parmak basmak istiyorum. Hz Yusuf filminin etkisinde kalıp; Tamam bu, bu şekildedir, demeyin. Misal Hz Yusuf’un sağ kalmasına sebep olan kişi Tevrat ve filmde Levi deniliyor. Kuranda Yahuda veya Ruben deniliyor.</p></p> &lt;strong>

Firavun Akhenaton ve<strong&gt; Hazreti Yusuf filminin ana konusu İslam ve Müslümanlık değildir. Esas konu Hz Yusuf’tan ziyade Züleyha’nın aşkı üzerinedir. Nereden çıkartıyorsun derseniz?

39. bölümde Çok tanrılı inançlarından dolayı başrahip ve yardımcıları  yargılanıyor. Bu sırada Yusufun karısı Asenat, Züleyha’nın aşkını savunmak için yargılama anında salona giriyor. Bahaneye bakan Akhenaton, hemen yargılama işlemini erteliyor. Nerede kaldı çok savunduğu din?

Geleceği bilmek yalnızca Allaha ait. Dolayısı ile Hz Yusuf ve Hz Muhammede bile bu yetki verilmemiş. Yusuf’un kardeşi Yahuda, – Yusuf peygamber ama! İsrail halkı benim adımla anılacak diyor. Buna göre Yahuda kendinden 600 yıl sonrasını nasıl biliyor?

Ve neden!! Filmde ve Kuranda Mısır halkı!! Hz Yusuf zamanında İslami yönden Müslümanlığı kabul  ettiler açıklaması ve ayeti YOK!  25.05.2016

Hz Yusuf neden Mısırda idi? Allah, Yusuf as Mısıra TEK TANRI Allah inancını yayması için değil! Kardeşleri öldürmesin diye gönderdi.

Mısır ne zaman Müslüman oldu? Mısır, Hz Ömer zamanında MS 640 yılında Müslüman oldu. <strong&gt;

Aşağıdaki bilgiler, Firavun Akhenaton ve Hazreti Yusuf zamanına benzer konuları açıklayan bazı ansiklopedik yazılar içeriğinden alıntıdır.

Büyük Larousse:. Mısır tarihi anlatılırken MÖ 1500 – 1450 yılları arasında İbrani Yahudilerden söz edilmektedir. Suriye taraflarına sefere çıkan firavunların dönüşte Anadolu Ülkesi halkından ve Tek tanrıya inanan Luvi Krallığı ile Kenan ülkesi insanlarını beraberlerinde getirdiklerini  yazmaktadır.

Amonhotep / Akhenatonun büyük baba ve annesinin tek tanrıya inanan Luvili olduğu iddiası altta vurgulanmıştır.

Nasyonel Coğrafya kanalında Mısır hiyeroglifleri anlatılıyor. Belgeselde dini konuda İsrail oğullarının ve Hz Yusufun Mısıra etkisi var denilmiyor. Bunun nedenini bir bilgi ve tarihi gerçek olarak aşağıda belirttim. Sadece Yahudi inanışında Allah’ın adı olan Yahova ismine rastlanılmış. 10.2020

Antik Mısır tarihi üç bölümde anlatılıyor. Buna göre İlk kuruluş yılı olan Eski – Orta ve son devri olan Geç Mısır. Bir belgeselde. MÖ 2200 yıllarında Firavun Maren Ra zamanında kıtlık Mısır’da Çocukların bile yenildiği yıllarından bahsediliyor. Bu nedenle Hz Yusuf hangi yılda yaşadı? MÖ 2200 yılında mı?  1380 yılında mı?

İlaveten yukarıdaki (aşağıda belirttim) açıklamama gerçeklik kazandırmak için yazayım.

Mısır kayıtlarında Hz Yusuf ve İsrailoğulları Neden Yok? 

Not; Bu sorular üzerinden Google aratma yaptığınızda  İsrailoğulları cümlesinin bitişik olması gereklidir. Evet;

Mısır Kayıtlarında Hz Yusuf Neden Yok? 

Çünkü Koskoca Mısır firavunu 4. Akhenaton- Amenhotep adı ve yaptıkları taş kayıtlarından siliniyor’sa! Hz Yusuf ve İsrailoğulları neden yazılı olarak bırakılsın? Daha geniş açıklama Firavun Horemheb başlığı altında.

Güneş tanrısı Ra’ya ilk inanan firavun kim?. MÖ 2430 2417 yılları arasında V. hanedanın 2. Firavun Sahure. Sahure Ra’ya yakın olan firavun manasında. Abusir bölgesine bu firavunun yaptırdığı tapınak ise; ‘Ra’nın tarlası’ olarak Mısır kayıtlarında geçmektedir. Ancak Sahurenin amacı sadece kişisel olduğu için, yaptırdığı tapınak uzun müddet varlığını sürdürmüş.    Büyük Larousse- 03.09.2022

MÖ 2400 yılında Hz Yusuf ve Amenhotep’ten 1050 yıl önce Abu Ghurab bölgesinde Güneş tapınağının bulunduğunu Livescience dergisi yayınladı.   09.2022

Amenhotep’in tek tanrı inanışına yönelme sebebi olarak; Belgesel tv programında; Yahudi veya Luvi kökenli olan dedesi ile anne annesi ve annesi Tia olduğu şeklindedir. Lakin Filmde ise Tia, en koyu Amona inanan kişi olarak gösteriliyor.

Baba ile oğulun din konusunda bu derece aşırı devrimci olmalarının esas nedeni olarak! Her yerde etkili ve yetkili olan Rahiplere aşırı karşıtlık olduklarını sanıyorum!

Firavun </strong> Akhenaton ve Hazreti Yusuf filmi üzerinden Hz. Yusuf’un tek tanrı konusunda sadece firavunu cesaretlendirmiş olduğunu sanıyorum.  Firavunun, bizim anladığımız tek Allah inancımız benzeri Güneşi göstermesinin bence sebebi! Herkesçe bilinen her gün görünen halkın kolayca ikna edilmesini sağlayan bir örnektir.

Eski Devrimcilerden Firavun Akhenaton Yazımın ana temasıdır. Akhenaton’un manası tanrı Amon’un memnun olduğu kişi manasında. Burada kendi düşüncemin teyidi doğrultusunda  bir alıntı yapıyorum. İsmet Zeki Eyüpoğlu Anadolu İnançları konulu kitabında Akhenatonun, Tek tanrıcılık konusunda öncü  olduğunu vurgulamaktadır.  02.2019

Akhenaton MÖ 1380 – 1332 yılları arasında 48 yıl yaşamış. 18. hanedana mensup firavunların 10. idi. (Sonuncusu oğlu Tutankhamon) Amon,  MÖ 2000 yılı başlarında 12. hanedan tarafından Mısır ülkesinin baş tanrısı olarak kabul edilmiş.

Böylece Karnak şehri, tanrı Amon’un dini merkezi oldu. Tapınak Rahipleri dini konularda oldukları kadar maddi ve siyasi açıdan büyük bir güce sahip idiler. Çünkü Tüm Firavunların savaşlarda kazandığı ganimetlerin bir bölümü, tapınaklara otomatikman ayrılıyordu.

Rahiplerin elde ettikleri bu orantısız ve kolay kazanılan maddi güç sayesinde halkın desteğini aldılar. Hatta Firavunlara bile karşı gelebilme durumları söz konusu oluyordu. Akhenaton ile  babası 3. Amenofisin dizide rahipleri sevdikleri  pek söylenemezdi.

Güzelliği dillere destan Akhenatonun karısı Kraliçe Nefertiti‘ nin soyu hakkında kesin bilgiler mevcut değildir. Yalnız arkeologlarca Nefertiti’nin Akhenaton’un annesi Tia’nın  yeğeni olduğu hakkında görüş ve anlatımlar mevcuttur. MÖ 1352 1332 yılları arasında Akhenaton firavun oluyor.

Sonrasında Amenhotep 1346 yılında Tanrı Amon’a tapınmayı yasakladı. Buna göre Evrensel  yaratıcı güç olarak kabul ettiği tek tanrı güneşe  (Aton)  tapınılacağını ilan etti. Adınıda değiştirerek güneşe tapan  manasında AKHENATON  olduğunu açıklamış.

Kahire yakınlarında, dini merkez  Karnak şehrinin bir benzerinin inşasını  başlatıyor. Bu yeni şehir hem dini hem siyasi başkent oldu.  Adı El – Amarna idi.

Coğrafi olarak eski başkent Teb’in  güneyinde kalan topraklara Yukarı Mısır deniliyor. Teb’in kuzeyi Ak Deniz kıyısına kadar olan bölüme ise Aşağı Mısır deniliyor. Zaten kralların göğüs üzerinde çapraz olarak tuttukları iki nesne, iki bölgeli Mısırı temsil etmektedir.

Amarna Mektupları: Daha sonra El – Amarna MÖ 1342 yılında Akhenatonun başkenti oluyor. Krallığı  süresince önemli savaşlar olmamış. 1880 yılında Tel el Amarna’da define arayanlarca  bulunan kil tabletler üzerinde savaşların olmadığı belirtilmiş. Yalnız Bu tabletlerin örnekleri Akat dilinde yazılı. Ankara Medeniyetler Müzesinde bizzat gördüğüm tabletler Amarna Mektupları olarak adlandırılan bölümde mevcut.

Buna göre MÖ 1346 – 1335 yılları, tek tanrılı dinin Mısır’da en etkin olduğu yıllardır. Bir belgesel ve tarih kitaplarında MÖ 1335 yıllarında Kraliçe Nefertiti’nin ortadan kaybolduğu anlatılır.

Belgesellerde Kraliçe Nefertiti’nin saraydaki eski tanrıya inanan kişilerin etkisinde kaldığı’da söylenildi. Haliyle Kral Akhenaton ile ciddi bir anlaşmazlığa düşmüş oluyor.

Yalnız Kral ve Kraliçenin hiç erkek çocukları olmadı. Altı tane kızları olmuş. Durum bu şekildeyken Mısır tarihçilerini meraka sevk eden bir gelişme ortaya çıkıyor.

SMENKHARE ORTAYA ÇIKIYOR!

Kraliçe Nefertitinin kaybolması ile aynı zamanlı Smenkhkare  isminde bir erkek sarayda görülüyor. Firavun Akhenaton </strong> ve Hazreti Yusuf </strong> filminde Smenkhkare’den hiç söz edilmez. Ama Smenkhkare varlığı bir gerçek.

Kimi tarih kitaplarında Akhenaton’un ölümü sonrası Kraliçe Nefertiti’nin Bir Hitit prensini Mısıra çağırdığı yazıtlarda bile kayıtlıdır.  Yine de kesin bir bilgi yok Olmayışının bir sebebi’de İktidar için Smenkhkare’nin öldürüldüğü belirtilir. Bu arada, Kraliçe Nefertitinin makyajlı erkek olarak tekrar saraya girdiği yönünde kayıtlar var.

Smenkhkare Kralın bir kızı ile evleniyor. Ardından tahtına ortak ve kendisinden sonrada ardılı olarak ilan ediyor. Yazıtları baz aldığımızda evlendirilen kişi Tutankhamon oluyor. Akenaton bir süre sonra Smenkhkare’yi  Amon  rahipleri ile görüşmeye eski başkent Teb şehrine  gönderiyor. Ortada bir sorun var ki! Kral, ortağını  rahiplerle görüşmeye gönderiyor?

FİRAVUN AKHENATON SONRASI:

Ancak, Akhenaton  Smenkare ortak krallığı 3 yıl sürüyor. Ne hikmetse Akhenaton, Smenkhare veya karısı Nefertitinin ölümleri MÖ 1332 yılında peş peşe oluyor. Akhenatondan sonra hem oğlu hem damadı Firavun Tutankhamon, kral oluyor. Günümüzde Luksor kenti olan tek tanrıya inananlar için Akhenatonun  yaptırdığı El Amarna yerle bir ediliyor.

Akhenaton dan sonra yaptırdığı her şeyin yok edilmesi,  Eski kayıtlarda VARSA Hz Yusuf ve İsrailoğulları kayıtlarının silinme sebebi olarakta! Dini konular insanlar üzerinde en çok rağbet gören tercih ve din üzerinden makam sahibi olanlar içinde halk üzerinde bir baskı aracıdır. Akhenatonun inacı sonrasını makamını kaybedenler, Akhenaton sonrası ise, her şeyini kazıdılar. Haliyle Esas suçlu olan Hz Yusuf ve İsrailoğulları da dahil.

Tutankhamon sonrasında Firavun Ay ve Komutan Horemheb  sıra ile firavun oluyorlar. Ay; Ana kraliçe Tia’nın akrabası ve onun zamanında sarayda çalışmaya başlamış. Bir şekilde ölen Tutankamon’un  karısı olan dul kraliçe ile evlenip firavun olmuş. Ay’dan sonra Horemheb kral oluyor.

AKHENATONUN İSMİNİ KAZITAN FİRAVUN HOREMHEB 

Horemheb’ten önce Babası Akhenatonun ismini devlet kitabeleri ve anıt yazılardan ilk kazıtan, 10 yaşında çocuk firavun olan oğlu, Tutankhamon idi. Komutan Horemheb, kimi kayıtlarda Akhenaton kimi kayıtlarda Tutankhamon zamanında ordu komutanı olduğu yazılıyor.

Ama bir konuda Arkeologlar hemfikir. Akhenatonun mezarının hâlâ kesin olarak bilinmeyişi ve Tutankhamon’un mezarının günümüze sağlam olarak kalmasının nedeni olarak Horemheb gösterilmektedir. Horemheb, Tutankhamonun başladığı işi, tamamen bitirmiştir.

Mısır kayıtlarında Akhenaton ve Tutankhamon’un geçmişlerini anlatan yazılı ve resimli tabletleri Amon Tapınağına bağlı kalan Horemheb tarafından imha ettirilmiş. Bu arada Akhenatonun öz oğlu kral Tutankhamonun mezarının 1922 yılına kadar sapa sağlam kalmasının bir nedeni bu.

NOT: Soy olarak içinde  hem Kraliçe hem Kral görevini alan Kraliçe Hatcepsut ve Ankhenaton’un da olduğu 18. Krallık dönemine ait kral mezarları Luksor kentinde bulunmuş. 19.02.2025

Daha sonra Amon Rahipleri ve Amona inananlar Akhenaton’un yaptırdığı her şeyi ve mezarları imha etmişler. Ne yazık ki Akhenaton’dan intikamlarını çok acı bir şekilde almışlar.

Hiyerogliflerin anlamını çözen ise bir Fransız bilim adamı. Tesadüfen eline aldığı kil tablette, Ramses’in adı vardır. Buna göre Hiyeroglif yazılım şeklindeki Ramses adını örneklemek istiyorum. (O ortasında nokta olduğunu düşünün) Çember, Ra manasında. Nokta, M  manasında. Geometrideki Pi işaretinin benzeri olan    ise S ve S manasında.  E nin açıklamasını hatırlamıyorum. Hiyerolif yazısına göre; O.∏E∏ Günümüz yazısına göre;  Ramses.

Amon ile Güneş inancı Akhenaton’un ölümünden 70 yıl sonra ortak din olarak kabul ediliyor. Yani MÖ 1200 yıllarında Firavun Akhenaton ve Hazreti Yusuf inancı AmonRa tek tanrı inanış şekli ile Mısıra hakim olmaya başlıyor.  Daha sonra Akhenaton’un mezarı 2023 yılında tesadüfen bulunmuş.  01.2011 Mecit  ALBAYRAK

VERGİNİN AZ OLDUĞU ÜLKELER.

DÜNYADA KALİTELİ YAŞAM SIRALAMASI.

Temmuz 2025. Verginin Az Olduğu Ülkeler. Dünyada hiç verilmeyen vergi yoktur. Diğer bir tabir ile hiç vergi almayan ülke olamaz. Ancak Verginin Az Olduğu Ülkeler olur. Vergi ise, zamanımızda para ile ödeniyor.

Birleşik Arap Emirliği : Dünyada kişi başı en yüksek gelire sahip ülke. Hiç bir şekilde gelir ve katma değer vergisi (KDV) yok. Sadece içkilerden % 50 vergi alınıyor. Geliri, petrole dayanıyor. Orta Doğu ülkeleri arasında güçlü bir eğitim sistemi ve İngilizce konuşan bir çoğunluğa sahip.

Bahamalar : Devletin geliri % 70 turizm, ithal mallar ve gümrük girişlerinden sağlanıyor. Vatandaşlık değil oturum izni alıp en az 90 gün bu adada kalan, almak zorunda olduğu emlağı en az 10 yıl elinde tutmak zorunda. Suç oranı yüksek. Sadece tıbbi yönden eksikliği var.

Monako Prensliği : Geliri turizme dayanıyor. Hiç bir isim altında vergi alınmıyor. Sadece prenslik topraklarında yaşayan yabancı kişiler, vergi veriyor. Yaşam şartları yönünden çok pahalı bir şehir devletidir. Öyleki bir gecelik için tutulan daire ücreti, 10.000 $ dır.

Andorra Cumhuriyeti : İspanya / Fransa arasında dağlık bir ülke. Devletin geliri % 80, turizme dayanıyor. Sadece yıllık geliri 40.000 Euro ve üstü olanlardan %10 vergi alıyor.

Kuveyt : Dünyada petrol ihracatında 6. olan bir ülke. Gelir vergisi alınmıyor. Sadece sigorta primi katkı payı alınıyor. Yalnız, bu ülkeye ait bir firma üzerinden bu ülkeye gidenlerin, zorla bu firmanın istediği yer ve koşullarda çalıştırılma durumu var. 50 yaş üzeri kişilerin çalışması yasak.

Katar : Geliri, bir nevi doğal gaz imparatorluğu ve petrole dayanıyor. Hiç bir isim altında gelir vergisi ve KDV alınmıyor. Sadece sosyal sigorta katkı payı ve ithal edilen ürünlerden sadece % 5 vergi alınıyor.

Umman Sultanlığı : Gelirinin % 90 petrole dayanıyor. Gayri menkul satışları, maaş ve sosyal sigorta primlerinden katkı payı alınıyor.

Bahreyn : Sadece, sigorta ve emlak vergisi var. Yabancılar, emlak kiralama vergisi veriyor.

Cayman Adaları : İngiltere’ye bağlı geliri turizme dayalı olup dünyada ‘vergi cenneti’ olarak bilinen yerlerden biri. Sadece ithal mallardan % 25 vergi alınıyor.

Bermuda Adaları : İngiltere’ye bağlı, Atlas Okyanusu / Karaipler Denizi tarafında, geliri turizme dayanan, adalar topluluğu. Adalarda yaşayan insanların % 20 , başka ülkelerde doğmuş kişilerden oluşuyor. Yaşam şartları bakımından pahalı bir bölgedir. Sadece sigorta ve maaş vergileri ve ilave olarak emlak ve miras vergisi var. –   03.12.2017

ÖNCE TÜRK’MÜ YOKSA MÜSLÜMAN’MIYIZ

Önce Türk'mü Yoksa Müslüman'mıyız

 Temmuz 2025.  Önce Türk’mü Yoksa Müslüman’mıyız? Bu konuda Kuranı Kerim ile Ahmet Hamdi Yazır ve Ömer Nasuhi Bilmen açıklamalarını baz alıyorum. Dinci yada dindar kesimlerde  zaman zaman bu sorulup kişilerin inanca bağlılığı sorgulanmaktadır.

Önce Allaha inanış şekli ile Tevhit İnancı ve İslam nedir Müslüman kime denir? Tek tek  araştıralım.

Tevhit İnancı neye denir? İnsanın kendisi dahil HER ŞEYİN YARATICISININ ALLAH olduğuna inanmaya TEVHİT İNANCI denir.

İslam neye denir? Her yerde ve her şeyde Allahın iradesine boyun eğmeye İSLAM (inancı) denir. Buna her dine inanlar dahildir.

Müslüman kime denir? Bütün peygamberlerin söylediği; Allahın emir ve yasaklarına doğrudan uyan, tabi olan kişilere (Hristiyan -Yahudi bile olsa) MÜSLÜMAN denir.

Önce Türk veya Türk Kanı Taşıyan Ama Müslüman Olmayan Toplumları Ele Alalım.

Bir anketör evimize gelmişti. O gün için üniversitede okuyan kızım ile yeğenime sorular soruyor, cevapları işaretliyordu. Böyle bir anı kaçırmak istemezdim. Ama, üniversitede okuyan iki genci, bu durum ile baş başa bırakmak istedim.

Neden sonra gençlere,  soruların ne olduğunu sordum. Bir kaç soru ve verdikleri cevapları onaylamam dan sonra kızım Ayşegül:

– Baba, bize “Biz, Önce Türk’mü Yoksa Müslüman’mıyız?”diye sordu. Peki ne dedin?

– Önce Müslümanız, dedim. Yeğenime dönerek; Sence diye sorduğumda, o da Müslümanız, diye cevap verdi.  Daha önceden bilgi sahibi olduğum Meluncanlar aklıma geldi. Ve başladım bu olayı aktarmaya.

1990 yılı sonlarında ABD’nin Atlas Okyanusuna bakan Virginia ( Virjinya) Eyaletinin Apalaş Dağları bölgesinde yaşayan bir Amerikalı hastalanıyor. Yapılan tetkikler sonucunda bu kişideki hastalığına Akdeniz anemisi teşhisi konuluyor.

Bu hastalık Akdeniz bölgesi etrafında yaşayan tüm ülke ve insanlarında görülen bir kan hastalığıdır. Yaptıkları tıbbi genetik araştırmaları neticesinde Atalarının Akdeniz havzası ülkelerinden olduğu  bulgusuna erişirler. Bu düşünce etrafında bazı gelenek ve uygulamaları ile Türklere benzediklerini fark ederler. Günümüzde yaşayan bu insanlar Türk bile olsalar Hristiyan inancına mensuplar. Öyle ise Türkler oraya nasıl gittiler?

(Tarihi gerçek ve alıntı) Ak Deniz ülkeleri ve Osmanlı ulusundan kimileri Avrupalı savaş ve ticaret gemilerine esir düşüyorlar. 1580 yılları ve sonrası bu ülkeler esir forsalar olarak yeni ülkelere götürülüyorlar. Arap ve Osmanlı Türklerinin bir bölümü bir vesile ile 1600 yılı başlarında yeni kıta Amerika ya ayak basmışlar. Kimileri mecburen kimileri forsalıktan kurtulmak için kaçıyorlar ve bu topraklarda kalıyorlar. Ve ilk sığındıkları ise Kızılderililer oluyor.

  Meluncan’lar ismi nereden geliyor? Abd’ye ayak basan ilk Müslümanların, kılık kıyafet yemek ve inanç şekilleri Avrupalı göçmenlerden farklı. Böylece bu farklılıklarından dolayı, bu kişilere kötü manasında bilen bilmeyen; ‘Mel’un‘ benzetmesi yapılmış. Zamanla mel’un tabiri bir topluluk adı olarak kalmış.

Yazımızın konusu; Önce Türk’mü Yoksa Müslüman’mıyız? sorusu doğrultusunda  Kızıma ve yeğenim Şükrü’ye bu gelişmeleri aktardıktan sonra, şu noktayı vurguladım.

Sonuç olarak biz; Önce Türk ve Sonra Müslümanız, dememden sonra yeğenim Şükrü – Amca, anlattıkların ‘cuk’ oturdu, ifadesini kullandı.

Alttaki paragrafa dikkatinizi çekerim.

Amerika’da yaşayan Meluncanlar O zamandan bu zamana kadar Müslüman olduklarını unutmuşlar. Tüm insanlık!! Kalu Bela’dan beri Müslüman olduklarını biliyordu yada mecburi idiler ise! Meluncanlar; Neden biz Müslümanız ve Müslümanları aramaya geldik demediler de! Türkleri aradılar?

 KURANIN HİÇ BİR YERİNDE ADEM, MÜSLÜMAN OLARAK YARATILDI DEMEZ! Ona Müslüman lık inancını verdim O artık ilk Müslümandır DA demez. Ya ne der? Çamurdan bir şekil yaptım ve ona ruhumdan üfledim. Ona can verdim der. Ve ne der? Ve Adem, Müslümanlığı dünyada yaysın diye değil, Allahın emir ve yasaklarına uymadığı için Cennetten atıldı.

 Ta Ha 123 – … Size yol göstericim PEYGAMBER  geldiğinde ona uyan selamete erer, der. Evet doğmadan evvel Müslüman ve Müslümanlık vardı ise? nerede? Ve neden Rab; Size yol göstericim gelecek, diyor.

Ne Zaman Müslüman Olduk? Ta Ha 123. Size yol göstericim geldiğinde ona uyanlar, diyor. Adem, İbrahim, … Musa, isa ve Muhammed Yani hangi peygamber olursa olsun Ona uyanlar, diyor. Firavunun ve Hz Musa’nın önünde sihirbazlar; Şuara suresi 47 ve 51. ayetlerinde. -Musa ve Harun’un rabbine iman eden ilk kişileriz, demektedirler. Bu sihirbazlar, bizden önce Müslüman olan Müslümanlardır.

   Araf Suresi 172 -173. Ayetlerde Allah Ne Anlatıyor? Ve Kalu Bela nedir?

   Kalu Bela:. Bu sözden kasıt, dindarların değil!! ‘Dinci kesimin‘ İnananları töhmet altında tutmak istemesidir. Bu kişilerin ortaya attığı şartlandırma ile Müslümanları korkutma şeklidir. Kalu Bela’dan diğer kasıt ise ‘ahdi misak’ ‘ruhlar alemi’ vurguları üzerinden yapılmaktadır.

Ruhlar alemi vurgusu korkusu ve mükafatı ile ‘Cennet ile bağdaştırılan’ insanın verdiği sözü kabullenmesi istenmektedir. Böylece dinci kesimde ‘Uhrevi’ öteki dünya sözü ile ağırlaştırılan bir sorumluluk verme gayreti var.

Araf suresi 172. ayetinde Allah- Adem oğullarının bellerinden zürriyetlerini aldığını belirtir. Bu ayet üzerinden İlk Adem’i kast ettiğini yorumlamayın. Oğullarından, diyor. Kuranın Ali imran suresi 6. ayeti ve Müminün suresi 14. ayetinde hamile kalma şekli anlatılmaktadır.

Allah; Sırası ile önce sulu meni/cenini ana rahmine yerleştiriyor. İkinci aşamada bu cenini ana rahminin cidarına yapıştırıyor. Üçüncü  aşama sonrası ana rahminde bu sıvıya et ve kemik bürümü verdiğini Cenabı Allah bizlere bildiriyor.

1..Rahimlerde sizlere dilediği şekli veren O’dur. 2.. Sonra onu, bir başka yaratılışta yeniden kurduk.. ayeti devamında C. Allah Cenini; (3.) et ve kemik şekline çevirdiği safhada Ana rahmindeki 3. şekli verdiği cenine;

‘Ben Rab biniz değil miyim? diye soruyor.  Dikkat ediniz! Sizi Müslüman olarak yarattım, demiyor. Ana rahmindeki canlı;. ‘Evet Rabbimiz Sizsiniz’ demişlerdi. C. Allah; Kıyamet günü ‘Biz bunlardan habersizdik!’ demeyesiniz, diye sormakta ve söylemektedir.

   RAB ne demek? Hristiyanlık inancında çok geçer. Büyük Larousse 9660. sayfa: Tanrı, Efendi, Sahip, Terbiye etmek, Eğitmek, Tüm varlıkları yaratan. Yöneten, Yediren demek. Ayrıca Peygamberimizden öncede Araplar Rab diye dua ederlermiş.

   Çocuk Kaç Yaşında Akıl Baliğ  ve Müslüman Olur?

Eski Diyanet İşleri başkanlarından Ahmet Hamdi Yazır, Hak Dini Kuran Dili eserinde bunun açıklaması var. Eski Diyanet İşleri başkanı Ahmet Hamdi Yazır yukarıdaki sureler hakkında bildiklerimizin tersini belirtiyor.

Ana rahminde Allaha söz veren kemikli et parçasının bu verdiği sözü 14 yaşında yerine getirmeli. Bu yaş ile Allaha karşı verdiği sözünün yerine getirilmesi şekline Müslüman olma devresi diye adlandırmaktadır.

ÇOCUGUN AKİL BALİG YAŞI 

Yine eski başkan ve Ömer Nasuhi Bilmen 1970 basımı bir kitapçığında;. Çocuk 14 yaşında akil bali olur. Hangi dine geçeceğine (anne babası değil) kendisi karar verir, diyor.

  • Diyanet İşleri Başkanlığımız ise!  4 yaşındaki çocuğa Cenabı Allahın yüklemediği ‘yükü’ mecbur etmektedir. Sanırsınız ki! Bu 4 yaşındaki çocuğu Mekke ye hafız diye yollayacaklar.

Zerdüşt inancında bile bu (bir) dine mensup olma yaşı 15 tir.

Çocuk bu yaştan itibaren anne ve babasının dinini değil kendi isteği dini seçer. Dolayısı ile! Bu eski başkanlarımızın anlatımları sonunda böylece;

Kalu Bela zamanından beri Müslüman olduğumuz iddiası yok edilmektedir. Sonuç olarak:. Önce Türk’mü Yoksa Müslüman’mıyız sorusunun cevabı: Önce Türk Oğlu Türk’üz.

Aşağıda Sultan Ahmet Camii avlusunda olan resimli şemada bütün peygamberlerin soy kütüğü belirtilmiş. Dikkat ederseniz, bütün peygamberler için S.A.V. ifadesi var.  Hz İbrahim için ise, Tek Allaha inanan Müslüman ifadesi var. Sonuç olarak Müslüman ve Müslümanlığın sadece Hz Muhammed ve ona  inananlara ait olmadığı ortada?  Yahudilik ve Hristiyanlıkta da, Tevhit – Tek Allah emri var. Ocak 2014     Mecit  ALBAYRAK

ARI HASTALIKLARININ BASİT TEDAVİLERİ

Arı Hastalıklarının önlenmesi bakımından uçuş deliklerine teneke koymak bile bir tedavi şeklidir.

Haziran 2025.  Arı Hastalıklarının Basit Tedavileri:. Her daim arılığınızda oluşan hastalıkların tedavisinde bilmeniz gereken basit bilgilerdir. Bu sebeple aşağıda belirttiğim arı hastalıkları ve tedavisi, tecrübem ve Api Mondia Konferansında verilen bilimsel açıklamalar doğrultusundadır.

Arılarda Kireç Hastalığı: Arı Hastalıklarının Basit Tedavileri içinde tedavisi en basit olan arı hastalığıdır. İlk bahar mevsiminde soğuk esen rüzğar zamanlarında oluşur. Kovan içine giren sert soğuk havalarda arı üşür. Arı ısınma maksadı ile peteklerin üst ortasında birikip yumak olurlar.

Yetişkin arılar petek diplerinden çekilince saydam parlak 4-6 günlüklü larvalar ısınamaz. Ve soğuktan dolayı ölürler. Akabinde bildiğimiz kireç siyahlı / beyazlı renk halini alırlar. Kireçlenmiş bu larvalar petek gözlerinde veya polen kutularında görülür.

Arılarda Adi Yavru Çürüklüğü:. Bu sefer olğunlaşmıs çıkmak üzere olan, üzeri sırlanmış arılar aynı nedenlerden dolayı üşür ölür ve dışarıya atılır. Petek gözlerinde delinmiş sır içlerinde başları dışarıda görünürler. Her iki hastalığın Tedavisi ise Üzerinde arı gezinmeyen petekleri dışarıya alın.

Her iki tarafa strafor ve benzeri cisimleri petek büyüklüğünde kesip sağlı sollu sıkıca koyunuz. VEYA; Bu hastalıkların en basit kısmi tedavisi benden. Uçuş tahtası büyüklüğü ve genişliğinde teneke kesip tam ortalayacak şekilde buraya asınız. Böylece sert rüzğarın direk etkisini ortadan kaldırmış olursunuz.

Nosema neden olur:, Bu hastalık iki nedenden dolayı oluşur. A– Özellikle kışın sert ve daimi esen rüzğarlardan dolayı yumak yapan arılarda olur. Bu yüzden dışarı çıkamayan arılar defi hacet yapamazlar. Bu durum ise, zamanla arılarda bağırsak sorunlarını ortaya çıkarır. Devamında ise dışkılarını petek ve kovan üzerine çıkartırlar. 

Arıların vücudunda ve kovan içinde oluşan bu pislik arılarda bağırsak hastalığına sebep olur. Bu hastalığa Nosema denir. Arılar dısari çıkıp defi hacet yaptıktan sonra düzelme durumuna geçerler.

B – Diğer bir neden ise! İçtikleri pis su ile yine pis sudan yapılan veya sıcak altında bozulmuş şerbet nedeni ile nosema olur. Ayrıca kovan içinde oluşan nem aynı hastalığı yapar. Yazın olan nosema, temiz yiyecekler nedeni ile kısa zamanda düzelir. Nosemanın belirtisi Kakası özellikle kovan üzerinde ve her yerde yuvarlak, ishal şeklinde görünür. Ayrıca diğer bir belirtisi ise arı fazla uçamaz.

Büyük kanatların altında ki küçük kanatların, bitişik olması gerekir. Bu hastalıktan dolayı kanatlar ayrık ve aşağıya doğru sarkık görünürler. Zamanla bu rahatsızlıktan dolayı arıların orta bağırsağında gelişen bir parazit arıiarın ölümüne neden olmaktadır. Nosema hastalığı nedenleri ancak laboratuvar ortamında tespit edilir. 

Ana arı ishal değil, kabız olur.  Koloni ve arı huzursuz, saldırgan olup, koloni düzgün gelişmez ve ölüm oranları yüksektir. Petekler, kovan içi ve dış yüzeylerinde toplu halinde ishal pislikleri görülür. Ek olarak, bu hastalığa yakalanan arı uçamaz. Kovan önlerinde sürünür, felç olup, C biçimi  kıvrılmış ve kanatları açık yayılmış olarak ölür. 

Arı Hastalıklarının Basit Tedavilerinde Varroa ve Nosema  için timol esanslı  kekik yağı verilmelidir. 5 lt Şerbet içine 0.5 mg kadar kekik yağını çekip karıştırın. Aktar ve eczanelere bakınız. En iyisi pazarlarda ‘koku’ satan gezginlerde olur. Yalnız bu şerbeti, tüm varroa ile mücadele türünde, 3 er gün ara ile, 7 sefer vermelisiniz.

Nosemanın doğal tedavisi  nane papatya fesleğen çıngırak veya civan perçemi. Bu otların birini kaynatıp suyunu şeker ile karıştırıp şerbet olarak verebilirsiniz. Bu arada nosema oluşmuş kovanları çamaşır sodası veya pürümüz ile temizlemeniz şart. Petekleri imha edin. Belirttiğim bu usuller haricinde Arılara protofil (ot çayı) veya fumidil B antibiyotik ilacı verilerek tedavi edilir. Protofil, 1 lt şurup içine 17 ml olarak veriniz.

Amerikan Yavru Çürüklüğü  hastalıkları AYÇ :. İlave Bilgi alma babından, bilimsel sayfalarda yaptığım araştırmaya göre bu hastalık, Dünyada en yaygın tehlikeli arı hastalıklarının başında geliyor. Yaz kış mevsiminde kovanda açlık çeken işçi arılarda oluyor. Nosema gibi ama nosema olmayan arının sindirim sisteminde oluşan bir bakteriden kaynaklandığı yazılıyor. 

2017 Apimondia– Bu konuda açıklama yapan kişiye hastalığın nedenini sordum. Arının topraktan aldığı bir bakteriden dolayı, demişti! İki açıklamayı birleştirdiğimizde? Aynı yere varıyoruz. Açlık çeken arı dışarı çıktığında toprakta yiyecek aramasına başlıyor ve yememesi gereken yiyeceğe gidiyor. Ne yazık ki bakteriyi kapıyor. AYÇ konusu için; AMERİKAN YAVRU ÇÜRÜKLÜĞÜ HASTALIĞI başlıklı yazıma bakınız.

Kovanları devamlı ıslak olan su sızan ve su akan toprak üzerine koymamaya dikkat ediniz. Çünkü bataklık durumunda olan bu yerde her türlü bakteri yaşar. Arılarınıza bulaşır, eliniz ve malzemeleriniz vasıtası ile de kovana taşırsınız. Diyeceksiniz ki; arının kendisi gitmez mi? gider ama siz tedbirinizi alın.

Eldiven ve malzemelerinizi temizlemek için:. Körükten çıkan alev üzerinde (gerekiyorsa) eliniz, eldiveniniz ve malzemelerinizi gezdirir iseniz dezenfektan yapmış olursunuz.

Bu arada bir düşüncemi de sizlerle paylaşmak isterim. Arıları kontrol ederken çitaların ve kovanın içinde olan propolisi sıyırıp, istersek alıyoruz veya atıyoruz. Şayet propolisi ihtiyacınız için almayacaksanız, sıyırdığınız propolisi gelişi güzel atmayınız. Temiz bir taş, ağaç, dal veya başka bir yere sıyırınız. Arı, sıyırdığınız propolisi tekrar toplamak için uzaklara gitmesin. 06.2013

ARILARIN YAŞAM DÖNGÜSÜ HAKKINDA

Varroa Mücadelesinde Timol Yağı.

   Temmuz 2025– Bilimsel makaleden alıntı. Arıların Yaşam Döngüsü Hakkında İspanyada ki Pauk (Paul)  Mağarasında arılar hakkında çizimlere ulaşılmış. Buna göre yapılan araştırmalarda  arıların 80 milyon yıldır yaşadığı tespit edilmiş. İnsanlar ise dokuz bin yıldır yabani  arı ballarının alımı ile uğraşmaktadır. Beslediğimiz arılar, dolayısı ile yabani arı sınıfına girmektedir.

  Arıların Yaşam Döngüsü, Bitkiler ile ortak hareket etmelerine bağlı. Bitkilerin üremek için rüzğar ve arılara, Arılarında yaşamak için bitkilere ihtiyaçları var. Bu yüzden Bitkiler üreme organı olan çiçek bölge ve diplerinde polen ve şekerli nektar üretirler. Arılar, çiçekten nektar alırken, polenlerine sürtünür. Buradan sürtünerek aldığı poleni, diğer bir başka çiçeğin erkek veya dişi polenlerine bulaştırır. 

   Böylece her iki çiçeğin merkezindeki üreme organlarındaki erkek ve dişi polenleri eşleşmiş olurlar. Bu yüzden hem çiçek hem arı birbirinden faydalanmış oluyorlar. Sonuç olarak arı getirdiği nektarı kovanda hazır bekleyen genç arıya verir. Diğer arıda getirdiği poleni gerekli yere bırakır. Arı özel salgısı ve bal ile poleni karıştırarak petek gözüne sıkıştırır.

   Bu işleri biten arı tekrar, araziye çıkmaktadır. Yalnız Nektar ve polenin koku ile tadı, getirildiği bitkiye göre değişmektedir. Çitaya konan nektarın suyu en erken 10 gün içerisinde uçurulup Tam bala dönüşmektedir. Bir bitki üzerine daha önce bir arı konmuş ise, O bitkiye kokusunu bırakıp gider. Kendisinden sonra gelen başka bir arı, bu kokuyu hisseder. 

Böylece gelen arı hissettiği koku sayesinde O çiçekte polen ve nektarın kalmadığını bilir. Ve bu nedenle oyalanmadan gider.        Dış sıcaklık ne olursa olsun, çitaların arasında sıcaklık 34 C’ dir. İç  sıcaklık 34 C’ geçtiği zaman kovan içinin serinletilmesi gerekiyor. Bu nedenle genç arılar kovanı serinletmek için kovan dışına çıkarlar.

Uçuş tahtası üzerine yerleşen arılar kanatlarını çırparak  içeriye, serin hava gönderirler. Arılar, sıcak havalarda günde, 16 saat çalışır. Arılar, dış sıcaklık 14 C’ ve altına indiği zaman (Kendi tespitim) yumak olmazlar. Ancak görevliler dışarıya çıkarlar.

   Arıların Yumak Olma Nedeni:. Bilimsel olarak dış sıcaklığın 14 C’ ve altına indiği zaman arıların yumak olduğu belirtildi. Ocak ayında arıların yanına sıcaklık derecesini alarak gittim. Hava tam açık ve güneşli. Dışarı ilkin 4 C’ idi. Daha sonrası 11 C’ yükseldi. Bu süre içerisinde kovanımı bir köşeden araladım. Arılar içeride tam faal hareketli idiler. Buna göre Arılar Neden yumak değillerdi?

 Benim tespitim. Arıların yumak olma nedeni! Soğuk esen rüzğardır. Yaşadığım bir olay:. Mart ayı içinde idim. 10 C’ ve üstü güneşli bir günde yolda yürürken ellerim üşümüyordu. Sonra poyrazdan esen soğuk hava ile ellerim üşüdü. Cebime sokmak zorunda kaldım. Buna göre arının yumak olma nedeni belirttiğim gibi sert ve soğuk esen rüzğardır.

   Çaresi: Yüzde yüz olmasa bile size önerim. Kovan uçuş deliği önü ve üzerine uçuş tahtası genişliğinde teneke asın. Rüzgarın direk  kovan içine vurmasını engellemiş olursunuz. Arılar uyumazlar. Sabahın erken saatlerinde dışarısı serin olduğu için  uçuşa gitmezler. Havanın ısınmasını beklerler. Çünkü giderlerse vücut ısıları düşecek. Bu yüzden vücut katılaşmaya başlar uyuşurlar. Kovan bakımı anında arılar tedirgin olmaktadır. Bizler genelde körük vasıtası ile, arıların tedirgin olmaması için duman veririz. Gerçek yabani hayatta ise Ormanda duman kokusunu alan arı, hayatta kalabilmek için kovuktaki yuvasını terk etmekte.

   Bunun için önce  yuvasındaki balı fazlası ile yeyip, çıkmaktadır. Haliyle karın bölgesi fazlası ile şişen arının uçma, saldırma ve SOKMA durumu zorlaşmaktadır. Arının soka bilmesi için karnını aşağıya doğru bükmesi gerekiyor. Karnı şişen arı ise, bu bükme işlemini  ya yapamıyor veya zorlanıyor. Bu nedenle iğnesini yeterince sokamıyor. Arılar kovanda iken gün ışığından hoşlanmazlar. 

   Ana arı, 7 – 12 erkek arı ile çiftleşmekte. Bu çiftleşme uçuşuna çok sayıda erkek arı sıra bana gelecek diye toplu uçuşa geçerler. Lakin çiftleşme sonunda ölen arı olurken dişisi tarafından Öldürülen Peygamber Devesi erkeği oluyor.

  Erkek arı ve sayısı bir kovanda 100 – 400 arasında oluyor. Hortumları kısa olduğu için nektar toplama becerisine sahip değillerdir. İşçi arının 3 katı bal yerler. Kovan içerisi veya dışında hiç bir iş yapmaz, kovan güvenliğine bile karışmazlar. Mevsimsel olarak ana arıların çiftleşme sezonundan sonra 3 – 4 işçi arı tarafından dışarıya atılırlar.

Arıların Yaşam Döngüsü Hakkında:. Arının yaşamı kovanda başlıyor. İşçi arılar, bir kovan içerisinde 120 bin tane olabiliyor. Ölünceye kadar çalışırlar.

Yeni doğan işçi arının kovan içi görevleri

1. 3. gün çıktığı ve diğer petek gözlerinin bakımını yapar.

4. – 7. güne kadar kovan etrafında kovanı tanıma ve etrafı görmek için arılarda ilk uçuşlarını topluca yaparlar. Ek olarak larvaların bal ve polenle beslenilme işini devam ederler.

8. – 12. gün arası süt üretme ve -kadro askeri gibi- ana arının bakımı, yıkatılması ve beslenilmesi yapar.

13. – 18. gün arası bal mumu üretmek ve örmek. Kovan güvenliğini sağlamak, getirilen nektarı tarlacı arıdan alıp, işleyip petek gözüne koymak.

19. günden  ölünceye kadar 25 gün boyunca araziden nektar ve polen getirmektir.

   İşçi arının özellikleri 1 (bir) saniyede 440 kere kanat çırpar. Boş iken saatte 65 km, nektar ve polenli iken 45 – 50 km hızla uçmaktadır. Ayrıca bir at kendi ağırlığı kadarını, kızak köpeği dört katını götürdüğü tespit edilmiş. Bir arı ise kendi ağırlığının 20 katını taşımaktadır. Kovandaki arının 1/3 i tarlacıdır. 35 C’ kadar olan sıcaklıklarda arı uzak uçuşlar yapar. 15 C’ altında ise bu mesafe azalır. 

   Arı dansının keşfi: Arıların kovan içerisinde dans ederler. Nedeni ise arazide tespit ettiği nektar veya diğer ürünlerin yerini tarif için dans ederler. Bunu ilk keşfeden Avusturyalı etoloji/zooloji uzmanı Karl von Frisch (1886 -1982) olmuş. Arı araziden ne ile geliyorsa  nektar, polen, propolisi nerede bulduğunu kovandaki arılara anlatıyor. Bu üç ürünün yeri tarif edilirken hep aynı kural uygulanıyor.

   Tarif ederken, O an güneşin bulunduğu yöne doğru dik bir çizgi çizer gibi yürürler. Burada ölçüt, güneşin kendisidir. Yürüdüğü hat üzerinde iken bir an durur. Kovana getirdiği her ne idi ise O tarafa yönelir ve durur. Bu duruş yeri, aranan maddenin açısını verir. 09.2016

  Güneşe göre bir kaç santim dik gider. Durur ve sağ veya sola döner. Döndüğü yön nektar polen ve propolisin yerini gösterir. Ayrıca bu bilgi aktarma işlemi dairesel (O) ve sekiz (8) şeklinde dönüşler ile yapılır.  Aşağı – yukarı karın titretme ve sağa – sola tüm vücudu sallama  şeklinde olur. O ve 8 dönüşleri ile karın titretme  nektarın yeridir. Sallanmalar ise polenin yer ve mesafesini gösterir.  Kaynak FAO 12.2013

Burada alıntı yaptığım bilgiler Arıların Yaşam Döngüsü Hakkında kesin veya kesine yakın bilgilerdir.

 

ARILARDA SONBAHAR VE KIŞ BAKIMI.

BEN MECİT ALBAYRAK

 Temmuz 2025. Arılarda Sonbahar Ve Kış Bakımı bal sağım zamanı ile başlamalı. İlk yapmanız gereken Varroa mücadelesidir. Bu yöntem ile! Arılara bir kaç günlük varroa ilacı vermiş oluyorsunuz.  Varroa için timol esanslı kekik yağını enjektör ile bir ml çekiniz. 5 lt Şerbete karıştırıp şerbetliklere dökünüz.

Mart Ekim ayı sonuna kadar 1 şeker+1 ölçek su karışımı şerbet verin. Rahmetli Prof. Dr Muhsin Doğaroğlu tavsiyesi. Ana arının günlük atmasını istiyorsanız kovan içine polen verin demişti.

KIŞIN ANA ARININ GÜNLÜK ATIMINI TEŞVİK İÇİN:. Bir kaşık Pudra şekerine dört kaşık poleni bir kaç damla su ile nemlendirip, karıştırın. Bu karışımı poşet naylon üzerine bir yemek kaşığı  koyup, kovan içine yerleştiriniz. Yalnız poleni kardığınızda, polenler tane tane olursa daha iyi olur. Daha sonra bu işlemi, arı poleni yedikçe bir kaç kez yapınız. Böylece arının kışı güçlü ve sağlıklı geçirmesini sağlamış olursunuz.

Ancak şerbeti çokça vermeyin. Bir anda petek gözleri bal ile dolmasın. Yer kalmaz ise ana günlük atamaz. Genç arının yokluğundan dolayı bu yüzden koloninin, bahara çıkması zorlaşır. Arı bakımına Ek olarak kovanın dışındaki çatlak yarık yerleri silikon ile kapatınız.

1- 2 çitalık arı bahara çıkar mı diyorlar.  Bir avuç arı bile kışı çıkarır. Yeter ki genç arısı ve yiyeceği olsun. Bununla beraber Hastalık, varroa vb çeşidi olmasın. Ve yukarıda belirttiğim gibi, Poleni verin bakalım. Çıkar mı! çıkmaz mı!  Bu iddiam, kendime ait 1 -2 çitalık bir avuç arının bahara çıkmış durumudur. Şans! diyorsan! Ne var ki 10 çitalık arı içinde aynı şans yada şanssızlık geçerlidir.

Yıllar öncesi dört kovanımın birer avuç arısı vardı. Onlar bile kışı çıkarıp, mayıs sonunda 8 -10 çitalık kovan oldu. Desteklediğim bir kovanımı da böldüm. Yalnız Kovanlarımı, İki ay içinde üç ayrı yere taşıdım. Siz şunu düşünün. Bu iki çitalık arı benim yüzümü güldürür mü? Güldürmese bile! Başka kovan ile birleştirirsiniz. Bu sebeple bir avuç arı bile kar olur.

Ekim ayından itibaren 2 şeker+1 su şekerli şerbeti  vermeye başlayınız. İçine Limon suyu sıkın, cuzi sirke verin. Limon ve sirke, vitamin ve antibiyotik görevi yapacaktır.

Kışın kovanlarınız soğuk bölgelerde ise Mart ayının ilk yarısına kadar kek vermeyiniz. Verirseniz? Felaket olmaz!. Sadece arıların yaşama şansını Şansa bırakmış, olursunuz.

9 Şubat 2016 Salı. Kovanlarımın yanına geldim. Ben, bazı geceleri – 27 C’ olan yerdeyim. Çitaların % 90 da kapalı ve günlük var idi. Neden? Bana göre Kışın arılara verdiğim polenin etkisi ortada idi.

Gördüğüm bu sonuca göre arılarım Seydişehir de, 1 Şubattan  itibaren günlük atmış oluyorlar. Yanımda derece götürdüm ki, hangi sıcaklıkta arı hangi duruma gelecek! yerinde görmek istedim. Kovanları açıp arılara bakmaya başladığımda gölgedeki sıcaklık, + 4 C’ den ye 11 C’ kadar çıktı.

Geçen zaman içerisinde şunu öğrendim. Kovana bakmanız gerekiyor ise, arının üst kapağını bir köşesinden açıp arılara bakın. Arı yumak olmuş ise hiç dokunma. Rüzgar kar ve karlı yağmurlu havalarda ise açmayın.

Arılar petek üzerinde geziniyor ise! Açın. Arılarda sonbahar kış bakımı yaparken balı boşalmış arısı azalmış kovanın boş çitasını alınız. Buna göre Kars’ta arıcılık bile yapıyor olsanız, bu yazdıklarımı dikkate almanızı öğütlerim.

Yalnız Kovanları penceresi olsa bile dört tarafı kapalı yerlere koymayın. Üç tarafı ve üstü kapalı, önü açık gün güneş gören yer, çok iyi olur. Böyle bir yerde bile kovanları yerden 20- 30 cm yükseğe koyunuz. Kapalı yer arıların yön tayin etmelerini zorlaştırır.

Arılarda Yavru çürüklüğünün önüne geçmek için kovan uçuş delikleri önüne teneke vb takınız. Yanları açık olacak. Böylece Günlükleri rüzgardan korumuş olursunuz.

Kovanları kuytu yerlere koyunuz. Kuzeyi kapalı, tepe kaya dibi rüzgarların kovana hiç değmediği yer olsun. İmkanınız var ise üstüne saç koyun. Böylece kovanların  ıslanmasını ve içine su girmesini önlemiş olursunuz. Kovanlarınız öne doğru 1 cm kadar eğik olmalı. Bu eğiklik kovan içine akan suyun dipte birikmesini önler. Sonuç olarak kovan içinde Rutubeti de engellemiş olursunuz. Nem arı hastalıklarında en büyük etkendir.

Arılarda Sonbahar ve Kış Bakımı yaparken dağdaki arıyı düşünün. Bu yüzden Arı Kovanını çul çuval ile sarma. Islandığında kovanda aşırı nem yapar. Dış üst kapak altındaki, örtü tahtası üzerine  bile gazete kağıdı koyma. Koyarsanız kağıt nem tutar. Bu yüzden arıların hastalanmasına ve fazlası ile kovan içi rutubete neden olursunuz.

KAR ALTINDA KOVAN BAKIMI:. Kovan üzeri ve dışında tahtaya temas etmeyen kar yığınları, kovanları soğuktan koruyacaktır. Yalnız Uçuş tahtası üzerinde duran kar, tahtayı bozar. Burayı temizleyin. Kovanın içine yağmur ve kar sularının girmemesi için kovanın çatlak yerlerine silikon çekmeniz hem kovan hem arı için iyi olur.

Kışın kovanda yaşlılık ve hastalıktan dolayı % 20 dolayında  arı ölümlerinin olması normaldir. Bilim adamlarınca bu durumun normal olduğu belirtiliyor. Kendimden örnek vereyim. Her şeyi full, ilaçlanması yapılmış, Ekim ayında 10 çitalık kovanımı hiç açmadım. Mart ayına 8 çita olarak çıktı.

VARROA:. Arılarda sonbahar ve kış bakımında en dikkat edilecek konu bu. Ek olarak varroa, arının kanını emer ve arının erken ölmesine sebep olan bir bit türüdür. Ayaklarda ve kanatlarda kısalık, günlük atımında  azalma ve güçsüzlük meydana getirir. Tehlikesi her daim var. Çünkü, Komşu arıcı varroa mücadelesi yapmadı ise! varroayı bitiremezsin.

VARROAYI KOVANDA YOK ETMEK İÇİN : Devamlı belirttiğim üzere 4 km yakınınızdaki arıcı varroa mücadelesi yapmadı ise! Varroa her daim kovanınız da olacaktır. Benim burada vurgulayacağım konu, her türlü varroaset ve portakal dumanı, pudra şekeri ve Varroa için timol esanslı kekik yağı ile yapacağınız mücadele içindir.

Varroaset, portakal kabuğu ve pudra şekeri ile yapacağınız mücadelede başarılı olmanız için her ÜÇ güne bir aralıksız YEDİ sefer vermeniz gerekir. Böylece ilk dumanı verdiğiniz gün, petek dışında gezen varroa ile ve günlük yanına bırakılacak varroa yumurtasından 21 gün sonra çıkacak varroayı da yok etmiş olacaksınız. Bu mevsimde vereceğiniz ilaçların bala etkisi, bahara kalmaz.

OKSALİT VE FORMİK ASİTLER: Bu bilgi 2017 Apimondia sunumudur- Bu ilaçlar Varroanın ölmesine neden olur. Ama! Ne yazık ki Geçen zaman  içerisinde varroa arı vücudunda yara meydana getiriyor. Böylece Bu asitlerin yakıcı buharı yara üzerinden arının kanına karışıyor. Kana karışan bu madde, arıların erken ölmesine neden olan ilaç, türüdür.

Bu nedenle Arılarda sonbahar kış bakımını yapacağınızda Oksalit Asitin Di -hidrat cinsi kullanılması tavsiye ediliyor. Bu önerilere dikkat edilmesi, arı ve insan sağlığı acısından çok önemlidir. Ek olarak Bu ilaçlama şekillerinde dış sıcaklık -en az-, 15 C’ olmalıdır.

PUDRA ŞEKERİ İLE VARROA MÜCADELESİ: En temiz iki, çeşit ilaçlama yöntemidir. Bolca Pudra şekerini bir kaba koyup geliniz. Daha sonra Çitaların arasına arıların üzerine gelecek şekli ile serpiniz. Böylece Varroanın, dibe döküldüğünü göreceksiniz. Bu yüzden Her zaman uygulanır. Pudra şekerini kendiniz ezerek imal edebilirsiniz.

PORTAKAL KABUĞU İLE VARROA MÜCADELESİ: Pudra şekerine  ek olarak en temiz ilaçlama yöntemlerinden biridir. Kurutulmuş Yafa Portakal dumanını birkaç sefer verin. Uçuş deliğini kapatıp 5 dk. Bekletin ve açın. Aşağıdaki linkten bu konuda bilimsel, daha geniş karşılaştırmalı  bilgilere ulaşacaksınız.  library.cu.edu.tr/tezler/7682.pdf

Varroa için timol esanslı kekik yağı: Varroa ile bu mücadele türünde, aynen dumanlı şekillerde olduğu gibi aynı süreler içinde şerbet vermelisiniz. 5 lt şerbete, 0,5 ml has kekik yağını karıştırıp, şerbetliklere dökünüz.

varroaset ilacının bala etkisi:. Varroa için verilen kekik yağı, pudra şekeri portakal kabuğu harici bütün ilaçlar kimyasaldır. Ne yazık ki Kimyasalların etkisi üç ay sürer. Buna göre peteklerin Bilimsel olarak her türlü kirli havayı (sigara dumanı) emdiği kanıtlanmıştır. Bundan dolayı varroa kimyasal dumanı verdiğiniz kovanın balını üç ay geçmeden yemeyin. 05.2017

SEYDİŞEHİR YAYLASI DOĞASI ve PİSLİĞİNİZ.

SEYDİŞEHİR YAYLASI DOĞASI ve PİSLİĞİNİZ.

  Temmuz 2025. Seydişehir Yaylası Doğası ve Pisliğiniz konusunun içeriği Seydişehir Susuz Yaylası üzerinedir. Ne var ki Bu nokta Antalya yolu üzerinde Seydişehir Susuz Yaylası  olarak bilinen mevki bölgesidir. Kast ettiğim yerler, yukarıda görünen bölgedir. Size, Ana yolun kenarında küçük bir girintili bölgesinde gördüklerimi anlatacağım.

Buranın rakım 1450 m. Ankara – Antalya çıkışlı kişilerce hatta kafileler halinde Mevlana ve Kapadokya turlarına katılan yabancı turistlerin bile gördüğü yerler. Bu konuda dağlarımız piknik amaçlıdır. Dağlarımız, Torosların uzantısıdır. Seydişehir’in güneyinde kalan dağlarımız kara çam, köknar, sedir ağaçları ile kaplıdır. Ama Kuzey ve doğu bölgelerimiz ise çoğunlukla meşe ağacı ile kaplıdır. Orman işletmesi tarafından bölge bölge kara çam ekilmektedir.

Seydişehir ilçesi  Konya Meram Dutlu kırı yol ayırımı üzerinden Konya belediye önü 87. Akseki yol ayırımı 66,  Manavgat içi çay köprüsü üzeri 135, Antalya  215, Beyşehir ilçesine ise 33 km mesafede yer almaktadır. Rakım olarak belediye önü ile denizden 1135 m yukarıdayız. Akdeniz ve İç Anadolu bölgesinin ulaşım ve iklimi konusunda geçiş bölgesiyiz. (2023 yılı sonunda Beyşehir Antalya tüneli ve yolu açıldı Seydişehir tüneli ise! belli değil)

2010 yılı mayıs ayı içerisinde biraz kalabalık olarak buraya  gelmiştik. Ki, bahar ve yaz aylarında burasını insan ve kuş giller familyasının sesleri doldurur. Eşyalarımızı indirdikten sonra çevremdeki kişilerin biraz hayret, birazda kızgın bakışları arasında ilk işim, arabamda sürekli taşıdığım kürek, çapa ve  testereyi çıkarıp, çevremi temizlemeye başladım.

Benim huyumu bilen, öyle iken yine de bana kızmaktan da geri kalmayan akrabalarımın kızma sebebi; Sen temizle, yine batıracaklar,  söylem ve düşüncelerinden dolayı idi. Yine de dinlemeyip, temizlemiştim.

25 Eylül 2010 cumartesi günü bu sefer sadece ailemi alarak aynı yere gittim. Yine eşyalarımızı indirdikten sonra ilk işim, temizliğe başlamak oldu. Bu dediğim yer, ana yolun kenarında  yaklaşık 1200 metre² bir yer. İnanır mısınız!  buranın 3/4 nü  2.5 saatte ancak temizleye bildim.

Sayı olarak en fazla atık, ıslak peçete denen mendil. Birem birem tırnaklarım ile topraktan söküp, torbaya biriktirip, belirlediğim bir yere attım. Daha sonra içki, cola, soda, bira, cam ve  plastik şişelerini toplayıp şehir içine getirdim. Ve kullanılabilir atıklar çöp kovasına attığım şişe sayısı 25 tane idi. Toplamaya zamanım ve takatim kalmadığı için bıraktığım teneke kutular ise, bundan az değildi.

Topladığım bütün pislikleri-nizi-  ise taş oyuk arasında kontrolum altında yakarak, imha ettim. Seydişehir Yaylası Doğası ve Pisliğiniz burada kalırken! Kendi evinize aynen mi davranıyorsunuz?İnanır mısın! o yorgunluğuma ve de ailemin –Hadi artık yeter, kendi işlerini yap; demesini bile dikkate almadan yapmaya devam ederken, bu yaptığım işten, temizlikten dolayı zevk aldım. Çünkü ben, doğa dostu olan ve bu ortamda bulunmaktan coşku ile zevk alan bir anlayışa sahibim.

İlaveten arabamın içinde kürek, çapa, testere ve diğer alet edavatım devamlı bulunur. Gittiğim her yerde ve arılarımın olduğu çevrede ağaçları budar, yağmur ve diğer akarsuların bozduğu  yolları, düzeltirim.

Peki ya sizler ! Benim pisliğimi temizlemeyin, gerekte yok. Ama en azından kendi pisliğinizi temizlemekten, tedbirinizi kısmen de olsa almaktan neden imtina ediyorsunuz? Sahibi olduğunuz yeri temiz tutarken, doğayı her şeyden önce kendinizi, çocuk ve torunlarınızı  geleceğinizi neden düşünmüyorsunuz! Neden? O güzelim bakir toprakları pislik içerisinde bırakmayı, kendinizde bir hak olarak görüyorsunuz. ?!

Bu yaptıklarınızı kendinizde bir hak olarak görmeye devam ederseniz, O topraklar, günü geldiğinde siz ve bizlerden, hakkını almayı da kendinde bir hak olarak görecektir. Türkiye’de 26 temmuz – 7 Ağustos 2021 arası, 46 il dahilinde 225 bölgede orman yangınları oldu. Sebep kim veya neden? Kasıtlı veya sera gazı nedeni ile oluşan aşırı kuru sıcak hava. Sebep! yine insan.  Eylül 2010. 

KRALIN YOLUNDAKİ GÜZEL KİŞİ.

KRALIN YOLUNDAKİ GÜZEL KİŞİ.

Temmuz 2025.  Kralın Yolundaki Güzel Kişi konusu, halkı için güzellikleri teşvik eden bir ülkenin Kralı ile bu değere layık bir insanın durumudur. Kral, ülkesi ve halkı için geniş bir yol yaptırmaya karar verir.  Yol biter. Bu yol üzerinde bir yarışma düzenlemeyi uygun bulur. Kral, isteyen her kişinin bu yarışmaya katılabileceğini söyler.

Bunu yapmasındaki amacı, İnsanları faydalı işler yapmaya teşvik etmektir. Ve;

Bu yoldan geçen en güzel kişiyide  belirleyeceğini ilan ettirir.

Yarışma günü,  insanlar akın akın gelirler. Bazıları  süslü en güzel arabası ile, bazıları en güzel elbiselerini giymiştir. Kadınlardan kimileri saçlarını en güzel  biçimde  yaptırmış, kimileri en güzel yiyeceklerini yanında getirmiştir. Gençlerden bazıları sporcu kıyafetleri içerisinde, yol boyunca yarışmaya hazırlanırlar.

O gün buraya gelen herkes gün boyu bu yoldan gidip gelirler. Ama  Kralın Yolundaki Güzel Kişi olma gayreti akşama kadar kimsede görülmez. Aynı zamanda kralın yanına gelen insanların hepsinin yüzleri asık bir vaziyette, aynı şikayette bulunurlar.

Yolun bir yerinde iri taşlar ve  moloz yığınları var.  Bu birikintiler yüzünden yürüyüşümüz zor oldu, derler.

Günün sonunda bir yarışmacı kralın yanına, yorgun argın ulaşır. Üstü başı toz toprak içerisindedir. Krala büyük bir saygı ile yönelerek, elinde tuttuğu  altın kesesini uzatır.

– Yarıştığım yolda yolu tıkayan taş ve moloz yığınları vardı. Yolu temizlemek için uğraşırken geciktim. Bu altın kesesini moloz yığınları altında buldum.  Bu altın kesesi  size ait olmalı der ve keseyi krala uzatır.

Kral gülümseyerek cevap verir:

–  O altınlar sana ait.

–  Hayır, benim değil. Benim hiç bir zaman bu kadar çok param olmadı.

– ‘Evet ‘ der kral” Bu altınları sen kazandın ve yarışmanın galibi de sensin. Ayrıca, bu yoldan geçen en güzel kişi de, sensin.  En güzel kişi ise!  Ardından gelecekler için yoldaki engelleri kaldıran kişidir. Der.

Alıntı:  KÜPE Dergisi .     03. 12. 2011  Cumartesi  –    Mecit  ALBAYRAK

ARIYA ŞERBET VERİLMESİ

Ana Şerbet Verilmesi

Temmuz 2025.  Arıya Şerbet Verilmesi özellikle bahar aylarında kolonin kuvvetlenmesi ve petek örülmesinde mecburi olan bir uygulamadır. Ayrıca, petek örümü dışında petek gözlerinde olan balın, arılar tarafından yenilmesini önleme amaçlıdır.

Arının şerbeti kaynatılmaz. Kaynatılan şerbet, ancak reçel olur. Ve bu yüzden arıya zararlıdır. Az Ilık su ile yapmanız, size kolaylık olur. Yalnız Şunu iyi bilin. Şeker miktarı ne kadar çok olursa! O şekerin bal olarak olgunlaşması sırlı olması o kadar çabuk olur.

Dikkat! Bal için şerbet verin demiyorum. Ayrıca, arının bal toplama sezonunda, peteklere bal olur diye kesinlikle KEK VERMEYİN. Verecek olursanız! Balınız çocukların sevdiği dolama şekerine benzeyecektir.  Arı, bahar aylarında verdiğiniz şerbeti sıcak havalar nedeni ile kolay ve çabuk işler. Petek örümü de çabuk olur. Diğer taraftan şerbetin içindeki suyu uçurup erkenden olgunlaşmış bal haline getirir.

Arıya Şerbet Verilme çeşitleri; Şubat Mart ayından, Ağustos ayına kadar 1 ölçek şeker, 1 ölçek su karışımı olarak veriniz. Yalnız şunu iyi bilin! Şeker miktarı ne kadar çok olursa, üzeri SIRLANMIŞ olgun bal çabuk olur. Bal süzümü sonrası ise 2 ölçek şeker+1 ölçek su ile şerbet yapıp veriniz. Bu aylarda hava serin ve soğuk olacağı için arı, şerbette ki fazla su oranını uçurmakta zorlanır. 

Her 5 lt şerbete ek olarak yarım çay kaşığı tuz koymanız, arının mineral ihtiyacını karşılayacaktır. Ayrıca varroa için 5 lt şerbete bir miligram kadar SAF kekik yağını sıkıp şerbetliklere veriniz. Bunun sayısı yok. Varroanın ne zaman geleceğini bilemezsiniz. 

Arıya Limon Suyu veya Sirke Verilmesi: Kabuklarını küçük dilimler halinde aynı şerbete atın. Böylece etkisi daha fazla olur.  Gerçi bu şekilde şerbetlik içi çabuk pislenir. Limon vitamin, ELMA sirkesi antibiyotik değerinde olacaktır. Ayrıca şerbete karıştıracağınız limon ve sirke suyu (aynen insanlar gibi) arılarda da antibiyotik görevi görecektir.

Bu etkiyi devam ettirmek için 5 lt şerbete çay bardağının 1/5 kadar sirke  dökünüz. Limon veya sirkeyi devamlı vermeniz gerekmez. Sıcak havalarda arının yemediği, üzerinden 3 gün ve daha fazla zaman geçmiş şerbeti, kovalardan uzak bir yere dökünüz.

Bozuk şerbet, Arının nosema olma nedenidir; Ayrıca nosema sadece kışın defi hacet yapamadıkları için değil!  Bozuk şerbet yedikleri zamanda (insanın ishal olduğu gibi) mide bağırsak rahatsızlığından dolayı ishal-nosema olurlar. 

Arıya Şerbet verme zamanı: Burada şerbet verme zamanını bahar ve yaz – sonbahar mevsimleri olarak iki bölüme ayırıyorum. A -Mart / Ağustos ayları arasında,  Havanın açık, sıcak, güneşli olduğu her gün, istediğiniz saatte şerbet verebilirsiniz. Bu mevsimde tarlacı arı, arazide meşgul olacağı için yağma durumu olmaz.

B– Eylül / Şubat ayları arası Akşam ezanından, 1 -2 saat öncesi verebilirsiniz. Çünkü bu saatlerde arı kovanlarına çekilmeye başlar. Ve yağma durumu PEK olmaz. Yalnız, öğlen vaktide şerbet verebilirsiniz. Ama önce tecrübe sahibi olmanız lazım. Haliyle Ağustos ayından itibaren kovanlarda arının yiyeceği kalmıyor. Aç olan arı tarlada bulamadığı yiyeceğini, komşusundan çalacaktır. 

Şerbet vermediniz ama kovanların etrafında ve uçuş tahtası üzerinde uçan, birbirleri ile sarmaş dolaş C bicimi olmuş bolca arı görürseniz kovanların uçuş deliklerini hemen kapatınız. Bu arılar yağma yapacağı kovanı aramakta veya yağma başlamış demektir.

Kapalı yağmurlu havalarda şerbet verilmesi: Burada dört şık var. A Kapalı bulutlu havada B Karanlıkta  C Yağmurlu havada D Yağma halinde şerbet verilmez.

Şerbetlik kovan içinde ise; Bu şerbetlikler ya çitaların tam üstünde kutu veya, yan tarafında HATIL denilen şekildedir. Üstte belirttiğim hava şartlarında örtü tahtası veya bez cinsi örtüler kaldırılıp Şerbet verilmez. Açarsanız! arı vücudunuzu sarar!. Şerbetlik, örtü tahtası üstünde ise ve Yere dökme durumunuz yoksa, gürültü yapmadan gece vakti bile! istediğiniz vakit, şerbeti verin.

Yere dökülen şerbet olduğunda, bu şerbetin üzerine su dökünüz. Döktüğünüz su, şerbetin tadı ve kokusunu bozar. Arı bilemez. Ayrıca, verdiğiniz şerbetten, kovan içinden aşağıya taşma durumu olmuş ise, kovan altına yine su serpiniz.

Yağma durumu veya şüphesi halinde; Kovanın uçuş deliği önünde, dikkat ediniz! ÖNÜNDE! Kovan içine girecek şekilde ÇOKCA uçuşan  ve giren çıkan arı var ise!  O kovanların uçuş deliğini hemen kapatın. Saatlerce kapalı olsun. Yalnız hava girişini engellemeyin.

Kovan etrafında uçuşan arıların azalmasını, O kovana ait kendi arılarının, kendi kovanı üzerine konmasını bekleyin. Hatta bu kovanı 3 – 5 km uzağa götürün. 3 gün kalsınlar sonra getirip başka yere koyunuz. Ben şüphe ettiğimde bile saatlerce kovanı kapatırım.  05.2014

BEN MECİT ALBAYRAK.

BEN MECİT ALBAYRAK

Temmuz 2025.  Bazen sayfama Mecit Albayrak kim diye sorular gelirdi. Ben Mecit Albayrak. Nerede ise bedavaya verilen Seydişehir Eti Alüminyum fabrikasından  özelleştirildiği zaman emekli oldum. 1986 yıllarından beri arıcılık yapmak isterdim. O zamanlar (tek) TRT kanalında arıcılık konuların gösterildiği -Köyde Hayat programını zevkle izlerdim. Çalışma şartlarından  dolayı nasip olmadı.

Arıcılığa başlamadan öncesi şehrimizdeki Tabiaat Parkının daha üstlerine, dağın yamaçlarına elimde kazma, kürek hatta balyoz ile çıkardım. Saatlerce domuzların (seslerini duyardım) gezindiği yerlerde metrelerce akan kaynak sularının gözünden aktığı son yere kadar, sulu sepen – yağmur altında oluklar açar, taşları taşır ve yerleştirirdim. Hatta o zamanlar; Gömülen silahlar konusu olduğu için – Bu adam yukarılarda ne gömüyor, kazıyor diye uzaktan takip edildiğimi! Resmi görevli (polis) kişi ile o bölgede karşılaşınca bildim.

2008 yılında halk Eğitim kurslarına katıldım. 2010 yılından itibaren arıcılığa başladım. Sayfa başlığımda belirttiğim gibi, bildiklerimi başkaları ile paylaşmaktan zevk alan birisiyim. Yaptıklarımı değil, söylediklerimi yapın. Çünkü arada bir öğrenmek denemek için, farklı işler yaparım.

Buna göre İlk yıllarımda arılı çitayı elime alır 30 dak. incelerdim. Çünkü Amacım çita üzerinde olan arıların neler yaptığını görmek incelemek isterdim. Amacım! Yaşayarak ve görerek Bir şeyler öğrenmek. Bu durumumu gören yada duyan arıcı arkadaşlarım bana kızardı. Öyle ki ben hala aynı çitayı incelerken uzaktaki arkadaşım 3 kovanı kontrol etmiş olurdu.

Stajyer arıcı olarak Öğretmen emeklisi bir abinin yanında altı ay bulundum. Mecbur değildim ama onlara yardım ederken yaptıklarını görüyordum. Bu arıcı üstelik öğretmen. Üç kere art arta soru sorduğumda – çok soruyorsun derdi. Diğer arıcı yarı cahil idi ama öğretmenin söylemediği bazı bilgileri bu rahmetli olan Kuddisi Arıcı, abimiz söylerdi. Yada söylemesi için öğretmeni yönlendirirdi.

Bu cahil arıcı abi bir gün bana dedi ki, Arı nazarı götürmez. Göze söze gelmez. Ben bir Ayetel Kursi alıp geleceğim. Bunları kovanlara yerleştir demişti. Sonrası getirdi. İki kovanın üst kapak içlerine bunları raptiyeledim. Ama  yukarıda yazdığım gibi ben bilgimi başkaları ile paylaşmaktan zevk alırım. Bana bir arıcı sormadan ben ona bildiğim arı konusunuda ki her şeyi anlatırım, anlatmaya başlarım. 

On beş senedir arıcılık yaparım. Bu sayfalardan yüz binlerce kişiye bilgi aktardım – aktarıyorum. Bana; – Kovanı çok karıştırıyorsun diyen 30 yıllık arıcıdan daha fazlası ile arı hakkında bilgim ve gördüğüm var. Lakin bu güne kadar dolu dolu 10 kovanım olmadı.

Belki de yukarıda andığım rahmetli cahil arıcı abimizin söylediği gibimi oldu!  ARI NAZAR GÖTÜRMEZ.

Takdir sizlerden. Lütuf rahmet Allahtan.

Amacım, başkalarına faydalı olmak..  Allahın Selam ve selameti ile. 08.2024

BABAM LAZOĞLU ŞÜKRÜ USTA.

BABAM LAZ OĞLU ŞÜKRÜ ve SEYDİŞEHİR.

Temmuz 2025. Babam Lazoğlu Şükrü Usta aslında 1923 Gürcistan Batum doğumludur. O zamanlar Hazar Denizine kadar olan ülkeler var ama! Sınırları ‘pek’ belli değildi. Azerbaycanlı olan büyük babamın Mecit’in iş yeri de Batum da idi.

Babası ve büyük babam; Azerbaycan Devleti Şeki ili, İnce Zunut köyüne kayıtlı Yusuf oğlu, Mecit YUSUFZADE (1885 – 1926 ).  Annesi ise, Türkiye Cumhuriyeti Artvin ili Hopa ilçesi Ebuislah köyünden Ayşe …  (Türkiye 1901 Azerbaycan  Bakü 1987).

Üç yaşına kadar babası Mecit, annesi Ayşe ve ablası Fatma (1922 – 2004) ile beraber Batum’da büyümüş. Bu arada küçük kardeşi Hamdi doğar. (22 Mart 1926 – Ağustos 2013) Bu yüzden Annesi, o zamanlarda yanına gelmiş olan kız kardeşleri veya  annesine: Hamdi olunca Şükrü ile fazla ilgilenemiyorum. Siz memlekete giderken Şükrü’yü yanınızda götürün, biraz yanınızda kalsın, diyor. (1926).

Diğer taraftan dedem Mecit,  Batum ve Artvin çevresinde hatırı sayılır bir esnaf ve işverendir. O günün şartlarında Deri işleme atölyesi-Debbağ olan dedemin hatırı sayılır maddi gücü olmuş. İleri ki zamanlarda Seydişehire gelen Baba Annem, halam, amcam ve  babamın dayısı ile akrabaları tarafından anlatılmıştır.

Büyük babam Mecit Yusufzade 1926 yılı içinde maddi durumundan dolayı yanında çalıştırdığı işçileri tarafından öldürülür. Bu sürelerde Babam Şükrü Hopa’dadır. Cesedi, iş yeri yakınında ki bir kayanın altında 17 Ağustos 1927 yılında bulunur. Büyük babam öldürüldüğünde Babaannem, 3 çocuk annesi ve 25 yaşındadır. Babaannem, 1928 yılında tekrar evlenmek zorunda kalır.

Bu evliliğinden altı çocuğu olur. Ama başta kocası olmak üzere hepsi, kendisinden önce ölürler. Eşi Hamit, çocukları Kemal, Cemal, Lütfiye, Mehmet, İsmet, Semaye.  Lakin Halam Fatma ve amcam Hamdi 1932 – 1938 yılları içerisinde yetimhanede kalırlar. Sonrasında Halam 1944 yılında Savcı olmuş, Amcam ise askeri bandoya girmiştir.

1928 yılına kadar Batum ve Artvin de olan insanlar, komşuya gider gibi bu yerlere karşılıklı gidip gelirler. Bu tarihten sonra bir gece yarısı Türkiye ve S.S.C.B. arasında imzalanmış olan sınırların kabul ve kapatılması  antlaşması  gereği, karşılıklı geçme yasağı konur ve sınırlar kapatılır.

Bu sınır ise,  o zaman ki Sarp köyü ve günümüzde ki sınır kapısıdır. O anda Türkiye’de olan babam ailesinden ayrı düşer. Annesi ve iki kardeşi, Batum’da kalır.  Öyle ki bu köyün orta kısmında bulunan dere yatağı, iki ülke sınırı olup, köyü ikiye bölmüş.

Türkiye’de 3 yaşından itibaren akrabalarının,  özellikle  9 kız kardeşin tek erkek kardeşleri olan ‘Onbaşı’  lakaplı dayısı Ömer Albayrak himayesinde olan babama, dayısının soyadını vermişler. Geçmişi hakkında pek fazla konuşmayan babam, zaman zaman bazı anılarını annemize ve bizlere anlatır idi. Ayrıca babamın ana lisanı, Lazca idi.

Ne var ki çocukluğunda yemek sofrasından – Sen yemeyeceksin, diye  kaldırılıp, ıslattığı yatak ve dayak korkusundan dolayı erkenden kaçan, ağaçlardan düşüp karda delik açan portakalları buradan alıp yediğini anlatırdı.

1930′lu yılların şartlarında ilk öğretim 3 yıl imiş. Okuma ve yazmaya aşırı ilgisi olan babam, akranları okula giderken  okula gidememiş. Lakin azmi sayesinde, arkadaşlarının yanında onların kağıt ve kalemleri ile okuma  yazmayı öğrenmiş. Hatta öyle ki, bir süre sonra okulda okumadığı halde, okula  giden arkadaşları ile imtihana sokulmuş ve imtihanı kazanmış.

Gençlik çağlarında Zonguldak’ta iş yerleri olan teyzesinin oğlu Asım Özbostancı’nın yanına gider. Burada tamir bakım imalat üzerinde çalışıp, meslek sahibi olmuş. Sonrasında Askerliğine kadar Zonguldak Maden ocaklarında tamirci olarak çalışmış.

Bu iş yerlerinde zaman zaman işçi  sağlığı açısından işçilere iğne yapılırmış. Babam, iğneden korktuğu içinde hep kaçarmış. Bana 31 sene babalık yapmıştı. Babamın, son ölümcül hastalığına kadar, hastahane veya doktora gittiğini 2 – 3 sefer dışında bilmem ve duymadım.

Babam Lazoğlu Şükrü Usta’nın Askerlik Yılları:

Erkek milletinin en büyük anısı, ‘askerlik yıllarıdır’. Özellikle bizlere anlattığı anıları askerlik yıllarına ait. Buna göre Askerliğine İstanbul Selimiye Kışlasında  başlamış. Sanatkar olması nedeni ile ordunun tamir bakımına alınır. Sonrasında Becerikliliği fark edilince, komutanı yanına çağırtıyor. –   Komutanlığa ait olan kasanın anahtarı kayıp oldu. Kasayı açabilir misin? diyor. Hemen işe başlıyor ve sonuç olarak kasayı açıyor. Sene, 1945 ve sonrası. Ne yazık ki Dünyada savaş var.

Bir süre sonra, uzun süreli arazi tatbikatı için, askerin bir bölümü ile beraber Samandıra tarafına gidiyorlar. Tatbikatın bir gününde, yemekhane çavuşluğu görev sırası kendine veriliyor. Daha öncelerinde bir erat çavuş ile, ufak bir sorunları olmuş. Yemekhane çavuşluğu anında arası açık olan çavuş yemekhaneye gelip herkes den önce yemek istemiş. Ama buradaki görevliye verilen talimat ise, dış görev haricinde kim olursa osun, yemek verilmeyecek. Bu nedenle yemeği vermemiş ve bu çavuş ile münakaşa etmiş.

Ertesi gün bu çavuş, yemekhane sorumlusu oluyor. Akşam vakti babam nöbete gideceği için, erkenden yemek yemeye, yemekhaneye geliyor. Durumunu izah edip çavuştan yemek istiyor. Çavuş, yemeği vermiyor. Verirdin vermezdin kavga dövüşe dönüyor. Araya olaya tanık olan  askerler giriyor. Bu sırada ast subay komutan geliyor. Olayı bilmeyen komutan,  kavgayı çıkartan kişi olarak babamı düşündüğü için, sille tokat vurmaya  başlıyor. Ona göre çavuş haklı, babam suçlu!

Dayağı yemekte olan babam: Komutanım durum şu, dese de iyicene kızan komutan, babamı döğmeye devam eder. Dayaktan iyicene bunalan babam, bir şekilde kasatura yı eline geçiriyor ve komutanının üzerine yürüyor. Bu sefer komutan önde, babam arkasında eğitim karargah çadırlarının  çevresini dönmeye başlıyorlar. Zorla babamı yakalayıp, komutanı kurtarıyorlar. Durumu öğrenen komutanı babamdan ‘ ÖZÜR’ dilemiş, ama ne fayda! Urfa Birecik’e sürgün gidiyor.

Babam Lazoğlu Şükrü Usta’nın Sürgünü ve Seydişehir öncesi:

Urfa Birecik’te bulunduğu askeriyenin bütün teknik işlerini yapmak haliyle  babamın görevi. Birliğin işlerini imkanları nispetinde askeriye içinde  yapar. Burada olamayacak işleri de,  Birecik içerisindeki sivillere ait demirci atölyesinde yapmaya başlar. Askerliği süresi içinde, bu işleri yaparken haliyle sivillerle de  irtibat kuruyor, kurmak zorunda.

Bu bölgede adı sanı duyulan bir ‘AĞA’ nın ufak tefek işlerini de yapar. Ağa, babamdan hoşnut olduğu için kendisine bir öneri yapıyor. – Şükrü, burada kal. Benim traktöre, makinalara bakarsın, kızımıda sana veririm, demiş. Babam, teklifi kabul etmiyor. Konya Aksaray Obruk bölgesine çalışmaya geliyor. Sene 1948.

Bu bölgede yine traktör, biçerdöğer  ve diğer makinaların tamir bakımı ile meşgul olur. Konya Seydişehir Orta Karaviran‘lı namı değer Çakal oğlu Mehmet (yada asker arkadaşı) ile istişarede bulunur. Böylece Babam Lazoğlu Şükrü Usta ile Çakal oğlu Mehmet’in önerisi ile Seydişehir hayatı başlıyor. Çakal oğlu Mehmet babama: Lazoğlu, sermayesi benden, çalıştırması senden. Benimle Orta Karaviran köyüne gelir misin?, diyerek teklifte bulunur.  12.2011

İkinci bölüm :Babam Lazoğlu Şükrü Usta ve Seydişehir.   Mecit Albayrak

ARI VE ARICILIK HEVESİM

Temmuz 2025. Arı Ve Arıcılık Hevesim yıllardır vardı. 1980 yılı sonrasında TRT 3 tv kanalında arıcılık programı çıktığında zevkle izlerdim.  Yıllardır arıcılık yapmak isterdim. 1987 yılında Alüminyum fabrikasında çalışırken, arıcılık kursuna gitmek istedim. Lakin, kurs yeri ve saatleri uygun olmadığı için, gidemedim.

Emekli olduktan sonra bir ara 2 dönem apartmanımızda yöneticilik yaptım. Yaptığım araştırma sonrası Halk Eğitimde akşamları arıcılık kursu açılacakmış. Gündüzleri de bilgisayar kursu. İkisine de yazıldım. Arı Ve Arıcılık Hevesim burada canlanmaya başladı. Genel kurulda apartman için çalıştırdığım kişi haklı, ben haksız oldum. Tekrar seçtiler ama hala ve hala çalıştırdığım kişiyi savunmaya devam etmeleri üzerine, yönetimi bıraktım.

Sonrasında arıcılık sezonu bitmek üzere olduğundan, hemen arıcılığa başlayamadım. Daha sonrası 2010 yılı Nisan ayı içi idi. Kurs hocamın vasıtasıyla  öğretmenlikten emekli bir arıcı ile temas kurdum. Başlangıç olarak iki arılı kovan alma konusunda anlaştık. Yalnız arılar kışlık yerleri olan Antalya’dan geleceklerdi.

Daha sonra 22 Nisan 2010 cuma gecesi bir kamyon dolusu kovan geldi. Böylece Saat 02.00 de indirmeye başladık. Beş gün sonrası ustam olacak kişinin önerileri ile iki adet kovanı seçtik. Ustamın yanında bir ortağı var. Esas yönetim öğretmende.

Böylece onların yanında bazen sorarak, bazende yaptıklarını gözetleyerek bir şeyler öğrenmeye çalıştım. Mayıs ayı içinde bir hazır ana alarak, 2 kovandan 3. kovan çıkarttık. Bu sene çiçek bakımından kısır bir dönem olduğu konuşuldu. Geçen sene oğul çok olmuş.  Bu sene ustalarımın yaklaşık 110 kovanından sanırım 10 tane oğul aldılar.

Kısaca her işin kendine göre bir zahmeti var. Haliyle ağır bir işi olmasa da, kovanların yanına gidip gelmek bile bir iş. Bu sebeple günlük 34 km yol alıyordum. Bunu şikayet yönünden yazmıyorum. Bulunduğumuz yer tepelerin ve dağların yanında olması, bana apayrı bir haz veriyordu. Sonrası buralarda sarardı kaldı. Ama bu işi zevk ala ala yapıyordum vede hoşnut idim.

İyisi kötüsüyle 5 ay 10 günlük acemilik 25 Ekim 2010 cmt akşamı bitti. Saat 16 – 17 arası rüzğar ve gök gürültüsü ile yağmur başladı. Bu yüzden hafifçe ıslanmıştık. bir güz yağmuru seronomisini yaşadık. Neden sonra yağmur dindi. Bu sefer ustalarla beraber daha önce indirdiğimiz kovanları daha kalabalık bir şekilde kamyona yükledik. Lakin yüklemenin sonuna doğru yağmur tekrar başladı.

Başkaları ile konuşurken, – Benim 2.5 kovanım var, diyordum. İlk iki kovanıma ilave koymuşken, çoğalttığımız kovan sadece damızlık olarak kalmıştı. Bu nedenle böyle konuşuyordum.

Ustalar tekrar Antalya yolunu tuttular. Daha sonra bende komşumun bağına doğru hareket ettim. Arı ve arıcılık hevesim burada yaşamaya devam edecekti. Haliyle arıcık tecrübem yoktu. Kendi başıma yol yordam bilmiyordum. Daha önceden kovanlarımı nereye koyabilirim! diye düşünmeye kalmıştım. Öyle ya sadece benim isteklerim değil, başkaları ne diyecek, buda önemli idi. Ama düşündüğüm kadar değilmiş. Sağ olsun komşum Hasan Gürcan abi- Şimdilik kardeşimin bahçesine koyalım sonrasını hallederiz deyince rahatladım.

Sonuç olarak Bağ Arası mevki, her yeri sebze bahçeleri dere tepe yeşillik olan bir yer. Şimdi nerede ise ‘bir karış’ yeşil tepeleri zor bulunan yer oldu. Her yeri beton evler kapladı. Sadece yağmur mevsiminde yeşillikler arasında bir bölgemiz. Ve dolayısı ile betona direnen  bazı vatandaşların sayesinde kısmen yeşillikli.

Haliyle kovanlarımı koyduğum yer ‘hala ben varım’ diye bilen bir yeşil bölge. Yakınında  yazın yok olma durumuna gelen devamlı akan bir su kanalı mevcut. Ertesi gün arılarımın hatırını sormaya yanlarına gittim. Hepsi canlı ve eskisine göre daha hareketli idiler.

04.10.2010 pzt günü, kovanlarımın iki tanesini açtım. Nakliye sonunda bir hasar olup olmadığını görmek istedim. Üzerinde ilave olanın birini açtım, hasar yok. Ana verdiğimiz 3. kovanı açtım. Kovanı açtım ne göreyim; ilaveli kovanda arısız boş yer görünmezken, bunda arılar üst üste binmişler. 9,5 çıta bal ve arı dolu. İkisini alıp, taze çıta koydum. Bu sebepten dolayı etraf arı kaynadı. İyi ki etrafta kimseler yoktu. Çorabımın üstünden 4 yerimi soktular bile. Şu an saat gece yarısını geçti. Hala sokulan yerlerim sızlıyor. Sızlıyor ama; Bacaklarımda sinirsel bir durum var, acaba faydası olur’mu?

Bütün arıcılık konulu yazılarımda bir örnek verirdim. Her şeyi tam ve full olan 10 çitalık arınız Mart ayında 8 çitaya düşecek. Bütün arıcılık konularında belirttiğim örnekleme noktası burası.

Şimdi kovanlarıma  istediğim zaman, tabii ki gerektiğinde istediğim şekilde bakıyorum. Sağını solunu inceliyor ve bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum. (haklı-haksız) Şunu yap, şunu yapma diyende yok. Zevkim iki katına çıktı. Ölseler Şahlansalar sonuçta benim arım. Ayı’ya sormuşlar: Ensen neden kalın? – Kendi işimi kendim görürüm demiş.

Ustaların yanında onlar için çalışma mecburiyetim yoktu. Yine de, Hem yardım edeyim, hem bir şeyler öğreneyim, diye 110 kovan benim miş gibi çalıştım. Hal böyle iken, esas usta öğretmen arıcı, 2 sorumdan sonra- Çok soruyorsun, derdi. Bence Siyasi görüşümden dolayı Öğretmen usta arıcının  bildiklerini bana aktarma isteği az idi. Kovan bakım devamında sıra benim kovanlara gelindiğinde -lütfeder gibi- Şunlara da bir bakalım, derdi. Zoruma giderdi.

Ben ise bildiğim bir bilgiyi başkalarına vermek için ayaklarına gidiyorum. ( Belli değil mi? 2024) 2011 yılı başında, kendi adımla bu sayfayı açtım. Böylece bildiklerimi siz dahil, herkesle paylaşıyorum.

İyiki Arılar verileni inkar eden insan değil, bir  böcek. Ah Birde Nazar olmasa! İnancıma göre benim belimi büken nazar. İyi bakarsam, inkar etmeyip hepsi büyüyecek. Ama. Allah nazardan saklarsa. Nazar değerse, arı ilerlemez. Derler. Nitekim Öylede bilinir. Sene 2024. O zamanlardan bu yana gögsümü gere gere 30 kovanım var diyemedim. Sonuç olarak dolu dolu 10 kovanım bile olmadı. 2024 Mayısında gelen bir oğul ile sadece bir kovanım oldu.

Bildiğim gördüğüm hiç bir şeyi ve bilgiyi kimseden sakınmadım. Öyle ki, ben sorduğuma cevap alamazken ben başkalarına onlar sormadan söyledim, anlattım. Sonuç olarak 14 senedir yerimde sayıyorum. Neden? Siz söyleyin. Bu arada bana arıcılık dersini veren diğer rahmetli usta Kazım Arıcı:. – Göz Nazarı arıyı öldürür derdi. Bu inanç ile Nazar duası kopyasını getirmişti. İlk iki kovanımın kapak altında bu duaları raptiyeledim. 2025- hala dururlar.

Evet. Ben Mecit ALBAYRAK. Arı Ve Arıcılık Hevesim her daim var. Lakin bir türlü istenilen uygun kovan sayımı bir türlü tutturamadım. Allahın izni ile karşılıklı fikirlerimizi paylaştığımız arılı ballı nice yıllarda görüşe bilmek  niyazımla. Kalın sağlıcakla.  10.2010    Mecit   ALBAYRAK