Firavunlar tarihinden bir örnek. Firavun Akhenaton ve Hazreti Yusuf.

Tarih ve arkeoloji, en çok ilgi duyduğum konulardan biridir. Özellikle televizyonlarda geçmiş yıllardan beri yayınlanan belgeselleri yazılı not tutarak dinler ve karşılığını ansiklopedilerden araştır’ır’dım. Burada aktaracağım açıklamalar; Antik Mısır tarihi konusunda yetkili olan kişilerin çeşitli  tv lerdeki anlatımları, araştırma sonuç yazıları ve kendi tarihe olan alakam ve araştırmalarım doğrultusunda  yaptığım, yardımcı yorumlarımdır.

Hz. Yusuf – Yusarsif  Yuzarsif dizisi, dini ve tarihi olduğu için, zevkle seyrediyorum. Burada bir konuya parmak basmak istiyorum. Hz Yusuf filminin etkisinde kalıp; Tamam bu, bu şekildedir, demeyin. Misal:  Hz Yusufun sağ kalmasına sebep olan kişi, Tevrat ve filimde Levi;  Kuran yorumcuları tarafında ise, Yahuda veya en büyük abileri Ruben gösterilmektedir.

Farkında’mısınız bilmiyorum ama filmin ana konusu İslam ve Müslümanlık değildir.  Esas konu Hz Yusuf’tan ziyade; Züleyha’nın aşkı üzerinedir. Nereden çıkartıyorsun derseniz:  Çok tanrılı inançlarından dolayı Baş rahip ve yardımcıları, 39. bölümde  Hz Yusuf ve Akhenaton tarafından yargılanırken Yusuf’un karısı Asenat; Züleyha’nın aşkını savunmak için yargılama anında araya giriyor ve -bahaneye bakan- Akhenaton’da hemen yargılama işlemini  erteliyor!! 

Dizinin son bölümünde ise; Hz Yusufun önünde secdeye gelecek olan kardeşlerden Yahuda, Şimon’a – O peygamber ama, İsrail halkı benim adımla anılacak diyor. Geleceği bilen yalnızca Allah’tır. Hz Yusuf ve Hz Muhammed’e bile bu yetki verilmezken; Yahuda yaşadığı tarihten ≈ 600 yıl sonrasını nasıl biliyor?

Ve neden!! Filmde ve Kuranda Mısır halkı!! Hz Yusuf yaşarken ve sonrasında İslami yönden günümüzde inandığımız tek Allaha inandıkları veya, Müslümanlığı kabul  ettiler açıklaması ve ayeti YOK!  25.05.2016

Yusuf as neden Mısırda idi : C.Allah Yusuf as’mı, Mısırda Müslümanlığı yayması için değil! Kardeşleri öldürmesin diye gönderdi.

Mısır ne   zaman Müslüman oldu: Mısır, Hz Ömer zamanında Müslüman oldu. (∼ 640)

Bazı ansiklopedik yazılarda Mısır tarihi anlatılırken; M.Ö. 1500 -1450 yılları arasında İbrani/Yahudilerden söz edilmekte ve Suriye taraflarına sefere çıkan firavunların dönüşte Mısıra, bu halktan olan insanları getirdikleri, yazılmaktadır. (Büyük Larousse) 

Nasyonel Coğrafya kanalına göre ise, eski mısır hiyeroglif yazıtlarında İsrail oğulları;  Hz Yakup veya Hz Yusuf’un Mısıra etki ve faydaları veya burada yaşadıklarına dair hiç bir resmi veya taş kayıtlarında isimleri geçmez. Bunun nedenini, bir bilgi ve tarihi gerçek olarak aşağıda belirttim. Sadece; Yahudi inanışında Allahın adı olan, Yahova yazısına rastlanılmış. 10.2020

Antik Mısır tarihi üç bölümde anlatılıyor. İlk kuruluş yılı olan Eski Mısır; Orta ve son devri olan Geç Mısır. Seyrettiğim bir belgeselde; MÖ 2200 yıllarında hüküm süren Firavun Maren Ra zamanını anlatan yazıtlarda; Çocukların bile yenildiği bir açlık kıtlık yılları anlatılıyor. Bu şekle göre Yusuf as, hangi yılda veya hangi Firavun devrinde yaşadı? MÖ 2200 yılındamı yoksa 1380 yılındamı?

İlaveten; yoruma gerçeklik kazandırmak için şunu yazayım. Mısır kayıtlarında Hz Yusuf ve İsrail oğulları neden yok diye düşünürsek!!;  Koskoca Mısır firavunu 4. Amenhotep adı ve yaptıkları, taş kayıtlarından siliniyorsa! Hz Yusuf ve İsrailoğulları neden yazılı olarak bırakılsın!!

Güneş tanrısı Ra’ya ilk inanış, Eski Mısır devrinde Hz Yusuf ve Akhenaton öncesi, 2499-2350. yy da bilinen ve uygulanan bir din anlayışıdır. ∼ 2430 – 2417 yılları arasında hüküm sürmüş, V. hanedanın 2. kralı ve Güneşe inancı olan ilk firavun Sahur.  Diğer ismi olan SahureRa’ya yakın olan firavun manasındadır. Abusir bölgesine yaptırdığı tapınak ise;  ‘Ra’nın tarlası‘ olarak Mısır kayıtlarında belirtilmektedir. Yalnız bu kralın amacı sadece kişisel isteği olduğu için, yaptırdığı tapınak uzun müddet varlığını sürdürmüş. B. Larousse- 03.09.2022

Bilimsel  konuları yayınlayan Livescience dergisi; MÖ 2400 yıl (Akhenatondan 1000 yıl) öncesine dayanan Abu ghurab bölgesinde, Güneş tapınağı bulunduğunu yayınladılar.  09.2022

Seyrettiğim belgesel tv proğramında  Arkeoloğ; 4. Amenhotep /Akhenaton’un tek tanrı inanışına sahip olmasının nedeni olarak; (Haliyle devletin kayıtlarında olması muhtemel olan bu  kral ve yaptırdığı tapınak, Akhenatona ilham vermiş olabilir.)

Daha önce belirttiğim üzere; Arkeologlarca ve çeşitli ansiklopedik bilgilerde yine, Kraliçe Tia / Tie’nin kökenin tek tanrıya inanan Yahudi veya; Tia’nın Anadoluda hüküm sürmüş, Tek tanrıya inanan Luvi Krallığı ve kral kızı olduğu yazılıp, söylenilmektedir. 

Yahudi veya Luvi kökenli olan dedesi ile anne annesi ve annesi Tia ile babası Firavun 3. Amenhotep’in / 3. Amenofis‘in (aynı kişi) etkisi ile tek tanrı inanışına yöneldiği söylene bilinilir.

Bence filimde, din konusunda baba ile oğlunun bu kadar ‘aşırı devrimci‘ olmalarının diğer bir nedeni olarak Rahiplerin, firavunlar üzerindeki gelmiş – geçmiş olumsuz etkilerini de, sayabiliriz.

Yusuf  as. tek tanrı konusunda firavunu etkilemiş ve cesaretlendirmiş olabilir. Dolayısı ile Firavun’un, bizim inandığımız  tek Allah  anlayışından ziyade;  tek tanrı olarak Güneş‘i  göstermesinin sebebi bana göre; –  GüneşTek olarak varlığı herkesçe bilinen ve her gün görünen, inkar edilmesi mümkün olmayan, halkın kolayca ikna edilmesini sağlayan bir örnektir. 

Yazımın ana teması, tanrı Amonun memnun olduğu kişi; Amenhotep  veya Aton’a (güneşe) tapan manasında eski devrimcilerden Firavun Akhenaton dur. Burada kendi düşüncemin teyidi doğrultusunda  bir alıntı yapıyorum.  Anadolu İnançları konulu bir kitapta Akhenaton’un – Tek tanrıcılık konusunda öncü, olduğu vurgulanmaktadır.  02.2019

Akhenaton,  MÖ 1380 – 1332 yılları arasında yaşamış olup, 18. hanedana mensup firavunların 10. idi. Tanrı Amon,  MÖ 2000-1900 yıllarında; 12. hanedan tarafından; Mısır ülkesinin Hava, Rüzgar, Gemicilerin ve ülkenin TEK tanrısı olarak kabul edilmiş.

Amon, Mısır halkının baş tanrısı olmakla birlikte, başka amaçlar için yapılmış, görev verilmiş çeşitli isimlerde tanrıları da vardı. Mısırdaki çeşitli tanrıların varlığı ve çokluğu, Hz Yusuf’un fikirleri ve  Akhenaton’un istekleri sayesinde, Tek bir Tanrı/Allah’a indirgenmiştir.

Eski Tanrı Amon’un dini merkezi olan Karnak‘taki tapınakların rahipleri, dini konularda oldukları kadar maddi açıdan da büyük bir güce sahip idiler. O günden bu tarafa tüm Firavunların savaşlarda kazandığı ganimetlerin bir bölümü, tapınaklara otomatikman ayrılıyor ve Rahipler bu sayede, maddi güç sahibi oluyorlardı.

Rahiplerin elde ettikleri bu orantısız ve kolay kazanılan maddi güç sayesinde, bazı konularda halkın desteğini de alarak, Firavunlara bile karşı gelebilme durumları  söz konusu oluyordu. Akhenaton ile  babası III Amenofisin (dizide) rahipleri sevdikleri  pek söylenemezdi.

Firavun Akhenaton’un güzelliği ile dillere destan olan karısı Nefertiti‘nin soyu hakkında da, kesin bilgiler mevcut değildir.  Yine arkeologlarca Nefertiti’nin;  Akhenaton’un (yahudi/luvi’li) annesi Tia’nın  yeğeni olduğu hakkında görüş ve anlatımlar mevcuttur. Akhenaton, babasının ölümünden sonra M.Ö. 1352/1332 yılları arasında firavun/kral oldu. 

1346 yılında Tanrı Amon’a tapınmayı yasaklayıp; Evrensel  yaratıcı güç olarak kabul ettiği  tek tanrı Güneş’e  -Aton’a-  tapınılacağını ve adınıda değiştirerek güneşe tapan  manasında AKHEN(ATON) olduğunu açıklamış.

Akhenaton,  Amon rahipleri ve tapınaklarının dini merkezi olan Karnak  şehrinin bir benzerini, krallık yönetim merkezi olan Teb şehrinin 180 km kuzeyinde Kahire’ye doğru,  Aton’a tapanların dini ve siyasi başkenti olarak; El – Amarna’da  bir şehir kurdurmaya başladı. Akhenaton’un Kurdurduğu şehir Teb, Mısır ülkesinin ortası sayılır.

Coğrafi olarak Nil nehrinin ilk doğduğu yer olan Tanzanya toprakları ile, Sudan ülkesinden Teb şehrine doğru  olan bölüme Yukarı Mısır, Teb’den Ak Denize doğru olan bölümede Aşağı Mısır deniliyor. Kralların ellerinde, göğüs üzerinde çapraz olarak tuttukları düz ve çengelli nesneler, iki bölgeli  Mısırı temsil etmektedir.

Akhenaton, MÖ 1342 yılında başkenti El – Amarnaya  taşıdı. Krallığı  süresince önemli savaşlar olmamıştır. Yine bu yılları ifade eden bilgiler;  kil tabletler üzerinde Tel el – Amarna’da define arayanlar tarafından 1880 yılında bulunmuş. Bu tabletlerin örnekleri,  Akat dilinde yazılmış olup Ankara Medeniyetler Müzesinde (gördüm) ‘Amarna mektupları’  olarak adlandırılan bölümde, mevcut idi.

MÖ. 1346 – 1335 yılları, tek tanrılı dinin Mısır’da en etkin olduğu yıllardır. İzlediğim arkeolojik belgeselde, MÖ 1335 yıllarında Kraliçe Nefertiti‘nin bir şekilde ortadan kaybolduğu, ama ölümü hakkında hiç bir  bilgi bulunmadığı, anlatılmıştır.

Arkeolojik Anlatımlardan; Amon Rahipleri ile saraydaki eski tanrıya inanan ve siyasi etkinliği olan kişilerin etkisinde kalan Kraliçe Nefertiti’nin, eski ve yeni tanrı konusunda Kral Akhenaton ile ciddi bir anlaşmazlığa düştüğü vurgulanmaktadır. Bu durum karşısında kral Akhenaton, karısı Nefertiti’yi saraydan çıkarttı. Veya beklenmedik bir gelişme neticesinde,  zamanımızda yapılan anlaşmalı boşanmalar gibi kral, kraliçeyi saraydan attı!! 

Kral ve Kraliçenin hiç erkek çocukları olmadı. Sağlam bulunmuş bazı figürlerde sadece 6 tane kızları betimlenmiş. Gerçi firavunun 2. bir eşi ve bu eşinden oğlu olduğu belirtiliyor ama, siyasi yetki Nefertiti ve kızlarında. Gerçek durum bu şekilde iken, Mısır tarihçilerini de  meraka sevk eden bir gelişme ortaya konuluyor.

Kraliçe Nefertiti’nin kaybolması ile kimine göre, hem üvey oğlu hem damadı Tutankamon ve/veya Smenkhare isminde bir erkek, sarayda bulunmaya başlıyor. ( Smenkhare ismi, benim talebelik zamanlarımda tarih kitaplarında geçerdi)

Bazı kayıt ve açıklamalarda ise kraliçe Nefertiti’nin, Smenkare ismi ile ve makyajlı erkek olarak, tekrar saraya girdiği yönünde görüşler belirtiliyor. Çünkü Smenkare’nin kim olduğu  hakkında geçmişine ait kesin bir bilgi yok. Sarayda bu isimde bir kimsenin varlığı da  bilinmiyor. Bu gelişme bir bakıma dünyanın her yerinde bulunan ve bilinen şekli ile, iktidar içi çatışmalar ve rötuşü şekli olarak algılana bilinir.

Kral, bir kızını  Smenkhare ( Nefertiti? veya Tutankamon?) ile evlendiriyor. Ardından tahtına ortak ve kendisinden sonrada ardılı olarak ilan ediyor. (Tarihi yazıtları baz aldığımızda, evlendirilen kişi Tutankhamon oluyor)  Akenaton bir süre sonra Smenkare’yi  eski başkent Teb şehrine,  Amon  rahipleri ile görüşmeye gönderiyor. ( Bana göre ortada bir sorun var ki Büyük kral, ortağını  rahiplerle görüşmeye gönderiyor. Değilse neden göndersin!!.)

Akhenaton – Smenkare ortak krallığı, 3 yıl sürüyor. İşin garibi Kral Akhenaton ve Smenkhare‘ – ve/veya karısı Nefertiti – ‘nin ölümleri M.Ö. 1332  yılında ve birbirine yakın bir zaman içerisinde, peş peşe oluyor. Ve Akhenatondan sonra öz oğlu ve damadı Tutankhamon, resmen kral oluyor.

Akhenaton’un ölümü ile; El Amarna Karnak’ta (günümüzde Luksor kenti) tek tanrıya inananlar ve Güneşe tapanlar için yaptırdığı şehir, yerle bir edilmiş. Bu görüşte olan kişiler,  öldürülmüş. Ve böylece  “devrimi istemeyen”  el yapımı “Tanrı” larından vazgeçmek istemeyen  Mısır halkı ile rahipler, eski  başkent Teb’e ve Amon dinine dönmüşler.

Akhenaton’dan sonra firavun olan Tutankhamon, Ay ve Horemhop’tur. Firavun Ay’ın hikayesi ise: Ay-  Amonhotep / Akhenaton’un annesi  Ana kraliçe Tia zamanında, Tia’nın, akrabası olup sarayda görevlendirilmiş. Önce devlet görevlisi sonra vezir veya danışman olup bir desise ile ölen/öldürtülen Tutankamon’un  hem kız kardeşi hem karısı olan dul kraliçe ile evlenip, firavun olmuş.

Arkeoloğ anlatımlarında;  Ay’dan sonra firavun olan Horemhop, (bir belgesel filmde, sarayla kan bağı olmayan halktan bir kişi ve babasının ‘peynirci’ -mandıra sahibi- olduğu söylenmişti)  Hem kendi isteği hem Amon rahiplerinin etkisi ile, Antik Mısır kayıtlarında Akhenaton ve Tutankhamon‘un  geçmişlerini anlatan yazılı ve resimli taş, dikit ve tabletleri imha ettirmiş.

Böylece arkeologların,  Akhenaton hakkında kesin bilgilere ulaşamaması Ayrıca,  4. Amenhotep / Akhenaton’un  2. karısından öz oğlu, 1. karısı kraliçe Nefertiti’nin ise hem üvey oğlu hem damadı olan kral Tutankhamon’un mezarının, 1922 yılına kadar sapa sağlam kalmasının nedeni olarak, firavun Horemhob gösterilmektedir. 

Akhenaton/Smenkare/Nefertiti’nin mumya ve mezarlarının nerede olduğu Firavunlar tarihine ait, 2007 yılı çekimli belgesellerde bile bilinmiyordu.  Amon Rahipleri ve Amona inananlar,  Akhenaton ve Tutankhamon’un ölümü ile birlikte yaptırdığı her şeyi ve mezarlarını imha ederek, Bir bakıma Akhenaton’dan intikamlarını çok acı bir şekilde almışlar.

 Akhenatonun, yok edilen şehri, ortaya çıkartılmış.  Yapılan açıklamaya göre, 2000-2020 arası yapılan çalışma sonrası, Akhenatonun tahrip edilen şehri, söylenildiğinden daha temiz şekli ile bulunmuş.  https://www.youtube.com/watch?v=2GERZ6NqIBc  09.2021

Yine izlediğim bir belgeselden yola çıkarak, bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum.  Mısır hiyerogliflerinin anlamını çözen Fransız bilim adamının, çözmek için tesadüfen eline aldığı kil tablette, Ramses’in adı vardır. Hiyeroglif yazılarının ilk çözümüne, bir otel odasında başlanılıyor.

Bir hiyeroglif  örneği olarak Ramses adını örneklemek istiyorum. Hiyeroglif yazılım şekline göre: Çember‘in  okunuşu = Ra , çemberin ortasındaki nokta = M,   geometrideki Pi işaretinin benzeri olan    ise = S ve S , E ‘nin açıklamasını hatırlamıyorum. (O nun ortasında nokta olduğunu düşünün)  O∏E∏ Ramses

Kral Akhenaton, hayatı boyunca bu inanışı yaşamış ve yaşatmıştı. Her ne kadar (Hz Yusuf) Kral Akhenaton ölümünün hemen akabinde, yaptırdığı her şey ve  Güneş tanrısı figürleri  yok edilmiş olsa da, zaman içerisinde Mısır halkına aşıladığı TEK TANRI görüşü unutulmamış.

Akhenaton’un ölümünden  ≈ 70 yıl sonra insan yapımı olan heykel tanrı  Amon ile tek ilahi tanrı (Güneş) Aton;  MÖ 1200 yıllarında karma iki tanrı ismi ile  Amon – Ra   inanış şekli ile,  Mısıra hakim olmaya başlamış. Yaşarken yapmak istediği devrim, ölümünden sonra gerçekleşmiştir. Böylece dünyada ilk defa bir devlette tek tanrı inanışı,  Mısır da  hakim oldu.  01.2011 Mecit  ALBAYRAK

“Firavunlar tarihinden bir örnek. Firavun Akhenaton ve Hazreti Yusuf.” için 43 yanıt

  1. A- merhaba, kitaplara bakıldığında, allahın geçmişteki olaydan bahsetmesinin sebebinin tarihsel doğrulama olmadığını, asıl sebebin oradaki ortamları ve hayatı anlatması hatırlatması olduğunu görürüz,B- hatta bir çok şeyde müteşabih diye bahseder rakamların yada benzerlerin peşine düşüp, muhkemleri hiçe sayanlardan ve bunun böyle olmasının bir imtihan olduğundan bahseder.C- Mısır tarihi ile tevratı ayırmak mümkün değil gibi , fakat şunu bilerek bakmalı insan bu tarihe, özellikle tevrat diye bilinen kitapta, yahudiler soy kutsaması için bazı soyların isimlerini ve soy ağaçlarını vermiştir. bunun yanında yıllardan bahsetmişlerdir. Tevratın günümüze gelişini esas aldığımızda bunların doğru olması çok zordur,D- kaldı ki yukarıdaki genel vahiy mantığına da terstir. E- Diğer bir konu ise mısır kralları yada firavunları ile ilgili her kaynak farklı yıllar vermekte, bazen aynı şahıs için 200 yıl farklar görünüyor. Sık sık isim değiştirmeleri ve kralara takılan isim yada lakapların benzer olmasıda tespiti zorlaştırmakta. örneğin tarihte yusufa benzer ismi olduğu için, yusuf ile ilgili var sayım oradan başlatılmakta, F-yada talut calut örneği gibi, biri çıkıp o davuttu diyebiliyor, değildir yada öyledir demiyorum. G- Fakat bu yollarla tespit yapıp , sonrasında, öncesinde aynı yollarla tespit yapılmış tarihleri yok saymak, akılsızca bir yaklaşım olur. H- İnsan her şeyi bilmediğini, bilemeceğini bilmeli, socrates gibi. o dönemki ortamlar ile beraber düşünmekte fayda var. I- Bu yukarıdaki yazılar beni bir yerlere yönlendirmeye o tarihe inmeye çalışmaya iletti. Amaç buysa teşekkürler faydası oldu.

    1. Merhaba, AS. Yazınız içerisinde ki bazı ayrımların ve cümlelerin düzenlemesini yapıp, vurguladığınız bölümlerin takibini kolayca yapabilmek içinde başlık diye ayırdığım yerlere büyük harfler yerleştirdim. Yazınızı, bu harf sırasına göre yorumlamaya çalışacağım. A-B- Belirttiğiniz üzere, dini konularda tarih üzerine gidilecek olursa, hele bu tarihleme insanlar arasında yapılıyorsa sonuç çıkmaza ve şüpheye dayanır. C- Belirttiğiniz üzere Yakup AS ile israillerin yüzyıllarca Mısırda kaldığı kabul edildiğinde Tevratın, Mısır halkı ve tarihi üzerindeki etkisi kaçınılmazdır. (Yazı ve düşünceniz üzerine hala okumakta olduğum tevrat kitabındaki kast ettiğiniz konulara tekrar göz attım (Kuranın tercümesini karşılaştırmalı olarak okudum) Yıllar konusunda kitabın basımı ile alakalı yere telefon açıp, verilen tarihler hakkındaki şüphe ve sorularımı aylar öncesi ilettim ve belirgin bir cevap alamadım. -kaldı ki size yazdığım bazı satırlar, yukarıdaki yazılarımın içinde mevcut-) D- vahiy mantığı ile neyi kast ettiğinizi tam anlayamadım, açıklarsanız sevinirim. E- Mısır ve firavunlar tarihi, üzerine eski kitap ve ansiklopedileri dikkate almanızı öneririm -ayrıca arama motorundaki Vikipedi sütünlarını dikkate alınız, buradaki bilgiler eski yeni birbirine yakın aynı tarih ve isimlerdir.- F- Kuranda Talut ve Calut diye geçen isimler ile tevrattaki de aynı konu farklı isimlerdir. Kuranda Talut’un İmanlı İsrail kralı olduğu yazar. Tevratta bu kişi Kral Saul’dur. Callut ise Filistinli olup O gün için Allaha inanmayan kişidir. Tevratta Golyat, diye adı geçer. Davut, O savaş anında sade bir kişidir ama kimsenin yenemediği Callutu, attığı sapan taşı ile öldürmüş ve Allahın isteği ile kral ve peygamber olmuştur. G- Dini olaylar ve kişiler hakkında tarihi rakamlar verirken, okuduğumuz tarih kitaplarındaki tarihleri esas almaya çalışırken,Tevrattaki verilen rakamlarıda atlamadım. H- Bunları yazarkende, bir iddiada bulunmadım -belirttiğim gibi gerekli yerle telefon edip konuştum) I- Vurguladığınız üzere amacım kişilere fikrimi dikte etmek değil bilgi içeriğinde yorum yapmalarında kolaylık sağlamak vede http://www.mecitalbayrak.com/once-musluman-mi-yoksa-turkmuyuz-ve-meluncanlar başlıklı yazımda vurguladığım üzere Kuranı anlayarak okumalarını tavsiye etmişliğim vardır. Sayfalarımda görüşe bilme niyetimle, sağlıcakla kalınız.

      1. Size yazdığım ilk yorum , çalışma yaptığım m.ö 1400 ile m.ö1100 arası dökümanlarla ilgili sitenize arama motorlarınca yönlendirilmiş olmamdır. Okudğum yazıda özellikle talut u davut olmasını ilişkilendirmişşiniz , olur yada olamaz mesele bu değil . Mesele sizin çıktığınız yolla davut peygamberi mö2500 de de bulabiliriz. Talut calut olayının aynısı tüm ırkların kültüründe vardır , sadece isimler farklıdır bakın çin-türk. yada yunan fark etmez. Ben sizin bu yaklaşımınıza dair yazdım. Diğer konu ise vahiy mantığı dediğim konu . Tevrat metinlerinin bir kısmı , belirli şekilde vahiy mantığından ayrı soy tanımıyla yapılmış , bunu kuran ve incil ana metinlerine bakarak bulabiliyorsunuz (paclus eklemeleri hariç) bu yüzden incil ana metinleri diyorum. Tevratın geri kalan bölümlerinde de örneğin mika yeremya yeşeya vs kordinatlar içinde , vahiy mesajı kenara bırakılıp soy yada şahışlar hakkında bilgi verilmez. bahsetmek istediğim vahiy mantığı bu. ama dediğim gibi m.ö1400 arası ve mö 1100 arası çalısmama yardımcı olacak bir ip ucunuz varsa yorumunuzu tavsiyenizi bekliyorum. otarihi özellikle seçme sebebim yusuf peygamber ve musa peygamber arası mısır tarihi ve orda yaşananlar ile ilgili konular. Tabi mısır deyince hittitlersiz bir mısır yok o dönem hatta biraz ilerisinde karkaslar vs . bir tavsiyeniz varsa bekliyorum

        1. Son gönderdiğiniz yorum yazınız içinde yer alan ……ama dediğim gibi m.ö1400 arası ve mö 1100 arası çalısmama yardımcı olacak bir ip ucunuz varsa yorumunuzu tavsiyenizi bekliyorum…. görüş ve isteğinizin, benim 6 Eylül 2015 tarihinde, saat 01:38 tarih ve saatli açıklamam içindeki son satırlarda kast ettiğiniz tarihlerle uyumlu olduğunu fark ettim. o bölüm içindeki görüşlerim haricinde yapacağım bir açıklamam yok. sanırım O yazım sizin ihtiyaçlarınızı görecek veye çok uzaklarda aynı konu hakkında aynı görüşlerde bulunmuşluğumuz açısından kısmen – doğruluğunu- ortaya koyacaktır. Bu yorumum üzerinden yapacağınız bilgi teatisi belki size faydalı olacaktır. Bunun haricinde şuan size iletebileceğim bir düşüncem yok, ama çalışmanız hakkında daha geniş bir bilgi verir ve bunun üzerine bilgi aktarımı isterseniz yardımcı olmaya çalışırım.

          1. Hz yusuf M.Ö 1900 1800 arasında yaşamıştır mısır tarihini yazan manetho olsun bilmem heredot olsun bunların tarihi sallama hiç tutarlılığı yok sıralama büyük yanlış ve ne hikmetse mısırda hüküm süren hattiler den bahsetmez mısır xois in diğer ismi olan sakha khasut beldesinden bahsetmezler saka işte Türk hyk khasut kassit kralları bu da Türk bunları hep yağmacı hırsız gösterirler niye yaraları var kuyruktan

      2. Neden dizide ve kuran da mısır halkı islamiyeti kabul ettiler yazısı yok diyorsun sen neyin kafasını yaşıyorsun allah aşkına o zaman müslümanlık mı vardı islamiyet mi vardı sanki o zaman hak din yahudilik ti

        1. Alakanıza teşekkür ederim. Okuduğunuz yazım; Türk ve Müslümanlara yönelik olduğu için bu ‘vurguyu’ yaptım. İslamiyet ve Müslümanlık yerine, Yahudi toplumu… diye yazsa idim! Bu görüşünüzü belirtmeyip okur geçerdiniz. Tekrar alakanıza teşekkür ederim. Aylardır hiç bir kimse yorum kısmında görüşlerini yazmıyorlar diye üzülüyordum. Üzüntümü yok ettiniz.

  2. Mehabalar…
    tutankamon efsanesi filmini izledkten sonra merak ettigim ay yani vezir olarak karakterize edilen figürü merak ederekten sitenizi rastladım. Yazılan yorumların hepsi olmasada çoğunu okudum.
    Benim düşüncem o ki;
    A – Bir ülkenin dini inanışını değiştirmek zor bir durumdur ama Allah isterse herşey mümkün olduğuna kesinlikle inandığımıza göre hz Yusuf’u mısırın sahibi yapması inanılamayacak bir durum değildir.
    B- Hz Yusuf ve onun dinine tabi olan akenatonun dönemine ait olan bilgilerin az olmazının nedeni (bu benim şahsi fikrim) putperestliği yıktıktan sonra Allaha tamamen yönelip (müslümanlıkta olduğu gibi) fazla resimli figürlü yazıtlar heykeller yapmamış olmamaları büyük bir ihtimaldir. Bu nedenle Hz yusufa ait bilgilerin tam bir muamma olusu bundan kaynaklı olabilir. C- Ve tabiki sonrasında gelen kralların tekrar eski dinlerine dönmesi şeytanın boş durmadığını açıkça göstermektedir ki tek tanrılı dine ait olan tüm bilgilerin yok edilişi tesadüf değildir. Tabiki şeytan işini yapacak ki sonrakiler etkilenmemeli bu sebeble ra nın doğuşu ve daha sonra amon-ra ya tapmaları bundan olabilir.
    D- Tabiki arkeolojik kazı yapanlar kendilerine göre yorumlayabilirler ve müslüman olmadıkları için peygamberleri yok saymaları normaldir. Şu gerçek ki tek bozulmadan günümüze ulaşan tek eser Kuran-ı Kerim olduğuna göre geri kalan herşey bozulmaya mahkumdur.
    Bunlar kendi fikrim ve düşüncelerimdir. Şahsi algılamayın lütfen.
    Saygılar…..

    1. Düşüncelerinize hiç bir + – fikir yazmak istemeden sadece yayınlamak istedim . Ama, bir iki düşüncemi ilave etmez isem pek yakışık almaz diyerek kendimce konu başlıklarını şıklara ayırıp kendi düşüncemi ilave etmek istedim. A_ Alahın, her şey hakkında düşündükleri ve yapmak istediği + – niyetlerine kimse engel olamaz Ki, Hz yusuf yaşadığı müddetcede Mısırın sahibi olmuş (sayılır) B- Bütün eski medeniyetlerde olduğu gibi Mısır tarihininde, yer üstü ve yeraltı bir çok tanrıları vardı. Hz Yusuf Mısır halkına ve Kuranda belirtildiği üzere ilk defa hapishanede, hapis arkadaşlarına TEK TANRI bildirisini yapıyor. Kuranın Yusuf suresinin başka yerlerinde Mısır halkını Tek Tanrıcılığa yönlendirdiği hakkında bir ayet yok yanlız, hapishanedeki konuşması üzerinden bu çağrıyı Mısır halkı üzerine yönlendire biliriz. Aynı surenin 109. ayetinde C. Allah gönderdiği peygamberlerinin; O peygamberin KENDİ HALIKINDAN seçtiğini vurğuluyor. Bu ne demek, Yusuf AS Mısır halkına tek tanrı kavramını aşılamıştır ama Kuranın hiç bir yerinde Mısır halkının tek tanrı görüşüne döndüğü yazılı değildir. Sadece, ilk belirtilerini yaymıştır. Kaldı ki; C- Hz Muhammede bile kendi halkı inanmamış, putlarını bir anda ve HİÇ yok etmemişlerdir. Bu durum Hz Musa ve İsa As. zamanındada böyle olmuştur. Müslümanlığın özü: Allahın varlığına ve birliğine katıksız inanmaktır. Kuran ayetleri içerisinde HZ isaya inananan havarilerden MÜSLÜMAN olarak yazılıdır. Günümüzde bile müslüman olarak bizlerin GERÇEK müslüman olduğumuzu kim iddia ede bilir. Ben kendimi gerçek müslüman olarak bile göremiyorum ken; Akhenatondan sonra gelenlerin şeytan olduğunu belirtmek, günümüz ölçütlerine göre onlara Haksızlık yaptığımız, ortaya çıkmaz mı? D – Günümüz dünyasında bile HZ Musa ve Hz İsanın ilk anlatımlarını kabul eden herkes, Müslümandır – Dinler arası diyaloğa İNANMAM lakin döğru bildiklerimide yazmak zorundayım.- Sonuçta O dinsizlere beyni veren C Allahın kendisidir. Yazı ve yorumları baştan okursanız, biraz daha değişik yorumlara sahip olacağınıza eminim. Mesela ben; Sizin bu yazınızdan sonra Hz Yusuf suresini baştan ve tekrar okudum. Sağlıcakla kalınız. Yinede bir düşünceniz olursa, yazınız.

      1. Selamlar
        Büyükyazilikaya.ve kucukyazılıkayada.
        Geçen aken.agafos.çaresiz fakır insanların ıyılestırıcısı devası hastanenin
        Mısırla akhenaton.ile bir bağlantısı olabilirmi ?yoksa buyukyazılıkaya mısır eserımı

        1. Yorumunuza yeni cevap verebildim, geciktim kusura bakmayın. Kast ettiğiniz kayalar malumunuz üzere eskişehirde vebu yazıtları hititler mö 1300 yili öncesinde yapılmış. Hatırlarsanız, hititler ile mısırlılar arasında bir iletişim varsa bile, mö 1285 yılı öncesine ait tarihi bilgiler kitaplarda yok. Dolayısı ile, kast ettiğiniz yazıtların mısırlılara alakalı olduğunu düşünmek yanlış olur. Zaten 1285 yılında yapilan mısır hitit savaşından sonrada mö 1200 yılında hitit devleti yıkılmış. okuduklarım üzerinden sizle paylaşabileceğim bilgi bu kadar. Sağlıcakla kalın, kafaniza takılan olursa,yazışırız babahanelik sıra bende bir şey öğreniyor veya bilgilerimi tazeliyorum

    2. Kur’an’ı Kerim bu zamana kadar geldi de ilk yazıldığı hayvan derisi ve taşa yazıldığını biliyorum yani o zamanki ilk indirilen kuran yok bu zamana kadar gelmedi firavunun mumyası ve bir çok şeyi gelirken Kur’an’ı Kerim bizim için en önemli olan kutsal olan kitabı neden bu zamana kadar getiremedik.

      1. Aynı soru, Ra dan Allaha adlı face sayfasında da sorulmuştu. Verilen yorumlar aklımda değil. Yalnız, Peygamber efendimizin zamanindan kalan ilk nüshalar Hz Osman zamanında birleştirilmiş. Sanırım peygamber efendimizin zamanında uygulanıp emeviler devrinde değiştirilip yok edildiği bilindiği üzere Kuranın ilk yazıtlarını yok ettiğini düşünmekteyim. Bu arada epeydir sayfama giremediğim için sorunuzu geç cevapladım, sağlıcakla kalın.

  3. Sn.Albayrak;
    Bu detaylı ve güzel çalışmanız için size çok teşekkür ederim.Tarihin uzun bir döneminin bu kadar güzel özetini başka bir yerde bulamamıştım.Uzun zamandan beri kafama takılan bir soruya ciddi ve doyurucu bir cevap bulmuş olmam yardımcı olduğunuz için size tekrar teşekkür ederim.Uzun bir Firaun hanedanları yönetimi yaşanmış olan Mısır tarihi anlatılırken Kuran’da 143 defa Firaun kelimesi kullanılmışken Hz.Yusuf kıssası anlatılırken ”Aziz” ve ”Kral” kelimelerinin kullanılması dikkatimi çekiyordu.Yukarıda verdiğiniz bilgiler ışığında Hz.Yusuf dönemindeki kralın Firaun soyunun devamından gelmesine rağmen ‘Tek Tanrı’ inancına sahip olması nedeniyle Kuran;ona aziz veya kral diye hitap ederek Firaun’lardan ayırmış oluyor.Çok ciddi bir tarihi detaya ve bilgiye yer vermiş oluyor.Bu bilgiyi ise ben;Kuran’ın Allah kelamı ve çağlar üstü bir mucize olmasına delil kabul ediyorum.Bu yorumumu sizinle paylaşmak istedim.Sizin de bu konuda fikrinizi almak beni memnun edecektir.
    Selam ve saygıyla. Dr.Yusuf Vehbi Ocak

    1. Sn Ocak;
      Övgüleriniz için ben size teşekkür ederim. Çünkü sizler sayesinde takdir edilme zevkine ulaşıyorum. Düşüncelerinizin sonunda belirttiğiniz üzere Kuran, çağlar üstü bir yetki ve anlatıma sahiptir. Yalnız bu iddiamı sürdürecek Kuran içindeki örnekleri belirtme imkanım -şuan için- çok değil. Bilginiz üzere Sadece birbirine karışmayan tatlı ve tuzlu su örneğini vere bilirim. Yalnız bir konuda şunu belirtmek isterim. Kral ile Aziz AYRI kişilerdir. Mesela, hapse atılan kişileri anlatan surelerden sonrasını okursanız Aziz ile Kralın farklı kişiler olduğunu tespit edersiniz. Sayın Ocak, Selam Allahtan makam ve şahsınıza saygı, bizdendir.

  4. H.z Yusuf ve h.z Muhammed s.a.v hazretlerine bile geleceği bilme yetkisi verilmedi diyorsun
    O hal de şu sorumu cevapla İstanbul u feth eden komutan ne güzel komutandır diyen peygamber efendimiz değil miydi bunun bu sözüne nail olan Fatih Sultan Mehmet değil miydi

    1. Peygamberimizin böyle bir hadisi yok. Yorum kısmında belirttiğim gibi C. Allah peygamberimize; Senden öncekilere mucize vermiştim, inanmadılar sanda versem inanmazlardı diye ayeti olduğu halde; Peygamberimiz parmağı ile ayı ikiye böldü, diye hadis – rivayet var. Siz hadis ve rivayetleremi yoksa hadisleremi inanırsınız! Dolayısı ile, Istanbulun fethi hadiside, uydurmadır. İlaveten müşrikler peygamberimize kıyametin ne zaman kopacağı, kopacağından emin isen şimdi kopartmasını iste dediklerinde – Gelecek Allahın katındadır, demiştir. İnşallah, cevaplarım sizin için yeterlidir. Alakanıza teşekkür ederim.

  5. Bişr el-Ganevî radiyallâhu anh’den nakledildiğine göre o, Nebî -sallâllâhu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinlemiştir:

    “İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan; o ordu ne güzel ordudur”

    Kaynaklar:

    1. Ahmed bin Hanbel, IV, 335; Buhârî, et-Tarihu’l-Kebîr, I (ikinci kisim), 81; et-Târihu’s-Sagîr, I, 341; Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebîr, II, 24; Hâkim, Müstedrek IV, 422; Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, VI, 219; bk. Hadislerle Gerçekler, c. 2; s. 251-254)
    2. Bk. Ali Yardim, “Fetih Hadisi Üzerinde Bir Araştırma”, Diyanet dergisi XIII, 2. syf, 116-123, Ankara, ts.
    3. Kasimî, Kavâid, s. 82.
    4. Bk. Buhârî, cihad, 93, 157; Ebû Dâvûd, cihad, 22; fiten, 6; melâhim, 3-4; Tirmizî, fiten, 5; Ibn Mace, cihad, 11; fiten, 35; Dârimî, Mukaddime, 43.
    5. Bk. S. Murtaza er-Razavî, Me’a ricâli’l-fikr fi’l-Kâhire. S. 292.
    6. Bk. Muhammedî Sünnetin Aydinlatilmasi, s.145.
    7. Bk. Silsiletu’l-ehâdisi’z-zâife, II, 268-269.

    ayrıca dediğiniz dediğiniz enam suresi 109 ayetse ayetinin arapçası
    Ve aksemû billâhi cehde eymânihim le in câethum âyetun le yu’minunne bihâ, kul innemâl âyâtu indallâhi ve mâ yuş’irukum ennehâ izâ câet lâ yu’minûn(yu’minûne).
    dinayetin meali ise
    Eğer kendilerine (başka) bir mucize gelirse, mutlaka ona inanacaklarına dair en güçlü yeminleriyle Allah’a yemin ettiler. De ki: “Mucizeler ancak Allah katındadır. O mucizeler geldiği vakit de inanmayacaklarını siz ne bileceksiniz?”
    deki mucizeler ayet anlamında kullanılmıştır bunuda ayetdeki innemâ el âyâtu cümlesinin ayet kökünden geldiğini ve cümlenin mealinide âyetler ancak olduğundan anlarız

  6. Sayın arkadaşım, yazınızın uzunluğu sitemde fazla yer kaplayacağı için kısaltarak yayımladım. Ayrıca sayfama ve konuya olan alakanizdan dolayı teşekkür ederim.

  7. Cok ilginç bir belki. Ne yani Musa as insanlari ilk önce agacami cagirdi.Belki ozaman da tek olan bir ağaç türü. Aşağıdaki belkiniz belkiden ileriye gitmez böyle düşünecek olursak peygamberler tevhid inancina şirkle başlamış olmazlarmi. Zaten bunu Kureyş diyordu onlar Allah i inkar etmiyorlardi sadece putları Allah a yaklasmak için kullaniyorlardi neden onlara peygamber geldi anlamadım bu belki ye göre gelmemesi gerekirdi açıkçası. Halkdan kasit kac kisidir yoksa kavimmi denmek isteniyor veya halk kac kişi ile oluşur sorusunu sormak gerekli. Ne biliyim cogunluk sana inanmayacaktir ayetimi baz aliniyor anlamadim.

    Belki Akhenatonu, – Güneş konusunda ikna eden, Hz. Yusuf’tur. Kaldı ki, hiç bir peygamberin kendi halkını bile bir seferde inandıramadığı yada inanmadıkları Kuranda yazmaktadır,  değil mi?

    1. Sayın arkadaşım, kast ettiğiniz -belki- cumlenin geçtiği satır yada bölümü belirterek soru ve görüşünüzü rica ediyorum. Değilse tum yazıları okumak zorunda kalacağım

  8. Mecit Bey; 31.12.3017 gün 23.13 saat tarihli yorumunuzda İstanbul’un fethi ile ilgili hadisin uydurma olduğunu iddia etmişsiniz. Dayanağınız nedir ? Furkan Bey’in 02.01.2018 gün 05.38 saat tarihli yorumunda da belirttiği üzere aktarılan bir rivayet var, kaldı ki günümüz alimlerinin söylemlerinden anladığımız üzere genel kanı böyle bir hadisin olduğu yönündedir. Teşekkürler.

    1. Bu konuda açıklamasını dinledigim reha Eliaçık- böyle bir hadisin olmadığını söylemişti ki, şahsım olarakta aynı düşünceye sahibim. Şöyleki- C.Allah peygamber efendimize geleceği bilmesi bildirmesi hakkında bir yeti vermemiştir. Ayrıca bildirdi ise; Peygamberimiz misal- Anadolu Turklestirilecek halkıda müslüman olacaktır diye bir acıklamasıda varmı? Istanbulun feth edileceğini bildiren diğerlerinide söylemiş olmalıdır, derim.

      1. Ben bu kadar sacma sapan yazilari daha hic bir yerde okumadim. Peygamber efendimizin sahih Hadisini yalanliyorsunuz, ama Hz yusuf zamaninda ne varmis ne yokmus, kim inanmis kim inanmamis onu aciklamaya calisiyorsunuz. Nerden girdim bu sayfaya?

        1. Bu güne kadar yazınıza cevap vermediğim için gerçekten sizden özür diliyorum.Yalnız yorumunuzu gönderdiğiniz ilk günlerde,hadis ile alakalı yazım hangisi diye göz atmış ama görememiştim. Rica etsem, hem sayfamda olup sizin kast ettiğiniz bölümü ve peygamberimizin, o yazım ile alakalı hadisini yazarmisiniz.

  9. geleceği görme kimseye verilmemiştir diyorsunuz.Hz.Yusuf 7 yıl bolluk 7 yıl bereketi yorumluyor rüya ya göre.buna bir cevabınız olacakmı

    1. Size bu konuda ayet ismi vermek isterdim ama fazla zamanım olmadığı için sadece size şunu yazmak isterim: Siz köşeyi döndüğünüzde olacakları biliyor yada bile bilirmisiniz!
      Müşrikler peygamberimize kıyamet ne zaman diye sorduklarında, Bu bilgi Allah katındadır, diye cevap vermektedir.
      Yusuf AS, rüya yorumunu yapmadan önce ; Allahın bildirdiği.., izni.. diye başlamakta ve bu ilahi bilgi aktarımı ile rüya üzerinden geleceği aktarmaktadır. Dikkatinizi çekerim; Allahın bilgisi ve izni ile, diyor.
      Kısaca Allahın izni ile rüya yorumu ve bizlerin köşeyi döndüğümüzde olacakları bilmemiz, aynı manayı taşımaz ve bilemeyiz. Örnekleri dahada çoğalta biliriz.
      Alakanıza teşekkür ederim.

  10. İstanbulu ilk kim kuşatmıştır. Araştır ve biraz düşün. Aceba bu sözü peygamberimizi söyledi.

  11. İstanbulu ilk kuşatan Yezitdir. Bu hadisi Ebu hureyre iletmiştir ve Ebu hureyre Harre olayı gibi bir olayı gerçekleştiren Yezit zamanında vali olarak atanmıştır.

  12. bunları yazan kişi snin samimi bir müslüman olmadığın anlaşılıyor bilgi veriyormuş gibi yazmıssın insanları salak zannetme yalan yanlış sallamışsın insanların kafasını karıştırmak için

    1. Takdire şayan bir tespit gücünüz var!
      Sizden önce yorum yapan vede cevap vermem için beni uğraştıran kişiler sizin bu başarınızı gösterememişlerdi. Onun için size teşekkür eder, sayfama ilginizin daim olmasını rica ederim.

  13. Arkadaşlar Akhenaton firavun değildir. Hiksos kralıdır ve Kuranda da bildirildiği üzere meliktir. Yerli mısırlı değil ve Allaha iman etmiş biridir.
    Anne tarafının yahudi olduğu düşünülen bir kaynak yoktur.
    Bilakis Asyatik ve Türk olduğu bile söyleniyor.
    Hanımına gelince nefertiti ninde mittani prensesi olduğu açıkca belli tarihte nesi bilinmiyor anlamadım. Tarihlere gelince İsa peygamberin doğum tarihi İmamı rabbani hz nin mektubatına bakılırsa m.ö 390 lar. İslam ve Türk düşmanı tarihçilerden tarih öğrenilmez saygılar.

    1. Arkadaşım, yazdiklarima muhalif bir gönderi bile olsa yayınlamaktan zevk duyarım. Onaylamada Gecikmenin sebebi, uzun zamandır sayfamı acmadigimdandir. Inşaallah yazınızın sonunda kast ettiğiniz din ve türk düşmanları gurubuna dahil etmemişsinizdir .

  14. Ğaybı yalnız Allah C.C ve Onun bildirdikleri bilebilir Nitekim bu Naslar ile açık və sabittir Allah Rasulu S.A.V de bi konuda kendisine ğaybi bilgi verilmiş ise bunu bilimesinde yahut haber vermesinde ne gibi bi sakınca olabilir.

    1. Sayın arkadaşım, C.Allahın peygamberimize bildirdiği gayp SURE VE AYETİNİ yazar ve bende bilmiyorsam, inan canı gönülden yazıyorum, Sayende öğrenmiş olurum.

  15. Yorumunuza yeni cevap verebildim, geciktim kusura bakmayın. Kast ettiğiniz kayalar malumunuz üzere eskişehirde vebu yazıtları hititler mö 1300 yili öncesinde yapılmış. Hatırlarsanız, hititler ile mısırlılar arasında bir iletişim varsa bile, mö 1285 yılı öncesine ait tarihi bilgiler kitaplarda yok. Dolayısı ile, kast ettiğiniz yazıtların mısırlılara alakalı olduğunu düşünmek yanlış olur. Zaten 1285 yılında yapilan mısır hitit savaşından sonrada mö 1200 yılında hitit devleti yıkılmış. okuduklarım üzerinden sizle paylaşabileceğim bilgi bu kadar. Sağlıcakla kalın, kafaniza takılan olursa,yazışırız babahanelik sıra bende bir şey öğreniyor veya bilgilerimi tazeliyorum

  16. Çok iyi bir araştırma olmuş.Tabi yarım kalmıştı diyebiliriz .diziyi çok seyrettim her karesini dediğiniz gibi çok çelişki var ,geçmişi araştırmak zor ,ömür adamak gerekir .Kuran’da kainatın bir özeti mevcut tek tanrı ALLAH inancı stabil devam edecek , düşünceler de bile bazen sapma ve şüphe oluyor oda size daha fazla araştırmaya yapmaya destek oluyor.Ben Yusuf peygamberin Rüya yorumuyla ilgileniyorum ve bir insanın kölelikten bir Aziz (peygamber ) oluşunu takip edlyorum ,bu konularda araştırmalarımız varsa okuyabilirm ellerinize sağlık.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir